GENEL - 14 Eylül 2018 Cuma 08:57

Hititlerin başkentindeki Boğazköy müzesi 6 medeniyete ev sahipliği yapıyor

A
A
A
Hititlerin başkentindeki Boğazköy müzesi 6 medeniyete ev sahipliği yapıyor

Hititlerin başkenti Hattuşa’da bulunan Boğazköy müzesi 6 medeniyete ev sahipliği yapıyor.

Hititlerin başkenti Hattuşa’da bulunan Boğazköy müzesi 6 medeniyete ev sahipliği yapıyor.


12 Eylül 1966 yılında açılan ve 2011 yılında yeniden düzenlenen müzede, Boğazköy-Hattuşa kazılarında açığa çıkan eserler sergileniyor. Müze teşhir salonlarında yapılan tematik ve kronolojik sergilemede Kalkolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit Çağı, Demir Çağı (Frig), Galat, Roma ve Bizans dönemine ait 12 binin üzerinde eser yer alıyor.


Müze de, en önemli eserlerin başında Boğazköy sfenksleri yer alıyor. Antik adı ’Hattuşa’ olan Boğazköy ören yerinde 1906-1912 yılları arasında Almanlar tarafından yapılan kazılarda bulunan 2 sfenks ve yaklaşık 10 bin çivi yazılı tablet, temizlenip onarıldıktan sonra 1917’de Osmanlı İmparatorluğu’nun izni ile iade edilmek şartıyla Berlin’e gönderildi. Ancak 1. Dünya Savaşı sonrasında eserler iade edilmedi. 2 bin 943 tablet ve bir sfenks, 1924-1942 yılları arasında parça parça Türkiye’ye iade edildi. 1987 yılında ise Almanya’da kalan 7 bin 400 tabletin iadesi sağlanırken, Boğazköy Sfenksi iade edilmedi. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Boğazköy Sfenksi’ni iade etmemesi durumunda Almanya’nın Hattuşa başta olmak üzere diğer arkeolojik kazılarını iptal edeceğini açıklaması üzerine eserin vatanına dönmesi için gerekli sözleşmelerin imzalanmasının ardından sfenks 2011 yılında Türkiye’ye iade edildi.


Bir zamanlar Hititlerin başkenti Hattuşa’nın güney kapısının sağ tarafında bekleyen 3 bin 500 yaşında, 2.58 metre yüksekliğindeki eser, Boğazköy’ün Dünya Miras Alanı ilan edilişinin 25. yıl dönümünde 94 yıl aradan sonra ana yurduna ziyarete tekrar açılmıştı.


Çorum’da 1834 yılından itibaren başlayan arkeolojik araştırmalar ve devamında yapılan kazı çalışmaları, Anadolu’da var olan toplumların yaşamlarına ışık tutmuş, bu toplumlardan Hititlerin kurduğu büyük uygarlığa başkentlik yapmış Hattuşa ve yanı başındaki Alacahöyük, kentin dünyaya tanıtılmasında büyük bir rol oynuyor.


Bölgede yüzyıldır yapılan arkeolojik kazılar, ilin Hitit Uygarlığı’nın merkezinde bulunması nedeniyle son yıllarda yerli ve yabancılar tarafından yapılan araştırmalar yoğunlaşmış, bunun sonucunda da yeni arkeolojik kazı alanları açılmıştır. Turizm potansiyeli bulunan bu alanların yakın zamanda gelecek talepler doğrultusunda turizm arzına dönüştürülmesine çalışıldığı belirtiliyor. Ayrıca, bu kazı alanlarında açığa çıkartılan eserlerin sergilendiği üç müzesi bulunan Çorum, il merkezinde yer alan Çorum Müzesi ile ünik Hitit eserlerinin sergilendiği müze olması açısından da önemli bir konumdadır.


Boğazkale’nin küçük bir ilçe olmasına rağmen dünyanın en büyük imparatorluklarından Hititler’e başkentlik yaptığı için büyük bir değere sahip olduğunu belirten Çorum Müze Müdürü Metin Çakar, “1986 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası’na Hattuşa Antik ören yeri dahil oldu. Hattuşa’ya baktığınızda Anadolu’da kurulan ilk sistemli devlet olan Hititlerin başkenti. İlk kez 1834 yılında keşfedilmiş. Daha sonra 1906 yılından başlatılan kazılar o günden bugüne Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından devam ettiriliyor. 1986 yılında Hattuşa Antik Ören yeri dünya kültür mirasına alınan ülkemizdeki nadir değerlerden bir tanesi. Halen Alman kazı ekibi tarafından arkeolojik kazılar sürdürülmektedir” dedi.


Boğazköy müzesinin yaklaşık 12 bin 500 eser barındırdığını dile getiren Çakar, “ Ziyaretçiler tarafından son derece ilgiyle izlenen ve gezilen müze. Müzemizdeki eserlerin tamamına yakını Boğazköy kazılarından çıkan arkeloojik eserler. Bu eserler arasında müzenin teşhirlerinde bulunan tabletler var. Bu tabletler Hititler tarafından çivi yazısı ile yazılan tabletler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.