GENEL - 17 Mart 2018 Cumartesi 09:17

TEM’in gazi başkanı film gibi operasyonla kurtarılmış

A
A
A
TEM’in gazi başkanı film gibi operasyonla kurtarılmış

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında darbeciler tarafından infaz edilmek istenen Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ın filmleri aratmayan bir operasyonla kurtarıldığı ortaya çıktı.

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında darbeciler tarafından infaz edilmek istenen Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Aslan’ın filmleri aratmayan bir operasyonla kurtarıldığı ortaya çıktı.


Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin hain darbe girişiminde bulunduğu gece darbecileri durdurmak için Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe’deki karargahına giden Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı Turgut Arslan, korumasıyla birlikte darbeciler tarafından derdest edilerek silahla vurulmuştu. Koruma polisi şehit edilen Aslan, uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra hayata tutunmayı başardı. O gün özel harekat polisleri eşliğinde karargahın zemin katında bulunan TEM Daire Başkanı Aslan’a müdahale eden sağlık görevlileri, yaşananları İhlas Haber Ajansı’na anlattı. 15 Temmuz gecesi bir yakınının düğünü için Düzce’de bulunduğunu dile getiren Acil Tıp Teknisyeni Cemil Çufadar, darbe haberini alınca Sağlık Bakanlığının bütün personelini göreve çağırdığını söyledi. Düzce’den kurumla irtibata geçerek 7 ambulansın personellerle birlikte hazırlanmasını sağlarken, göreve son çıkan ambulansla Ankara’da buluştuğunu dile getiren Çufadar, “Ankara’ya geldiğimizde gece saat 03.30 falandı. Ekip arkadaşlarımızla buluştuk. İlk şoku Emniyet Genel Müdürlüğü önünde yaşadık. Emniyet Genel Müdürlüğü resmen yanmış. Üst katlardan duman çıkıyor. Önünde halk toplanmış, ellerinde çevrede bulunan inşaatlardan söktükleri kalaslar, sopalar vardı. Öfkeli bir kalabalıktı. Biz ne olduğunu anlamadık ilk başta. Emniyet Genel Müdürlüğüne gelene kadar öyle bir durumla karşılaşmamıştık. Resmen savaş alanıydı. Üst geçitten arabalar düşmüş. Yolda yanan araçlar ve yaralı insanlar vardı. Hemen yaralılara müdahale ettik. Orada birkaç yaralıya müdahale ettikten sonra Ankara 112 Başhekimliğinin emriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önüne geçtik. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde büyük bir kalabalık vardı. Vatandaşlar ülkesini savunmak istiyordu. Hiçbirinde ateşli silah yoktu. İnsanların elinde sopalar, kazmalar, kürekler bu tür şeyler vardı. Külliyeye ulaştıktan bir süre sonra külliyenin bahçesine bombalar atıldı. Uçaklar alçak uçuş yapıyordu. Bombadan sonra halk dağılmadı. O sırada yanımdaki bir kişi oğluna, ’İnsan bir kere ölür, şerefiyle ölür. Öleceksek bugün burada ölelim’ dedi. Onu hiç unutmuyorum” dedi.


O sırada Jandarma Genel Komutanlığı Karargahı’nda çatışmaların sürdüğünü kaydeden Çufadar, oradaki FETÖ’cü askerlerin camlardan halka ateş ettiğini, halkı savunmak isteyen özel harekat polislerinin de onlara ateşle karşılık verdiğini kaydetti.



“Turgut Bey yaralı olmasına rağmen sürekli Kelime-i Şahadet getiriyordu, bu bizi çok etkiledi”


Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe’deki karargahında özel harekat polislerinin düzenlediği operasyonla yaralı halde kurtarılan Aslan’ın sürekli getirdiği Kelime-i Şahadet’in kendilerini çok etkilediğini anlatan Çufadar, “Sabah gün ağardıktan sonra bir özel harekat polisi onlarla birlikte içeri girip giremeyeceğimizi sordu. Yoğun bir ateş vardı. Karşılıklı çatışma vardı. Bizde onlarla birlikte her yere gidebileceğimizi söyledik. Sonra polisler bizi karargahın bir kat aşağısında bulunan bir mahzene indirdiler. Giriş çok sıkıntılıydı. Yoğun bir ateş vardı. Malzemelerimizle birlikte sürünerek girdik. Turgut Bey’i orada gördük. Turgut Bey’in Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanı olduğunu sonradan öğrendik. Turgut Bey’i bulduğumuzda yaralı bir vaziyette idi. Bizi etkileyen en büyük şey Turgut Bey’in sürekli Kelime-i Şahadet getiriyor olmasıydı. Hiç durmadan sürekli Kelime-i Şahadet getiriyordu. İlk müdahalesini olay yerinde yaptık. Ve yine aynı şekilde yoğun ateş altında karargahtan tabiri caizse özel harekat polislerinin yardımıyla çıkardık. Ambulansa aldığımızda bilincini kontrol etmek için kim olduğunu sorduğumuzda Turgut Aslan dediğini hatırlıyorum. Ve cümlesini biter bitmez sürekli Kelime-i Şahadet getiriyordu. Süratle hastaneye naklini sağladık. Turgut Bey memleket sevdalısı, iman timsali olan bir kişi. Yüce Allah, Şafi ismiyle şifalar versin” ifadelerini kullandı.


TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ın Çorumlu olduğunu da sonradan öğrendiklerini açıklayan Çufadar, “Bizde ekip olarak Çorum’dan gittik. Güzel bir tesadüf, ilahi bir tesadüf. Turgut Aslan Bey bu toprakların yetiştirdiği yiğit bir insan. Bu toprakların yetiştirdiği güzel insanı kurtarmak bizim için bir gurur” şeklinde konuştu.



“Turgut Bey’le inşallah tekrar karşılaşmak nasip olur”


“Turgut Bey’le inşallah tekrar karşılaşmak nasip olur” diyen ambulans şoförü İbrahim Öremiş ise, o gece yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:


“O gece biz Ankara’ya gittiğimizde ekip sorumlumuzun talimatıyla beraber Külliye’nin önüne gittik. Külliye’nin önünde bombalar patlıyordu. En son Jandarma Genel Komutanlığı içerisine girdiğimizde bize kimin alınacağını söylemediler. Ekip arkadaşlarım karargaha girerken normalde benim ambulansın başında beklemem gerekirken ambulansı terk edip arkadaşlarımla olay yerine gittik. Olay yerine gittiğimizde Turgut Bey’le karşılaştık. Turgut Bey’in kim olduğunu bilmiyorduk. İsmini söyleyip Kelime-i Şahadet getiriyordu. O Kelime-i Şahadet getirirken böyle değişik bir duygu kapladı. İşimize zaten dört elle sarılıyorduk. O andan sonra işimize sekiz elle sarılmamız geldi. Turgut Bey’i oradan aldığımızda hala çatışma devam ediyordu. Kendisini en yakın hastaneye naklettik. Durumunun çok iyi olduğu öğrendim ve çok sevindim. Turgut Bey’e Allah sağlık sıhhat versin. Öyle bir büyüğümüz, ağabeyimizle tekrar inşallah karşılaşmak nasip olur. Hala şuanda onun Kelime-i Şahadet getirmesi, onun o iman sevgisi beni çok farklı etkiledi. Ne zaman Ankara’ya gidecek olsam hep o anı, hep o duyguyu yaşıyorum. Aslında anlatılacak çok şey var ama o duygular anlatılamıyor. Şuan terör örgütleri Türkiye’yi bölmeye çalışıyorlar. Ben o gece şunu gördüm. Halkımız o kadar güçlü ki tüm dünya gelse 15 Temmuz’da yaşananları görse bizim ülkemizi bölmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir de.”


TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ın hastaneye sevk edildiği sırada yaşananları da anlatan Öremiş, “Ben Ankara’yı çok iyi bilen birisi değilim. Sadece tarif üzerine gittim. Gözüme sanki bir perde geldi. Nereden gittiğimi, nasıl gittiğimi hiçbir şey hatırlamıyorum. O anda tek bir hedefim vardı Turgut Bey’i bir an önce hastaneye götürmekti” diye konuştu.



“TEM Daire Başkanı’nı sürekli Kelime-i Şahadet getirirken görünce ‘bu nasıl bir iman, nasıl bir güç’ diye sordum”


16 Temmuz günü sabaha karşı Ankara’ya gittiğini dile getiren Acil Tıp Teknisyeni Mustafa Savaş ise, Emniyet Genel Müdürlüğü binasının harap olduğunu gördüklerini anlattı. Sabah gün ağarırken Jandarma Genel Komutanlığında görevlendirildiklerini anlatan Savaş, “Çatışma halen sürüyordu o sırada. Özel harekat içeride yaralımız var dediler. Etten duvar ördüler, biz yaralıyı almak için polislerle birlikte içeri girdik. Kim olduğunu bilmiyoruz. Ondan sonra yaralının Turgut Aslan olduğunu gördük. Turgut Bey’i sırt çantasıyla aldık. Zordu. Bir taraftan kafanızı kaldırmayın diye sürekli telkin geliyor, bir taraftan yaralıyı hastaneye götürmek zorundayız. Turgut Bey’i aldık, Gazi Hastanesine götürdük. Allah bu vatana, millete hiçbir şekilde 15 Temmuzları yaşatmasın. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. O anlar anlatılmaz yaşanır. Allah bir daha ülkemize böyle acılar göstermesin ve yaşatmasın. Turgut Bey ambulansa aldığımızda sürekli şahadet getiriyordu. İsmini sorduk, Turgut Aslan dedi. Sürekli şahadet getiriyordu. Büyük ve güzel bir imanı vardı. Hatta ekipteki diğer arkadaşlara döndüm, ’Bu nasıl bir iman, nasıl bir güç’ diye sordum. Zordu o anlar. Allah kendisine sağlık şifa versin”


dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih Belediye Başkanı Turan: “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi bölgenin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacak” Fatih Belediyesi tarafından ihya edilecek olan İbn Haldun Üniversitesi tarihi Unkapanı Değirmeni, İstanbul’a yeniden kazandırılacak. Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesinin bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi. İstanbul’un kültürel miraslarından tarihi Unkapanı Değirmeni’nin restore edilmesi ve İbn Haldun Üniversitesi Süleymaniye yerleşkesi olarak ihyası projesinin tanıtım programı Fatih Belediyesi Başkanı Mehmet Ergün Turan, Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Gündüz, Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan, rektör Prof. Dr. Atilla Arkan ve protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. “Unkapanı’nın eski haşmetiyle yeniden hayata geçmesi bu bölgedeki dönüşümün habercisi olacaktır” Unkapanı Değirmeni Üniversite Dönüşüm Projesi’nin tanıtım töreninde konuşan Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Necmeddin Bilal Erdoğan, “Gerçekten mirasın ihyası kolay bir iş değil. Aynı zamanda İlim Yayma Vakfı olarak yakinen Suriçi’nde bu tür tarihi bölgede bu tarihi mirası yeniden hayata geçirmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Yaklaşık 5 yıl İtalya’da yaşadım. Orada da benzer şekilde tarihi mirasın korunmasına yönelik zorluklara şahit olarak birinci elden görmüş oldum. Bir taraftan bu eski yapıların korunması, tamir edilmesi, tadil edilmesi, ayakta tutulması gerekiyor. Ama bu, fonksiyon kazandırmadan elbette mümkün olmuyor. Bu tür tarihi özellikleri olan yapılar genelde kamu hizmeti gören tam da üniversite türü yapılar olarak korunduğu zaman çok ideal sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu projenin üniversitemize intikal etmesinde ilk adımı atan eski Belediye Başkanımız Mustafa Demir olmuştur. Sağ olsunlar kendisi hemen yine Haliç hattındaki benzer bir projeden de esinlenerek buraya bir üniversite getirebilir miyiz dedi. Malumunuz bu Süleymaniye bölgesi yenileme alanı uzun yıllardır hak ettiği hüviyeti kazanamadı. İstanbul’un en değerli noktalarından bir tanesi olmasına rağmen hala şu anda biz burada bir yurdumuzu eylül ayında açtık. Buraya 100 kadar öğrencimiz geliyorlar, gidiyorlar ama maalesef etraf çok emniyetli bir yer değil ve insanların gelip gitmek istediği bir yer olmaktan çok uzak. Ama bu tür projeler bu bölgenin hak ettiği hüviyeti kazanmasına aslında önayak olacak. Onun için o günden bugüne tabii uzun bir süreçten bahsediyoruz. Fatih Belediye Başkanımız hakikaten bu projeye önem verdi. Yani niye bu Ramazan vakti bunu yapıyoruz? Çünkü izinlerimiz, imzalar çıkar çıkmaz biz hemen başlama karar verdik ve bütün bu süreçler yeni tamamlandığı için adımımızı atıyoruz. İnşallah burada üniversitemizin özellikle sürekli eğitim merkezi yüksek lisans, doktora programları, halka açık, yabancı dil programları ve sosyal kuluçka merkezimiz olacak ve gerçekten buraya gelen akademisyenler, öğrenciler çok üst düzey akademik çalışma yapan insanlar bu bölgeye değer katacaklar. Böylesine kıymetli bir nokta. Unkapanı’na ismini veren yerdeyiz elbette. Buranın eski haşmetiyle yeniden hayata geçmesi bu bölgedeki dönüşümün de belki de habercisi olacaktır” dedi. “Süleymaniye Camisi ve çevresi bana göre medeniyet değerlerimiz açısından en müstesna yer” Süleymaniye camisi ve çevresinin medeniyet değerleri açısından en müstesna yer olduğunu söyleyen Fatih Belediye Başkanı Turan, “Bugün gerçekten görev yaptığım dönem içerisinde mutlu olduğum günlerden bir tanesi. Unkapanı Değirmenin’de yapılan proje doğrultusunda inşallah hayata geçirileceği bir adımın öncesinde olmak gerçekten heyecan verici. Bu bölge çok uzun yıllardır adeta cezalandırılmış, sanki bu proje buranın mektepleşmesi için yaptırılmış ve bizim medeniyetimize ait en müstesna izlerin silindiği bir proje haline gelmiş ve bugün gerçekten o gerçekleşmiş. Burada bu projenin arkasında yüksek bir iradeyle Süleymaniye ayağa kalksın. Çünkü hepimiz bu bilinçteyiz. Süleymaniye Camisi ve çevresi bana göre medeniyet değerlerimiz açısından en müstesna yer. Fakat bölge bir metruk alan olarak yani yaklaşık 25-30 yıldır bir metruk bölge olarak duruyor” ifadelerini kullandı. “Bu projenin bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum” Murat Kurum’un, İstanbul’a belediye başkan olursa ilk işinin Süleymaniye’yi ayağa kaldırmak olacağı söyleyen Turan, “Ben bu projenin, bölgenin tekrar ayağa kalkmasında katkı sağlayacağını düşünüyorum. İnşallah yeni dönemde Murat Kurum Başkanımız, İstanbul’a belediye başkan olursa ilk işimiz Süleymaniye’yi ayağa kaldırmak olacak. Bunu da buradan ortaya koymuş olalım. Çünkü bizim yüksek medeniyetimizi gerçekten tekrar ayağa kaldıracağımız, göstereceğimiz en müstesna yer Süleymaniye ve Zeyrek bölgeleridir. Ben aynı zamanda bu projeye inanıp burada bu projeye destek veren ve bu proje şimdi gerçekleşecek olan İbn-i Haldun Üniversitemize, mütevelli heyetine, ve yönetimine çok teşekkür ediyorum. Burası bir yerel kalkınmayı da gösterecek bir projedir, örnek projedir. Biz de projenin başından sonuna kadar sizin paydaşınız gibi mütevelli heyetinizin bir üyesi gibi çalışacağımıza söz veriyoruz” diye konuştu.
Adıyaman Evlenmek için kredi alacak depremzede gençlerin eğitimi başladı Adıyaman’da, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının deprem bölgesinde hayata geçirdiği ’Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi’ projesi kapsamında krediden faydalanmak isteyen genç çiftlerin evlilik öncesi eğitimleri başladı. Sağlam bir aile yapısı ile sağlık bir toplumun temelini oluşturmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi’ni geçtiğimiz aylarda hayata geçirerek Aile ve Gençlik Fonu kurulmuştu. Bu nedenle, aile müessesesinin desteklenmesi, güçlendirilmesi, gençlerin sosyal risklere karşı korunması ve gelişimleri ile girişimlerine destek sağlanmasına yönelik kaynağın oluşturulması amacıyla Aile ve Gençlik Fonu kurulmuştu. Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi ile evlenmeyi planlayan çiftlere ekonomik, psikolojik ve sosyal destekler sunarak evliliklerinin daha sağlam bir temele oturmasına yardımcı olmak için başvurusu onaylanan çiftlere evlilik öncesi ve sonrası eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlanacak. Adıyaman, Gaziantep (İslahiye ve Nurdağı ilçeleri), Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde pilot olarak başlatılan proje ile genç çift adaylarına 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin TL tutarında faizsiz kredi verilecek. 15 Şubat 2024 itibarıyla alınmaya başlayan başvurulardan Adıyaman’da 24 çiftin başvurusu onaylandı. Başvurusu onaylanan çiftler Adıyaman Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde eğitime alındı. Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Hasan Bilici, Müdür Yardımcısı İsmail Yetiş, Sosyal Hizmet Müdürü Ahmet Hulusi Kara eğitime katıldı. Eğitim Uzmanı Murat Sertpolat tarafından gençlere eğitim verildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Hasan Bilici, eğitimden önce yaptığı açıklamada, “Sizler aslında hayatın gen güzel kararını vererek, evlilik kararı almışsınız. Hayatta yeni bir başlangıç, yeni bir süreç kararı alarak en güzel kararı verdiniz. Bakanlık olarak almış olduğunuz bu güzel kararı desteklemek ve bu birlikteliğinizi, beraberliğinizi mutlu bir şekilde, sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmeniz için ve destek olmak için bir proje başlattık. Biz bu proje kapsamında sizleri iki yönüyle destekliyoruz. Birincisi maddi anlamda sizi destekliyor olacağız. Belli bir miktarda ekonomik destek veriyoruz. Bu destek 2 yıl geri ödemesiz, geri kalan iki yılında eşit taksitlerle geri ödenecek. Öte yandan sizleri hem eğitim hem de danışmanlık yönüyle destekliyor olacağız. Amacımız toplumun temeli olan, geleceğimizin teminatı olan sizlerin başlatmış olduğu bu aile yapısının sağlıklı bir şekilde ileriye gitmesi, sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasıdır” diye konuştu. Kredisi onaylanan gençler ise deprem sonrası maddi olarak zorluk içerisinde olduklarını ve bu kredinin mutlu bir yuva kurmak adına çok faydalı olduğunu dile getirdi.
Kütahya Kütahya Şehir Hastanesi hasta kabulüne başladı Kütahya, modern ve nitelikli sağlık hizmetlerinde yeni bir döneme girdi. Tam donanımlı Kütahya Şehir Hastanesi, tıbbi cihazların test süreçlerinin başarıyla tamamlanmasının ardından hastaları kabul etmeye başladı. Hastanenin ilk kabul gününde ziyaret ve incelemelerde bulunan Vali Musa Işın, hastanenin Kütahya’ya kazandırılmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek hayırlı olmasını diledi. İlk kabul gününde öğle saatlerine kadar 500 hastanın işlemlerinin tamamlandığını belirten Vali Musa Işın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Modern bir tesis inşa edildi. Cihazların test süreci tamamlandı ve bugün itibarıyla hasta kabulüne başladık. Şimdiye kadar 500 hastayı kabul ettik. Polikliniklerimizin çoğu artık faal durumda. Kütahya halkı büyük sabır gösterdi. Sabırları için teşekkür ederiz. Kütahya’mıza ve hemşehrilerimize hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Allah’ın izniyle Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitemiz bünyesinde 600 yataklı ikinci bir hastane daha inşa edeceğiz.” Hastanenin teknik özellikleri ve kapasitesi halkında bilgiler veren İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Ünkoç, “Tesisimiz 510 yatak kapasitesine sahip olup Yoncalı’da fizik tedavi için ayrıca 100 yatağımız mevcut. 180 bin m2 kapalı alana sahibiz. 122 poliklinik, müştemilatıyla birlikte 180 odamız bulunmakta. 510 yatak içerisinde 79’u yoğun bakım yatağıdır. 20 ameliyathanemiz ile hizmet vermekteyiz” diye konuştu. Başhekim Dr. Hasan Emre Aydın ise hastanenin cerrahi ve dahili branşlarda hizmet vereceğini, planlanan ameliyatların gün içinde gerçekleştirileceğini belirtti. Vali Işın, hastanedeki vatandaşlarla da görüşerek sağlık durumları hakkında bilgi aldı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.
Antalya Alanya Üniversitesi’nin öğrencilerine TÜBİTAK desteği TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen “2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı” 2023/2 dönemi bilimsel değerlendirme sonuçları açıklandı. Sonuçlara göre, Alanya Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin başvurduğu iki projenin ikisi de destek almaya hak kazandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Zehra Kaya danışmanlığında, bölüm öğrencileri Emine Aydın ve Esra Bamyacı’nın geliştirdiği "Ejder meyvesinden farklı tatlarda tropikal meyve sosu ürünleri geliştirme ve mutfakta çeşitli uygulamaları” başlıklı proje ile Erolcan Beypazarlı ve Şelale Beyza Topan’ın geliştirdiği “Spirulina ve Stevia (Stevia rebaudiana Bertoni) ile Besin içerigi ve Fonksiyonel Bilesenlerce Zengin, Düsük Kalorili Alternatif Türk Lokumu Ürünü Gelistirme ve Bazı Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenecek. “Hedefimiz besin değeri yüksek gıdalar üretmek” Projelerin danışmanı olan Dr. Öğretim Üyesi Zehra Kaya şunları söyledi: “Akademisyen olarak öğrencilerimize çalışmalarında tam destek vermemizin yanında, TÜBİTAK gibi önemli bir kurumdan fikirlerine destek görmeleri onları ayrıca teşvik ediyor. Çalışmalarında motive oluyorlar ve bilime katkıda bulunmak istiyorlar. Öğrencilerimize çalışmalarında ilerlemeleri adına her zaman yol gösterip, danışmanları olarak destek vermeye hazırım. Bunun gibi proje desteklerinin gelecekte diğer fikir sahibi olan öğrencilerimiz için de ilham verici olmasını isterim”. “Projelerimizde son zamanlardaki gıda ve gastronomi sektörünün popüler alanlarından olan yerel üretimin değerlendirilmesi, sağlıklı ve besleyici fonksiyonel gıda gibi konuları ön plana çıkartmak istedik. Bu çalışmalarla hem bilime hem de ülke ekonomisine katkıda bulunacak alternatif ve besin değeri yüksek gıdalar üretmek hedefimiz. Öğrencilerimizi tekrar tebrik ediyor, başarı ile projelerini tamamlamalarını diliyorum.” “Tarımsal faaliyetleri desteklemek istedik” Projelerden biri olan "Ejder meyvesinden farklı tatlarda tropikal meyve sosu ürünleri geliştirme ve mutfakta çeşitli uygulamaları” başlıklı projenin yürütücüsü Emine Aydın ve proje ortağı araştırmacı Esra Bamyacı düşüncelerini paylaştılar. Öğrencilerden Emine Aydın: “Alanya’da uygun hava şartlarından dolayı tropikal meyve yetiştiriciliği yaygındır ve ekonomik kaynak konumuna gelmiştir. Hem sağlık açısından hem de görüntülerinden dolayı ilgi odağı haline gelen ejder meyvesi de bunlardan birisidir. Bu çalışma ile, yerel ürün yetiştiriciliğini teşvik etmek ve Alanya’nın zengin tarımsal faaliyetlerini tanıtmak istedik. Bildiğimiz üzere Türkiye mutfağı çok zengin bir geçmişe sahiptir. Gastronomi ve mutfak sanatları öğrencisi olarak bunlara sahip çıkmak bizim en önemli görevimizdir. Bu düşünceler ile yola çıktığımız bu çalışmada hem gastronomi dünyasına ejder meyvesinden farklı soslar yaparak katkıda bulunmak istedik hem de Alanya’nın tarımsal faaliyetlerini küçük bir adımla desteklemek istedik.” “Sağlığa yararlı besinler” Esra Bamyacı ise, “Türkiye’de iklim ve verimli topraklarıyla bilinen Akdeniz bölgesinin tropik meyve yetiştiriciliğine elverişli olduğu gözlemlenmiş tropik tarım bölgesi olarak belirlenmiştir. Yapacağımız çalışma ile, ülkemizde son yıllarda oldukça popüler hale gelen tropik ejder meyvesinin hem sağlığa yararlarını araştırmayı hem de mutfaklara farklı reçeteler kazandırmayı hedefliyoruz. Ejder meyvesinin besin değeri, tat ve renk zenginliği ile ülkemizin zengin mutfağındaki ürünlerimizde gözlerimize ve damaklarımıza hitap etmesini gastronomi mutfak sanatları öğrencisi olarak görmek isterim. Bu düşüncelerimizle başladığımız araştırmamızda, bölgemizin verimli topraklarında yetişen ejder meyvesinden farklı soslar yaparak gastronomi dünyasına kazandırmayı istiyoruz. Bu süreçte bizi her zaman destekleyen projedeki danışmanımız Zehra hocamıza teşekkür ediyoruz” dedi. “Amacımız fonksiyonel Türk lokumu üretmek” Desteğe hak kazanan “Spirulina ve Stevia (Stevia rebaudiana Bertoni) ile Besin içeriği ve Fonksiyonel Bilesenlerce Zengin, Düsük Kalorili Alternatif Türk Lokumu Ürünü Geliştirme ve Bazı Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi” başlıklı diğer bir projenin yürütücüsü Erolcan Beypazarlı ve proje ortağı araştırmacı Şelale Beyza Topan ise düşüncelerini ifade ettiler. Erolcan Beypazarlı “Projemizde ülkemizin en geleneksel ve dünyaca tanınan şekerleme ürünü olan Türk lokumuna alternatif bir seçenek geliştirmek istedik. Bunun için ise şeker alternatifi olarak tercih edilen Stevia bitkisinden yararlanarak düşük kalorili, diyabetik Türk lokumu üretmek ve bu tarifi mutfaklara kazandırmak istiyoruz. Böylece ülkemizde en sık karşılaşılan hastalıklarından biri olan diyabete sahip insanların da tüketebileceği bir şekerleme alternatifi üretmiş olacağız. Bu projede yer aldığım için çok mutluyum. Ekip arkadaşıma ve fikirlerimize daima destek olup bize yön veren Dr. Öğretim Üyesi Zehra Kaya hocama teşekkür ederim” diye konuşurken, Şelale Beyza Topan ise “Projemizde diyabetik olmasının yanında, protein kaynağı aynı zamanda süper gıda olarak bilinen spirulina ile aynı zamanda besin değeri yüksek, fonksiyonel bir Türk lokumu üretmek amaçlarımızdan biridir. Kültürümüzde sıkça tüketilen lokum üzerinde çalışmalar yapmak benim için çok değerlidir. Tüm çalışmalarımızın sonucunu görmeyi hevesle bekliyorum” ifadelerini kullandı.
İstanbul CHP’de Şükrü Genç endişesi Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, 31 Mart yerel seçimlerinde ilçede yeniden aday gösterilmemesi sonrası bağımsız aday olarak katılma kararı alırken CHP’nin Sarıyer Belediye Başkan Adayı Mustafa Oktay Aksu’nun ilçede bir ziyaret sırasındaki sözleri dikkat çekti. Öte yandan önceki gün ilçede halkla buluşan CHP Lideri Özel, “Bugün, yarın açıklamanı yapar, çekilirsin, yok şimdi çekilmedin. Pazara getirdin, ondan sonra döneyim deme, affedemeyiz" şeklinde konuştu. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in 31 Mart yerel seçimleri için ilçede yeniden aday gösterilmemesi sonrası Genç, bağımsız aday olarak katılma kararı almıştı. CHP’nin Sarıyer Belediye Başkan Adayı olarak gösterilen Mustafa Oktay Aksu ise seçim çalışmaları çerçevesinde İstinye Dereiçi Semt Pazarı’nı ziyaret etti. Pazar ziyaretinde Aksu’ya eşi Demet Aksu, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ve CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’in eşi Çiğdem Zeybek eşlik etti. Aksu, pazarda dolaşırken bir vatandaşın “Oktay Bey, Şükrü Genç’in Sarıyer’de emeği çok fazla, seviliyor, tüm CHP’lilerin oyunu alabilecek misiniz?” sorusu geldiği öğrenildi. Aksu’nun ise “CHP seçmenlerimiz partilerine sadıktır. Seve seve olmasa da” şeklinde bir yanıt verdiği iddia edilirken vatandaşların tepki gösterdiği belirtildi. Bu açıklama ise 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP seçmeninden tepki aldığı “Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız” sözlerini akıllara getirdi. Öte yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün Sarıyer’de CHP’lilerle buluşurken CHP’den istifa ederek bağımsız aday olan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’e seslenerek, "Son çağrımdır, eğer gerçekten bu partiye gönül verdiysen bugün yarın açıklamanı yaparsın, çekilirsin. Yok, şimdi çekilmedin, pazara getirdin, ondan sonra döneyim deme. Vallahi kusura bakma affedemeyiz, affedemeyiz" diye konuştu. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ise katıldığı bir televizyon programında Oktay Aksu’nun adaylığına yönelik, “Yaklaşık 15-16 tane aday adayı vardı. Yaptığımız çalışmalarda hiçbirinin değerlendirilmeye bile alınmadığı ortaya çıktı. Demek ki bir arkadaş konusunda karar kılındı ve şu anki aday Oktay Aksu, Sarıyer halkına dikte ettirildi" sözlerini kullanmıştı.