YEREL HABERLER - 16 Mayıs 2017 Salı 12:30

15 Mayıs ruhu 98 yıl sonra yeniden

A
A
A
15 Mayıs ruhu 98 yıl sonra yeniden

Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin milli mücadele ateşini yaktığı 15 Mayıs 1919 Milli Mücadele Günü, Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikle anıldı.

Denizli’de Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin milli mücadele ateşini yaktığı 15 Mayıs 1919 Milli Mücadele Günü, Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikle anıldı.


15 Mayıs 1919’da Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin Denizli’de milli mücadele ateşini yaktığı gün, 98 yıl sonra yeniden canlandırıldı. 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda başlayan törene, Denizli Vali Vekili Rıfat Ata, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Garnizon Komutanı Topçu Kurmay Albay Gültekin Yaralı ve binlerce vatandaş katıldı. Burada Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan törende binlerce kişi 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’ndan Atatürk Caddesi’ni takip ederek Kayalık Caddesi’ne ulaştı. Kalabalık buradan 98 yıl önce olduğu gibi Bayramyeri Meydanı’nda toplandı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuar sanatçıları ve Halk Oyunları Topluluğu’nun sunduğu gösteriler büyük alkış topladı.



Zolan: "Bugün coştuğumuz ve gurur duyduğumuz bir gün"


Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, 15 Mayıs’ın Denizli için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, "Bugün coştuğumuz ve gurur duyduğumuz bir gün" dedi. Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin 15 Mayıs 1919’da milli mücadele ateşini yaktığı günü ve bunun öncesinde yapılan hazırlıkları detayları ile anlatan Başkan Zolan, "O gün Denizli’de olan herkes bu yürüyüşe destek vermiş ve bu savunma gerçekleşmiş. Sonrasında Denizli düşman işgaline uğramamış. Kurtuluş Savaşı verilirken Denizlimiz o savaşın lojistik merkezi olmuş. Un değirmenlerimiz cepheye çalışmış. Restore ettiğimiz iki değirmen aslında gazi değirmenlerdir. Cephe arkasının hizmetleri Denizli üzerinden yapılmış. Tabi ki ilk andan itibaren Denizlimiz, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkümüzün yanında sapasağlam, omuz omuza onun yanında yer almış" diye konuştu.



15 Temmuz’un 15 Mayıs’tan farkı yoktur


Denizli’nin vatan ve bayrak yoluna birçok şehidi ve gazisi olduğunu anlatan Başkan Zolan, "Denizli sancağı altında Balkanlar’da, Çanakkale’de, Filistin Cephesinde savaşan ecdadımız var. Vatan ve bayrak sevdası taşıyan ecdadımızla bugünlere geldik. Bugün aynı ruhla, her ne kadar bedenlerimiz farklı olsada 98 yıl önceki ruh, 98 yıl önceki inanç, 98 yıl önce damarlarımızdaki akan kan; aynı kandır, aynı ruhtur, aynı inançtır. Bundan sonra da ülkemizi, şehrimizi, her türlü değerlerimizi ve varlığımızı korumak için hep beraber mücadele edeceğiz" diye konuştu. 15 Temmuz’da meydana gelen hain kalkışmayı anlatan Başkan Zolan, "O gecenin 15 Mayıs’tan farkı yoktur. Nasıl 15 Mayıs 1919’da ülkemizi paramparça etmek, bayrağımızı, inancımızı, değerlerimizi yok etmek için gelindiyse 15 Temmuz’da da maalesef ihanet şebekeleri tarafından ülkemizi paramparça etmek istediler" dedi.



"15 Mayıs ruhu yaşıyor"


Başkan Zolan, "Şükürler olsun 15 Mayıs 1919’da Bayramyeri Meydanı’nı dolduran Denizlililer, 15 Temmuz 2016’da da bu sefer Delikliçınar Meydanı’nda toplandı. Ve orada ülkesine, bayrağına, vatanına sahip çıktı. Allah’ım hepinizden razı olsun. Demek ki o ruh yaşıyor. Yeter ki ihtiyaç olsun, milletimiz kanının son damlasına kadar bayrağına vatanına sahip çıkacak. İnsanlarımızın o gün yine ellerinde silah yoktu ama bedenleri ile ruhları ile o alandaydı. Yine 15 Temmuz’da yine Denizli sancağı altında geçmişten aldığımız güçle orada o sancağımız dalgalandı. Allah’ımın izniyle, milletimizin ve Denizlimizin gayreti ile o işgal girişimi çok şükür bertaraf edildi."


’Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’


Başkan Zolan, "Bundan sonra bu iş bitti mi? Yine üzerimizde oyunlar oynanacaktır. Yine ihanet edenler olacaktır. Bayrağına, vatanına sahip çıkmayanlar olacaktır. Ama şunu bilin ki tüm ülkemde geçmişten gelen güçle bu bayrak inşallah ilelebet dalgalanmaya devam edecek. Vatanım tek parça halinde olacak. Bu ülke, ’Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ olarak inşallah ilelebet yaşayacak" dedi.



Tarihi fetvayı okudu


Başkan Zolan daha sonra 98 yıl önce Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin "Muhterem Denizlililer" şeklinde başladığı şu tarihi fetvayı okudu: "Bugün sabahın erken saatlerinde İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu tecavüze karşı hareketsiz kalmak, din ve devlete ihanettir, vatana karşı irtikâb edilecek cürümlerin Allah ve tarih önünde affı imkânsız ve günahtır. İşgal edilen memleketler halkının silaha sarılması ve savaşması farz-ı âyn’dır. Hemşehrilerim, karşımıza çıkarılan dünkü tebâmız Yunan’a biz mağlup olmadık. Onlar öteki düşmanlarımızın vasıtasıdır. Yunanın bir Türk beldesini ellerine geçirmelerinin ne manâya geldiğini, İzmir’de şu birkaç saat içinde irtikâp edilen cinayetler gösteriyor. Silâhımız olmayabilir, silah ve cephane azlığı veya yokluğu hiçbir zaman mücadeleye mani teşkil etmez. Elinizde hiçbir silahınız olmasa dahi yerden üçer taş alarak düşman üzerine atmak sureti ile mutlaka fiili mukabelede bulununuz. İstiklâl aşkı, vatan sevgisi, haysiyet şuurumuz ve kalbimizde imân ile mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız. Bu uğurda canını verenler şehit, kalanlar gazidirler. Bu mutlak olarak cihad-ı mukaddestir. Sizlere vatanımızı düşmana teslim etmenin çaresiz olduğunu söyliyenler, düşman esareti altında olanlardır. Onlar irâde ve kararlarına sahip değildirler. Bu vaziyette olanların emri ve fetvası aklen ve şer’an caiz, makbul ve muteber değildir. Meşru olan münhasıran vatan müdafaası ve istiklâl uğruna cihâddır. Korkmayınız. Me’yus olmayınız. Bu livayı hamd’in altında toplanınız ve mücadeleye hazırlanınız. Müftümüz olarak cihad-ı mukaddes fetvâsı’nı ilân ve tebliğ ediyorum."



Ödüller sahibini buldu


Tören sonunda Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kent Şairleri Topluluğu’nun düzenlediği "Milli Mücadele’de Denizli ve Müftü Ahmet Hulusi Efendi" konulu şiir ve kompozisyon yarışmasının ödülleri verildi. Bu kapsamda İsmail Torun, Hasan Çetin ve Seval Öztürk şiir, Sinem Ölmez, Gülnur Baysal ve Mustafa Akyol kompozisyon dalında dereceye girmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Marmarabirlik’ten ortaklarına 630 milyon liralık ödeme Marmarabirlik, 26 Nisan Cuma günü ortaklarına 630 milyon lira ödeme yapacak. Marmarabirlik, 2023-2024 iş yılı ürün alım kampanyasında ürün bedellerinin yüzde 50’sini kampanya içinde peşin olarak öderken, geri kalan ödemenin ise yüzde 50’sini 26 Ocak 2024 tarihinde ödemişti. Kampanya başında tüm kooperatif ortaklarına duyurulan ödeme planı çerçevesinde, Marmarabirlik 600 milyon TL tutarındaki son dilim ödemeyi 26 Nisan Cuma günü yapacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ödemelerini alabilecek. 30 milyon TL tutarındaki ana taahhüt aşımı ve beyan fazlası alacaklar ise 10 Mayıs tarihinde ödenecek. Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, “Zor şartlarda üreticisine sahip çıkan Marmarabirlik, bu kampanya döneminde de üzerine düşeni yapmıştır. Piyasa şartlarına göre ürün alım fiyatları açıklanırken, üreticimizin hakkı korunmuş, gübre ve zirai ilaç desteği ile de üretim maliyetleri aşağı çekilmiştir. Marmarabirlik kampanya başında açıkladığı ürün ödeme takvimi çerçevesinde ortaklarına günü gününe ürün bedellerini ödemiştir. Ürün alım döneminde son dilim ödeme tarihi Nisan sonu olarak açıklanmıştı. Ödemelerin 1 gün bile geçtiğinin örneği yoktur. İmkanlar ölçüsünde çoğu zamanda ödemeler öne çekilmiştir” diye konuştu. Ortaklara önemli mesaj veren Başkan Asa, “Önceliğimiz aldığımız ürünü piyasa şartlarında satıp, paraya çevirmektir. Aksi takdirde 2024/25 ürün alım kampanyasında sıkıntı yaşanır. Fedakarlık yalnızca Marmarabirlik’ten beklenmemelidir. 2024 yılında yüksek rekolte beklentisi sebebi ile zor bir yıl olacak, bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekir. Marmarabirlik asla zarar etmemelidir. Zarar ederse üreticisini destekleyemez. Bir yılı değil, geleceği düşünelim” diyerek sözlerini tamamladı.
Bingöl Binlerce yıllık tarihi olan 5 katlı Zağ mağaraları turizme kazandırılmayı bekleniyor Bingöl’de 2019-2022 yılları arasında yüzey araştırmaları çerçevesinde incelenen 5 katlı Zağ Mağaları’nın binlerce yıllık tarihi olduğu tespit edildi. MS 100 ve 200’lü yıllarda ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiği ileri sürülen mağaraları daha sonra Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullandı. Tarihi alanın çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılması bekleniyor. Bingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nebi Butasım, Bingöl merkeze bağlı Kuşburnu köyü kırsalında bulunan 5 katlı Zağ Mağaraları hakkında İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Binlerce yıllık tarihi olan mağaralarının ilk Hristiyanlık döneminde kayalar arasına oyma yapılarak inşa edildiğini aktaran Doç. Dr. Butasım, MS 100 ve 200’lü yıllarda Roma İmparatorluğunun zulmünden kaçan Hristiyanların burada ibadet ettiklerini söyledi. 2019-2022 yüzey araştırmaları çerçevesinde mağaraların incelendiğini belirten Doç. Dr. Butasım, ’’Sanat tarihi alanında yaklaşık 20 yıldır Bingöl üzerinden çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımız ekseninde Kültür ve Turizm Bakanlığı Kazılar Daire Başkanlığının izni ve Bingöl Üniversitesinin destek ve katkılarıyla Bingöl merkeze bağlı bulunan Zağ mağaraları üzerinde yüzey araştırmaları yaptık. 3 yıl boyunca yaptığımız araştırmalar neticesinde Zağ mağarasının yek pare bir kayaya oyma yaşam alanı ve manastır kilisesi şeklinde, mini bir şapel halinde yapılan bir kompleks olduğunu tespit ettik. Zağ Mağaralarıyla ilgili tarihî olarak çok net bilgilere sahip olmasak da içindeki şapel ve yapının genel özelliklerinden MS 2’nci yüzyılda yani 100 ve 200’lü yıllar arasında ilk inşa edildiğini, tek tanrıya inanan Hristiyanlar tarafından inşa edildiğini ileri sürüyoruz. O dönemde özellikle tek tanrıya inanan Hristiyanların Roma devleti tarafından kabul edilmediğini biliyoruz. İşte bu tek tanrıya inanan Hristiyanlar Roma imparatorluğundan kaçmak için bu tür yapılar inşa etmişler. Zağ mağarası da bunlardan biri” dedi. ’’Turizme kazandırılmalı’’ 2003 yılında Bingöl’de meydana gelen depremden dolayı ön cephesinin yıkıldığını aktaran Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası 5 katlı sistem üzerine inşa edilmiş, girişi gizli bir geçitle sağlanmıştır. 2003 Bingöl depreminde ön cephesi tamamen yıkıldığı için ön cephe şuan da açık görünüyor. Şapel dediğimiz alanında büyük kısmı maalesef tahrip oldu. Bu giriş yukarıdan yine kayaya oyulmuş bir asansör gibi düşünelim, bir baca şeklinde kayadan aşağıya doğru iniliyor. Birinci katta odalar mevcut, ikinci katta ise yine odalar sağlı sollu ve su sarnıcı olarak tespit ettiğimiz yerler var. Yine üst katlarda çapraz geçişlerle birbirine bağlantıları sağlayan odalar mevcut. Zağ Mağaraları doğal ve beşeri unsurlardan dolayı tahrip olmaya yüz yüze kalmış bir yapı. Buranın ivedilikle hem yollarının yapılması hem güçlendirilmelerinin yapılması, çevre temizliği gibi çeşitli restorasyonlarının da yapılması önemlidir. Bölgenin ve şehrin turizmine önemli katkılar sağlayacak bir değerdir’’ diye konuştu. ’’600’lü yıllarda Müslümanlar da ilim merkezi olarak kullanmış’’ 634’lü yıllarda Müslümanların ilim merkezi olarak söz konusu alanı kullandığını dile getiren Doç. Dr. Butasım, “Zağ mağarası tabi ilk dönemlerde Hristiyanlar tarafından kullanıldıktan sonra 634’lü yıllardan sonra Diyarbakır’ın fethi ile Bingöl’de İslam akınlarıyla İslam beldesi olmaya başlamış. İşte bu dönemlerden sonra özellikle Osmanlı döneminde Zağ mağaraları yapısına hiç karışılmadan Müslümanlar tarafından kullanılmış. Özellikle bölgede ilmin merkezi haline gelen bir medrese okul olarak hizmet vermiştir” şeklinde konuştu. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Zağ mağaralarının restorasyonu için proje hazırlandığı ve turizme kazandırılması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Gaziantep "Gazi’m Antep” konseri izleyicileri büyüledi Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları ve öğrencileri tarafından hazırlanan "GAZİ’M ANTEP" adlı Türk Halk Müziği Konserini katılımcılar beğeniyle izledi. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları ve öğrencileri tarafından hazırlanan ve Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde yapılması planlan ancak 12 askerin şehit olması nedeniyle iptal edilen "GAZİ’M ANTEP" adlı Türk Halk Müziği Konseri gerçekleştirdi. Konserde, Gaziantep savunmasıyla özdeşlemiş kahramanlık türkülerin söylenmesinin yanı sıra Şehitkamil’in şehit edilişi, Gaziantep savunmasındaki yerel halkın Fransız askerleri karşısındaki direnişi gibi birçok olay yaklaşık 100 kişilik öğrenci grubu tarafından canlandırıldı. GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Zinnur, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mensubu olmasından dolayı gurur duyduğunu ifade ederek, konserde emeği geçenlere teşekkür etti. Konserin Sanat Yönetmeni Öğretim Görevlisi Hakan Tayüz ise konserin ciddi emekler sonrası gerçekleştirdiğini belirterek, katkıda bulunanlara teşekkür etti. Konser sonunda Müzik ve Genel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Özden, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Zinnur’a, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Kul da Konserin Sanat Yönetmeni Öğretim Görevlisi Hakan Tayüz’e çiçek takdim etti.
Antalya Korkuteli’ne 60 öğrenci kapasiteli yeni kreş Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatlarıyla 19 ilçeye yayılan Çocuk Kreşi ve Gündüz Bakımevlerine bir yenisi daha eklendi. Büyükşehir Belediyesi’nin Korkuteli’de açtığı Çocuk Kreşi ve Gündüz Bakımevi ilçenin önemli bir ihtiyacını karşılıyor. 4-6 yaş aralığındaki çocukları okul öncesi eğitime hazırlayan Korkuteli Çocuk Kreşi ve Gündüz Bakımevi’nde çocuklar hafta içi günlerde öğretmenler eşliğinde hem öğreniyor hem de oyunlar oynayarak eğlencenin tadını çıkarıyor. Çeşitli etkinliklerle çocukların oyun becerileri gelişiyor, sosyalleşmeleri sağlanıyor. 60 öğrenci kapasiteli kreş, Korkuteli’nin önemli bir ihtiyacını karşılıyor. Korkuteliler, güvenilir kreş hizmetine uygun fiyata ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor. Çocuklar için hazırlanan günlük program ve faaliyetler ile ilgili bilgi veren okul öncesi öğretmeni ve kreş sorumlusu Burcu Kızıloğlu, “Kreşimiz sabah 08.30’da başlayıp akşam 17.30 saatleri arasında hizmet veriyor. Kayıtlarımız devam ediyor. Çocuklarımız çeşitli etkinlikler ve oyun saatleri ile güne başlıyorlar. Çocuklarımızın gelişimine katkı sunacak besleyici öğün programlarımızı uyguluyoruz” dedi. Kreşte çocuklar için özenle hazırlanan programlarla onların sıkılmadan eğlenerek keyifli vakit geçirmeleri sağlanıyor. Lego, çeşitli oyuncaklar, drama ritim çalışmaları, bahçe etkinlikleri, oyunlar şarkılar ve danslarla hem zihin dünyalarını besleyecek hem de fizyolojik gelişimlerini sağlayacak aktiviteler gerçekleştiriliyor. Çocuklara farklı çocuklarla arkadaşlıklar kurarak paylaşmaları ve birlikte yaşamaları da öğretiliyor. Gün içerisindeki uyku saatleri ile çocuklar dinlendiriliyor.