GENEL - 21 Temmuz 2018 Cumartesi 10:29

2 bin 500 yıllık antik havuz turistle doluyor

A
A
A
2 bin 500 yıllık antik havuz turistle doluyor

Denizli’nin dünyaca ünlü turizm merkezi Pamukkale’de yer alan Hierapolis Antik Kenti’nde bulunan antik havuza turistler akın ediyor.

Denizli’nin dünyaca ünlü turizm merkezi Pamukkale’de yer alan Hierapolis Antik Kenti’nde bulunan antik havuza turistler akın ediyor. Termal özelliği bulunan antik havuzda günde 2 bin 500 yerle ve yabancı turist şifa arıyor.


Yüzyıllardır sağlık merkezi olarak bilinen Pamukkale, günümüzde de bu özelliğini koruyor. 1988’den bu yana Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’de bulunan Hierapolis Antik kenti içerisindeki antik termal havuz, dünyanın her yerinden ziyaretçilerine yılın her döneminde sağlık hizmeti sunuyor. Yılın en yoğun günlerini yaşayan antik termal havuzda günde 2 bin 500 kişi şifa arıyor. Kışın 33, yazın ise 36 derece sıcaklık sunan termal havuz, insan sağlığına olan faydaları ve görünümüyle misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Ülkemizin tüm bölgeleri başta olmak üzer dünyanın her yerinden turistlerin akın ettiği havuza, özellikle Rus ve Uzak Doğulu turistler yoğun ilgi gösteriyor.



“Havuzu gelen ziyaretçi sayısı günlük 12 bine kadar çıkıyor”


Pamukkale İşletme Müdürü Kazım Tali, Hiarapolis Antik Havuzu’na günlük ortalama 2 bin 500 ziyaretçinin antik havuza girdiğini belirterek, “Antik havuz 6’ncı yüzyılın sonlarında depremlerden oluşmuş doğal bir havuz. Kuyun içerisindeki kalsiyum karbonat oranının yüksek olmasından dolayı travertenlerin oluşmasını sağlamış yüzyıllarca. Suyun kışın sıcaklığı 33 derece yaz döneminde ise bu sıcaklık 36 dereceye kadar çıkabilmektedir. Alana giriş sayısı özellikle yaz dönemlerinde günlük 8 bin ile 12 bin kişi arasında. Bu sayının yaklaşık yüzde 20’si havuza girmektedir, günde yaklaşık 2 bin-2 bin 500 kişi civarında bir ziyaretçi akını söz konusu” dedi.



“Geçtiğimiz yıllara göre 20-25’lere varan bir artış söz konusu”


Havuza gelen ziyaretçi sayısında geçtiğimiz yıllara göre yüzde 25’lere varan bir artış olduğunu kaydeden Tali, “Birçok cilt rahatsızlığına kalp rahatsızlığına eklem rahatsızlıklarına çok iyi geldiği için insanların çok tercih ettiği özellikle Rus ziyaretçilerimizin tercih ettiği bir havuz. Geçen yıllara göre giriş sayılarımızda ciddi bir artış söz konusu. Özellikle 2016 ve 2017 sayıları ile kıyasladığımız zaman yüzde 20-25’lere varan bir artış söz konusu. Bu hem havuza giriş hem ören yerine giriş sayıları itibariyle böyle” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.