EKONOMİ - 19 Mayıs 2018 Cumartesi 18:45

ABD’nin ilave gümrük vergisi uygulamasına Türkiye’den karşılık geldi

A
A
A
ABD’nin ilave gümrük vergisi uygulamasına Türkiye’den karşılık geldi

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ABD’nin geçtiğimiz mart ayında uygulamaya koyduğu demir, çelik ve alüminyum ürünlerine ilave gümrük vergileri koymasına Türkiye’nin sessiz kalmadığını ifade ederek, “Türkiye’nin, ABD’ye ödeyeceği ilave gümrük vergisi tutarı ne kadarsa o kadar gümrük vergisini de onlardan yaptığımız ithalatta tahsil etmek üzere hakkımız olan süreci başlattık” dedi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ABD’nin geçtiğimiz mart ayında uygulamaya koyduğu demir, çelik ve alüminyum ürünlerine ilave gümrük vergileri koymasına Türkiye’nin sessiz kalmadığını ifade ederek, “Türkiye’nin, ABD’ye ödeyeceği ilave gümrük vergisi tutarı ne kadarsa o kadar gümrük vergisini de onlardan yaptığımız ithalatta tahsil etmek üzere hakkımız olan süreci başlattık” dedi.


Bakan Zeybekci, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği memleketi Denizli’de, partisinin Merkezefendi ilçesinde gerçekleştirdiği Recep Tayyip Erdoğan Seçim ve İrtibat Bürosu’nun açılış törenine katıldı. Tören sonrası ekonomi konusunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Zeybekci, dünyanın hızlı bir şekilde farklı bir döneme girdiğini ve ekonomide yeni bir korumacı dönemin başladığını hatırlattı. ABD’nin demir, çelik ve alüminyum ürünlerine getirdiği ilave gümrük vergileri konusuna da değinen Bakan Zeybekci, “ABD’nin şimdiki başkanı Donald Trump döneminde çok büyük bir hız kazandı. Çok daha güçlü hale geldi. Bunun en son örnekleri de, demir, çelik ve alüminyum ile ilgili ilave gümrük vergileri uygulaması, kısıtlayıcı önlemler uygulaması şeklinde ABD tarafından gördük. Demir-çelikte yüzde 25, alüminyumda ise yüzde 10’luk bir ilave gümrük vergisi konuldu. Bu 8 Marta da uygulamaya girdi, bunun üzerine Türkiye gibi bazı ülkelerde buna tabi olmaya başladı. ABD’ye yaptıkları ihracat ile bazı ülkelere de geçici süreler ile ek ilave süreler tanındı. Bunların içerisinde Avrupa Birliği, Kore, Brezilya, Kanada gibi ülkeler ve bu konuda ek bir süre tanındı. Bizde Türkiye olarak bu süreç başladığı ilk andan itibaren kendileri ile ABD ile temas ettik. ABD Ticaret Bakanı, ticaret temsilcisi ve ilgili birimler ile telefonla görüşerek, yazılı olarak onlara bunu bildirerek. Türkiye ve ABD arasındaki çelik ve alüminyum ihracatında biz 1 milyar 180 milyon dolarlık ihracat yaparken ABD’den 1.3 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. Yani eksi veriyoruz. Yani yaklaşık olarak 11 milyar dolar civarında ithalatımız varken 8.5 milyar dolar civarında da ihracatımız var. Bunları de dile getirdik kendilerine. Türkiye’nin demir çelik ile ilgili kapasitesi ve ABD’ye olan ihracatı konusunda da kendilerine görüşlerimizi söyledik. Diyalog mekanizmalarını açmaya çalıştık” dedi.


“ABD’nin bu konuda ki tutumuna Türkiye olarak sessiz kalamazdık”


ABD’nin bu uygulamasına karşı Türkiye’nin sessiz kalmadığını belirten Bakan Zeybekci, açıklamasını şöyle sürdürdü:


“Türkiye’nin geçici süre ile de olsa ilave süre verilmesini ve muafiyet sağlanması hususunda kendilerinden rica ettik ama maalesef istediğimiz sonucu alamadık bugüne kadar. Bizimde ABD’nin almış olduğu bu önlemler karşısında, ABD’den yapmış olduğumuz ithalatın 1.8 milyar dolarlık kısmının üzerinde, 1.9 milyar dolarlık bir ithalata, Türkiye’nin ABD’ye ödeyeceği ilave gümrük vergisi tutarı ne kadarsa o kadar gümrük vergisini de onlardan yaptığımız ithalatta tahsil etmek üzere hakkımız olan süreci başlattık. Aynı şekilde bunu mukabele ediyoruz. Tabi gönlümüzün istediği bunu böyle yapmak değildi. Bizim istediğimiz ABD ile ticaret hacmimizi geliştirmek. 20-30 milyar dolarlık hedeflere hızlı bir şekilde gitmekti. Bunu yapmak bizim tercihimiz değil ABD’nin bu konuda ki tutumuna Türkiye olarak sessiz kalamazdık. Bizde gereğini yapmak üzere süreci başlattık. Dilerim ve temenni ederim ki bunu istediğimiz şekilde çözebiliriz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun En ucuz protein kaynağı: “1 kilosuyla 3 kişi doyuyor” Kırmızı et ve tavuk etine göre oldukça uygun olan somon balığının 1 kiloluk etiyle 3 kişi rahatlıkla doyabiliyor. Kilosu 100 TL’den satılan somona vatandaşlar oldukça fazla ilgi gösteriyor. Kırmızı etin kilosunun 500 TL’ye dayandığı Samsun’da tavuk etinin kilosu da her geçen gün zamlanıyor. Vatandaşlar, bu Ramazanda ayında protein ihtiyacını ise hem lezzetli hem yağlı hem de protein kaynağı deniz somonundan yana kullanıyor. Vatandaşlar ve balıkçılar kilosu 100 TL’den satılan somonun 1 kiloluk etiyle 3 kişinin, 2 kiloluk somonun etiyle de 6-7 kişinin rahatlıkça doyduğunu ifade ettiler. “2 kilo somon aldım 3 kişi 2 öğünde bu balığı tüketeceğiz” 2 kiloya yakın somonla 3 kişinin karnının 2 öğün doyacağını dile getiren Mustafa Okutken, “Ben somonu tercih ediyorum. Somon çok lezzetli ve faydalı bir balık. Bunların yanı sıra somonun fiyatı da oldukça uygun. Bugün 2 kiloya yakın somon aldım. 3 kişi 2 seferde bu balığı tüketeceğiz. Somonun buğulaması, tavası çok güzel oluyor. Zorlasak 2 kiloyla 6-7 kişi doyarız. 2 kilo kırmızı et alsak pahalı gelir. Biz hem faydalı hem de ucuz olduğu için somonu tercih ediyoruz” dedi. “Kalabalık aileler için en uygunu balık” Balığın özellikle kalabalık aileler için en uygun yiyecek olduğunu vurgulayan Osman Bütüner, “Ramazan’da en fazla tükettiğimiz balık somon oluyor. 1 kilo balıkla 3-4 kişi doyuyoruz. Lezzeti güzel ve ayrıca kilosu da 100 TL. Kıyma veya kuşbaşı et salsak kilosu 500 TL’ye dayanıyor. Balık 50 TL’den 200 TL’ye kadar var. Kalabalık aileler için en uygun giden balık olduğu için tercih ediyoruz” diye konuştu. “1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor” Ramazan ayında somona olan ilginin arttığını belirten balık satıcısı Onurcan Köse ise “Sezonun bitmesine az bir süre kaldı. Vatandaşların yakında avlanması yasak olacak mezgit, istavrit, barbun ve hamsi gibi küçük balıklara ilgi göstermesi gerekiyor. İstavrit, mezgit kilo 50, barbun da kilo 100 TL’den gidiyor ama vatandaşın gözdesi somon balığı. Ramazan ayında doyurucu olması ve kılçıksız olmasından dolayı en çok somona rağbet gösteriliyor. Tezgaha gelen 100 kişiden 90’ı somon alıyor. 1 kilo somonla 3 kişi rahatlıkla doyuyor. Çorba ve salata ile birlikte iftarı açıp, salata ile balığı tükettiğinde 3 kişi doyarak sofradan kalkabiliyor. Bunu da 100 TL’ye hallediyorlar. Şu anda memlekette en ucuz et kaynağı balık. Tavuk da kırmızı et de çok pahalı. Vatandaşlar bunu bildiğinden balığa, özellikle somona rağbet gösteriyor” şeklinde konuştu. Ayrıca Samsun’da çipura kilo 220 TL, levrek kilo 220 TL, tirsi kilo 100 TL ve hamsi de kilo 100 TL’den alıcı buluyor.
İstanbul ’’İşletmeler, hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ediyor’’ Online sipariş alan işletmeler hızlı teslimat konusunda yatırımlarını artırıyor. Bu konuda işletmelerin tercihi ise sektörün profesyonelleri oluyor. Restoran ve marketler online siparişlerin artması ile birlikte hızlı teslimat markalarına yöneldi. Hızlı teslimat markalarının restoran ve marketlerle yaptıkları iş birlikleri ve sektördeki gelişmelerle ilgili olarak Vigo’nun Satış Direktörü Fatih Yıldız açıklamalarda bulundu. Vigo Satış Direktörü Fatih Yıldız, hızlı teslimat sektörünün her geçen gün potansiyelini artırdığını, işletmeler için hızlı teslimat markaları ile iş birliği yapmanın ise artık bir gereklilik haline geldiğini belirtti. “Restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz” Hızlı teslimat markalarıyla iş birliği yapmanın restoran ve marketler için artık olmazsa olmaz olduğunu anlatan Fatih Yıldız, sektörün her geçen gün büyüdüğünü ve Vigo’nun küçük, orta ve büyük tüm işletmelere uygun koşullar oluşturduğunu dile getirdi. Yıldız, işletmelerin hızlı teslimat için profesyonel kurye şirketlerini tercih ettiğini vurguladı. Yıldız, konu hakkında şöyle konuştu: “Hızlı teslimat evde ya da ofiste insanların en önemli konforu haline geldi. İstediğiniz zaman istediğiniz siparişi verebiliyorsunuz ve siparişiniz çok kısa sürede kapınızda oluyor. Bu imkan tabi ki insanların zamandan kazanmasını sağlıyor. Restoran ve marketler de artık bu durumun kendileri için önemli bir gelir kalemi olduğunun farkına vardı. Ancak tabi işin operasyonel ve mali boyutlarını düşündüklerinde ortaya büyük bir efor çıkıyor. Burada da Vigo olarak biz devreye giriyoruz. “5 bini aşkın kuryemizle 40 şehirde müşterilerimize hizmet veriyoruz” Şirketimiz bugün 5 bini aşkın kuryesiyle 40 şehirde müşterilerine hizmet sağlayan bir hızlı teslimat markası. Müşterilerimize sunduğumuz teknolojiyle onların canlı kurye takibini, sipariş takiplerini kolaylıkla yapmalarını, gün sonunda ve ay sonunda yapacakları hesaplamaları kolaylıkla yapabilmelerini sağlıyoruz. Bugün bir restoran kendi kurye operasyonunu yapmak istese; motosiklet almak zorunda, kuryenin maaşı, sigortası var sonra motorun bakımı, yakıtı derken birçok şeyle uğraşmak zorunda kalacak. Hatta motor arızalansa ya da kuryesi rahatsızlansa yerine birini bulmaya çalışacak ya da siparişlere dönemeyecek bu da yine maddi kayıplara sebep olacak. “Vigo ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar” Bir de işletmenin Vigo ile çalıştığını düşünelim. Bizden kaç kurye talebinde bulunduysa istediği saatlerde istediği sayıda kuryemiz hazır oluyor. Olası bir aksilikte kuryemizin yerine başka bir kurye arkadaşımız geliyor ve hiç eksilmeden operasyonlarını devam ettirebiliyorlar. Kuryenin alacağı ücreti, motosiklet masraflarını da düşünmüyorlar. Profesyonel hizmet almanın en güzel yanı da tam olarak bu. Bu yüzden şirketimiz ile çalışan işletmeler sadece kazançlarını düşünüyorlar diyebilirim. “Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler ne yapmalı?” Kurye ihtiyacı olan restoran ve marketler kendilerine uygun şartlarda ve bütçede hizmet almak için Vigo’nun resmi web sayfasına girerek ‘Kurye ihtiyacım var’ seçeneği üzerinden bizlere başvuru yapabilirler. Satış ekibimiz hemen kendileriyle iletişime geçerek onlara destek olacaklar. Sonrasında şirketimizle ile çalışmanın rahatlığını yaşamak onlara kalıyor.”