POLİTİKA - 12 Şubat 2013 Salı 14:36

BDP GRUP TOPLANTISI (1)

A
A
A
BDP GRUP TOPLANTISI (1)

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, samimiyetle İmralı sürecinin ilerlemesi için gayret sarf ettiklerini belirterek, ``Bütün bunlara rağmen 1.5 aydır İmralı ziyareti gerçekleşmemişse, kesinlikle bu bizden kaynaklı değildir. Biliyorsunuz şimdiye kadar koster bozuktu, şimdi Başbakan bozuk; Ahmet Türk`e bozuk, o yüzden gidemiyoruz. Şimdiki bahane bu. Böyle bir bahane ile 100 yıllık sorun çözülebilir mi?`` diye konuştu.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında İmralı sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demirtaş, İmralı süreci için BDP olarak ellerinden gelen gayreti göstermeye devam ettiklerini belirterek, ``Bu konuda BDP`den destek istemeyen, desteğimize ihtiyaç duymayan olursa bunu da anlayışla karşılarız. ``˜Biz İmralı sürecini BDP olmadan da sürdürebiliriz` gibi bir yaklaşım varsa, biz sürecin İmralı boyutunu dışarıdan desteklemeye hazırız`` dedi.
``˜BDP İmralı`ya gitmezse her şey biter` demediklerini belirten Demirtaş, başka yöntem ve mekanizmalar varsa buna saygı duyacaklarını ifade etti. BDP olarak işin anayasal ve yasal reformları boyutuyla parlamento içi ve dışında mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Demirtaş, ``İmralı sürecini dışarıdan desteklemeye hazırız, takdir sizin`` dedi.
``SÜRECİ TIKAYAN BİZ DEОİLİZ``
``˜İmralı`da çok önemli bir aşamaya gelindi, ama isim krizi nedeniyle bu süreç ilerlemiyor` şeklinde bir algı dayatmasını da asla kabul etmeyeceklerini vurgulayan Demirtaş, ``Bizden kaynaklı bir süreç tıkanması falan yoktur. Buyurun, çalışmanızı sürdürün, biz dışarıdan destek olalım. Biz ille de İmralı`ya gideceğiz diye bir dayatmayla Sayın Ahmet Türk ve Sayın Ayla Akat gitmemiştir; hükümetin talebi ile bu gidiş gerçekleşmiştir`` diye konuştu.
BDP`nin resmi olarak, kurumsal desteği ve katkısı isteniyorsa, buna katkı sunmaya hazır olduklarını da ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:
``Bu konuda bizim bir süreci tıkayan tavrımız olmadı, olmayacak. Ama BDP`ye, kurumsal yapısını, kurumsal kişiliğini dikkate almadan, adeta ortada bir kurum yokmuş gibi, dışarıdan bireysel görevlendirmelerle, ``˜ben istediğim rolü biçerim` gibi bir anlayışla bu süreci yürütemeyiz. Böyle bir durumda BDP bu anlayışa katkı sunmaz, sunamaz. Bununda net anlaşılması lazım. Mevcut durumdaki bu yapay krizi, hükümetin ürettiği bu yapay krizi aşmak istiyorlarsa biz eş başkanlar olarak, bu yapay krizi aşmak konusunda inisiyatif sahibiyiz, kararlılık sahibiyiz. Ama yok İmralı`da olası sürecin çökme ihtimaline binaen, BDP`yi günah keçisi olarak elde tutmayı düşünüyorsanız, biz bu oyuna da izin vermeyiz. Sürekli BDP`yi kriz çıkaran, süreci tıkayan bir pozisyonda tutuyormuş gibi gösterip, süreç tıkanırsa da ``˜suç BDP`nindir` deyip eğer bu işin içinden sıyrılmak gibi küçük bir hesap varsa bu da sürecin ciddiyeti ile bağdaşmaz, buna yakışmaz.``
``ÖNCE KOSTER BOZUKTU, ŞİMDİ BAŞBAKAN BOZUK``
BDP olarak sürecin ilerlemesini istediklerini belirten Demirtaş, ``Biz iktidar partisinin suçlu olduğunu ispatlamaya çalışmıyoruz. Biz samimiyetle sürecin ilerlemesi için gayret sarf ediyoruz. Bütün bunlara rağmen 1,5 aydır İmralı ziyareti gerçekleşmemişse, kesinlikle bu bizden kaynaklı değildir. Biliyorsunuz şimdiye kadar koster bozuktu, şimdi Başbakan bozuk; Ahmet Türk`e bozuk, o yüzden gidemiyoruz. Şimdiki bahane bu. Böyle bir bahane ile 100 yıllık sorun çözülebilir mi? ``˜Türkiye`nin en büyük sorununu çözmek için elimizi taşın altına koyduk` diyeceğiz. Ama isimler konusunda, bir iki cümle konusunda takıntı varmış gibi davranıp, süreci tıkayan bir pozisyon yaratacaksınız. Bu süreç böyle bir anlaşıla hızlı ilerlemez. Kaybedecek zamanımız yok. Türkiye toplumu 30 yıldır bu barışı bekliyor, bu barışı özlüyor. Bu süreç uzadıkça provokasyonlara, tehditlere açık hale geliyor. Hükümetin, Sayın Başbakanın ciddiyetle meseleye yaklaşmasını bekliyoruz. Umut ediyorum ki, en kısa sürede ilerleme olur. Çünkü sokaktaki pratik şu anda halka umut veren bir pratik değil`` diye konuştu.
``BİNGÖL`E TAHSİS EDİLEN BİN YENİ KORUCU KADROSU, ORMAN İŞÇİSİ OLARAK ALINSIN``
Bingöl`de bin yeni korucu kadrosu tahsis edildiğini belirten Demirtaş, ``Niye buna ihtiyaç duyuyorsunuz? Madem barış olacak, madem silahları susturmaya çalışıyoruz; biz koruculuğun kaldırılmasını isterken, Bingöl gibi bir yere nişe bin korucu kadrosu tahsis ediyorsunuz? Bütün bunlar pratikte çözün anlayışının hayata geçmediğini, kolay kolay da pratiğe yansımayacağını gösteren vahim örnekler. Bu bin korucu kadrosun orman Bakanlığına devredip, bu insanları orman işçisi olarak işe alsanız, buradan vereceğiniz mesaj çok daha güçlü bir barış mesajı olmaz mı?`` diye konuştu.
``HİÇBİR PARTİYLE ANAYASA KONUSUNU KONUŞMADIK``
Meselenin en önemli boyutlarından birinin anayasa olduğunu kaydeden Demirtaş, ``Bu konu ister İmralı`da isten Oslo`da konuşulsun, ister Ankara`da konuşulsun, Anayasa`da tarif edilmek zorunda. Anayasa bu işin can damarıdır. Sadece Kürt sorunu açısından değil, Türkiye`deki bütün hak ve özgürlükler açısından can damar anayasadır`` dedi.
Demirtaş, 1.5 yıldır anayasa uzlaşma Komisyonu`nun yeni anayasa için gayret ortaya koyduğunu, masada kalmaya devam edeceklerini belirterek, şunları sövyledi:
``Bizim için aslolan dört partinin parlamentoda, geri kalanların da dışarıda konsensüsle yapacağı, en geniş desteği almış bir halk anayasasını, sivil özgürlükçü bir anayasayı hayata geçirmektir. Biz tek başımıza anayasa yapamayız, sayısal gücümüz olsa da yapamayız; siyaseten de ahlaken de doğru değil. Siyasal gücü olan dahi tek başına anayasa yapmamalıdır. Fakat Uzlaşma Komisyonunda bir netice alınamıyorsa, oradan yeni bir anayasa çıkmıyorsa, başka alternatifleri değerlendirmek de elbette siyasi partilerin kendi takdiridir. Bu konuyu başka bir yere çekmeye gerek yok. Biz hiçbir partiyle Uzlaşma Komisyonu dışında anayasa konusunu açık veya kapalı, şu veya bu şekilde asla konuşmuş değiliz, Uzlaşma Komisyonu masası var olduğu sürece de konuşmayız. Bu, uzlaşma Komisyonuna ve o komisyonda çalışan arkadaşlarımıza hakaret olur. O komisyon çalışmalarını sürdürdüğü müddetçe hiçbir yeni arayışa girmeyiz. Bizim uzlaşma aradığımız yer Uzlaşma Komisyonu masasıdır. O çalışmalarımızı desteklerimizi sürdüreceğiz.``
``PAZARLIK DEОİL, UZLAŞMA ARAYIŞI``
Anayasa tekliflerinde sadece Kürt diline özgürlük değil; Çerkez, Arap, Laz ve Türklerin diline de özgürlük olduğunu belirten Demirtaş, ``Çünkü bugün Türkiye`de Türkçe de özgür değildir. Konuştuğumuz şeyin ne kadar Türkçe olduğu da aşikar. Türk dilinin bile korunmadığı ortada`` dedi.
BDP ile uzlaşılmadan, BDP`nin sunduğu teklifler dikkate alınmadan hiçbir partinin özgürlükçü bir anayasa yapamayacağını belirten Demirtaş, ``Bizimle uzlaşmaya çalışmayan hiçbir anlayış yeni anayasaya, özgürlükçü anayasaya yaklaşamaz bile. Biz herhalde köhnemiş, statükocu darbe anayasasının maddelerinin rötuşlanmış halini destekleyecek değiliz, yıllardır bunun için çaba gösteriyoruz`` dedi.
Partilerin BDP`nin anayasa teklifine bakmasını isteyen Demirtaş, ``Biz bu konuda kiminle olursa olsun, ister 4 partiyle, ister 2 partiyle uzlaşma konusunda ilkesel davranınız, bütün bu tekliflerimizin, ortaya koyduğumuz demokratik önerilerin arkasında durarak elbette ki yeni bir anayasa için çaba sarf ederiz; bunun adı da pazarlık olmaz, yeni bir anayasa için uzlaşma arayışı olur. Biz kimseyle kapalı, açık hiçbir pazarlık yürütmeyiz. Bu siyaseten de yanlış değildir. Pazarlık yapmak da yanlış değildir ama biz insan hakları ve demokrasi konusunun pazarlık konusu yapılamayacağı ilkesinden hareket ediyoruz`` dedi.
Demirtaş gelecek hafta milletvekillerinin Karadeniz Bölgesi gezisi düzenleyeceklerini de belirterek, ``İnanıyorum ki Karadeniz halkı da barış ve özgürlük mesajlarını en görkemli şekilde kucaklayacaklardır`` dedi.
KADİR İNANIR`A TEŞEKKÜR
Demirtaş, İmralı sürecini destekleyen açıklamaları dolayısıyla sanatçı Kadir İnanır`a teşekkür etti. Demirtaş, ``Karadeniz`in yetiştirdiği saygın sanatçılardan Kadir İnanır`ın cesur açıklamalardan dolayı kutluyorum. Diğer sanatçıların da bu sürece bu kadar cesur tavır koyarak destek sunmalarının önemli olduğunu belirtmek istiyorum`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.