POLİTİKA - 24 Mart 2017 Cuma 01:00

Bakan Soylu Diyarbakır’da STK ve kanaat önderleri ile bir araya geldi

A
A
A
Bakan Soylu Diyarbakır’da STK ve kanaat önderleri ile bir araya geldi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörü tasfiye noktasındaki kararlılık sonucunda yapılan operasyonlarla bölgeye yatırımların geldiğini belirtti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, terörü tasfiye noktasındaki kararlılık sonucunda yapılan operasyonlarla bölgeye yatırımların geldiğini belirtti. 16 Nisan’da referanduma sunulacak olan yeni sistemin laf üretilen değil, iş üretilen bir sistem olduğunu ifade eden Bakan Soylu, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) göndermede bulunarak, “Bir şey önermiyor. Bir projesi yok. 2019’da Cumhurbaşkanımızla Kılıçdaroğlu karşılıklı aday olsun. 2019’da kaybettiği zaman peşine tenekeyi takarlar” dedi.


Referandum çalışmaları kapsamında Diyarbakır’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, akşam bir otelde düzenlenen yemekte sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Vali Hüseyin Aksoy, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Ebubekir Bal, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Demir, Büyükşehir Belediye Başkanı Cumali Atilla, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, Çermik Belediye Başkanı Şehmus Karamehmetoğlu, Çüngüş Belediye Zübeyir Arslanca ve muhtarların da katıldığı yemekte bir konuşma yapan Bakan Soylu, kendi içerisindeki en ufak meseleleri bile halledemeyenlerin kendilerine akıl veremeyeceğini ifade ederek, “Bize aklı şu anda faşizmin tam göbeğine oturmuş olanlar veremez. Bize aklı sadece kelle hesabı, çıkar, para hesabı yapanlar veremez. Bize aklı istişaremiz, müşaveremiz, ortak danışmamız verir. Biz yolumuzun ne olduğunu iyi bilenlerdeniz. Benim içim acıyor. 13-14 yaşında bir genç kızı annesinin sevgisine en çok ihtiyacı olduğu bir dönem içerisinde dağa kaçıran ve orada ona ahlaksızca davranan, onu bir terörist haline getirmeye çalışan, ona sapkın fikirler yerleştirmeye çalışanlardan hepimiz sorumluyuz. İmamı da, öğretmeni de, içişleri bakanı da sorumludur. Biz bu sorumluluğu ortadan kaldırmakla mükellefiz” diye konuştu.



“Çalışanın emeğinden para kesilip dağa gönderilir mi?”


Belediyelere yapılan görevlendirmeler ile ilgili konuşan Bakan Soylu, görevlendirmelerden önce terör örgütüne para aktarıldığını anımsatarak, “Hani ilçesinde bir kaymakam, bir belediye başkan vekili gayret gösteriyor, enerji ortaya koyuyor. 5 ay içerisinde 160 milyon liralık yatırım planlıyor. Bunun bir bölümünün ihalesini yapıyor. Bir bölümünü harekete geçiriyor. Kulp ilçesine geliyoruz 60 milyon liralık yatırım. Kendi ilçesine kanalizasyondan içme suyuna kadar, parkından meslek lisesine kadar hepsini tek tek yapmaya çalışıyorlar. Sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin yapmaya çalıştıkları. Allah’ınızı severseniz çalışan insandan, emeğinden para kesilip de terör örgütüne gönderilir mi? Bu nasıl bir şeydir. Kandil’de yaşayanların hangi bir parçası şu salonun içindeki insanlarla özdeşleşiyor. Hangi dünyaya bakışı, hangi kıblesi bizimle özdeşleşiyor. Onlar kim ki bize akıl veriyor, bizi idare etmek için çaba sarf ediyor. Onla kim ki benim Kürt kardeşimle arama nifak sokmaya, fitne tohumu sokmaya çalışıyor. Kim onlar?” ifadelerinde bulundu.



“Operasyonları yapmasaydık yatırımcı gelmezdi”


Terörü tasfiye noktasındaki kararlılık ortaya konulmasaydı yatırımcıların gelmeyeceğini dile getiren Bakan Soylu şunları kaydetti:


“Lice’deki operasyonları yapmasaydık ki devam ediyoruz. Mardin’deki, Amanoslar’daki, şehir içi yapılanmalar ile ilgili operasyonları yapmasaydık ki devam ediyoruz, bugün bu yatırımcıların hiçbirisi Diyarbakır’ı, Muş’u, Hakkari’yi, Yüksekova’yı, 23 ilin hiçbirini tercih etmezdi ve daha doğrusu hiçbir yeri tercih etmezdi. Batı’yı da tercih etmezlerdi. Van’da 4 bin 417 kişiye istihdam sağlanacak, 1 Milyar TL yatırım yapılacak. Mardin’de 28 bin 90 kişiye istihdam sağlanacak ve 4 buçuk milyar TL yatırım yapılacak. Siirt’te 7 bin kişiye istihdam sağlanacak, 3 milyar TL yatırım yapılacak. Bingöl’de 8 bin 680 kişiye istihdam sağlanacak ve 2 milyar TL yatırım yapılacak. Diyarbakır’da 37 bin 246 kişiye iş, aş, ekmek sağlanacak 6 buçuk milyar TL yatırım yapılacak. Biz sadece terörizmle mücadele etmiyoruz. Hem demokrasi hem hukukun üstünlüğü hem de ekonomik, sosyal, siyasal politikaların olduğu bir anlayışın gerçekleşmesinin mücadelesini veriyoruz. Biz bundan vazgeçmeyiz. Biz sadece yol, köprü, baraj yapmadık. Herkesin kendisini ifade edebileceği bir iklim oluşturduk. Bu coğrafyada bizim olmadığımız bir oyunu ne kurdururuz ne de müsaade ederiz. Herkes bunu böyle bilsin”



“Karar milletimizin kararıdır”


16 Nisan’da yapılacak referanduma da değinen Bakan Soylu, şu ifadelerde bulundu:


“Karar milletimizin kararıdır. Başımızın gözümüzün üstüne. Bu 18 madde milletin talebidir. Milletin kendi kararıyla beraber yönetmeye amir kılan bir akıldır. Yoksa bir gün Yargıtay’ı başımıza getirirler, bir gün Anayasa Mahkemesini bize patron kılarlar, bir gün Danıştay’ı, bir gün rahmetli Özal’ı hanımıyla, çocuklarıyla beraber mahkum etmeye çalışan, rahmetli Menderes’in kasasına iç çamaşırı yerleştirip, onun fotoğrafını çekerek kendi gazetelerinde yayınlayan, bir gün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a attıkları iftiralarla onu millet nezdinde zayıflatmaya çalışan medya patronlarını patronumuz yaparlar. Bir gün IMF’nin orta dereceli memurunu getirip patron yapmaya çalışırlar. Biz 16 Nisan’da bunlara bir itiraz gerçekleştireceğiz. Sizin adamlarınız değil millet patrondur diyeceğiz. 15 yılda yüzde 34’den yüzde 52’ye çıkmak bu coğrafyada kolay bir iş değildir. Bu kadar sıkıntının arasında kolay bir iş değildir. Bu ay 6 tane insansız hava uçağımız İçişleri Bakanlığımızın envanterine, jandarmamızın envanterine ikisi silahlı insansız hava uçağımız dahil edildi. İsrail’den almadık kendimiz ürettik. Üzerinde ay yıldızlı patent var. Biz bugün insanımızın ayağına birinci sınıf insan olduğuna inandığımız için doktor da gönderiyoruz, hemşire de gönderiyoruz, ilaç da gönderiyoruz. Yüzde 34’den 52’ye böyle çıktık ama CHP durduğu yerde böyle durur. Yüzde 25, 24, 26. Bir ileri bir geri. CHP’nin Diyarbakır’da bir derdi yok benim var. Onun Diyarbakırlıyla bir ortak noktası yok benim var. Bir şey önermiyor. Bir projesi yok. Hadi ben 2023 dedim. Mübarek sen de 2030 de. 2053 dedik sen de 2060 de. Bir şey söyle. Biz şehir hastanesi dedik sen de bölge hastanesi de. Biz otomobil yapacağız dedik sen uçak yapacağız de. Bir şey söyle bu millete. Yeni sistem laf üretilen değil, iş üretilen bir sistemdir. 2019’da Cumhurbaşkanımızla Kılıçdaroğlu karşılıklı aday olsun. Tartı Cumhurbaşkanımız adına biraz haksız ama hadi aday olsun. Şimdiki sistemde zaten genel başkan, devam edecek. Şu salon kadar adam ayarladın mı sırça köşkte oturmaya devam. Sistem bunun üzerine kurulmuş. 61 ve 82 anayasaları rahmetli Menderes’in kanı, bu milletin ıstırabı üzerine inşa edilmiş. Hayırsız anayasalardır bunlar. Hala bu anayasaları savunmak onların en önemli görevi olarak ortada durmaktadır. 2019’da kaybettiği zaman peşine tenekeyi takarlar yallah derler. Burada temel meselelerden bir tanesi de budur. Yeni sistemde proje üretmek zorundasınız, birileriyle beraber işbirliği yapmak zorundasınız ama PKK ile FETÖ ile değil. PKK ve FETÖ ile işbirliği yaparsan tarih seni affetmez. Avrupa tarihinin en zayıf noktasında. Ortak anayasa yapamamış, ortak para birimine geçememiş. Almanya neredeyse hepsini tek elden yönetmek istiyor. İngiltere bunu görüp kaçmış. Irkçılığın ve faşizmin tam göbeğine oturmuşlar. 15 yılda son 300 yılda açılan makası iyice kapatıyoruz. Şimdi bu makası biraz daha kapatmamız lazım. Arkamıza dönüp bakmaktan yorulduk yeni bir 15 Temmuz gelir mi diye. Bu sistemle kimse gelmeyeceğini garanti edemiyor. Bu sistemle yeni bir 28 Şubat gelmeyeceğini kimse garanti edemiyor. Bu endişelerimizi geride bırakmak istiyoruz. Milletimizin dünyaya söyleyeceği sözün hüküm olduğu bir Türkiye istiyoruz. Namluyu görüp de geri dönmeyen siyasi adama ender rastlanır. Biz güçlü bir lider bulduk. Bu meseleleri ancak Tayyip Erdoğan ile beraber aşarız”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Turizmde Sivas hızına hız katacak Sivas Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde hazırlanan ‘Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’ açılış toplantısı, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir Başkanlığında gerçekleştirildi. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) öncülüğünde hazırlanan ve kentin turizm rakamlarını artıracağı düşünülen Turizmde Sivas’ın Hızına Yetiş Projesi’nin açılışı yapıldı. STSO’da gerçekleştirilen açılış toplantısına; Sivas Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan, Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Buruciye AŞ Genel Müdürü Mustafa Altun ve Turizm tesislerinin personel ve yöneticileri katıldı. Projeyi Oran Kalkınma Ajansı ile birlikte yürüttüklerini belirten Başkan Özdemir, “Sivas’ın Hızına Yetişin” projemizin başlığında yer alan hız kavramı, Yüksek Hızlı Trenin ilimize gelmesiyle oluştu. Yüksek Hızlı Trenimizin Sivas’a getirdiği en önemli katkı, turizm sektörüne yapacağı katkıdır. Sivas’a daha çok turist getirmek adına turizm sektörüne eğitim anlamında faydalı olmak istedik. Hocalarımızın bilgilerini sektör yöneticilerine ve çalışanlarına aktarmak adına bu projeyi yaptık” ifadelerini kullandı. Programda konuşan Oran Kalkınma Ajansı Sivas İl Koordinatörü Yunus Emre Şeker, Sivas TSO’nun şehrin önemli meselesine dayanan bir proje hazırlayarak destek almaya hak kazandığını ifade etti. Programların projeler geldikçe var olduğunu belirten Şeker, projelerdeki üst amacın Hızlı Tren odağında Sivas’ın turizm hamlesine katkı sunmak dedi. Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürü Aziz Erdoğan ise, Turizm sektörünün gelişmesinde Sivas TSO’na teşekkür ederek, projenin sonucunda güzel bir çıktı elde edileceğine inanıyorum dedi. Sivas’ta bulunmaktan ve böyle bir proje yer almaktan memnuniyet duyduğu ifade eden Eğitmen Doç. Dr. İrfan Mısırlı, verilecek olan eğitimler hakkında bilgiler verdi. Sekiz gün sürecek olan eğitimlerde; Konukla İletişim, Müşteri Memnuniyeti, Sosyal Davranış Kuralları ve özellikle Misafir ve İnsan İlişkileri konuları üzerine eğitimler verilecek. Eğitim programını tamamlayan katılımcılara sertifika verilecek.
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.