GENEL - 17 Mart 2018 Cumartesi 17:47

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diyarbakır’la et ile tırnak gibiyiz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diyarbakır’la et ile tırnak gibiyiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır ile etle tırnak gibi olunduğunu belirterek, kentin uğradığı tüm sıkıntıları, maruz kaldığı tüm zulümleri geride bırakarak, aydınlık geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır ile etle tırnak gibi olunduğunu belirterek, kentin uğradığı tüm sıkıntıları, maruz kaldığı tüm zulümleri geride bırakarak, aydınlık geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyeceğini vurguladı. Yaptıkları reformlarla demokratikleşmenin güçlendirilmesi konusunda cesur adımlar attıklarını ve demokratikleşmenin hiç bitmeyecek bir yolculuk olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizde hangi kesimin sorunu varsa çözümü için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Ama kat ettiğimiz mesafeyi de asla gözden ırak etmemeliyiz. Türkiye’nin sessiz devrimini inkar etmek bu millete ve devlete yapılacak en büyük haksızlıktır” dedi.


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığının 6’ncı Olağan Kongresi’ne katıldı. Seyrantepe Kapalı Spor Salonu’nda yapılan kongrede konuşan Erdoğan, Diyarbakır’ın 16 Nisan halk oylamasında maalesef yüzde 32’lik “evet” oranıyla beklentilerinin çok altında kaldığını belirterek, kongrenin Diyarbakır’da yepyeni bir dönemin müjdecisi olacağını ifade etti. Diyarbakır’ı sevdiklerini, Diyarbakır’ın da kendilerini sevdiğini dile getiren Erdoğan, "Diyarbakır ile aramıza kimsenin girmesine de izin vermeyeceğiz. Bizim Diyarbakır ile aramızdaki kardeşlik hukuku öyle düne, önceki güne dayanmaz. Bizim kardeşlik hukukumuz Hazreti Adem ile başlamış, sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ümmeti olmakla perçinleşmiş, coğrafyamızdaki bin yıllık birlikteliğimizle de mühürlenmiştir. Bizim Diyarbakır ile muhabbetimiz buzdan heykel gibi güneşi görünce eriyen türden değil. Biz Diyarbakır ile etle tırnak gibiyiz. Biz Diyarbakır ile aynı bedenin iki yarısı gibiyiz. Hangi yarımız olmazsa diğeri de eksik kalır. Onun için Diyarbakır ile birlikteliğimiz inşallah hep devam edecek" diye konuştu.



"Diyarbakır’a çok büyük yanlışlar yapıldı"


Diyarbakır’ı, okuduğu İbrahim Halil Demir’e ait, “Medeniyetler abidesi ey Diyarbekir” şiirindeki gibi bildiklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:


"Diyarbakır uğradığı tüm sıkıntıları, maruz kaldığı tüm zulümleri geride bırakarak, aydınlık geleceğe doğru kararlı adımlarla ilerleyecek. Gerçekten Diyarbakır zor günler geçirdi. Diyarbakır’a geçmişte çok büyük yanlışlar yapıldı. Birazda bu yüzden Diyarbakır terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline geldi. AK Parti’yi kurma çalışmalarımız sırasında bölgeyi ziyaret ettiğimizde, buradaki dostlarımıza, ‘Hükümete geldiğimizde bizden ne isterseniz’ diye soruyordum. Aldığımız cevap, ‘Olağanüstü hali kaldırın, başka bir şey istemeyiz’ oldu. O dönemin OHAL’i ile bugünü karıştırmayın. Bugün OHAL yetkilerinin yüzde 5’i bile kullanılmıyor. Özellikle hak ve özgürlükler konusunda en küçük bir kısıtlama bile söz konusu değil. İktidara geldiğimizde, daha ilk ayda OHAL’i kaldırdık. Bürokratik vesayeti kırdıkça, demokrasimizin güçlendirilmesi konusunda daha cesur adımlar attık. Hükümetlerimiz döneminde özgürlük ve demokrasi çıtasını yükseltmek için eskiden talep edilen ne varsa hemen hemen hepsini harekete geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemeleri gibi özel yargılama usullerini kaldırmaktan, işkenceye sıfır tolerans uygulamasına kadar pek çok reforma imza attık. Yanlış uygulamalara birer birer son verdik. Yerleşim yerlerinin isimlerinden, çocuklara istenilen adların verilmesine kadar pek çok konu vardı. Farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi, bunlarla film ve müzik yapılması, akademik çalışması yapılması gibi talepler birer birer hayata geçirildi. Demokratikleşme elbette hiç bitmeyecek bir yolculuktur. Zaman geçtikçe, şartlar değiştikçe elbette beklentiler ve taleplerde değişecektir. Ülkemizde hangi kesimin sorunu varsa çözümü için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Ama kat ettiğimiz mesafeyi de asla gözden ırak etmemeliyiz. Türkiye’nin sessiz devrimini inkar etmek bu millete ve devlete yapılacak en büyük haksızlıktır. Biz kimsenin kökenine, meşrebine, doğduğu yere bakmayız. Rizeli Tayyip Erdoğan’dan bir kuldur, Diyarbakırlı Mehmet de Allah’ın bir kuludur. Şayet illa bir üstünlük sebebi arayacaksak, bakacağımız yer takva olacaktır. Hal böyleyken birilerinin illa kökeninden dolayı bir takım ayrıcalıklar, ilave haklar istemesini vicdana kabul ettirmek mümkün değildir. Ülkemizde sadece Kürt olduğu için baskı gören, haksızlığa uğrayan kim varsa, Tayyip Erdoğan olarak onun yanında yer alır, onunla birlikte mücadele ederim. Ülkemizde sırf inancından dolayı ayrımcılığa maruz kalan varsa onun da yanında olurum.”



"İnlerine gireriz dedik, girdik"


Türkiye’nin 81 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle bir bütün olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:


"Kimsenin ötekileştirmesi ve dışlaması söz konusu olamaz. Tek millet, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Arap’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü ve Roman’ı ile 81 milyon tek millet. Tek bayrak. Tek vatan, vatanımızı böldürmeyiz. Yok PYD, PKK böyle bir şey olamaz. 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yoktur. Öyleyse biz bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Mesele bu. Devlet kurmanın, devleti yaşatmanın öyle kolay olmadığını çevremizde yaşanan hadiseler bizlere gösteriyor. Onun için ne dedik, ‘kimse bu ülkeyi bölmeye gayret etmesin. İnlerine gireriz dedik.’ Cudi’de girdik, Gabbar’a girdik, Bestler Dereler’de girdik, ‘gerekirse Kandil’de de gireriz’ dedik ve orada da girdik. Bu dört ilke, ülke ve millet olarak istiklalimizin teminatıdır. Bunlardan birinin bile yıpratılmasına rıza gösteremeyiz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.