GENEL - 15 Mayıs 2018 Salı 18:49

Diyarbakır’da Kudüs protestosu

A
A
A
Diyarbakır’da Kudüs protestosu

Diyarbakır’da ABD’nin Telaviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin 62 Filistinliyi katletmesi, sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.

Diyarbakır’da ABD’nin Telaviv Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerlerinin 62 Filistinliyi katletmesi, sivil toplum kuruluşları tarafından protesto edildi.


Filistinliler için "Büyük Felaket" olarak tanımlanan Nakba’nın yıl dönümünde ABD’nin Tel Aviv’de bulunan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve İsrail askerleri tarafından 62 Filistinlinin katledilmesi Diyarbakır’da yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto edildi. İslami Sivil Toplum Kuruluşları öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe, AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak ve partililer de katıldı. Vatandaşlar, öğleden sonra saat 14.00 sularında İstasyon Meydanında bir araya geldi. “Kudüs, İsrail ve ABD’ye mezar olacak” yazılı pankart açan kitle üzerinde ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla ile birlikte Sur Çift Kapıya doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca tekbirler getiren grup, sık sık İsrail ve ABD aleyhinde sloganlar attı. Sur Çift Kapıda son bulan yürüyüş sonunda basın açıklaması yapıldı.



Kukla ayaklar altına alındı


Basın açıklaması öncesi ABD Başkanı Trump ve İsrail Başkanı Netanyahu’nun resimlerinin bulunduğu “Terörist” yazılı kukla yere atılıp, tekmelendi. Grup içerisinde bazılarının kuklayı yakmak istemesi üzerine güvenlik gerekçesiyle kukla uzaklaştırıldı.



“Sözde bağımsızlığın 70’inci yılını Müslüman kanı dökerek kutlama kararı almışlar”


Açıklamayı İslami Sivil Toplum Kuruluşları Yönetim Kurulu üyesi Yunus Memiş, okudu. Memiş, “Mübarek bir zaman dilimindeyiz. Yarın Şaban ayının son günü. Yarın gece tüm İslam coğrafyasında teravih kılınacak ve sahura kalkacağız. Çarşamba günü Hicri 1439’un Ramazan’ın ilk günü. Böyle mübarek günleri kana bulamak Siyonist aklın vazgeçilmezi oldu. Irkçı emperyalizm bu mübarek günleri yine kana buladı. Bugün işgalci İsrail yine Filistin’de katliam yapıyor. 50’den fazla şehidimiz 2000’in üzerinde yaralımız var. Seçildiği günden beri, aynen önceki ABD başkanları gibi, dünyanın baş belası olan Trump küstahlıklarına devam ediyor. Trump, 7 ay önce ‘ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağız’ demişti. Geçtiğimiz hafta Kudüs sokaklarına Arapça, İngilizce, İbranice ‘ABD Büyükelçiliği’ levhaları asılmıştı. Bugün 14 Mayıs. İşgalci İsrail’in sözde bağımsızlığının ilanının 70. yıl dönümü. Katil ABD ve işgalci İsrail bu sözde bağımsızlığın 70’inci yılını Müslüman kanı dökerek kutlama kararı almışlar. Şimdi bu şeytani kararın gereğini yapıyorlar” dedi.



“İsrail sözden anlamaz, İsrail ancak güçten anlar”


İsrail ile her türlü ilişkinin teröre ve akan kana ortak olma olduğunu vurgulayan Memiş, “Kim ne derse dersin, İsrail, meşru bir devlet değil bir terör örgütüdür. Kim ne derse desin, İsrail, bu coğrafyanın doğal bir üyesi değil bir işgalcidir. Kim ne derse desin, İsrail’le her türlü ilişki Siyonist teröre destek olmak, akan kana ortak olmaktır. Kim ne derse desin, ABD ve İngiltere, İsrail’in hamisidir. ABD ile stratejik müttefik olanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le her türlü anlaşmayı yapanların İsrail düşmanlığı tiyatrodur. İsrail’le mütemadiyen ticaret hacmini artıran hükümetlerin İsrail’in küstahlıklarına katkı sunduğunu kim inkar edebilir? İsrail’le bağımlılık ilişkilerini artıran hükümetlerin İsrail’e cesaret verdiğini kim inkar edebilir? Siyonist İsrail, şımarıklığının, küstahlığının, eli kanlı oluşunun gereğini yapıyor. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den vicdan ve merhamet beklemez. Aklı başında olan hiçbir insan İsrail’den insanlık beklemez. Siyonist İsrail ile barış ve adalet kelimelerinin yan yana gelmesi mümkün değildir. İsrail’e söz söylemek gereksizdir. İsrail sözden anlamaz. İsrail ancak güçten anlar. Bizim sözümüz, sitemimiz, serzenişimiz, kendi geleceklerini İsrail’le iyi ilişki kurmakta gören herkesedir. İslam ülkelerindeki hükümetlere işgalci İsrail ile işbirliği kötülük olarak yeter” diye konuştu.



“Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar”


İsrail bu topraklarda olduğu müddetçe bu coğrafyaya barış gelmeyeceğini kaydeden Memiş, “Müslüman idareciler İsrail ile ilişkiyi ikbal meselesi olarak gördükleri müddetçe zalimlere karşı tek bir cesur adım atamayacaklardır. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, yanlıştan dönün. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, ABD’nin, İsrail’in peşinden gitmekten vazgeçin. Ey İslam ülkelerinin yöneticileri, eli ayağı parçalanmış çocuklar aşkına, kafası uçurulmuş, beyni dökülmüş çocuklar aşkına, gözlerindeki dehşetle yardım bekleyen çocuklar aşkına yanlıştan dönün. Herkes biliyor, herkes şahit ki, telefon diplomasisiyle, lanet okumayla, kınamayla zulüm bitmiyor. İsrail yaptırımdan anlar. İsrail güçten anlar. Allah için yırtıp atın İsrail ile yapılmış anlaşmaları. Bunları yapmaya gücünüz yetmiyorsa Allah için çıkın ve gerekçelerinizi söyleyin. Bir buçuk milyar Müslüman sekiz milyonluk İsrail’i tükürse boğar. Korkmayın, Allah aşkına cesur olun. Siz gereğini yapmazsanız bu milletin içerisinden İsrail’e ve dünyanın tüm zalimlerine haddini bildirecek yiğitler çıkacaktır. Cenabı Allah, zalimleri bizim elimizle cezalandıracaktır” ifadelerini kullandı.



“Pervasızca katliamlara devam edenler, yarın öfkemizle yüzleşeceklerdir”


Ardından konuşan Mavi Marmara gazisi Fikri Karavil ise, bugün meydanlarda yarın ise cephelerde olacaklarını vurguladı. Karavil, şunları söyledi:


“Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler yaşanan insanlık dramını görmezden gelse de Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gerekli ve yeteri etkin tepkileri göstermezse de Müslüman milletler, sömürgeci ABD ve Siyonist işgalcilere karşı sesini yükseltmeye devam edecektir. İslam düşmanları şunu bilsin ki, bugün meydanlardayız, ama yarın cephelerde olacağız. Bugün çığlığımıza sessiz kalanlar, pervasızca katliamlara devam edenler, yarın öfkemizle yüzleşeceklerdir. Muhakkak ki bir gün özgür Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da hep birlikte rabbimize yönelip şükür secdesinde bulunacağız.”


Konuşmaların ardından Ulucami İmamı Osman Yağmur dua etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.