GENEL - 16 Ağustos 2018 Perşembe 11:36

“PKK Türkiye’nin kaderi olmaktan çıkacaktır"

A
A
A
“PKK Türkiye’nin kaderi olmaktan çıkacaktır"

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, son zamanlarda yapılan başarılı operasyon ve yürütülen siyasetle PKK’nın belinin kırıldığını belirterek, "2019’un sonbaharında PKK Türkiye’nin kaderi olmaktan çıkacak ve tarihin çöplüğünde kendisine yer edinecektir" dedi.

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, son zamanlarda yapılan başarılı operasyon ve yürütülen siyasetle PKK’nın belinin kırıldığını belirterek, "2019’un sonbaharında PKK Türkiye’nin kaderi olmaktan çıkacak ve tarihin çöplüğünde kendisine yer edinecektir" dedi.


Sözen, PKK terör örgütünün ilk eylemimi gerçekleştirmesinin üzerinden geçen 33 yıllık zaman zarfında ilk defa PKK’ya bu kadar ağır kayıplar verildiğini söyledi. Sözen, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dediği gibi ilk defa sınırlar içindeki örgüt üyelerinin sayıları 750 civarına düştüğünü ve bunların da yakın zamanda etkisiz hale getirileceğini dile getirerek, "Her hafta ortalama 30-40 teröristin etkisiz hale getirildiği bir ortamda en geç Allah’ın izni ile 2019’un sonbaharında PKK Türkiye’nin kaderi olmaktan çıkacak, tarihin çöplüğünde kendisine yer edinecektir. Terörle mücadele tarihimizde bunun kadar olmasa da defalarca PKK terör örgütünü ‘Köprü’ pozisyonuna getirmemize rağmen maalesef ‘Tuş’ etmeyi beceremedik. Tam ‘Tuş’ edip PKK’yı bitirecekken terörün bitmesini istemeyen şer güçleri sözde barış, sözde ateşkes gibi içi boş söylemler kullanmak suretiyle güreşi tekrar ayakta başlatıp tam bitme pozisyonuna gelen PKK’ya yeniden can simidi olmuşlar, PKK’nın yeniden toparlanmasına zemin hazırlamışlardır. İnşallah bu defa durum böyle olmayacak, ‘Köprü’ pozisyonuna getirdiğimiz PKK’nın belini kırıp ‘Tuş’ edeceğiz. Böylece 33 yılın sonunda güreşi sonuçlandırmış olacağız" dedi.



Sözen PKK’yı bitiren etkenleri açıkladı


Ziya Sözen, yıllar sonra PKK’yı bitirme pozisyonuna getiren etkenlerin neler olduğunu da açıkladı. Sözen, bir çok etken olmasına rağmen en önemli etkenleri şöyle sıraladı:


"Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki hükumetimizin terörle mücadeledeki kararlılığı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yıllarca PKK ile mücadele ettiklerini zannettiğimiz PKK ile işbirliği yapan ordudaki ve emniyetteki FETÖ’cülerin temizlenmesi, PKK’nın gerçek yüzünü gören bölge halkının PKK’ya mesafeli durması ve dağa katılımların durması. Bölge halkının devletimizle iş birliği içinde örgüt mensuplarını ihbar etmesi, örgütün başta uyuşturucu olmak üzere gelir kaynaklarının kurutulması, HDP’li belediyelere kayyum atanmasından sonra PKK’ya verilen eleman ve lojistik desteğin kesilmesi. Bölge halkının dilinden anlayan her kademedeki kaliteli yöneticilerin bölgeye atanması, devlet tarafından bölgeye ciddi yatırımların yapılması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun terörle mücadeledeki cesareti, dik duruşu ve kararlılığı. TSK komuta kademesinin kararlı mücadelesi ve bölge halkı ile terörü aynı kefede görmeyerek bölge halkına sıcak ve samimi davranışı, güvenlik korucularının etkin bir şekilde terörle mücadelede silahlı kuvvetlerimize yardımcı olması. Yerli ve Milli Savunma sanayimizin gelişmesi neticesinde üretilen milli ve yerli silahlanın terörle mücadelede etkin olarak kullanılması. Bunların başında İHA ve SİHA’lar gelmektedir. Sınır ötesine yapılan operasyonlar ile sınırlarımızın güvenli hale getirilmesi, derme çatma karakolların yerine tam güvenlikli ve donanımlı kale kollarının yapılması. Daha sayabileceğimiz birçok nedenden dolayı bitirme aşamasına getirdiğimiz PKK’yı ne pahasına olursa olsun, bu defa bitirmeliyiz. Bu defa bu şansı kaçırırsak yıllarca terör belası ile uğraşmak zorunda kalacağız”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”