SAĞLIK - 26 Mart 2017 Pazar 13:16

Reflüyü hafife almayın

A
A
A
Reflüyü hafife almayın

Gastroenteroloji Uzmanı Dr.

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Remzi Beştaş, reflünün ülserden kansere birçok hastalığa zemin hazırladığını belirterek, zamanında tedavisi ve takibi yapılması gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekti.


Memorial Dicle Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Remzi Beştaş, çoğu zaman ihmal edilen, hastalar tarafından çok önemsenmeyen bir hastalık gibi görünen reflünün aslında çok dikkat edilmesi gereken ve ciddi sonuçlara yol açan bir hastalık olduğunu vurguladı. Tedavi edilmediği zaman uzun süreli reflü hastalarında yemek borusunun alt kısmında erozyonlar oluşabildiğini aktaran Beştaş, “Zamanla ülserler oluşabilir ve bu dönemde kanamalar meydana gelebilir, yine yemek borusunun alt kısmında darlığa neden olabilir. Daha da önemlisi kanser zemini oluşturan barrett özofagusu oluşabilir. Bu nedenle reflü dikkate alınması gereken, zamanında tedavisi ve takibi yapılması gereken bir hastalıktır” dedi.



“Alkol ve sigaradan uzak durun”


Bazı gıdaların reflünün artmasına sebebiyet verdiğini aktaran Beştaş, “Bu gıdalar, bunu da yağ asit salgısının arttırarak ya da yemek borusunun altındaki sfinkterin basıncını azaltarak yapmaktadır. Reflüye neden olan gıdalar arasında çikolata, kahve, kola, domates, domates suyu, asitli içecekler ve meyveler bulunmaktadır. Alkol ve sigara tüketimi de reflüye sebebiyet vermektedir. Bir öğünde çok fazla yemeğin yenilmesi, midenin aşırı miktarda gıdayla doldurulması, sıkı elbiselerin giyilmesi, şişmanlık, kemerin sıkıca bağlanması gibi olaylar reflüye sebebiyet vermektedir. Bu hastalar yemek yedikten sonra uzanmamalı, yatmaya yakın yemek yememeli. Şişmanlık şikayeti olan hastalara da diyet yardımıyla zayıflamayı, yatarken baş seviyelerini boyundan itibaren hafif yüksek tutmalarını öneriyoruz. Reflünün bir medikal tedavisi, bir de yaşam tarzı değişimi dediğimiz iki tedavisi bulunmaktadır. Yaşam tarzı değişikliği daha çok reflü semptomları fazla olmayan, haftada iki ya da üçten daha az reflü semptomlarını yaşayan insanlarda verdiğimiz bazı yaşam tarzı tedavisi ve diyet değişiklikleridir, bir de ilaç tedavisi bulunmaktadır. Bu ilaç tedavisine yanıt vermeyen bazı vakalarda da cerrahi tedavi de bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. İlaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliği tedavisine rağmen reflü hala devam ediyorsa endoskopi dediğimiz, ucunda kamera olan bir aletle yemek borusu ve midenin incelenmesi gerekebilir ve bu incelemeden sonra da reflünün nedeni saptanır ve buna yönelik olarak tedavi yapılır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.