GENEL - 19 Nisan 2017 Çarşamba 17:09

Sigorta acenteleri yeni düzenlemeden dolayı endişeli

A
A
A
Sigorta acenteleri yeni düzenlemeden dolayı endişeli

Zorunlu trafik sigortasına getirilen ‘tavan fiyat’ uygulaması müşteriler tarafından olumlu tepkiler alırken, sigorta acentelerinin poliçeler üzerinden aldıkları komisyonların düşürülmesi acente sahiplerini düşündürüyor.

Zorunlu trafik sigortasına getirilen ‘tavan fiyat’ uygulaması müşteriler tarafından olumlu tepkiler alırken, sigorta acentelerinin poliçeler üzerinden aldıkları komisyonların düşürülmesi acente sahiplerini düşündürüyor. Yaklaşık 5 yıldır sigorta acentesi işleten Duygu Karabulut, “Satışlarda zorluk yaşıyoruz. Komisyon oranlarımız düştü. Bu şekilde devam ayakta kalmak çok zor” dedi.


Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan yeni düzenleme ile trafik sigortalarına ‘tavan fiyat’ uygulaması getirilmesi müşterileri memnun ederken, bölgede poliçe satmakta zorlanan sigorta acentelerini de endişeye sürükledi. Yaşanan olaylardan dolayı bölgede poliçe satmanın daha da zorlaştığını belirten sigorta acentesi işletmeni Duygu Karabulut, sigorta acenteleri olarak hem sigorta şirketlerinin teminat vermemesi hem de müşteri kaynaklı sorunlarının olduğunu bunun üzerine tavan fiyat uygulamasının da getirilmesiyle poliçe komisyon miktarlarının neredeyse yarı yarıya kadar düştüğüne ve bu şartlarda ayakta kalmanın çok zor olduğunu kaydetti. Sigorta acentelerinin sorunlarına dikkat çeken Karabulut, “Sektörel bazda birçok sorunumuz var. Hem bölgesel hem de amaçta sigorta şirketlerinin teminat vermemesi sorunlarımız var hem de müşteri kaynaklı problemlerimiz çok fazla. Tabi ki bunlar sigortacılık derneğimizin çalışmaları var fakat herhangi bir sonuç elde etmiş değiliz. Tavan fiyat uygulaması getirdiler. Bütün sigorta şirketlerinin basamak bazında verdikleri fiyatları eşitlediler. Tabi mevcut duruma bakarsak bundan iki yıl öncesine kadar sigorta fiyatlarında yüzde yüz bir artış oldu. Müşteri açısından tabi ki sıkıntılı bir süreç yaşadık. Poliçe satmak zorlaştı. Fiyatların yüzde yüz artmasını anlatmak zor oldu. 12 Nisan’da ise yüzde 30’luk bir indirim söz konusuydu fakat fiyatlara baktığımızda geçen yıl 5 bin 700 liraya kestiğimiz bir poliçeyi 12 Nisan itibariyle bin 300’e kadar kesebiliyoruz. Yani yüzde 60-70 bazı poliçelerde yüzde 80’e kadar bir indirim söz konusu” dedi.



“Bizim aleyhimize çevrilen bir durum oldu”


Yeni düzenlemenin müşteri lehine olduğunu kaydeden Karabulut, sözlerine şöyle devam etti:


“Ben müşteri olsam bu benim lehime olan bir durum fakat acentelere ne oldu? Biz acente olarak çalışıyoruz. Acenteler açısından kötü bir durum söz konusu. Bizim komisyon oranlarımız düşmekle birlikte sigorta poliçesini satmak bu şekilde de zor. Yani geçen yılki müşterimi aradığımda 5 bin 700’e kestiğin poliçeyi neden bu yıl bin 300’e kesiyorsun diye bir kargaşa yaşıyoruz. Hazine Müsteşarlığı’nın verdiği bir kararla sigorta şirketlerinin uyguladığı bir yöntem bu. Yüzde 80 gibi bir düşüş fakat onda bile satışlarda zorluk yaşıyoruz. Bizim komisyon oranlarımız düştü. Bu şekilde devam ederse ağ acentesi olarak çalışan arkadaşlarımdan söz ediyorum, ayakta kalmak çok zor. Müşteri çok memnun, halkımız çok memnun. Düşünün cebinizden 2 bin lira çıkıyorken şuanda 600-700 lira çıkıyor yada bin 500 çıkıyorken 400 lira çıkıyor. Müşteri çok memnun fakat sigorta şirketleri bu durumdan çok memnun değiller. Akabinde biz de çok memnun değiliz. Bizim için aleyhimize çevrilen bir durum oldu. Kestiğimiz poliçe üzerinden aldığımız komisyon oranlarının yarı yarıya düşmesi tabi ki çok kötü bir durum oluşturdu bizde. Şuanda çırpınıyoruz. Ayakta durmaya çalışıyoruz".



“Terörden dolayı sigorta şirketlerinden teminat alamıyoruz”


Sur olaylarından sonra bazı sigorta şirketlerinin vermiş olduğu kararlar olduğunu belirten Karabulut, “Bölgemizde terör olayları çok yoğun olarak yaşanmaktaydı Sur olayları döneminde. Bir kasko poliçesi satın almak istiyorsunuz fakat terör teminatı sağlamıyorlar. Terör teminatı verilmediği için birçok müşterimiz kasko poliçesi satın almamaya başladı. Onun haricinde iş yeri sigortaları, yangın poliçelerimizi, yangın poliçelerimizi yapamıyoruz. Bunun sebebi terörden dolayı sigorta şirketlerinden teminat alamıyoruz fakat aynı müşteri, Diyarbakır’da oturan, ikamet eden bir müşteri Antalya’daki, İzmir’deki, Ankara’daki ya da İstanbul’daki bir sigorta acentesini arayarak kendi iş yerini sigortalayabiliyor. Yani olan burada çalışmakta olan, hizmet veren acentelere oluyor. Biz poliçe üretemezken adres aynı olmasına rağmen İstanbul’daki arkadaşımız buradan konut poliçesi satabiliyor. Konutu görmeden, şehrin moralitesini bilmeden, hangi semtlerde sıkıntı yaşanır, hangi semtlerde sıkıntı yaşanmaz onları analiz etmeden poliçeyi satabiliyor. Ben 5 yıldır konut poliçesini devam ettiren bir müşterimizin geçen yıl ve bu yıl konut poliçesini kesemedim. Hasar almamasına rağmen kesemedim. Çünkü sigorta şirketleri otorizasyona düşüyor poliçelerimiz. Otorizasyondan sonra onayı gelmiyor. Yani hiçbir şekilde poliçe üretimi yapamıyoruz. Oto kaza dışında poliçe üretimi gerçekleştiremiyoruz" diye konuştu.



Merdiven altı sigorta acenteleri


Ağ acentelerinin en büyük sorunlarından birinin merdiven altı denilen kayıt dışı sigorta acenteleri olduğunu vurgulayan Karabulut, “5 yıldır bu işi yapıyorum. 5 yıldır kapımı çalıp siz burada ne yapıyorsunuz, bu poliçeyi neye istinaden satıyorsunuz diyen yok. Vergi levhamız var, TOBB’a kayıt yapıyoruz. Ağ acenteleri olarak bu işi gerçekten severek, isteyerek yapan acenteler olarak evet bu işi yapıyoruz fakat TOBB’a kayıtlı acentelerin sayısından çok merdiven altı acenteliği, ne yaptığını bilmeyen insanlarımız da var. 5 lira 10 liraya bakıp kazadan sonra onu fersah fersah ödeyen müşteriler de o gibi insanlardan poliçe üretimi aldıklarından dolayı bizim için çok büyük bir sıkıntı. Merdivenaltı, denetim olsa belki biraz hiç yok çünkü sadece yüzde onluk bir denetim olsa belki bunun biraz daha önüne geçebilirler” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın su ve Sürdürülebilirlik zirvesinde konuştu Balıkesir’de düzenlenen Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konuşma yaptı. Başkan Akın, Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularına ilişkin önemli mesajlar verirken, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularında önemli mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi’ni devraldıktan sonra ele aldıkları ilk konunun suyun verimli kullanımı olduğunu söyleyen Başkan Akın, “Su konusunda dünyanın her yerinde maalesef büyük bir sıkıntı var. Sıkıntı ne? Vahşi sulama. Aynı şey Balıkesir’imizde de geçerli. Bunun dünyadaki uygulamalarını inceledik. Daha öncesinde de çalışmıştık; ne yapabiliriz diye. Ve bir hedef belirlemiştik, bu hedef ışığında ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz” dedi. Tarımda vahşi sulamanın sona erdirilmesi konusunda önlemler aldıklarını vurgulayan Başkan Ahmet Akın, bunun yerine damlama sulama sistemlerini yaygınlaştırmaya yönelik yatırım yapacaklarını söyledi. Bu kapsamda vahşi sulamanın yapıldığı tarlalarda, çiftçilere damlama sulama borusu hediye edeceklerini belirten Akın, “Bu aslında çiftçinin bize hediyesi” dedi. Büyükşehir olarak kısa süre içerisinde su yönetimi noktasında önemli adımlar atacaklarını ifade eden Başkan Akın, “Suyun kaynağından itibaren en son noktaya kadar olan gidişatın verimli olması üzerine çalışmaları başlattık” açıklamasında bulundu. ‘Tasarruf öncelikli model’ Gri su kullanımı önemsediklerini vurgulayan Başkan Ahmet Akın, “Yağmur sularından ve atık sulardan elde edilen gri suyu ve bunun enerjiye dönüşümünü önemsiyoruz. Bunlar üzerine tasarruf öncelikli bir çalışma modeli başlattık. Konuyla ilgili çok değerli hocalarımızdan destek ve yardım alıyoruz” dedi. ‘Verimli belediyecilik’ “Sürdürülebilirlik kavramını gerçek anlamda yüreğimize, hayatımıza işledik” diyen Başkan Ahmet Akın, her şeyin sürdürülebilirlik adı altında ele alınmasının, bu kavramın değerini ucuzlattığını söyledi. Başkan Akın, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.