EKONOMİ - 18 Ocak 2012 Çarşamba 16:32

TÜİK BAŞKANI BİROL AYDEMİR:

A
A
A
TÜİK BAŞKANI BİROL AYDEMİR:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir, kendi imkanları ölçüsünde iyi istatistik ürettiklerini belirterek, "İstatistik bilimi ne diyorsa onun dışında başka bir şey yapmayız. Uluslararası normlar neyse ona uygun yaparız" dedi.
TÜİK Başkan Birol Aydemir, düzenlediği basın toplantısında istatistiklerin uluslararası standartlara uygunluğu, TÜİK’in çalışmaları, işgücü istatistikleri ve enflasyonun nasıl hesaplandığına ilişkin bilgi verdi. Aydemir, kendileri tarafından üretilen istatistiklerin kullanılması halinde kendilerinin çok mutlu olacağını anlatarak, TÜİK’in önemli bir kurum olduğuna dikkat çekti. TÜİK olarak çok genel çalışmalar ortaya koyduklarını söyleyen Aydemir, "Geçmişte bu kurum dışarı ve medya ile ilişkilerini
kapamış. TÜİK iş yapma ve insan kaynağı açısından diğer kurumlara göre çok iyi. Batı ülkeleri ile karşılaştırırsak yapacak çok iş var. Kurum 2003 yılından bu yana ciddi değişim ve dönüşüm işine girmiş. Çok önemli işler yapılmış ancak anlatamamışlar. Doğru istatistiğe sahip değilseniz, doğru kararlar alamazsınız. Kararlar için elinizde doğru veriler olması gerekir. Bunlar içinde istatistiğe ihtiyaç var" dedi.
Aydemir, istatistiklere yönelik için inandırıcı olmadığına dair eleştiriler geldiğini hatırlatarak, insanların bu fikirlerini değiştirmek için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti. "Biz kendi imkanlarımız ölçüsünde iyi istatistik üretiyoruz" diyen Aydemir, "Sanki bu kurum istediği istatistiği çıkaramıyor deniliyor. Bakış açısına göre böyle bir şey yok. Bütün çalışmalarımızın daha iyi istatistik yönetmeye yönelik birçok istatistiğin temel dayanağı; idari kayıtlardan bizdeki idari kayıt sistemi ciddi
bir tartışma. Bizim tek başımıza süper bir iş çıkarma şansımız yok. 2013 yılında 249 bin kişiye ulaşacağız. Biz bir şeyin fiyatı yüksek veya çıksın diye bir şey yapmayız. Biz anket yaparız. Bu anket doğruysa yaparız, rakam yüksek veya alçak diye bakmayız. Yöntem doğruysa ona bakarız. Tarafsız objektif olarak ona bakarız. Bununla birlikte doğru neyse ona bakarız. İstatistik bilimi ne diyorsa onun dışında başka bir şey yapmayız. Uluslararası normlar neyse ona uygun yaparız" şeklinde konuştu.
"BU SORUYU MALİYE BAKANINA NİYE SORMUYORSUNUZ?"
Bir gazetecinin, ’Maliye Bakanı Ekim ayında bir oran açıklamıştı, daha sonra TÜİK açıkladı. Acaba Bakan TÜİK’ten mi aldı oranları?’ yönündeki soruya Aydemir, "Maliye Bakanının yaptığı açıklamayı ona sorun. Maliye Bakanı konuşmasında onu kastetmedi. Ekim ayının başında yapmış açıklamayı. Olmayan bir şeyi nasıl vereceğim size. Burada kurallar neyse o kuralı uygularız. Keşke bu soruyu Maliye Bakanına sorsaydınız. Neden, böyle bir şey söylediniz mi diye sordunuz mu? Hiçbir şekilde veri örneği kimseye
verilmez. Ayrıca kimseye ayrıcalık tanınmaz" dedi.
Aydemir, yeni endeksler üzerinde çalışmaya başladıklarını anlatarak, "Çok sınırlılıklarımız var. Kentte yaşam endeksi ile ilgili bir çalışma yapmayı hedefliyoruz. Yani en yaşanabilir kent yönünde bir çalışma yapacağız. Bu çalışmadan ümitsiz değilim" diye konuştu.
Aydemir, kendisine Türkiye’nin her yerinden değişik mailler geldiğini anlatarak şunları kaydetti:
"Görevimiz anket ve veri açıklama olduğu için bazı vatandaşlarımızın hoşuna gitmeyen şeyler var. Mesela, ’Ne atıyorsunuz ve bize küfür eden mailler bile geliyor. Halkın enflasyonu halkın temel ürettiği ürünlerdir. Bize getirilen verilen neyse kamuoyuna onu açıklarız. Halkımızı memnun etmekte zor. Kimse kendi istediği veriyi veremeyiz. Ağırlık oranları ile ilgili yeni bir değişiklik oldu. Her sene ağırlıklar güncelleniyor. 3 Şubat’tan önce bunu kamuoyuna açıklayacağız."
TÜİK Başkanı Aydemir, sanayi üretim endeksi oranları ile ilgili sorular üzerine, sanayi endeksi oranlarının T+38 olduğunu ancak AB kriterinin T+40 olduğunu dile getirdi. Aydemir, bu oranları T+38’in altına çekemeyeceklerini belirterek, daha önce bu rakamın T+40 olduğunu daha sonra düşürdüklerini kaydetti. Aydemir, TÜİK’in kendi resmi sitesinin iyi olmadığını hatırlatarak, "Web sitemizi en kısa zamanda değiştireceğiz. Bende sitemizden şikayetçiyim. Aslında bu site profesyonel olarak yapılmış ama 100
kişiden 2 kişi bu siteyi beğeniyor. Çünkü halkımız kolay siteleri daha çok tercih ediyor. Bu nedenle kolay bir site yapacağız" dedi.
SEPETE GİREN ÇIKAN ÜRÜNLER
TÜİK’in yeni açıkladığı rapora göre 2011 yılında sepette en ağırlıklı ürünler, kira, taze sebzeler, ekmek, elektrik, otomobil, su, benzin, cep telefonu görüşme ücreti, et, taze meyveler, tüp, dolmuş ücreti, LPG, sigaralar, doğalgaz, kömür, mazot, beyaz peynir, lokantada yenenler ve deterjanlar. Sepette en az ağırlıklı ürünler ise, faks modem cihazı, telefon kartı ücretli, PTT koli gönderme, tramvay ücreti, köprü geçiş ücreti, şans oyunu, pamuk, otoban geçiş ücreti, dikiş ipliği, ayakkabı tamiri, banka
ile para havale ücreti, veteriner ücreti, mektup gönderme ücreti, tiyatro, viski, ilk yardım aletleri, banliyö tren ücreti, kakaolu içecekler ve boş CD.
TÜİK, 2012 yılında yapılanlar olarak dönemler arası çok az fiyat değişimi gösteren 78 madde için fiyat derleme periyodunun ayda 1’e indirilmesi, ağırlıkların madde düzeyinde olmak üzere 2012’den itibaren internette yayınlanmaya başlanması ve 15 adet gıda ürünü için aylık fiyat derleme periyodunun 2’den 4’e yükseltilmesi olarak belirledi.
TÜİK, 2012 yılında sepete giren ürünleri ise, ayran, katı meyve sıkacağı, bulaşık deterjanı, araba yıkama ücreti, duş jeli, otomobil geçiş ücreti, şehirlerarası tren ücreti, uçak ücreti, cep telefonu görüşme ücreti, özel televizyon aidatı, magazin ve dergi. Sepetten çıkan ürünler ise, üzüm yaprağı, erkek palto, ampul, çamaşır deterjanı, enjektör, kamera, VCD (film), internet aylık ücreti ve modem.
Ayrıca 2012 yılında 444 madde, 81 il merkezi ve 74 ilçe iş yeri konut ve fiyat sayıları Ocak ayı sonunda sabitlenecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği, Uluslararası akreditasyon için Atatürk Üniversitesinde Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Veteriner Fakültesinin uluslararası düzeyde akreditasyonu kapsamında 23-25 Nisan 2024 tarihlerinde Veteriner Fakültesinde yeniden değerlendirme ziyaretinde bulunan Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE) değerlendirme ekibinde yer alan Dr. Bertil Douw (Chaırperson-Netherlands) ve Koordinatör Prof. Pierre Lekeux’ı kabul etti. Kabulde Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sağlam, EAEVE İrtibat Görevlisi Prof. Dr. Armağan Hayırlı ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Sözbilir de yer aldı. Rektör Çomaklı: “Veteriner Fakültemizin Uluslararası Akreditasyona Sahip Olacağına Yürekten İnanıyorum” Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı yaptığı konuşmada; Atatürk Üniversitesinin, kaliteli eğitim-öğretim ve bilimsel çalışmaları ile bölgenin ve ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağladığını belirtti. Atatürk Üniversitesinin, hedeflerini dünya standartları doğrultusunda belirlediğini ve bunları gerçekleştirmek için stratejiler oluşturduğunu aktaran Çomaklı: “Dünyada ve ülkemizde meydana gelen değişimleri yakından takip eden üniversitemiz, seçkin akademik ve idari kadrosu ve üstün nitelikli öğrencileri ile aydınlık geleceğin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Üniversitemiz Veteriner Fakültesi de eğitim, araştırma ve hayvan sağlığına yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmektedir. Üniversite yönetimi olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da fakülteye her türlü desteği vermeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Ulusal düzeyde VEDEK tarafından akredite edilen Veteriner Fakültemizin uluslararası akreditasyona sahip olması için yoğun çalışmalar yaptık. Bu başarıya da tüm çalışma arkadaşlarımla birlikte ulaşacağımıza yürekten inanıyorum” diye konuştu. Dekan Sağlam: “Fakültemiz, Hayvan Sağlığına Yönelik Hizmetlerini Başarıyla Sürdürmektedir” EAEVE değerlendirme ekibini ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ve heyeti Erzurum’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade eden Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Selim Sağlam da yaptığı açıklamada: “Bildiğiniz gibi fakültemize ilk tam ziyaret EAEVE ekibi tarafından 15-19 Kasım 2021 tarihlerinde yapıldı. Bu hafta fakültemize "yeniden ziyaret" yapıyor. İlk ziyaret raporunda belirtilen büyük ve küçük eksiklikleri gidermek için yoğun bir şekilde çalıştık. Hazırladığımız Yeniden Ziyaret Öz Değerlendirme Raporunda çalışmalarımızı detaylı bir şekilde anlattık. Veteriner Fakültemiz; eğitim, araştırma ve hayvan sağlığına yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmektedir. İlk ziyaret raporunda sunulan övgüler ve olumlu yorumlar bizi cesaretlendirdi. Ziyaret ekibinin görüş ve önerileri dikkate alınarak öğrencilerin uygulamalı eğitim deneyimlerini artıracak önemli iyileştirmeler yapıldı” dedi. İlk ziyaret sonrasında yapılan revizyon ve değişikliklerin Veteriner Fakültesinin EAEVE standartlarına uyumunu önemli ölçüde artırdığını ve akreditasyon durumu açısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirileceğini düşündüklerini aktaran Dekan Sağlam: “Dr. Bertil Douw ve Prof. Pierre Lekeux’u üniversitemizde ve fakültemizde ağırlamaktan bir kez daha mutluluk duyduğumuzu belirterek, nazik iş birlikleri ve yardımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyor, verdiği sonsuz destek için Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı nezdinde tüm fakülte ailemize şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Ziyaretin ardından Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE) değerlendirme ekibi; Veteriner Fakültesinin değerlendirilmesi, öğrenci ve akademisyenler ile yüz yüze görüşmeler yapılması ve uygulamalı derslerin yerinde incelenmesi neticesinde yapmış oldukları raporlama çalışmalarının ardından şehirden ayrıldı.
İstanbul TFF’den Türk vatandaşlarına EURO 2024 öncesi Schengen uyarısı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Almanya’nın ev sahipliğinde 14 Haziran-14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip etmek isteyen Türk vatandaşları için Schengen vizesi gerektiğini açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Almanya’daki 10 şehrin ev sahipliğinde 14 Haziran - 14 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenecek olan ve A Milli Takımımızın da yer alacağı 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı (EURO 2024) yerinde takip edecek olan vatandaşlarımıza bu seyahat için geçerli bir Schengen vizesi gerekmektedir. Henüz geçerli bir Schengen vizesi bulunmayan vatandaşlarımızın, vize başvurularının zamanında onaylanabilmesi adına vakit kaybetmemeleri önemle rica olunur. Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından, Türk pasaportuyla seyahat edecek olan maç bileti sahibi vatandaşlarımız için başvuruların hızlandırılması doğrultusunda özel bir süreç oluşturulmuştur. Bu özel sürecin detayları aşağıdaki gibidir: Schengen vizesi başvuruları yalnızca Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na şahsen yapılabilir. Randevuların garanti altına alınması adına hem bilet numarası, hem de rezervasyon referans numarası gerekmektedir. Bu bilgilere UEFA Bilet Portalı’nda yer alan ’Sipariş Geçmişi’ sekmesinden ulaşmak mümkündür. Yaşanabilecek teknik problemler ve sorular için https://support.tickets-euro2024.uefa.com/hc/en-us adresinden destek alınabilecektir."
Ankara Mansur Yavaş’tan büyükelçi ve misyon şeflerine 23 Nisan resepsiyonu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. 65 ülkenin büyükelçisi ile misyon şeflerinin katıldığı davette konuşan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığını ve bu günün ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün olduğunu belirterek, “Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Ankara’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’teki büyükelçiler ve misyon şefleri için resepsiyon düzenledi. Yavaş’ın ev sahipliğinde Mogan Park Konuk Evi’nde gerçekleştirilen 23 Nisan resepsiyonuna Ankara Valisi Vasip Şahin, büyükelçiler ile yabancı misyon temsilcileri, Ankara ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve çok sayıda davetli katıldı. Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın anlam ve önemine değinerek başlayan Yavaş, “Bugün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zor şartlar altında milleti bir araya getirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtığı ve ulusun geleceğini çocuklara adadığı özel bir gün. Bu anlamda dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramını kutlamanın gururunu yaşıyoruz” dedi. “Başarımızdaki en büyük rol yönetim anlayışımız” Türkiye’deki son yerel seçimlerden bahseden Yavaş, yüzde 60,4 gibi rekor bir oy oranı ile tekrar Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğini dile getirerek, “Bu başarıda hiç şüphesiz geçtiğimiz 5 yılda ortaya koyduğumuz adil, tarafsız, şeffaf, hesap verebilir, katılımcı, insan ve çevre odaklı yönetim anlayışımız önemli rol oynadı. Betona ve ranta değil, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan projelerimiz Ankara halkı tarafından kabul gördü. Bundan dolayı önümüzdeki dönem de aynı anlayışla halkımıza hizmete devam edeceğiz” diye konuştu. “Halkın refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” Ankara halkının refah ve mutluluğunu artırmaya yönelik çalışmalarına artan bir azimle devam edeceğinin altını çizen Yavaş, “Akıllı şehir, yeşil dönüşüm, kırsal kalkınma, kent turizmi ve termal turizm gibi alanlarda söz verdiğimiz projeleri gerçekleştirmek için azimle çalışacağız. Tüm bu çalışmaları yaparken dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak sizlerle yakın işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz. Sizlerin de bir Ankara sakini olarak ülkelerinizdeki tecrübeleri bizimle paylaşmanızdan ve iş birliklerimizi artırmaktan büyük mutluluk duyacağımızı bir kez daha belirtiyoruz” diyerek iş birliği çağrısında bulundu. "Avrupa Birliği temel hedeflerimiz arasında" Avrupa Birliği’ne girişi önemsediklerini belirten Yavaş, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin temel hedefleri arasında yer aldığını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda Avrupa Birliği’ne giriş projesine büyük önem verdiklerini, bunun Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de dikkat çeken Yavaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin üye statüsü yerine ’dış ilişkiler’ çerçevesinde yer alması oldukça düşündürücüdür. Benzer şekilde geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Liderler Zirvesi’nde Türkiye’nin Kıbrıs çözümü çerçevesinde ele alınması da cesaret kırıcıdır. Ne yazık ki, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik adımları geleceğe dair net bir yol göstermiyor ve ciddi bir jeostratejik vizyon veya tutarlı bir eylem planı içermiyor. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin stratejik çıkarları, Gümrük Birliği’nin siyasi şartlara bağlı kalmadan ve daha fazla gecikme olmadan yeşil ve dijital politikalar doğrultusunda modernize edilmesini gerektiriyor. Bu, sadece Avrupa Birliği ve Türkiye’nin rekabet gücünü ve stratejik özerkliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda zorlu siyasi ve jeopolitik sorunların üstesinden gelinmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin oluşmasına da destek olacak.” “Milletimiz ‘mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir” Yavaş, 18 Mart 2016’da gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi’nde alınan kararlarla ilgili de şunlara değindi: “Türkiye’nin üzerindeki sığınmacı yükünü iyice artırdı ve kontrol edilemeyen bir göç akışına yol açtı. Türkiye artık sadece göçmenler için bir geçiş ülkesi olmaktan çıkıp, bir kalış ülkesi haline gelmiştir. Bunun oluşturduğu toplumsal huzursuzluk, demografik baskı, sosyo-kültürel ve ekonomik çatışmalar, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu bakımdan milletimizin endişeleri gözetilmelidir. Türkiye coğrafyasındaki müstesna rolünün bilincindedir. Tam da bu sebeple milletimiz ’bir mülteci tampon bölgesi’ işlevini reddetmektedir. Ülkemizin üzerine yüklenen bu yük, hakkaniyetle ve rasyonellikle bağdaşmamaktadır. Bu bakımdan mültecilerin kendi ülkelerinde doğru bir planlama ve insan haklarına uygun şekilde yeniden iskan edilmesi konusunu önemsiyorum.” “Filistin halkının yanındayım” Atatürk’ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesinin her zaman yol gösterici olduğunu söyleyen Yavaş, çocuk ve sivillere yapılan saldırılarda Filistin halkının yanında olduğunu belirterek, “21. yüzyılda çocukları, sivilleri öldürmek, susuz ve elektriksiz yaşamaya zorlamak sadece savaş değil, insanlık suçudur. Çocuk ve sivillere yapılan bu saldırılarda Filistin halkının yanında olduğumu belirtiyorum. İsrail hükümetini sağduyulu hareket etmeye davet ediyorum. Gazze’de, Filistin ve İsrail’in her yerinde en kısa sürede savaşın sona ermesini ve daha fazla çocuk ve sivilin hayatını kaybetmemesini umuyorum” diye konuştu. "Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram tüm dünyayı etkilemektedir" Zor zamanlarda belediye başkanları olarak etkilenen bölgelere ve insanlara yardım sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Yavaş, sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası çatışmaların sebep olduğu insani dram, sadece savaş bölgelerinde yaşayan insanları değil, tüm dünyayı etkilemektedir. Ayrıca Ankara’da yaşayan herkesin seslerinin duyulduğu ve endişelerinin dikkate alındığı bir istişare ortamı oluşturmak için buradayız. Savaşların gölgesinde barışın değerini bir kez daha anlamamız ve içselleştirmemiz gerekmektedir. Barışı korumak ve barışın yeniden tesisini sağlamak, sadece ulusal bir görev değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluktur. Uluslararası toplumun bir parçası olarak Türkiye’nin barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik çabaları, dünya genelindeki barış çabalarını destekleyici bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bizler, belediye başkanları olarak bölgesel çatışmalara insani açıdan, barışçıl açıdan bakmaya devam edeceğiz.”