EKONOMİ - 12 Haziran 2018 Salı 13:28

“2023 hedefleri 16 milyar dolar ihracat”

A
A
A
“2023 hedefleri 16 milyar dolar ihracat”

MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Divapan Entegre A.

MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Divapan Entegre A.Ş. Genel Müdürü Hakan Zengin, “2023 vizyon hedefinde mobilya sektörü için 6 milyar dolar, diğer orman ürünleri ihracatı içinde 10 milyar dolar olmak üzere toplam 16 milyar dolar ihracat hedeflenmektedir” dedi.


Türkiye’nin öncü markalı mobilya firmalarını bünyesinde barındıran Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER), sektörün sorunlarına çözüm üretebilmek amacıyla mobilya liderlerini bir araya getirerek Kayseri’de bir sektör toplantısı düzenledi. Toplantıya MOSDER üye firmaları ve MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneğini temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Zengin katıldı. Sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin tartışıldığı toplantıda bir konuşma yapan Hakan Zengin, hedefin 16 milyar dolar ihracat olduğunu söyledi. Zengin, “Ülkemiz 2023 vizyon hedefinde mobilya sektörü için 6 milyar dolar, diğer orman ürünleri ihracatı içinde 10 milyar dolar olmak üzere toplam 16 milyar dolar ihracat hedeflenmektedir. Bu hedefler için, sektörlerin durum değerlendirmesi yaptığı potansiyelin harekete geçirilmesine yönelik adımlar atılmaya başlandığı, pazar, pazar yapısı, rekabet, inovasyon, marka gibi kavram ve uygulamaların firmalarda yoğun ilgi görmeye başladığı da bir gerçektir. Bu kapsamda bakıldığında, birçok endüstri kuruluşu, yeni pazar arayışlarına başlamış, mevcut makine ve donanımını hızla değiştirmiş ilk aşamada çoğu teknoloji transferi yoluyla da olsa teknolojik değişimi gerçekleştirmeye başlamış durumdadır” ifadelerinde bulundu.



Dünyada söz sahibi


Hakan Zengin, 400 bin kişiye doğrudan olmak üzere toplam 1 milyon kişiye istihdam sağlayan sektörün büyüklüğünün 14 milyar USD civarında olduğunu bildirerek, “Bu sektörün iki önemli alt sektörü bulunmaktadır. Birincisi mobilya ve dekorasyon sektörü, ikincisi ise mobilya sektörünün yarı mamul ihtiyacını karşılayan yonga ve lif levha ile ağaç ürünleri sektörüdür. Ülkemizde yonga ve lif levha sektöründe, son yıllarda artan yatırımlarla dünya standartlarında ileri teknolojiyle üretim yapan tesisler kurulmuş ve dünyada söz sahibi bir kapasite ve üretim teknolojisine ulaşmıştır.


Sektörümüz, Lif levha (MDF) üretiminde Avrupa’da birincisi, Dünya’da ikinci sıradadır. Yonga levha üretiminde ise Avrupa’da üçüncü, Dünya’da beşinci sıradadır. Laminat parke üretiminde de Avrupa’da ikinci, Dünya’da üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye bugün, ahşap esaslı levha sektöründe dünyanın 5. ve Avrupa’nın 2. en büyük üreticisi konumundadır. Ülkemizde tüketilen levhaların yaklaşık olarak yüzde 85’i mobilya, yüzde 15’i inşaat-dekorasyon sektörlerinde kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.



"Kalitemiz tercih sebebi"


Zengin, ihracatın artacağını işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti:


“Sektör olarak en fazla orman ürünü ihracatımız İran, Irak, Türkmenistan, Gürcistan, Arnavutluk, Cezayir, Bulgaristan gibi ülkelere yoğunlaşmış durumdadır. Son teknoloji ile üretilen levha ürünleri en yüksek kalitede piyasaya sunulmaktadır. Türk ürünlerini global pazarda farklı kılan özellikler; entegre tesislerin varlığı, ürün çeşitliliğinin olması ve kalitesinin yüksek olması şeklinde sıralanabilir. Türkiye coğrafyasına baktığımızda, orman kaynaklarının yetersizliği nedeniyle levha ve mobilya ithalatçısı olmak zorunda olan; coğrafi, kültürel ve tarihsel bağlarımızın bulunduğu İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, Türkmenistan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri gibi potansiyel pazarlarda sektörümüz daha kolay rekabet edebilecek ve hedeflerine ulaşabilecektir. Diğer yandan Balkan ülkeleri, BDT ve Türki Cumhuriyet’leri gibi, odun hammaddesi olan, ancak teknolojik yatırımları olmayan ve üretim potansiyellerinin ve tüketimlerinin artacağını bildiğimiz bu ülkelere komşu olmamız sektörün geleceği açısından olumlu bir gerçektir. İhracat potansiyelimizin artması, mobilya sektöründe yeni model ve tasarımlarla yeni pazarların oluşturulması ile mümkün olacak. Mobilya sektörü, üretim, tasarım, pazarlama ve markalaşma konularında ilerlediğinde, ihracatı artacak, dolaylı olarak levha ihracatı da artacaktır. Ülkemizde oduna talep eden farklı sektörlerin oluşması (özellikle yenilenebilir enerji tesisleri-biyomas) kapasitelerin sürekli yükselmesi ile hammadde (odun) ihtiyacı sürekli artmaktadır. 2018 yılında Orman Genel Müdürlüğümüzün sektörlerin hammadde ihtiyacını karşılamak üzere, üretimi artırması talebi karşılayacak seviyeye gelmesi ile hammadde ithalatımızı azaltacağımız bir yıl olacaktır. Orman Genel Müdürlüğümüzün 2018 yılında 25 milyon m3 damga üretim hedefi bulunmaktadır. Sektör olarak en büyük beklentimiz, mevcut hammadde ihtiyacımızın yüzde 65-70’inin sağlandığı Orman Genel Müdürlüğümüzün üretimini artırması, elbetteki hammadde ithalatı yapılmadan ihtiyacın tamamının iç piyasadan sağlanması, hammadde kalitesini artırması, orman yollarının iyileştirilmesi, iç içe geçmiş olan odun standartlarının belirlenmesidir.”



MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği


Zengin konuşmasının son bölümünde ise dernek hakkında bilgiler vererek, “Ülkemizin eski bir sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz 1981 yılında kurulmuştur. MDF ve Yonga Levha Sanayicileri Derneği bünyesinde yonga levha (sunta), lif levha (MDF) ve OSB üretimi yapan 38 adet tesis bulunmaktadır. Bunlardan 19 tanesi lif levha tesisi, 19 tanesi yonga levha tesisidir. Türkiye de üretim yapan tüm tesisler derneğimiz çatısı altında bulunmaktadır. Derneğimizin amacı, üyeleri arasında her konuda diyalog sağlayarak sorunların çözümüne yardımcı olmak, tüzel ve özel kuruluşlar nezrinde sektörü temsil ederek sektör lehine çalışmalar yapmak, hammadde ve yardımcı madde temininde yardımcı olmak, ithalat, ihracat, kalite-çevre standart vb. konular, mevzuat ve yasal konular dâhil, toplantılar düzenleyerek üyelerine katkıda bulunmak, üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek amacıyla her türlü proje-raporlama ve teknik destek anlamında sektörle bağlantıyı kuran bir üst yapı görevini yürütmektedir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Canpolat: “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin, “AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık” dedi. Canpolat, parti genel merkezinde 3 gün sonra yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye genelinde çeşitli illerde çok zor şartlar altında aday çıkardıklarını dile getiren Canpolat, “Beş ayda seçime girme özelliği kazanan Ocak Partisi, İstanbul’da, Ankara’da, Malatya’da, Adana’da ve çeşitli illerde adaylarını çıkardı. Kendi memleketim Erzurum’da ve hiçbir ilçede aday çıkarmadık. Bunların nedenleri oldu. Bizler, ‘Cumhurbaşkanımızın kefenli askerleriyiz’ sloganlarıyla harekete geçen Ocak Partisi, Osmanlı Ocakları’nın kurmuş olduğu bir siyasi parti olması münasebetiyle her zorlukta, her karanlık gecede ülkemizin ve devlet liderimizin yanında boy gösterdik” ifadelerini kullandı. “Yeniden Refah Partisi gibi siyasi partilerin AK Parti’nin önüne çelme takması, önünde engel teşkil etmesi, bizleri de bir hayli üzdü” diyen Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Cumhur İttifakı’nda olan bir siyasi partinin yeniden FETÖ’yle siyasal anlaşmaya çalışması Cumhur İttifakı’na, partiye, özellikle bizce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yapılmış bir hamleydi ve biz buna kayıtsız ve şartsız kalamazdık. Biz de üzerimizdeki sorumluluğu gördük, hissettik ve anladık. Bu anlamda da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitme aşamasında hepimizin de bir vicdanı var, bir sorumluluğu var. Biz Cumhur İttifakı’nın ve millet ittifakının taraftarı olmamakla birlikte yapılacak olan bu seçimlerde de kayıtsız şartsız kalmamak adına kendimizi yeniden Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin geleceği için hep birlikte karar aldık ve dedik ki; AK Parti’nin özellikle adaylarının zorlandığı yerlerde adaylarımızı geri çekme kararı aldık.” Canpolat, partililerle yapılan istişarelere de değinerek, “Bugün de arkadaşlarımızla yapmış olduğumuz istişareler sonucunda Ankara’mıza Turgut Altınok’un güzel şeyler yapacağını, daha öncesinde yapmış olduğu belediye başkanlığını da göz önünde tutarak Mansur Yavaş’ın da yapmış olduğu faaliyetleri kıyas tutarsak arasında uçurumlar var. Biz de Ocak Partisi olarak adayımızı Turgut Altınok’tan yana çekme kararı aldık. Hayırlı uğurlu olsun” açıklamasında bulundu.
Çorum Çorum Belediyesi’nden Gazze’ye anlamlı destek Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, bir Ramazan geleneği olan mahya ile Gazze’deki direnişe destek verdi. Türkiye’de ilk kez mahya ile Gazze’ye direnişini açıklayan ilin Çorum olduğunu vurgulayan Başkan Aşgın, “Gazze’ye selam, direnişe devam ifadesini Türkiye’de belki de ilk kez mahyada kullanan bir il olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz” dedi. Düzenledikleri etkinliklerle Ramazan ayını tüm gelenekleriyle yaşatmaya çalıştıklarını ifade eden Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Akşemseddin Camiizin birbirinden güzel dört minaresinin arasına bir gerdanlık, bir mahya takalım istedik. Mahya, bizim geleneğimizde Selçuklu’dan Osmanlı’ya Ramazan demek. Mahyalarla ecdadımız orada yaşayan insanlara bir takım mesajlar vermiş. Kimi zaman ’11 Ayın Sultanı Ramazan Hoş Geldin’ demiş, kimi zaman ’Ramazan Berekettir’ demiş, kimi zaman ’Zekat Malı Artırır’ demiş. Biz de hem bu mahya geleneğini yaşatalım, Akşemseddin Camii’nde geleneksel hale getirelim, hangi mesaja ihtiyacımız varsa o mesajı hemşehrilerimize duyursun, ışıl ışıl mahyalar şehre renk katsın istedik” şeklinde konuştu. “Gölgesinde gölgelendiğimiz, yüce Türk milletini ve devletini simgeleyen Türk bayrağımızı da mahyaya yansıttık” diyen Başkan Aşgın, “Bugün mahyamızda özellikle şu ifadenin yazmasını istedik; Gazze’ye selam, direnişe devam. Gazze’de kardeşlerimiz, asrın firavunlarına karşı direnmeye devam ediyor. Gazze’yi asla unutamayız. Gazze, bizim her şeyimiz. Filistin bizim her şeyimiz. Kudüs, bizim her şeyimiz” ifadelerini kullandı. Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da ifade ettiği gibi Kudüs’ün coğrafi değil, imani bir mesele olduğunu söyleyen Başkan Aşgın, “Her anımızda Kudüs’ü, Gazze’yi düşünmemiz, Filistinli kardeşlerimizin mücadelesini düşünmemiz lazım. Dualarımızın başında hep Gazze olmalı, Kudüs olmalı, oraların özgürlüğü olmalı. Orada aylardır direniş var. Orada tüm Müslümanlar direniyor. Bizler de dualarıyla, yardımlarıyla Gazzeli kardeşlerinin yanında olmaya, onlara güç vermeye, onlara destek olmaya devam ediyoruz. Kadeş Barış Anlaşması’nın yapıldığı bu şehirde, yeryüzündeki ilk barış anlaşmasının yapıldığı bu şehirde ’Gazze’ye Selam Direnişe Devam’ mahyasını Akşemseddin Camii’nin minarelerine yerleştirdik” diye konuştu.
Kocaeli 5 kişiyi ölüme götüren 17 kişinin yaralanmasına sebep olan şoförün tahliyesi talep edildi Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bir kadın ve 4 öğrencinin hayatını kaybettiği, 17 öğrencinin yaralandığı servis kazasına ilişkin biri tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Sanık şoför Mehmet Ö’nün avukatı, müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Yavuz Selim Mahallesi Fikri Altıok Caddesi’nde 9 Kasım 2021’de meydana gelen kazada, Emlak Konutları Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Mehmet Ö. idaresindeki 41 P 0860 plakalı servis midibüsü önce Birsen Giriş (51) isimli yayaya çarpıp, ardından takla atarak dere yatağına uçmuştu. Kazanın ardından Mehmet Ö., serviste bulunan 20 kişi ve Birsen Giriş yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan Birsen Giriş, öğrencilerden Mert Efe Akıllı (14), Rabia Üst (14), Esma Nur Avcı (13) ve Ege Yılmaz (15) tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Şoförün kanında 3 çeşit uyuşturucu madde çıkmıştı Sürücü Mehmet Ö., hastanede yapılan tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece, "taksirle birden fazla kişinin ölüme ve yaralanmasına sebep olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve sürücü Mehmet Ö.’nün öğrenci servisi kullanabilmesi için belgelerinin yeterli olmadığı ortaya çıkmıştı. Sanığın kanında ise metamfetamin, amfetamin isimli uyuşturucu maddelere ve narkotik benzeri bir ağrı kesiciye rastlanmıştı. Mahkeme için oluşturulan heyet tarafından, uyarıcı madde etkisi altındaki sürücü Mehmet Ö.’nün emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği kanaatine varılmıştı. Kazaya karışan midibüsün ikiz plaka olduğu tespit edilmişti. Servis sürücüsü Mehmet Ö. ile araç sahiplerinden İ.A. ve C.A., okul servis firması sahiplerinden C.Ö. ve H.Ö. ile firmanın servis sorumlusu S.D. ve okul müdürü Z.A.Y. hakkında dava açılmıştı. Davanın ardından hazırlanan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise servis aracında emniyet kemeri olmadığı bilgisine yer verilmişti. Yargılamaya devam edildi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması, Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Salonda müştekiler, yakınları ve taraf avukatları ile lisede servis denetimi için oluşturulan kuruldan sorumlu 2 öğretmen hazır bulundu; şoförü tutuklu sanık Mehmet Ö. ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. “İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum” 11 servis aracını 3 öğretmenin 3’er araç şeklinde pay ederek denetlediklerini ifade eden tanık öğretmen Şenol B. mahkeme salonunda yaptığı konuşmada, “Aracı kim denetlediyse ilk imzayı o öğretmenimiz atıyordu. Bu aracın denetimini Soner hocamız yaptı. Bir aracı aynı anda 3 öğretmen denetleyemiyorduk. Biz sadece araçlarda gördüğümüz detayları formda işaretleyip okul müdürümüze teslim ediyorduk. Bu yüzden bana sorup göstermiş olduğunuz denetim formundaki imza bana aittir. İlk imzayı da Soner öğretmenimiz attığı için onun bu araca baktığını tahmin ediyorum. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla da araçları denetledikten sonra bizim işlem yapma hükümlülüğümüz yoktur" dedi. “Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti” Servis şoförlerinin ve araç plakalarını Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı personeli astsubaya attığını ifade eden tanık Müdür Yardımcısı İbrahim Ali Ç., "Okul Müdürü benden astsubaya servis araçlarının plakalarını, şoförlerini ve kimlik bilgilerini öğrenmemi ardından da astsubaya göndermemi istedi. Bende servis firmasının okuldaki temsilcisi Seyfettin beyden listeleri aldım. Astsubaya gönderdim. Ancak gönderdikten sonra jandarmanın herhangi bir denetim yaptığını görmedim. Olay günü başka bir şoförün aracı kullandığından da haberimiz yoktu. Cihan isimli şoförün değiştiğinden haberim yoktu bize bildirilmemişti. Ayrıca idarecilikte ikinci yılımdı. İlk yıl pandemiyle geçildiği için okullar kapalıydı. Denetimlerle ilgili çok fazla bilgim yoktu. Denetimleri biz 1 ay arayla yapmayı planlamıştık. İlk denetimin ardından kaza oldu. Şu anda okulda müdür yardımcısı değilim ayrıldım” diye konuştu. Sanığın avukatı tahliye talep etti Sadece sanık Mehmet Ö’nün suçlu olmadığını dile getiren Mehmet Ö’nün avukatı Beste Aslan ise müvekkilinin bir bacağını kaybettiğini ve bu nedenle sağlık sorunları yaşadığını, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ev hapsi veya tahliyesini talep etti. Gözyaşlarını tutamayan sanık Mehmet Ö’de çocuklar için üzgün olduğunu ve avukatının söylediklerine katıldığını ifade etti. Mahkeme heyeti, gerekli bilgilerin mesaj atılarak iletildiği astsubayın tanık sıfatıyla dinlenmesi için gerekli makamlara yazı yazılmasına, Okul Müdürü Z.A.Y.’nin avukatının gösterdiği mesajların mahkeme zaptına eklenmesi, Ali Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin hazırladığı raporda sadece sürücünün kusurlu olduğu, hayatını kaybeden yayanının kendi ölümü neticesinde kusurlu belirtildiği, olaya sebep olan diğer kusurlar için kimlerin sorumlu olduğunun belirtilmediği, sanığın uyuşturucunun etkisinde olduğu fakat sanık avukatının söylediği araçta oluşan problemin kusuru böldüğü kanında uyuşturucu olmasa bile aracı durduramayacağını savunduğu, aracın bakımıyla ilgilenen kişiler ve aracın kullanılmasına müsaade eden denetim yetkisindeki kişilerin yetki mekanizmasını çalıştırmadığı, diğer kusurluların kimler olduğu, hangi nedenlerle kusurlu olduğu rapor haline getirilerek dosyaya sunulmasına, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün duruşmaya getirilmesiyle ilgili talebin değerlendirmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.