SAĞLIK - 24 Şubat 2018 Cumartesi 09:52

Botoks yaptırırken dikkat

A
A
A
Botoks yaptırırken dikkat

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd.

DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Emin Özlü, botoks tedavisinin hamile ve emziren kadınlara, kas hastalığı olanlara ve tedavi yapılacak bölgede deri hastalığı olanlara uygulanmadığını söyledi.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Emin Özlü, Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirdikleri kozmetik ve estetik uygulamalar hakkında aydınlatıcı açıklamalarda bulundu.


Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda kozmetik ve estetik alanında da hizmet vermeye başladıklarını belirten Yrd. Doç. Dr. Emin Özlü, hastaları bu uygulamalar hakkında bilgilendirmek ve doğru tedavileri gerçekleştirmek adına gayret gösterdiklerini ifade etti.


Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde; artık botox tedavisi, cilt gençleştirme yöntemleri olan mezoterapi ve PRP uygulamaları, dolgu enjeksiyonu uygulamaları, peeling tedavisi ve damarsal lezyonlarda lazer tedavilerini uygulayabildiklerine dikkat çeken Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, özellikle klinikte uyguladıkları botoks ve PRP tedavisi ile ilgili faydalı bilgiler paylaştı.



Botoks yüzde birçok bölgeye uygulanabiliyor


Botoks’u, ‘Clostridium Botulinum’ isimli bakteriden laboratuvar şartlarında elde edilen ve kırışıklık tedavisi amacıyla kullanılan bir ilaç şeklinde tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Özlü, özellikle alın bölgesi, göz çevresi, kaş arası ve burun üzerindeki kırışıklıkların tedavisinde kullanıldığını dile getirdi. Botoks tedavisi öncesi, uygulama yapılacak bölgenin temizlenerek lokal anestezik krem uygulandığını söyleyen Özlü, daha sonra hazırladıkları ilacı, tedavi edilen bölgedeki kaslara enjekte ettiklerini sözlerine ekledi.


Botoks tedavisinin etki süresinin kişiden kişiye ve uygulama bölgesine göre değişiklik gösterebildiğine işaret eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı, bu tedavinin ortalama 4-6 ay süreyle etkisini koruduğunu belirtti.



“Botoks tedavisinin yan etkisi yok denecek kadar az ve geçici”


Botoks tedavisinin yan etkisinin yok denecek kadar az ve geçici olduğunu söyleyen Özlü, enjeksiyon yapılan noktalarda birkaç günde iyileşen morluk ve ödem oluşabildiğini, çok nadir olarak da ilacın hatalı uygulanmasına bağlı göz kapaklarında geçici aşağı sarkma görülebildiğini ifade ederek botoks tedavisinin hamile ve emziren kadınlara, kas hastalığı olanlara ve tedavi yapılacak bölgede deri hastalığı olanlara uygulanmadığını dillendirdi.



“PRP tedavisi kişinin kendi kanından elde edilerek uygulandığı için çok güvenli”


PRP tedavisi hakkında da bilgiler aktaran Yrd. Doç. Dr. Emin Özlü, bu tedaviyi kişinin kendi kanının bazı işlemlerden geçirildikten sonra, elde edilen büyüme faktörlerinden zengin kısmının uygulandığı bir yöntem şeklinde nitelendirdi. PRP tedavisini ince çizgi, kırışıklıklar, cilt yenileme ve gençleştirme ile saç dökülmeleri ve yüzdeki lekelerin tedavisinde kullanıldığını ifade ederek yarım saat önce uygulama bölgesine lokal anestezik krem uygulandığı için tedavide ağrı hissedilmediğini belirtti.


PRP tedavisinin 2-4 hafta aralıklarla ortalama 3-4 seans uygulandığı bilgisini veren Özlü, PRP tedavisi sonrasında uygulama bölgesinde hafif şişlik, kızarıklık ve morluk gelişebildiğini, ancak bu etkilerin zamanla gerilediğini belirterek, tedavide kişinin kendi kanı kullanıldığı için alerjik yan etki gelişmesinin beklenmediğini dile getirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.