YEREL HABERLER - 23 Mart 2015 Pazartesi 16:39

DSİ 11. Bölge Müdürü Türkiye'yi Bekleyen Tehlikeyi Anlattı

A
A
A
DSİ 11. Bölge Müdürü Türkiye'yi Bekleyen Tehlikeyi Anlattı

DSİ 11. Bölge Müdürü Adil Sabancı, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını ifade ederek, 20-30 yıl sonra Türkiye’nin de su fakiri ülkeler kategorisine gireceğini söyledi.
Edirne’de 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla DSİ Konferans Salonu’nda ’Su ve Sürdürülebilir Enerji’ konulu program düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda, 11. Bölge Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün hazırladığı tanıtım filmi izlendi. Suyun canlılar üzerindeki önemine değinilen programda suyu kirletmeden geleceğe aktarılmasına dikkat çekildi.
DSİ 11. Bölge Müdürü Adil Sabancı, programda yaptığı konuşmada suyun insan yaşamında oksijenden sonra en önemli öge olduğunu ifade ederek 20-30 yıl sonra Türkiye’nin de su fakiri ülkeler kategorisine gireceğini söyledi.
Dünyada toplam su miktarının 1,4 milyar kilometreküp olduğunu hatırlatan Sabancı, "Bu suyun yüzde 97,5’i okyanuslarda, denizlerde tuzlu olarak, yüzde 2,5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunmaktadır. Bu kadar az olan kaynakların da yüzde 90’ının kutuplarda ve yer altında hapsedilmiş olarak bulunması sebebiyle insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır" dedi.
Dünya üzerinde kullanılabilir içme suyu kaynağı aynı kalırken talebin her geçen gün artığını belirten Sabancı, "Artan nüfusla birlikte 21. yüzyılda su daha da önem kazanmıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler su kıtlığıyla karşı karşıya kalmaktadır. İçme suyuna olan ihtiyaçlar her geçen gün artmaktadır" şeklinde konuştu.
Sabancı, "Su iyi yönetilirse hayattır, bolluktur, berekettir, gelişmedir. Su iyi yönetilmezse kıtlıktır, sıkıntıdır, risktir, felakettir" dedi.
Edirne Vali Yardımcısı Mustafa Ergün, yaptığı konuşmada "Dünyada temiz su, temiz çevre konusunda en yetkin olan Devlet Su İşleri’dir. Suyun kontrol edilmesi, suyun tasarruf edilmesi konusunda toplumu bilinçlendirmek için ’Dünya Su Günü’ anması yapılmaktadır" diye konuştu.
Programın sonunda Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’deki okullarda kompozisyon ve resim yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verilirken program öğle yemeğinin yenmesiyle son buldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.