ÇEVRE - 21 Kasım 2022 Pazartesi 09:06

Suların çekilmesi, Van Gölü’nün ‘peribacalarına’ zarar vermeyecek

A
A
A
Suların çekilmesi, Van Gölü’nün ‘peribacalarına’ zarar vermeyecek

Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, ‘su altı peribacaları’ olarak da adlandırılan Van Gölü mikrobiyalitlerinin suların çekilmesinden dolayı zarar göreceği bilgisinin bilimsel temele dayanmadığını söyledi.

Dünyanın en büyük mikrobiyalitlerinin (dikitler) bulunduğu Van Gölü’nde, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle su seviyesinde azalma meydana geldi. Su kaybının yaşandığı Van Gölü’nde ise su altındaki mikrobiyalitlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Karaya çıkan mikrobiyalitlerin zarar görmesi ise akıllara, ‘Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler yok mu oluyor?’ sorusunu getirdi. Uzun yıllardır Van Gölü ‘su altı peribacaları’ üzerinde çalışma yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş da karaya çıkmış mikrobiyalitlere bakarak ‘Van Gölü mikrobiyalitleri yok oluyor’ demenin kesinlikle yanlış olduğunu ileri sürdü.

“Bilimsel temelden uzak”

İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü’ndeki çekilmeden dolayı bazı mikrobiyalitlerin karaya çıktığını belirtti. Mikrobiyalitlerin özellikle Van Gölü’nün kuzeyinde karaya çıktığına dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Van Gölü’nün kuzeyi daha sığ bir alandır. Bu sebepten dolayı en küçük çekilmede kilometrekarelik alan ortaya çıkıyor. Çekilmeyle beraber mikrobiyalitlerin de gün yüzüne çıktığını görüyoruz. Bugün Van Gölü’nün kıyılarına gidildiğinde irili ufaklı birçok mikrobiyalitin karada olduğunu görüyoruz. Peki, bu durumda Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler zarar görüp yok mu olacak? Sorusu akıllara geliyor. Öncelikle şunu belirtmemiz gerekiyor. Gölün çekilmesiyle beraber ‘Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler yok olacak demek’ bilimsel temelden uzaktır. Çünkü Van Gölü’nün tarihi hep yükselmeler ve alçalmalarla doludur” dedi.

“Göl tabanında yeni oluşan binlerce mikrobiyalit var”

Van Gölü’nün yüzey rakımından yaklaşık 150 metresinde de mikrobiyalitlerin görüldüğünü dile getiren Akkuş, “Binlerce yıl önce onlar da suyun altındaydı. Fakat bugün karaya çıkmışlar. Karaya çıkan mikrobiyalitler bikarbonatça zengin oldukları için yumuşak bir dokuya sahiptir. Rüzgarla ve dokunmayla bunlar kırılıp zarar görüyorlar. Fakat Van Gölü’ndeki mikrobiyalitler için, karaya çıkmış mikrobiyalitlere bakarak ‘Van Gölü mikrobiyalitleri yok oluyor’ demek kesinlikle yanlıştır. Göl tekrar yükseldiği zaman oradaki mikrobiyalitler belki yükselmeye devam edecek. Van Gölü’nün tabanından yeni yeni oluşan binlerce mikrobiyalit var” diye konuştu.

“Karaya çıkmış mikrobiyalitleri bir fırsat gibi görmemiz lazım”

Van Gölü’nün kıyılarına gidilerek mikrobiyalitlere zarar vermeden ziyaret edilmesinin bir fırsat olduğunu ifade eden Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belki o mikrobiyalitler onlarca yıllık zaman dilimi içerisinde oluştular. Bu sebepten dolayı göl çekildikçe karada daha çok mikrobiyalit göreceğiz. Ancak mikrobiyalitler için herhangi bir tehlike söz konusu değildir.”

Suların çekilmesi, Van Gölü’nün ‘peribacalarına’ zarar vermeyecek

Yılmaz Sönmez

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur" Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, "Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, "Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır" dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir" dedi.