EKONOMİ
23 Nisan 2024 Salı - 19:24 Ziraat Odası Başkanları yaş çay fiyatı için toplandı Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki Ziraat Odaları toplanarak 2024 yılı yaş çay fiyatında üreticiler için en az 25 TL olması gerektiğini ifade etti. Rize, Artvin, Trabzon ve ilçelerinde bulunan Ziraat Odası Başkanları 2024 yılı yaş çay fiyatıyla ilgili çalışmalarda bulundu. Çalışmaların ardından üreticilerin maliyetlerinin karşılanabileceği bir yaş çay taban fiyatıyla ilgili açıklamada bulundu. Rize’de bir araya gelen başkanlar çay üreticisi için yaş çay taban fiyatının en az 25 TL olarak açıklanması gerektiğini söyledi. Üreticilerin maliyetlerini gidermesi için yaş çayda taban fiyatının 25 TL olması gerektiğine vurgu yapan Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan, "2024 yılı yaş çay taban fiyat çalışmamızı açıklamak üzere Rize, Artvin, Trabzon, Ziraat Odaları yani İkizdere Kalkandere, İyidere, Derepazarı, Güneysu, Çayeli, Pazar, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı, Hopa, Arhavi, Borçka, Of, Hayrat, Sürmene, Araklı, Dernek Başkanı ve Tirebolu başkanları olarak kamuoyuna açıklamak üzere toplanmış bulunuyoruz. Ziraat Oda başkanları bölgelerinde yapmış oldukları yaş çay maliyet belirleme çalışmaları sonucunda odalarımızın ortaya koymuş olduğu yaş, yaprak, taban fiyatının ekonomik koşullar ve bölgedeki tarımın sürdürülebilir bölge kökünü önleme adına üreticilerimizin doğduğu yerde doyması için yaş çay taban fiyatının belirlenecek olan yaş çay taban fiyatının 25 TL olmasını talep ediyoruz. Ayrıca organik yaz çayın belirlenecek olan yasa ile fiyatının iki katı olarak belirlenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
23 Nisan 2024 Salı - 16:47 Şırnak’ta kafeslerden 30 ton balık hasat edildi Şırnak’ta hayata geçirilen “Sürdürülebilir Alabalık Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi” ile kafes balıkçılığından 30 ton alabalık üretimi gerçekleştirildi. Uludere ilçesinde barajlar su ürünleri yetiştiriciliğine açılarak Tarım ve Orman İl Müdürlüğü koordinesinde 7 yatırımcı, 7 çiftlik kurdu. Şırnak Üniversitesi ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce geliştirilen projenin ilk hasadı ise 30 ton balık oldu. Tesisi gezen Vali Cevdet Atay, İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Sezgin’den proje hakkında bilgi aldı. Şırnak’ın zengin su kaynakları, doğal gölleri ve akarsuları ile büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Sezgin, Şırnak Üniversitesi ve Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürlüğü işbirliği içerisinde Uludere Barajı üzerinde kafes balıkçılığı alabalık üretimi gerçekleştirmekte olduklarını söyledi. Alabalık üretiminin bölgede yapabilirliğini, hem bölge üreticilerine hem de bu sularda alabalık yetiştirilebileceğini göstermek için örnek bir çalışma hayata geçirdiklerini ifade eden Sezgin, "Bu çalışmalar ile beraber kurduğumuz kafeslerde yılık 29 ton alabalık üretimi gerçekleştirmektedir. Uludere bölgesinde 5 farklı barajda toplamda 8 işletme organize edildi. Bu işletmelerin yasal izinlerini Tarım Ve Orman Bakanlığı su ürünleri genel müdürlüğümüz onayladı. 2024 yılında kurulumları başlayacak. Toplam kapasitemiz 5 baraj üstünde yıllık 294 ton olacaktır. Sularımızda alabalık üretimi oldukça iyi ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. 2023 Kasım ayında kafese bıraktığımız 20 gram yavru balıklar, 5 ayda 350 grama getirebiliyoruz" dedi. Tesislerin her geçen gün artacağını aktaran, "Katma değerli ürünler elde edilecek. Hem bölge ekonomisine hem de istihdama önemli katkılar olacaktır. Alabalık üretimiyle hem su ürünleri yetiştiriciliğini bölgemize sevdirecek, bölge insanıyla beraber kalkınma modeliyle hep birlikte yapabileceğimizi göstereceğiz. Hem de değerli bir besini Şırnak halkıyla buluşturmuş olacağız, istihdam sağlamış olacağız. Katma değerli bir ürün ile yepyeni bir sektörle Şırnak’ta bu işi başarılı bir şekilde götürmeye kararlıyız” ifadelerinde bulundu. Programa, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Murat Bulut, İl Emniyet Müdürü Cemal Dalman, kurum temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
23 Nisan 2024 Salı - 16:16 DAİMFED Genel Başkanı Karslıoğlu: "Öncelikli hedefimiz kentsel dönüşüm" Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, öncelikli hedeflerinin kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm ve imar çalışmaları olduğunu söyledi. Karslıoğlu, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte 31 Mart Mahalli İdareler Seçiminde yeniden Adana Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Zeydan Karalar’ı ziyaret ederek tebrik etti. Karslıoğlu, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, "Adana Büyükşehir Belediye Başkanımıza başarılar diliyorum. Kendisi çalışkan ve kentimizin meselelerine vakıf birisidir. Geçtiğimiz dönemde yaptıklarının, yapacaklarının teminatı olacağından kuşku duymuyoruz. Yeni görevinin hayırlı olmasını diliyoruz. Öncelikli Adana hedefimiz olan kentsel dönüşüm, yerinde dönüşüm ve imar çalışmaları konuları olacaktır. Bu konularda sektör olarak Zeydan Başkanımıza desteğimiz sürecektir. Zeydan Başkanımıza Adana için yapacağı çalışmalarda başarılar diliyoruz." ifadelerine yer verdi. Karalar ise, “DAİMFED çalışmalarını yakından takip ettiğimiz başarılı bulduğumuz önemli bir oluşum. DAİMFED Sektör temsilcilerini bir çatı altında toplayarak bizlere de önemli katkılar sağlamıştır. Geçtiğimiz çalışma döneminde olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da iş birliğimiz sürecektir. Herkesin birlik olması ve Adana’nın çıkarı için el ele çalışması gerekiyor. Bizler bundan sonra bir ve beraber olarak Adana’nın çıkarlarını korumak için çalışacağız” diye konuştu.
TZOB Başkanı Bayraktar: “Ayçiçeği üretimimizi artırmamız şart”
22 Nisan 2024 Pazartesi - 09:32 TZOB Başkanı Bayraktar: “Ayçiçeği üretimimizi artırmamız şart” Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ayçiçek yağında fiyat artışını kontrol edebilmek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için ayçiçeği üretimimizi artırmamız şarttır” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ayçiçeği üretiminde ekim döneminin başlamasını ve ayçiçeği üreticilerinin sorunlarını yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. Türkiye’de 59 şehirde ayçiçeği üretimi yapıldığını söyleyen Bayraktar, “Ayçiçeği üreten şehirlerin başında gelen Edirne’yi Adana, Tekirdağ, Kırklareli ve Konya takip ediyor. Bugünlerde havaların ısınmasıyla toprak tava geldi ve ayçiçeği tohumları toprakla buluşmaya başladı” ifadesini kullandı. "Ayçiçeği üretimi 2023 yılında 2,2 milyon ton seviyesine yükseldi" Türk halkının temel gıda maddelerinden olan Ayçiçek yağında dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini anlatan Bayraktar, şunları kaydetti: “2018 yılında 1,95 milyon ton olan ayçiçeği üretimi son 5 yılda yüzde 12,7 oranında artarak 2023 yılında 2,2 milyon ton seviyesine yükseldi. Geçtiğimiz yıl ayçiçeği ekim alanlarında yaşanan azalış üretime yansıdı ve üretim bir önceki yıla göre yüzde 13,8 oranında geriledi. Artan nüfusa paralel olarak kişi başı tüketim de yıllar itibarıyla artış göstererek, 2022 yılında kişi başı tüketim 56 buçuk kilogramla son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.” "Ayçiçeğinde yeterlilik oranımız yüzde 51,3" Halkın en fazla tükettiği Ayçiçek yağında ihtiyacın yarısının ithalat ile karşılandığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle konuştu: “Ülkemiz sıvı yağ tüketiminin yüzde 80 gibi büyük bir oranını ayçiçek yağı oluşturuyor. Ayçiçeğinde yeterlilik oranımız yüzde 51,3’tür. Ürettiğimiz ayçiçeği ülkemiz ihtiyacını dahi karşılamadığı için ithalata olan bağımlılığımız devam ediyor. İhtiyacımız olan ayçiçeğinin yüzde 48,7’sini ithalatla karşılıyoruz. Ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi ithalatı için toplam ödediğimiz döviz 2023 yılında 2 milyar 345 milyon doları buldu. Son 5 yılda ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi ithalatı için ödediğimiz bedel yüzde 153 buçuk arttı.” Ayçiçeği alım fiyatlarının üreticinin yeterli gelir elde edecek seviyede olmadığını söyleyen Bayraktar, “Geçtiğimiz iki yılda üretici fiyatları maliyet seviyesinde kaldı. Çiftçilerimiz yüksek girdi maliyetlerini karşılayarak üretimlerini devam ettirmekte zorlanıyor. Üretim artmalı ki, tüketiciler uygun fiyatla yağ tüketmelidir” diye konuştu. “Ayçiçeği üretimimizi artırmamız şart” Son 3 yılda ayçiçeğinde üretici fiyatının yüzde 116,9 oranında arttığına dikkati çeken Bayraktar, “Ayçiçek yağı litre fiyatı son 3 yılda yüzde 224,8, son beş yılda da yüzde 491,8 artarak bugünlerde 58 liraya yükseldi. Halkımızın en çok tükettiği yağ olan ayçiçek yağında görülen bu fiyat artışını kontrol edebilmek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için ayçiçeği üretimimizi artırmamız şarttır.”
Anzer balı üretimi yapan arıcılar yeni sezondan ümitli
22 Nisan 2024 Pazartesi - 09:28 Anzer balı üretimi yapan arıcılar yeni sezondan ümitli Coğrafi işaretli olarak tescillenen Anzer balının satışlarını gerçekleştiren üreticiler yeni sezonda rekoltenin yüksek olmasını bekliyor. Rize’nin İkizdere İlçesi Anzer Yaylasında arıların kış mevsiminde zarar görmemesi için petekleri daha düşük rakıma indiren arıcılar, ilk olarak kovanlarını gözden geçirerek bahar mevsiminde peteklerin tüm bakımlarını gerçekleştirdi. Yaz ayının gelmesiyle birlikte üreticiler arılarını Anzer Yaylası’na çıkartmak için gün saymaya başladı. 40’ı endemik olmak üzere 400’ü aşkın çiçek türünden 2 bin 300 rakımda üretilen Anzer balı için tüm hazırlıklarını tamamlayan arıcılar, kilogram fiyatı 2 bin 500 TL olan balın yeni fiyatının belirlenmesi için gözünü kooperatiflere çevirdi. “Anzer Yaylasında rekoltenin yüksek olacağını bekliyoruz” Havaların güzel gittiğini ve rekoltenin verimli olacağını düşündüklerini dile getiren Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muzaffer Deniz, “2024-2025 yılı bal sezonu için Anzer Yaylası’na arılarımızın hazırlıkları devam etmektedir. Şu anda havaların güzel gitmesi sebebiyle yeni sezon için Anzer Yaylasında rekoltenin yüksek olacağını bekliyoruz. Gördüğümüz kadarıyla Anzer Yaylasında bu yıl balın çok verimli geçeceğini göstermektedir. Arılarımız güzel bir şekilde gelişmekteler. Arıların doğada beslenme durumları çok güzel. İnşallah Mayıs ayının 20’sine kadar hazırlıklarımızı tamamlayıp Anzer balı üretimine başlayacağız” şeklinde konuştu. “Tahmini olarak 3 bin 500 TL civarında belki de daha üzerinde bal fiyatımız belirlenecektir” Anzer Balı’nın fiyatının üreticileri ve tüketicileri üzmeden artış gerçekleştirileceğini ifade eden Deniz, “Geçen yıl balların Hacettepe Üniversitesi’nden tahlillerin biraz gecikmesi sebebiyle ağustos ayında satışlarımız çok olmadı. Ekim ve Kasım ayında Hacettepe’den ballar geldikten sonra Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinde coğrafi işaret ürünlere vurulduktan sonra satışlarımız hızla başladı. Çünkü yaz boyu sipariş bekleyen müşterilerimiz vardı. Anzer Yaylasına arılar çıkmadan önce arıların ilk önce sağlık yönünden ve beslenme yönünden hazır hale getirilmesi lazım. Bir bit var. Onu tabii ki arılarda olmaması lazım. Arının çalışamadığı durumlarda kovanların alt kısmında dışarıdan almış olduğu bal stoğunun iyi olması gerekiyor. Şu anda arının stokları çok güzel. Arılar her geçen gün yavrulama için kovanlardan çıkıyor. Her geçen gün arının çoğaldığını görüyoruz. 2023 ve 2024 yılı sezonunda balın fiyatı 2 bin 500 TL idi. Ancak şu anda ülkemizdeki enflasyonun durumuna bakıldığı zaman yaklaşık bir ay sonra yeni sezon için fiyat belirlenecektir. Tahmini olarak 3 bin 500 civarında belki de daha üzerinde bal fiyatımız belirlenecektir” ifadelerini kullandı.
Kuşadası’nda kruvaziyer bereketi yaşanıyor
21 Nisan 2024 Pazar - 12:13 Kuşadası’nda kruvaziyer bereketi yaşanıyor Aydın’ın Kuşadası ilçesinde, kruvaziyer turizminde yaşanan hareketlilik esnafın yüzünü güldürdü. Geçtiğimiz yıl 531 gemi seferiyle 785 bin yolcu ağırlayan kente, 2024’te 625 seferle denizden 1 milyonun üzerinde turistin gelmesi bekleniyor. Türkiye’de turizmin ilk başladığı yer olan Kuşadası’nda kruvaziyer turizmi hareketli günler yaşamaya devam ediyor. Akdeniz’in en önemli limanlarından bir olan kent, Ocak ayından bu yana günde 4-5 yolcu gemisi birden ağırlıyor. Mavi bayraklı plajlara ve eşsiz bir doğaya sahip olan kente kruvaziyer gemileriyle gelen yabancı turistler, liman girişinde halk oyunları gösterileriyle karşılanıyor. Hacı olmak için inanç turizmi kapsamında tur satın alan kruvaziyer yolcularının bir kısmı otobüslere önce Efes Antik Kenti ardından Meryem Ana Evi’ni ziyaret etmeye gidiyor. Tura çıkmayanlar ise kentin turistik çarşılarında hediyelik eşyadan tekstile, altın ve pırlantadan deri ürünlerine kadar birçok türde ürün satın alıyor. Dünya kruvaziyer turizminin yaklaşık yüzde 25’inin gerçekleştiği Akdeniz’de, Kuşadası’nı 2024 yılının sonuna kadar yaklaşık 625 kruvaziyerle 1 milyonun üzerinde yolcunun ziyaret etmesi bekleniyor. Esnaf sezondan umutlu Kuşadası’nın 2024 yılı kruvaziyer turizmine iyi bir başlangıç yapması, kentin turistik çarşı esnafının da yüzünü güldürdü. Grand Bazaar’da deri ürünleri satışı yapan Burak Nart, “Ocak ayından itibaren yeni sezon için tüm hazırlıklarımızı yapmıştık. Bu sezondan esnaf olarak çok umutluyuz” dedi. “Sezon daha erken başladı” Orient Bazaar’da tekstil dükkanı bulunan Okan Doğukan Akdil ise, “Bu yıl kruvaziyer turizminde Kuşadası için çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Bunların başında gemi sayısındaki artış geliyor. Ayrıca 2024 yılı sezonu geçen yıla nazaran daha erken başladı. Kuşadası’na yolcu kapasitesi açısından da daha büyük kruvaziyer gemilerinin demirleyecek olması çok sevindirici bir gelişme” diye konuştu. Bir diğer esnaf İlayda Öz de, “Şu an satışlardan çok memnunuz. Turistler ürünlerimize yoğun ilgi gösteriyor. Sezonun erken başlaması da bizim için avantaj oldu” dedi.
Sabriye Şen, Türk TSO Kadın Girişimciler Komitesi’nde TOBB delegesi oldu
21 Nisan 2024 Pazar - 12:02 Sabriye Şen, Türk TSO Kadın Girişimciler Komitesi’nde TOBB delegesi oldu Bursa Ticaret Borsası koordinatörlüğünde faaliyetlerini sürdüren TOBB Bursa İl Kadın Girişimciler Kurulu’nun Başkanı Sabriye Şen, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliğibünyesinde faaliyet gösteren Kadın Girişimciler Komitesi’nde 2 yıl boyunca Türkiye’yi temsilen TOBB Delegesi oldu. Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (TTSO) Kadın Girişimciler Komitesi (KGK) 2. Genel Kurulu İstanbul’da gerçekleştirildi. Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (TCCI) Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu`nun teşrifleriyle gerçekleştirilen toplantıya, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve gözlemci ülkeler Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilcileri katıldı. Genel Kurul’da Kazakistan Cumhuriyeti’nden LazzatRamazanova Türk TSO KGK Başkanı olarak seçildi. Genel Kurul’da ayrıca üye ülkeler adına iki yıl boyunca komitede görev alacak delegeler de belirlendi. TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sabriye Şen, Türk TSO Kadın Girişimciler Komitesi’nde Türkiye’yi temsilen TOBB Delegesi oldu. Türk dünyası kadın girişimcileri İstanbul’da buluştu Türk TSO Kadın Girişimciler Komitesi Genel Kurul toplantısının ardından, TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sabriye Şen, İcra Komitesi Başkan Yardımcıları Ferah Aslanoba Gürsel ve Özlem Çelik ile birlikte, TOBB koordinasyonunda İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen, Kadın Girişimciler Komitesi 2. İş Forumu ve B2B NetworkingEtkinliğine katıldı. Üye ülkelerden kadın girişimcilerin yer aldığı toplantıda, Türk dünyasının kadın girişimci gücünün geliştirilmesi adına atılacak stratejik adımlar veiş birliği imkanları değerlendirildi. Türk kadınları, ekonomik kalkınmanın lokomotifi olmaya hazır TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sabriye Şen, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları (TSO) Kadın Girişimciler Komitesi’nde TOBB adına Türkiye’yi temsil etmekten büyük gurur duyduğunu belirtti. Şen, “Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (TCCI) Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Sayın M. RifatHisarcıklıoğlu’na şahsıma ve Türk kadınının gücüne duyduğu güven dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe, 185 milyonluk nüfusa sahip Türk dünyasının kadın girişimci gücünü harekete geçirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kadın girişimcilerimiz, ekonomilerimizin ve toplumlarımızın kalkınma hedeflerinde çok önemli bir potansiyele sahip. Türk devletleri olarak kadınlarımızı desteklemek ve güçlendirmek hepimizin görevi” diye konuştu.
Arıcılar yeni sezona hazırlanıyor
21 Nisan 2024 Pazar - 11:23 Arıcılar yeni sezona hazırlanıyor Antalya’nın Akseki ve İbradı ilçelerinde bal üreticileri sezon hazırlıklarına başladı. Arıların yaşam alanı kovanların bazıları değiştirilirken, her kovandaki arılar ayrı ayrı kontrol ediliyor. Hazırlıklarını tamamlamaya çalışan arıcılar, kovanlarını yenileme, katlama işlerini yapıyor. Yayla sezonuna güçlü bir koloni ile girmek ve bal üretmek için son hazırlıklarını yapan arıcılar arılar koloni içerisinde belirli bir sayıya ulaşmasının ardından Mayıs ayının sonlarında sonra yaylaya çıkartılıyor. Yaylada da her yılın mevsimine göre, iklim değişikliklerine göre yağmur, rüzgar veya kurak geçmesine bağlı olarak oluşan ballar Ağustos ayının ortasında hasat ediliyor. Hasadın ardından milyonlarca arı yine Akseki bölgesinde sıcak bölgelere geri getiriliyor. “40 yıllık arıcı” Yaklaşık 40 yıldır arıcılık ile uğraşan Muzaffer Arıcı (59), arıların kış sonrası ilkbahar bakımlarını yaparak sezona hazırlandıklarını söyledi. Verimli bir sezon için bakımlarına önemine değinen Arıcı, “Bu bakımlarda arılarımızdaki fazla çerçeveleri sıkıştırıyoruz, eksik balları varsa takviye yapıyoruz. Arılarımız ne kadar sıkışık olursa o kadar iyi yavru atıyorlar. Bahar başlangıçlarında polen de daha iyi geliyor. İnşallah bu sezon tüm arıcılar açısından bereketli bir yıl olur” dedi. “6’ıncı kuşak” Arılarını yaz ayında bin 860 metre rakımlı Çimi Yaylası’na çıkardıklarını anlatan Arıca, “Arıcılık benim baba mesleğimdir. Yaklaşık 40 yıldır arıcılık yapıyorum. Arıcılık bize 5-6 kuşaktan beri dedelerimizden atalarımızdan kalan bir meslek. Bizden sonraki nesilsin bu işe devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Fakat arıcılık bizim genlerimizde vardır. Ömrümüz el verdiği müddetçe arıcılık yapmaya devam edeceğim. Arıcılık olmazsa bizde yaşam olmaz” dedi. “Mayıs sonunda yaylaya çıkarırız” Amaçlarının yayla sezonuna güçlü bir koloni ile girmek ve bal üretmek olduğunu dikkat çeken Arıcı, “Arılarımızı Çimi Yaylasına çıkardığımız zaman bir kolonide 40 bin ile 80 bin civarında arı sayısına ulaştırmalıyız ki bize bal verebilsin. Daha düşük kolonilerle yaylaya gittiğimiz zaman bu arılar bizim için verimli olmuyor. Onun için ilkbaharda biraz daha besliyoruz. Biraz daha onun sıcak durmasına veya nektarın bol olduğu yerlere götürüyoruz. Arıların koloni içerisinde belirli bir sayıya ulaşmasının ardından 25 Mayıs’tan sonra yaylaya çıkarıyoruz. Yaylada da her yılın mevsimine göre, iklim değişikliklerine göre yağmur, rüzgar veya kurak geçmesine bağlı olarak bal miktarı oluşur. Hasadı da Ağustos ayının 15-20’ si gibi yaparız. Hasattan sonra yine Akseki bölgesinde sıcak bölgelere getiririz” ifadelerini kullandı. "200 arı kovanım var" 200 civarında arı kovanının olduğunu söyleyen Arıca, “Çimi Yaylası balının ayrı bir değeri vardır. Bir markadır. Bizim Çimi Yaylası’nın balı kovanda iken sipariş alırız. Ancak ürettiğimiz ballar siparişleri karşılar. Daha Çimi Yaylası balını tezgaha çıkarıp ta satan olmaz” dedi. "Arıcılık bir şanstır" Arıcılık mesleğinin bir şans olduğunu anlatan Arıca, “Her sezon bal hasadı aynı olmaz. Her sezon istediğin balı alamazsın. Arıcılık gerçekten bir şans işidir. Bakmışsın o sezon havanın rüzgar, kurak geçmesi bal üretimini etkiler. Geçen yıl normal bir sezon yaşadık. Kovan başına 4-5 kilo gibi hasat yaptık. İsteriz ki kovanlarımız dolsun. Havanın kurak geçmesi, yağmurlu geçmesi. Rüzgar olması, çiçeklerin nektar zamanı ölmesi, kuruması bizim için iyi olmayabilir. Yani tamamen bir şanstır” diye konuştu. “Arıcılık zor ama zevkli meslek” İbradı’nın Ürünlü mahallesinde yaklaşık 30 yıldır arıcılık ile uğraşan Mesut Şanlı, ilkbahar bakımları yaparak sezona hazırlandıklarını söyledi. Verimli bir sezon için bakımlarına önemine değinen Şanlı, “Bu bakımlarda arılarımızdaki fazla çerçeveleri sıkıştırıyoruz, eksik balları varsa takviye yapıyoruz. Arılarımız ne kadar sıkışık olursa o kadar iyi yavru atıyorlar. Bahar başlangıçlarında polen de daha iyi geliyor” dedi. Sezon hazırlıklarını tamamlayarak kovanlarını florası çok iyi olan Akseki’nin Kuyucak Yaylası’na çıkardıklarını ve bal üreticileri olarak sezona iyi hazırlandıklarını ifade eden Şanlı, “Kovanlarımızın bakımını iyi yaptık ve bu yıl bitki florasının çok iyi olduğunu tespit ettiğimiz Akseki’nın Kuyucak Yaylası’na götüreceğim. İnşallah bahar yağmurları iyi geçer ve yaylalarda flora zenginliği oluşur. Oranın Yaylası bal verimi bakımından çok daha fazla. Arılarımız Toros dağlarının kekiğinden tutun da binlerce çeşit bitkiden doğal bal yapıyor. Akseki’nin balı bu bakımdan oldukça kalitelidir” diye konuştu. Arıcılık mesleğinin oldukça zor fakat zevkli bir meslek olduğunu söyleyen Şanlı, “Onlara çocuk bakar gibi bakıyoruz. Her mevsim ayrı bakımları var. Arılarımızı nüfus bakımından çoğalttık. Kovanlarımızı ikişer kat yaptık. Şu anda 50 kovan arım var. Arıları çoğaltmak önemli değil. İstediğin kadar çoğaltabilirsiniz ama bakımı çok önemli” şeklinde konuştu. Yayla sezonuna güçlü bir koloni ile girmek ve bal üretmek için son hazırlıklarını yapan arıcılar, arıların koloni içerisinde belirli bir sayıya ulaşmasının ardından arıları başta 1960 rakımlı balı ile meşhur Çimi Yaylası ile, Göktepe, Yarpuz, Bademli, Kuyucak Yaylalarına çıkarıyor. Yaylada da her yılın mevsimine ve iklim değişikliklerine göre oluşan ballar Ağustos ayının ortasında hasat ediliyor. Hasadın ardından milyonlarca arı yine Akseki bölgesinde sıcak bölgelere geri getiriliyor.
Kıyı balıkçılığı yapanların sayısında azalış tedirgin ediyor
21 Nisan 2024 Pazar - 11:15 Kıyı balıkçılığı yapanların sayısında azalış tedirgin ediyor Kıyı balıkçılığı yapanların sayısında son yıllarda azalma olduğu belirtilerek, yeni neslin bu mesleği pek tercih etmediği ifade edildi. Trabzon Merkez Su Ürünleri Faroz Balıkçı Barınağı Kooperatif Başkanı Mehmet Candeğer, kıyı balıkçılığının Trabzon’da neredeyse unutulmaya yüz tutmuş üç meslekten biri haline geldiğine dikkat çekerek, “Artık çocuklar dedelerinden gördüğü balıkçılık mesleğini yapma düşüncesinden çok uzak” dedi. Denizlerde büyük tekneler için 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından denizler kıyı balıkçılarına kaldı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Trabzon Merkez Su Ürünleri Faroz Balıkçı Barınağı Kooperatif Başkanı Mehmet Candeğer, büyük teknelerin 15 Nisan’dan sonra avlanma yapamayacak olmasından dolayı kıyı balıkçıların avladığı balıkların değerinin yükseleceğini kaydederek, "15 Nisan itibarıyla büyük tekneler için yasak başladı. Dolayısıyla kıyı balıkçıları olarak avladığımız balıklar biraz daha değerinde satılacak. Avlanma sezonu bizim için yeni başlıyor diyebiliriz. Bundan sonra barbun, istavrit, ilerleyen zamanlarda çinekop ve palamuda doğru yöneleceğiz" dedi. "Birçok balık çeşidi artık yok" Karadeniz’de mersin balığından orkinosa kadar birçok çeşidin avlandığını dedelerinden duyduklarını belirten Candeğer, "Birçok nedenden dolayı avlanma azaldı. Avcılık konusunda teknolojinin ilerlemesi, balık neslinin azalması küçülmesiyle birlikte avcılık azaldı. Buna bağlı olarak tekne sayısı amatörler ve profesyonel balıkçılarda artış oldu. Sürekli bir avlanma var hiçbir zaman yerine gelmeyen stok var çünkü avcılık çok. Dedelerimizin anlattığına göre kofanalar, orkinoslar, mersin balıkları görülüyordu biz bunların sonuna bile yetişemedik. İnşallah daha ilerleyen zamanlarda görürüz" diye konuştu. "Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı büyük sorunlar yaşıyoruz" Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı başta kirlilik olmak üzere sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Candeğer, "En büyük sorun kirlilik diyebiliriz. Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı büyük sorunlar yaşıyoruz. Çünkü istinat duvarları kurulmadan dolgular yapıldı. Dolayısıyla denize dökülen topraklar, çöpler kıyı balıkçılarını tamamen bitirdi. Çünkü buralarda avlanma alanı sıfırdan yüz metreye hatta yetmiş metreye kadar, o da artık çamurla kaplandı. Dolayısıyla balıklar yavrulayamıyorlar buna nedenle avcılık azalıyor. Balıkçılar günde iki kilogram, üç kilogram mezgit ile geri dönüyorlar, giderleri çok neredeyse balıkçılığı bırakma noktasına geldiler" şeklinde konuştu. "Artık toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıkıyor" Kıyı balıkçılığının artık dededen toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıktığını ifade eden Candeğer, "Denizde avlananların sayısı her geçen gün azalıyor. Artık dededen toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıkıyor. Bir nevi Trabzon’daki kaybolmaya yüz tutmuş üç meslekten biri haline geldi. Bakırcılık gibi balıkçılık da artık yavaş yavaş kayboluyor. Artık çocuklar dedelerinden gördüğü balıkçılık mesleğini yapma düşüncesinden çok uzak" ifadelerini kullandı. "Benim peşimden bu mesleği yapacak hiç kimse yok" Kıyı balıkçılarından Hasan Şal ise yeni neslin bu mesleğe pek sıcak bakmadığını belirterek, "Yaklaşık 30 yıldır bu mesleği yapıyorum. Büyük tekneler için avlanma yasağının başlaması kıyı balıkçıların avlayacağı balığın değerini biraz daha artıracak. Dolayısıyla büyük tekneler avlanma yapmayacağı için tutacak olduğumuz balıklar biraz daha değer kazanacak. Kıyı balıkçıları olarak genelde mezgit ara sıra istavrit avlıyoruz. Yeni nesil bu mesleğe pek umutla bakmıyor. Dolayısıyla balık olmayınca yeni nesil bu işi pek önemsemedi. Benim peşimden bu mesleği yapacak hiç kimse yok diyebilirim. Sadece ben değil, diğer balıkçı arkadaşlarımın da durumu hemen hemen aynı. Dolayısıyla gelen nesil bu işe pek sıcak bakmıyor. Bugünlerde sayımız çok azaldı diyebiliriz. Eskiden 50-60 kişiydik şimdi Faroz Mahallesi’nde 20-30 kişi bu mesleği yapan yok diyebiliriz. Şu an ağlarımızı onarıyoruz. Denizin tabanında bayağı pislik olduğu için ağlarımız çöple doluyor" dedi.
ÇAYKUR’dan ’çayınızı kendiniz toplayın’ çağrısı
21 Nisan 2024 Pazar - 11:01 ÇAYKUR’dan ’çayınızı kendiniz toplayın’ çağrısı Çay İşletmeleri Müdürlüğü (ÇAYKUR) bu yıl üreticilerin çaylarındaki verimin ve kalitenin düşmemesi için çaylarını kendilerini toplaması için çağrıda bulundu. 2024 yılının yaş çay sezonuna verimli bir şekilde başlamak isteyen çay müstahsilleri öncelikli olarak çaylarını budayarak işe başladı. Çay budamalarının hemen ardından üreticiler tarafından arazilerde gübreleme işlemi gerçekleştirilirken, ÇAYKUR’un Mayıs ayında başlatması planlanan yaş çay kampanyası için üreticiler son hazırlıklarını tamamlıyor. ÇAYKUR kampanya öncesinde üreticilere çayın veriminin ve kalitesinin düşmemesi için işçilerin yerine kendilerinin kesmesini tavsiye ederken, aynı zamanda ÇAYKUR bu yıl üreticilerin çay alım yerlerine getirdikleri çaylarda yabancı ot bulunması durumunda o çayları almayacaklarını ifade etti. “Çayın geri kalmamasının asıl nedeni toplama tekniğinden kaynaklıdır” Çayın 100. yılında üreticilerin çay hasatlarının kendilerinin yapmasının ürünlerindeki kalite ve verimi daha çok arttıracağını ifade eden ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, “Çay gelme durumu 15-20 gün içerisinde tamamlanır. Mayıs’ın ikinci haftası büyük ihtimalle kampanyayı açacağız. Kampanyaya şu anda hazır durumdayız. Fabrikalarımızın bakım ve onarımları tamamlandı. Üreticilerimize 100. yıl baskısıyla, bu yıl hiç olmazsa çayımıza verilmesi gereken değeri vererek kendimiz toplayalım. Hasadı kendimiz yapalım. Çayı başkalarına toplatmamızdan ötürü çayda gerileme var. Odunsu kısma kadar inildiği için çay henüz patlamamış. Çayın geri kalmamasının asıl nedeni toplama tekniğinden kaynaklıdır. Bu yıl bir ot var. Bazı bölgelerde çok çıkıyor. Çayın yüzeyine çıkmış. Gelişmesini engelliyor ver o bölgelerde çay geriden geliyor. O bölgelerde eskiden çay erken gelirken şimdi geriye kalacak. Telgraf otu denen ot yüzünden. Otların temizlemeden çay hasadı yapılmasın istiyoruz. Ayrıca bu yıl kesinlikle kaliteden ödün vermeyeceğiz. 100. yılda sağlıklı bir üretim yapmayı düşünüyoruz. İlk yıllarda nasıl değerli tutuluyorsa aynı şeyi yapmaya çalışacağız. Yabancı ot bulunan çayları almamaya gayret göstereceğiz. Üreticilerimiz ne kadar çaya önem verirlerse hep birlikte sağlıklı bir kampanya geçireceğiz. 100. yılda çayı kendimiz toplayalım. Çayın kalitesini de verimini de arttıracağız. Bizim çaydan başka stratejik ürünümüz yok. Bölgede çay bizim damarlardı ki kanımız gibidir” ifadelerini kullandı. “20 TL olsun isterim” Gübreleme işlemlerini yaptıklarını söyleyen üretici Nurgül Topçu ise, “Çay mevsimi geldi. Biz köylüyüz ve köyümüzün ürünü bu. Ciddi bir gelir kaynağı. Ürünlerimiz toplayarak satıyoruz. Şu anda Mayıs ayına yaklaşıyoruz. Çay alım yerleri açılacak. Çaylarımız daha da büyüyecekler. Toplamadan önce gübremizi veriyoruz. Böyle giderse çay erkenden gelecek gibi gözüküyor. Gönül ister ki güzel bir fiyat verilsin. 20 TL olsun isterim. Çok fazla çayım yok” şeklinde konuştu.
ÇAYKUR’dan ’çayınızı kendiniz toplayın’ çağrısı
21 Nisan 2024 Pazar - 10:56 ÇAYKUR’dan ’çayınızı kendiniz toplayın’ çağrısı Çay İşletmeleri Müdürlüğü (ÇAYKUR) bu yıl üreticilerin çaylarındaki verimin ve kalitenin düşmemesi için çaylarını kendilerini toplaması için çağrıda bulundu. 2024 yılının yaş çay sezonuna verimli bir şekilde başlamak isteyen çay müstahsilleri öncelikli olarak çaylarını budayarak işe başladı. Çay budamalarının hemen ardından üreticiler tarafından arazilerde gübreleme işlemi gerçekleştirilirken, ÇAYKUR’un Mayıs ayında başlatması planlanan yaş çay kampanyası için üreticiler son hazırlıklarını tamamlıyor. ÇAYKUR kampanya öncesinde üreticilere çayın veriminin ve kalitesinin düşmemesi için işçilerin yerine kendilerinin kesmesini tavsiye ederken, aynı zamanda ÇAYKUR bu yıl üreticilerin çay alım yerlerine getirdikleri çaylarda yabancı ot bulunması durumunda o çayları almayacaklarını ifade etti. “Çayın geri kalmamasının asıl nedeni toplama tekniğinden kaynaklıdır” Çayın 100. yılında üreticilerin çay hasatlarının kendilerinin yapmasının ürünlerindeki kalite ve verimi daha çok arttıracağını ifade eden ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, “Çay gelme durumu 15-20 gün içerisinde tamamlanır. Mayıs’ın ikinci haftası büyük ihtimalle kampanyayı açacağız. Kampanyaya şu anda hazır durumdayız. Fabrikalarımızın bakım ve onarımları tamamlandı. Üreticilerimize 100. yıl baskısıyla, bu yıl hiç olmazsa çayımıza verilmesi gereken değeri vererek kendimiz toplayalım. Hasadı kendimiz yapalım. Çayı başkalarına toplatmamızdan ötürü çayda gerileme var. Odunsu kısma kadar inildiği için çay henüz patlamamış. Çayın geri kalmamasının asıl nedeni toplama tekniğinden kaynaklıdır. Bu yıl bir ot var. Bazı bölgelerde çok çıkıyor. Çayın yüzeyine çıkmış. Gelişmesini engelliyor ver o bölgelerde çay geriden geliyor. O bölgelerde eskiden çay erken gelirken şimdi geriye kalacak. Telgraf otu denen ot yüzünden. Otların temizlemeden çay hasadı yapılmasın istiyoruz. Ayrıca bu yıl kesinlikle kaliteden ödün vermeyeceğiz. 100. yılda sağlıklı bir üretim yapmayı düşünüyoruz. İlk yıllarda nasıl değerli tutuluyorsa aynı şeyi yapmaya çalışacağız. Yabancı ot bulunan çayları almamaya gayret göstereceğiz. Üreticilerimiz ne kadar çaya önem verirlerse hep birlikte sağlıklı bir kampanya geçireceğiz. 100. yılda çayı kendimiz toplayalım. Çayın kalitesini de verimini de arttıracağız. Bizim çaydan başka stratejik ürünümüz yok. Bölgede çay bizim damarlardı ki kanımız gibidir” ifadelerini kullandı. “20 TL olsun isterim” Gübreleme işlemlerini yaptıklarını söyleyen üretici Nurgül Topçu ise, “Çay mevsimi geldi. Biz köylüyüz ve köyümüzün ürünü bu. Ciddi bir gelir kaynağı. Ürünlerimiz toplayarak satıyoruz. Şu anda Mayıs ayına yaklaşıyoruz. Çay alım yerleri açılacak. Çaylarımız daha da büyüyecekler. Toplamadan önce gübremizi veriyoruz. Böyle giderse çay erkenden gelecek gibi gözüküyor. Gönül ister ki güzel bir fiyat verilsin. 20 TL olsun isterim. Çok fazla çayım yok” şeklinde konuştu.