POLİTİKA - 21 Ekim 2017 Cumartesi 15:17

Başbakan Yıldırım: "Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor"

A
A
A
Başbakan Yıldırım: "Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor"

Başbakan Binali Yaldırım, "Bizim derdimiz, burada birliği, beraberliği, kardeşliği bozmaya çalışan dış aktörlerledir.

Başbakan Binali Yaldırım, "Bizim derdimiz, burada birliği, beraberliği, kardeşliği bozmaya çalışan dış aktörlerledir. Buradaki dış aktörler ülkemizin güney sınırları boyunca hem Irak’ta, hem Suriye’de, yeni bir yapay devlet hevesi içerisine girmiştir. Ancak şunu herkes bilmelidir ki. Bu aziz millet buradaki şer ittifakına asla müsamaha göstermeyecektir. Bölgedeki statü değişikliği, Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor" dedi.


Elazığ’a gelen Başbakan Binali Yıldırım ilk önce Fırat Üniversitesinin Atatürk Kültür Merkezi’ndeki 2017-2018 Akademik yılı açılış ve doktora törenine katıldı. Harput ilahisi, Erzincan yöresine ait türkülerinin yer aldığı dinletiyle başlayan programda Fırat Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kutbeddin Demirdağ, konuşma yaptı. Daha sonra Fırat Üniversitesi Milli Senato kararı ile Rektör Prof.Dr. Kutbeddin Demirdağ tarafından Fahri Doktora belgesi Başbakan Binalı Yıldırım’a verildi.


"2017-2018 Akademik öğrenim yılınız hayır olsun" diyerek sözlerine başlayan Başbakan Binali Yıldırım, "Demokrasimizin gelişmesi, kalkınma sürecimizin tamamlanması, hukuk devletinin daha da güçlenmesinde üniversitelerimiz büyük rol oynamaktadır. Türkiye’yi son 15 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlamak için sadece üniversitelerimize de bakmak yeterlidir. Türkiye’yi taşıyacak nesilleri yetiştirmek de bizim görevimiz. Türkiye’nin geleceği siz değerli hocalarımızla inşa ediliyor. Sevgili gençler, sizlerin en donanımlı bir şekilde yetişmesi bizin en öncelikli amacımızdır. Üniversite yılları altın yıllardır. Mezun olduktan sonra bu ortamı çok özleyeceksiniz. Sizin için altın fırsatı en iyi şekilde değerlendirmelisiniz" dedi.


Söz sahibi milletler arasında yer almak için zamanının çok iyi değerlendirmesi gerektiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, "Şuanda zaman, paranın önüne geçmiştir. Hani vakit nakittir deriz ya bu gerçekten doğrudur. Onun için yapacağımız en iyi iş kendimizi tam donanımlı hazırlamamız lazım. Gençlik psikoloji bugün olmazsa yarın olur gibi düşünceler var ama unutmayın zaman su gibi akıp geçiyor. Üniversiteler sadece eğitim ve öğretim aldığımız yerler değil. Elazığ’ın gelişmesini kalkınmasını da sürükleyen en önemli varlığımız üniversitemiz. Son 15 yıla bakalım. Son 15 yıl Türkiye’nin her alanda değişimi yaşadığı yıllardır. Çok uzağa gitmeyelim 2002’nin Kasım ayında göreve başladığımda Elazığ’a doğru dürüst uçak seferi yoktu. 2003 sonunda Elazığ Havalimanının toplam yolcu sayısı 70 bin, 2016 sonuna geldiğimizde 1 milyon 25’bine ulaşmış. Nereden nereye. Türkiye’deki gelişimi değişimi anlamak için sadece Elazığ’daki havacılığın gelişimine bakmak yeterli. Elazığ’daki işler bunlarla sınırlı değil. Elazığ’ın komşu illere bağlantı noktası yoktu. Şimdi otoyol gibi bölünmüş yolları var. Şimdi bir çevre yolu da kuzeye yapıyoruz. Artık Elazığ dünyanın en gelişmiş şehirlerindeki gibi dış çevre yoluyla kuşatılmış geleceğini inşa etmiş hale getiriyoruz" diye konuştu.



"Yolları böleriz de Türkiye’yi böldürmeyiz"


15 yıl içinde Türkiye’yi 3 kat büyüttüklerini aktaran Yıldırım, "230 milyar dolardan, 863 milyar dolar milli gelir seviyesine çıkarttık. Zaman zaman aklınıza geliyordur. Sürekli son 15 yıldır artık yüzlerine alıştık başka bir değişiklik olsa iyi olur diye düşündüğünüz olabilir. Biz değişime karşı değiliz. Daha iyi yapacak varsa buyursun gelsin, başımızın gözümün üstünde yeri var. Bugüne kadar hep ülkemizi hem içeride hem dışarıda itibarını yükseltmek, insanımızın gelecek umudunu hedefini gerçeğe dönüştürmek için çalıştık çabaladık. Taş üstüne taş koyduk, laf üstüne laf koymadık. Sorunlarımızı torunlarımıza havale etmedik. Sorunlarımızın üzerine kararlı bir şekilde gitti. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz de Türkiye’yi böldürmeyiz. Etrafımızda bir şer çemberi oluşturulmaya gayret ediliyor. Bu oyun yeni değil. Bu oyunun 100 yıldan fazla geçmişi var. Ta bin 860’lara gidiyor. O günden bugüne yarım kalmış hesaplar var. O gün Osmanlı ile o hesabı görmeye çalıştılar, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti ile bu hesabı görmeye çalışıyorlar. Ama şunu herkes bilsin bu aziz millet 15 Temmuz’da herkese, bilen bilmeyen, 7 düvele Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu göstermiştir. Bayrağı indirmemiş, ezanları dindirmemiştir. Onun için değerli konuklar ülkemizin geleceği her bakımdan parlaktır. Yarınımız bugününüzden çok daha güzel olur. Hiç endişeniz olmasın. Biz sizlere her yönüyle gelişmiş, sorunlarını çözmüş bir ülke emanet etmek için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere ekip olarak çalışıyoruz" ifadelerini kaydetti.



Öğrencilere burs zammı müjdesi


Üniversitelerle ilgili son 15 yıla değinen Başbakan Yıldırım, "Türkiye’nin 81 ili var 76 üniversitesi vardı. Her ilde üniversite yoktu, bazı büyük illerde çok üniversite var, bir çoğunda yoktu. Bugün her ilimizde üniversite var. 76’dan 185’e çıkmışız. Fakülte sayısı 15 yılda 3’e katlamış. Bütün üniversitelerde fakülteler var. Öğrenci sayımız 7 milyonu aşmış. 7 milyon demek BM’ye üye olan 60 ülkenin nüfusundan fazla. Okullara bilgi ve iletişimle ilgili her türlü alt yapıyı yapmışız. Sadece yol yapmamışız, akıl yolu yapmışız. Doğuda ne varsa, batıda o var. İletişimde sayısal uçurumu ortadan kaldırdık. Şuanda okullarımızda etkileşimli tahtalar var, internet bağlantısı var, merkezi sistemler hocalarımız imtihan yapabiliyorlar. Bir ilden başka ile gelen öğrencileri yurt ihtiyacıydı. Burada eksiğimiz henüz bitmiş değil. Yurt kapasitesinin daha da arttırılması lazım. Bunun için daha da gayret ediyoruz. 190 yurdumuz vardı, 562 yeni yurt buna ilave ettik 752’ye çıkarttık. Hizmet standartlarını yükselttik, koğuş sistemi vardı, şimdi otel odaları gibi 3 öğrencinin bir odada kalacağı yurtlarımız var. Öğrencilerimiz burs ve kredi ile desteklendi. 2003’te öğrenci başına 45 lira burs veya kredi veriyorduk, 2018’de bu rakam 470 lira olacak. 425’di hadi bakalım bu sene 470’e çıktı. Bunu da ilk Elazığ’da açıklamış olduk. Bunlar önemli gelişmeler yeterlimi yetmez. Şimdi Türkiye Dünyanın 17 büyük ekonomisi itibariyle ülkesi. Hedefimiz Türkiye’yi iki elin parmağı ile gösterilen ülkeler arasına sokmak. Aslında satın alma gücü kalitesine göre 13’üncülüğe yükseldi. Avrupa’da son 15 yılda 3 tane ülkeyi geride bıraktık. Avrupa’nın 5. Ülkesi konumuna geldik. Türkiye’nin potansiyeli ve imkanları büyük" şeklinde konuştu.



"Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor"


Irak’ta bir takım gelişmeler olduğunu ve Kuzey Irak’taki referandum hatırlatan Yıldırım, "Fakat dinleyen mi oldu? Şimdi ne oldu başladıkları yere geldi. Bütün kazanımlarını kaybetti. Tabi şartlar ne olursa olsun biz bu coğrafyada biz biriz, beraberiz. Hiçbir zaman burada olup bitenden orada yaşayan kardeşlerimize bir zarar gelmesini istemeyiz. Bizim derdimiz, burada birliği, beraberliği, kardeşliği bozmaya çalışan dış aktörlerledir. Buradaki dış aktörler ülkemizin güney sınırları boyunca hem Irak’ta, hem Suriye’de, yeni bir yapay devlet hevesi içerisinde girmiştir. Ancak şunu herkes bilmelidir ki. Bu aziz millet buradaki şer ittifakına asla müsamaha göstermeyecektir. Bölgedeki statü değişikliği, Irak’ın, Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerine oynanan oyunlar, doğrudan Türkiye’ye ilgilendiriyor. Hiç kimse bu Türkiye’nin işidir diyemez. Tarihsel geçmişimize baktığımızda bu sınırların hangi şartlarda oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Sınırın o tarafı ile bu tarafı arasında bir fark yok. Bu Türkiye’nin milli güvenlik meselesi olmaya devam edecek. Bizim amacımız bölgede barışın, kardeşliğin yerleşmesidir. Buradaki olacak her türlü olumsuzluğun faturasını yükünü biz karşılıyoruz. Hiçbir katkısı olmayan, sorun üretmekten başka hiçbir rolü olmayan ülkelerin racon kesmesi asla ve asla kabul edilir bir şey değildir. Onun için sevgili gençler, katılımcılar aman oyuna gelmeyelim. Biz bir olursak, iri, diri olursak, birlikte Türkiye olursak bize kimse bir şey yapamaz" ifadelerini kullandı.



"Şeytan taşlamadan arta kalan zamanlarda ülkeyi kalkındırmak için var gücümüzle çalıştık"


Zaman zaman oyunlar oynandığını dile getiren Yıldırım, "Bir zaman sağ sol, bir zaman alevi Sünni, olmadı PKK, olmadı DHKP-C, olmadı FETÖ, maalesef bizim enerjimizi azaltan, medeniyet yolculuğumuzu yavaşlatan bu şer yapılanmalarına karşı artık daha tedbirli olmamız, daha uyanık olmamız lazım, büyük fotoğrafa geleceğe odaklanmamız lazım. Gelecek bizim, sizlerin, buradan 30 sene öncesine gidin. Şimdi tersine dönüyor. Zenginlik noktaları doğuya gidiyor. Hangi yöne giderse gitsin geçeceği yer bu topraklardır, Anadolu topraklarıdır. Havacılık 1970 yılında Amerika’daydı, 80 yıllarda Avrupa’nın batısına geldi. 90’lı yıllarda orta noktaya geldi, şimdi havacılığın kalbi merkezi Türkiye oldu. Türkiye 2003 yılında dünya havacılık pastasından yüzde yarımdan az pay alıyordu. 0.45, şimdi 2’nin üzerine çıktı. Başka değişle 30 milyon iç dış hat yolcudan çıktık 200 milyona 15 sene içinde. Onun için dünyanın en büyük havalimanını biz yapıyoruz. Bunu yapınca bazılarının keyfi kaçıyor, kıskançlık başlıyor. Ne yapalım da bu işleri yavaşlatalım, engelleyelim. Gezi olayları arkasında ne var biliyor musunuz? Türkiye’nin faizlerinin yüzde 5’in altına düşmesi, enflasyonunun yüzde 6’lara inmesi, İMF’ye olan borcunu ödemiş olması var. Dahası dünyanın en büyük havalimanının ihalesini yapmış olması, dünyanın en geniş köprüsünün Yavuz Sultan Selim’i inşaat etmeye başlamış olması var. 2008’de küresel bir kriz oldu. Hala devam ediyor. Dünya küçüldü. Ekonomik olarak küçüldü. 80 trilyon dolarlık dünya serveti, 40 trilyona geriledi. Şuanda eski günlere gelebilmiş değiliz. Son 2 yıl boyunca büyümemiz ortalama 5,5, dünyanın iki katı. Peki neye rağmen. Yaşadığımız olaylara bakın. Küresel kriz var, darbe girişimleri var. Cumhurbaşkanlığı seçtirmemek için 360 icadı var. Gezi olayları var. Bütün bunlara rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. İşte bu Türkiye’nin farkını ortaya koyuyor. Bu olayların 10’da biriyle başka bir ülke kalsaydı, yerle bir olur, bir daha belini doğrultamazdı. Hem bu odaklarla, engellerle mücadele ettik. Tabiri caizse şeytan taşlamadan arta kalan zamanlarda ülkeyi kalkındırmak için var gücümüzle çalıştık" diye konuştu.



Yükseköğretim Kurumları Sınavı açıklaması


3,5 milyon genci ilgilendiren üniversite sınavlarına değinen Yıldırım, "Üniversite giriş sınavlarında bir değişikliğe gidiliyor. Aslında biraz sadeleştirme. Yani 2 kademeli seçimden, yine 2 kademeli ama aynı günde yapılacak sisteme dönüşüyor. Yüksek Öğretim Kurumları sınava altında 2 oturumda gerçekleşecek bir sınavdan bahsediyoruz. Böylece öğrencilerimiz 3-4 ay boyunca üniversite giriş telaşı ve stresi ile yaşamasın istiyoruz. Esasında üniversitelerde geldiğimiz nokta bugün liselerin mezun ettiği sayı ile üniversitelerimizin kabul ettiği sayı hemen hemen aynı. Ama geçmişten gelen 2 milyon 400 bin öğrencimiz var. İkincisi de en güzel üniversiteye girmek istiyor. Bu sefer orada bir sıkışma oluyor. Tabi ki seçici sisteme ihtiyaç var. Bunu belirleyecek olanda 12 yıllık temel eğitimden aldığınız bilgi birimi artı sınav. Nereyi hak ediyorsanız oraya girmiş olacaksınız. Üniversite sınavı gittikçe rahatlıyor. Yapmanız gereken temel eğitimde kafasını şekillendirme hangi alana gideceğinizi şekillendirmek. TEOG’u da değiştiriyoruz. Herşeyi niye değiştiriyorsunuz diye sorarsanız, değişim daha iyisine getiriyorsa durmadan değiştirmeniz lazım" diyerek sözlerini tamamladı.


Törene Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Tunceli Valisi Tuncay Sonel, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehdi Eker, Öznur Çalık, AK Parti Milletvekilleri, il protokolü, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.