GENEL - 26 Mayıs 2017 Cuma 17:18

Başhekimin öldürülmesiyle ilgili üniversiteden açıklama

A
A
A
Başhekimin öldürülmesiyle ilgili üniversiteden açıklama

Önceki gün makam odasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof.

Önceki gün makam odasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen ile ilgili rektörlük tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada, olayı gerçekleştiren zanlının hastaneden günü haziranda gelecek olan 5 bin 750 TL alacağı olduğu belirtildi.


Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada, "Fırat Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Muhammed Said Berilgen, uğradığı menfur saldırı sonucunda kurtarılamayarak olay günü saat 17.30’da hayatını kaybetmiştir. Kamuoyu henüz saldırının şokunu üzerinden atmamışken, üç gündür bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada, cinayet olayı ve arka planı ile ilgili gerçeği yansıtmayan haberler nedeniyle açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur" denildi.



Saldırganın hastaneden alacağı sadece 5 bin 750 TL’ymiş


Fırat Üniversitesi Hastanesini her gün 15-20 bin kişinin ziyaret ettiğini ve şehrin büyük tesislerinden birisi olduğunun vurgulandığı açıklamanın devamında, "Doğal olarak bu kadar büyük bir nüfusa hizmet etmek için çok büyük harcamalar yapılmaktadır. Hastanemizin her türlü ihtiyacı, başta şehrimizde faaliyet gösteren firmalar olmak üzere, çeşitli şirketlerden, devletimizin belirlediği kanun yönetmelik ve kurallar çerçevesinde tedarik edilmektedir. Meydana gelen menfur olayın faili olan Sercan G.’nin sahibi olduğu firmanın hastanemiz ile olan ilişkisi yukarıdaki kurallar çerçevesinde olan ticari ilişkidir. Kaldı ki hastanemiz uzun bir süredir ilgili firmadan alım yapmamış ve ödemelerinin de hepsi zamanında gerçekleştirmiştir. Hastanemiz 2017 yılı içinde firmanın hizmetlerine karşılık olarak 137 bin TL firmaya ödeme yapmış, firmanın icralık olması üzerine, 147 bin TL olan alacağı, adlarına icra dairesine yatırmıştır. Firmanın hastanemizden alacaklı olduğu sadece 5 bin 750 TL’dir. Haziran vadeli bu borç, günü gelince firma adına yine icra dairesine yatırılacaktır. Görüldüğü üzere firmanın hastanemiz ile ilgili ticareti oldukça düşük düzeydedir. Fail, saat 11.15 sularında randevu alarak merhum başhekimimiz ile hastanemizin ihtiyaçları ile ilişkili görüşme talebinde bulunmuştur. Görüşme sırasında önce sözlü ve ardından silahlı saldırı gerçekleşmiştir. Görüşmede tam olarak nelerin yaşandığı bilinmemektedir. Adli soruşturma ise devam etmektedir. Hal böyle iken maktul hocamız ve katili ile ilgili yazılı, görsel ve sosyal medyada, aslı olmayan, kerameti kendinden menkul ve hastalıklı akılların ortaya koyduğu masalsı senaryolar yazılıp çizilmeye başlanmıştır. Kamuoyu şunu bilmelidir ki, maktul hocamız ile faili arasında kişisel herhangi bir alacak verecek ilişkisi ya da merhum hocamızın, failin firması ile kişisel ticari bir ilişkisi bulunmamaktadır. Hatta iş dışında özel bir hukukları da yoktur. Binaenaleyh ısrarla yapılmaya çalışılan ve merhum hocamız ile failini, ticari ortak, çıkar ilişkisi içinde gösteren, absürt haberlerin tamamı asılsız, mesnetsiz, çirkin ve neye hizmet etiği anlaşılamayacak bilgilerdir" ifadelerine yer verildi.


Açıklamanın sonunda ise hayatını kaybeden Başhekim Belirgen’in çizgisinde, insanlığa hizmet etmeye devam edileceği aktarıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da deniz manzaralı 3 bin 500 yıllık 800 metre uzunluğunda sütunlu cadde keşfedildi Antalya’nın tarihi sembollerinden Hıdırlık Kulesi’nde gerçekleşen arkeolojik kazılarda, Roma dönemine ait 3 bin 500 yıllık 800 metre uzunluğunda sütunlu cadde keşfedildi. Şu ana kadar 100 metresinin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Antalya Büyükşehir Belediyesi Etüt Proje Şube Müdürü Ezgi Öz, "Kaleiçi’nin önemli bulgularından biri. Üçkapılar’a kadar uzanıyor ve denize kadar olan bağlantısını bulduk" dedi Antalya Müze Müdürlüğü ve KUDEB denetiminde Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen ’Hıdırlık Kulesi Çevresi Arkeolojik Kazı ve Seyir Terası Projesi’nde hummalı çalışma sürüyor. Tarih ve manzarayı buluşturacak projede teknik çalışmalar ilerlerken, yeni arkeolojik keşifler de gün yüzüne çıkarılıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin, Antalya’nın kültürel mirası ve tarihi yapılardan Hıdırlık Kulesi’ni kültürel ve turistik çekim merkezi haline getirmek için 2020 yılında Koruma Kurulu kararı doğrultusunda başlattığı arkeolojik kazı çalışmaları sonunda bölgede antik dönem kalıntıları ve yapıları ortaya çıkmıştı. Sütunlu cadde gün yüzüne çıkarıldı Proje kapsamında tarihi kalıntıların konservasyon çalışmaları devam ederken, arkeolojik kazı çalışmaları da titizlikle sürüyor. Son olarak kulenin güney kısmında tarihe ışık tutacak sütunlu bir cadde gün yüzüne çıkarıldı. Caddenin Roma Dönemi’ne ait 3 bin 500 yıllık olduğu belirtilirken, uzunluğunun 800 metre olduğu değerlendiriliyor. “Yaz ortalarında bitmesi planlanıyor” Daha önceki kazı çalışmalarında hamam, Girit Buz Fabrikası ve villa mozaiklerinin ortaya çıkarıldığını aktaran Antalya Büyükşehir Belediyesi Etüt Proje Şube Müdürü Ezgi Öz, bu eserlerin sürdürülebilir kullanımı ve korunması için projeler ürettiklerini kaydetti. Projenin bitimiyle birlikte Türkiye’nin en büyük seyir terasını hayata geçireceklerini belirten Öz, “Çalışmalar sonlandığında önemli çıkan yapılar cam kaplamalardan sergilenecek, diğer alanlarda da ahşap yürüme alanları olacak. Kamusal anlamda önemli bir iş yapıldı. Burada işgal altındaki alanlar söz konusuydu, biz bu işgalleri tekrar kamuya kazandırmak için işgallerden arındırıp bu alanda çalışmalarımızı tamamlayıp projemizi 2023 yılında uygulamaya başladık. Yaz ortalarında bitmesi planlanıyor. Konservasyon çalışmaları hızla ilerliyor, bunun akabinde de terasla ilgili çalışmalar gerçekleşecek” dedi. “100 metrelik kısmına ulaştık” Yapılan çalışmalar esnasında Roma Dönemi’ne ait 3 bin 500 yıllık sütunlu bir cadde bulunduğuna dikkati çeken Öz, şu bilgileri paylaştı: “Kaleiçi’nin önemli bulgularından biri. Üç Kapılara kadar uzanıyor. Burada da denize kadar olan bağlantısını bulduk. Aslında o caddeyi ayağa kaldırıyoruz. 3 bin 500 yıl önce Roma Dönemi’ne ait. Kültür Bakanlığımız devamının olduğunu öngörüyor, tahmini 800 metre olduğunu düşünüyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 100 metrelik kısmına ulaştık.” Buz fabrikası Öz, ortaya çıkan yapılardan Girit Buz Fabrikası’nın genç Cumhuriyet Dönemi’ne ait olduğunu belirterek, “Hemen yanında bir kanal açılmış. Tabii burası Antalya ve havalar sıcak. Yiyecek ve içeceklerin korunmasıyla ilgili kurulmuş önemli bir tesis. Geçmişteki sanayileşmeyle ilgili de bize done veriyor” ifadelerini kullandı. “Bizim için koruyarak kullanmak çok önemli” Proje kapsamında Hıdırlık Kulesi’nin dışının konservasyonu ve yenilenmesiyle ilgili de çalışmalar yaptıklarını da sözlerine ekleyen Öz, “Bizim için koruyarak kullanmak çok önemli. Bu anlamda tarihe önem veren bir başkanla çalışmak bizim için çok güzel” dedi.
Adana Çocukluğunda izlediği müsabakalardan esinlenip boksa başladı, Avrupa 3.’sü oldu Adana’da çocukken izlediği boks müsabakalarından esinlenerek boksa başlayan 18 yaşındaki milli boksör Hüseyin Ege Tekdemir, Hırvatistan’da düzenlenen Gençler Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa 3.’sü oldu. Adana’dan dünya şampiyonu olarak çıkmayı hedefleyen Tekdemir, Olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil etmenin hayalini kuruyor. Hırvatistan’ın Porec kentinde düzenlenen Gençler Avrupa Boks Şampiyonası’nda mücadele eden 2006 doğumlu milli sporcu Hüseyin Ege Tekdemir bronz madalya kazandı. Çocukluğundan bu yana boks maçlarını ilgiyle seyrettiğini anlatan Tekdemir, bu spora mahallede boks ile ilgilenen büyükleri sayesinde başladığını söyledi. Mücadele sporu olması nedeniyle boksu kendisine çok yakın bir spor olarak hissettiğini belirten Tekdemir, ilk uluslararası turnuvasında Avrupa 3.’lüğü elde etmesiyle de dikkat çekti. "İnşallah Dünya Şampiyonası’nda şampiyonluk nasip olur" Boks ile 4 senedir ilgilendiğini belirten Tekdemir, geçen sene Muğla’da düzenlenen Türkiye şampiyonasında 3. olduğunu bu sezon ise Mersin’de Türkiye şampiyonu olarak Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazandığını söyledi. Bu yıl kazandığı Türkiye Şampiyonluğu ile milli takıma seçildiğini ve Gençler Avrupa Şampiyonasında mücadele ettiğini kaydeden milli boksör Tekdemir, "Geçen sene Türkiye Şampiyonası’nda 3. olurken, bu sene ise şampiyon oldum. Sonrasında ise milli takıma seçilerek Avrupa Şampiyonası’na gittim. İlk uluslararası şampiyonamdı. 3.’lük nasip oldu orada. Eksiklerimizi gördük. İnşallah ekim ayında düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası’na daha iyi hazırlanıp şampiyon olacağım" şeklinde konuştu. Avrupa Şampiyonası’nda yarı finale gelene kadar Çekya, Romanya ve Ukraynalı sporcularla karşılaştığını belirten Tekdemir, “Yarı finalde maçı Ukraynalı rakibime kaybettim. Güzel bir tecrübe oldu. Hedefim inşallah ilk önce Avrupa ve Dünya şampiyonu olmak. Daha sonra Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil etmek istiyorum" ifadelerini kullandı. "Boksu kendime yakın olarak gördüm, tam mücadele sporu" Boks ile tanışma hikayesini anlatan Tekdemir, “Adana’da bizim mahallede boks ile ilgilenen abiler vardı. Ben de onların peşinden giderek salona yazıldım. Boksu kendime yakın olarak gördüm. Tam mücadele sporu, bu nedenle sevdim. Çocukluktan beri televizyonda boks maçlarını izliyorum. Oradan heveslenmiştim boks maçlarıma. 3 senedir de Serdar hocamın yanındayım. Beni çok destekledi" diye konuştu. Serdar Beycioğlu: "Hüseyin’i ekim ayında dünya şampiyonu olarak görmek istiyoruz" Hüseyin Ege Tekdemir’in antrenörü Serdar Beycioğlu ise, "Hüseyin yaklaşık 3 yıldır yanımızda çalışıyor. Hırvatistan’da düzenlenen Gençler Avrupa Şampiyonasında 86 kilogramda Avrupa 3.lüğü elde etti. Bununla ilgili de gerekli çalışmaları burada fazlasıyla yaptık. İlk şampiyonası olduğu için biraz heyecan da oldu. Ona istinaden de 3’lük madalyası aldı" sözlerini kaydetti. Hüseyin’in bu sene Türkiye Şampiyonası’nda çok ciddi başarılar elde ettiğine dikkat çeken Beycioğlu, "5 maçtan 4 tanesinde ilk rauntta nakavt ile bitirdi. 5. maçı da yalnızca 3 raunt oynadı. Büyük bir gelişim sağladı. Biz Avrupa şampiyonluğu bekliyorduk. Ama bundan sonra ekim ayında Dünya Şampiyonası var. İnşallah dünya şampiyonu olarak görmek istiyoruz" dedi. Hüseyin’in ilerleyen yıllarda büyük başarılar kazanarak Adana’yı gururlandıracağını düşündüğünün altını çizen Beycioğlu, "Hüseyin Türkiye ile birlikte Adana’yı da temsil ediyor. Biz Hüseyin’i sadece Adana’da değil, değişik illerde de mücadele ederek tecrübesi artsın diye maçlara gönderiyoruz. Neticede de böyle bir başarı elde ettik" şeklinde konuştu.