ASAYİŞ - 21 Mart 2018 Çarşamba 12:22

Bayrağımızdan iğrenen, FETÖ’cü sanık mahkemede kıvırdı

A
A
A
Bayrağımızdan iğrenen, FETÖ’cü sanık mahkemede kıvırdı

Elazığ’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında tutuklanan ve "Türk Bayrağın’dan iğreniyorum, FETÖ diyeni keseceksin" diyen sanığında içinde yer aldığı 6 zanlı hakim karşısına çıktı.

Elazığ’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında tutuklanan ve "Türk Bayrağın’dan iğreniyorum, FETÖ diyeni keseceksin" diyen sanığında içinde yer aldığı 6 zanlı hakim karşısına çıktı.O zanlı mahkemede, alkol bağımlısı olduğunu ve cezaevine girince FETÖ üyelerinin suçlu olduğunu anladığını söylemesi dikkat çekti.


Elazığ İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yaptığı çalışmada FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün deşifre edilen örgüt elemanlarını ayakta tutmaya çalışan, gündem oluşturmak isteyen, örgüt üyelerinin moral ve motivasyonunu yüksek tutarak, destek olup, örgütle irtibatlarını sağlayan şüphelilere Elazığ merkezli İstanbul, Ankara, Ardahan ve Sakarya’da eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda gözaltına alınan şüpheliler Gökhan Çapat, Taner Özsoy, Süleyman Ünver, Halit Kaan Bayram, Arda Sözen ve Sezgin Ateş 9 Kasım 2017 tarihinde tutuklandı.


Tutuklanan sanıkların yargılanması Elazığ Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, terör örgütüne üye olma ve örgüt propagandası yapmaları ile ilgili sanıkları dinledi.



"FETÖ’cü Alkol bağımlısıymış"


Sanıklardan Taner Özsoy, kendisinin bir yapılanma içerisinde olmadığını belirterek," Hiçbir zaman da talimat almadım. 2011-2012 yıllarında cemaatin (FETÖ) Kıbrıs’ta ki okulunda çalıştım. 2013 yılında Türkiye’ye geldim. Ankara’da bazı dershanelerinde çalıştım bu dershanelerin cemaatle bağlantısı yoktu. Aralık ayında twitter’dan takipçim iş teklifi yapınca bende 2016’da Elazığ’a geldim. Gökhan Çapatı cafe müşterisi olmasıyla tanıdım. Diğer sanıklarla da arkadaş ortamında tanıştık.Psikolojim bozulmuştu. Alkol bağımlılığımda vardı arkadaşlarla yapmış olduğum görüşmeler bu sebepten" diyerek kendini savundu.



Alkol, almış "FETÖ diyeni keseceksin demiş"


Mahkeme heyetinin sorusu üzerine "FETÖ diyeni keseceksin" ifadesiyle ilgili konuşan Özsoy,"FETÖ diyeni keseceksin o zamanki psikolojim bozuk olduğu için söyledim. Şu anda hiçbir kitleye kin beslemiyorum. Süleyman’la konuşmamda savcılara küfür etmişim o konuşmaları hatırlamıyorum fazla alkol almıştım. Ankara’da 11 tane cemaat evinde kaldım. Ev ağabeyliği yaptım. Kıbrıs’ta da dershanelerine gitmiştim yurt dışından bana başka hesaplardan para gelmedi"dedi.



"Türk bayrağından iğreniyorum"demişti


Telefon görüşmelerinde ’ Türk Bayrağından iğreniyorum’ diye konuştuğu ortaya çıkan zanlı Özsoy savunmasının devamında,"Darbe gecesinde hakim, savcı ve askerlere yazdığım yazılar için pişmanım. Türk bayrağından iğrenerek baktığım bahsedilmiş profil resmim bayrak resmiydi tehdit mesajları alıyordum bu yüzden öyle konuşmuştum. Yaptığım telefon konuşmalarından pişmanım" diye konuştu.



"FETÖ’nün terör örgütü olduğunu düşünmeye başlamışlar"


Kendisinin terör örgütü üyesi olmadığını, silahlı ve hiyerarşi bir eylemde bulunmadığını iddia eden zanlı Özsoy, FETÖ üyelerinin suçlu olmadığını daha önce söylediğini ancak içeri girince bu düşüncesinin değiştiğini ve kendisinin de bir tahliye talebinin olmadığını söyledi.


Sanıklardan Arda Sözen ise, FETÖ’nün terör örgütü olduğunu düşündüğünü, önceden içine girdiğini ve ailesinin perişan olduğunu aktardı.


FETÖ nedeniyle okulundan geri kaldığını ifade eden Sözen,"Telefonumdan çıkan FETÖ’ye ait vaaz ve ses kayıtlarını 15 Temmuz’dan çok önce yüklemiştim. Onlar yüzünden ben ve abim tutuklandı. Yaptıklarımdan çok pişmanım" şeklinde kendini savundu.



Mahkemede, 10 bin dolarını istedi


Sanıklardan Süleyman’a talimat vermediğini de savunan sanık Gökhan Çapat’ta," Reis diye kastettiğim Cumhurbaşkanı değil. Türkiye savaşa girerse zorluk çeker diye bir konuşmam olmadı. TSK’yı ülkenin teminatı olarak gördüm. Kimseye pasaport vermedim. Sosyal medyada propaganda yapmadım. 10 bin dolarıma el konuldu, paramın iade edilmesini istiyorum. 25 yıllık hayatımda hiç bir cemaate üye olmadım. 10-22 Temmuz arasında hesabım çalındı.Paylaşımlar bana ait değildir"diyerek savunmasını tamamladı.


Diğer sanıkların da ifadesinin alınmasının ardından, duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.