POLİTİKA - 18 Eylül 2017 Pazartesi 08:44

Alperen Ocaklarından Kerkük Protestosu

A
A
A
Alperen Ocaklarından Kerkük Protestosu

Alperen Ocakları Vakfı Erzincan İl Başkanlığı Kerkük’te göndere çekilen PKK paçavraları ve Barzani’nin açıklamaları nedeniyle tepkisini göstermek için Erzincan Cumhuriyet meydanında protesto gösterisi düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Alperen Ocakları Vakfı Erzincan İl Başkanlığı Kerkük’te göndere çekilen PKK paçavraları ve Barzani’nin açıklamaları nedeniyle tepkisini göstermek için Erzincan Cumhuriyet meydanında protesto gösterisi düzenleyerek açıklamalarda bulundu.


Erzincan Cumhuriyet meydanında yapılan açıklamaya Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı İl Başkanı Berat Okumuş ile Alperenler katıldı.


Erzincan Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı İl Başkanı Berat Okumuş yaptığı açıklama da "Kerkük’teki kardeşlerimiz yalnız değildir. Kimse onların yalnız olduğunu zannedip onlar üzerinde hesaplar yapmaya fanteziler kurmaya kalkmasın" dedi.


Başkan Okumuş açıklamasın da; “Ne hazindir ki son günlerde ülkemizin gündemini bizim için Vatan toprağı olarak gördüğümüz Kerkük ile ilgili sözde referandum safsatası yeterince işgal etmemektir. Bin yıldır Türk toprağı olan ve ilelebet Türk Toprağı olarak kalacak. Kerkük bir oldu bit tiye getirilip Siyonistlerin ve Amerika’nın Irak’taki bekçisi postal yalayıcısı Barzani’nin mukavva devletçiliğinin içerisine katılmak istenmektedir. Ancak şu unutulmamalıdır ki nasıl Çanakkale’yi Anadolu’nun ve Türk İslam Aleminin üç teminatı olarak görmüş ve Türklüğün varoluş mücadelesi saymışsak Kerkük’te Anadolu’nun tapusu mesabesindedir. Bu uğurda can vermekten te kan dökmekten de geri durmayacağımızı tüm kansızların bilmesini istiyoruz. Bu iş onların düşündüğü gibi olmayacaktır. Hayalleri kursaklarında kalacaktır.


Kerkük’teki kardeşlerimiz yalnız değildir. Kimse onların yalnız olduğunu zannedip onlar üzerinde hesaplar yapmaya fanteziler kurmaya kalkmasın diyen Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Berat Okumuş ’un sözleri sık sık sloganlarla kesilirken Başkan Okumuş konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı. Alemlerin sahibi Nusret edip fırsat verdiğinde o habis elleri kırmasını iyi biliriz. Söz konusu bu durumda beklediğimiz yerlerden ses yeterince çıkmasa da necip ve derin Türk Milletinin susması mümkün değildir. Ne olursa olsun biz devletimize güveniyoruz ve Kerkük konusunda gerekli bütün adımların atılacağını ümit ediyoruz. Türk Devletinin kuvveti, kudreti ve azameti bizi ısırma arzusun da olan Barzani’ye Kerkük’te Türkmen katliamı yapan dinsiz PKK ve borazanlarına en şiddetli şekilde göstermelidir.


Türk yurdu Kerkük bir oldu bit tiye getirilip mahremine bir zeval getirmeye çalışırsa bu durumda Barzani ve işbirlikçileri açıkça hedefimiz olacaklar. “Kerkük Türk’tür Türk Kalacaktır. Türkmen Kimliği asla bozulmayacaktır." dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova Belediyesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde fide dikim zamanı Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan ve 240 çeşit şifalı bitkiye ev sahipliği yapan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ne baharın gelmesiyle birlikte fide dikimi işlemleri başladı. 2020 yılında kurulan ve Altınova Belediyesi tarafından işletilen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde 40 dönüm alanın 28 dönümünde şifalı bitkilerin üretimleri gerçekleştiriliyor. Yetiştirilen şifalı bitkilerin halka satışlarının da yapıldığı bahçeye, ziyaretçilerin ilgisi her geçen gün artıyor. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Yalova Şubesi ile iş birliği yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’yle ilgili bilgi veren Müdür Mustafa Sarıgül, bahçede ağaç, sarılıcı, sürünücü bitki gruplarının yer aldığını dile getirdi. Sarıgül, bahçede kekik, lavanta gibi mutfakta kullanabilen bitkileri yetiştirip vatandaşların satışına sunduklarını belirtti. Bahçede bulunan salonda üniversitelerle ortaklaşa halk ve çiftçileri bilinçlendirmek üzere konferanslar düzenlediklerini de kaydeden Sarıgül, “Kendi fidemizi yetiştirebileceğimiz üretim seramızı yaptık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’yla ortak bir proje. Mürver bitkisi, kudret narı ve tıbbı nane dediğimiz bitkilerden aşamalı olarak çalışmalar yaptık. Tamamen insan sağlığına faydalı olabilecek çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunu eczacılık ve tıp fakülteleri hocaları ile beraber yapıyoruz. Yurt dışından getirmiş olduğumuz, adapte etmiş olduğumuz, özel bitkilerimiz var. Şizandra üzümü dediğimiz, hamamelis cadı fındığı dediğimiz, çikolata sarmaşığı dediğimiz çok ilginç bitkiler de var burada. Alanımızda şeker otu steviayı zaten artış çok yaygınlaşmaya başladı. Vatandaşlarımızı bilinçlendirip özelikle diyabet hastası vatandaşlarımızı bunu kullanmaya yönlendiriyoruz. Tamamen sağlıklı, organik bitkiler bunlar” dedi. Sarıgül, bahçede baharla birlikte fide dikimi yaptıklarını anlatan bu yıl 25 bin civarında fide üretimi yaptıklarını ve bunları üniversitelerle de paylaşacaklarını kaydetti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ise ilçeye ve Yalova’ya değer katan mekanlardan olan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin Türkiye’de örnek bahçelerden birisi olduğunu ifade etti. Yıl boyunca çok sayıda kişinin ziyaret ettiği bahçenin ilgi odağı olduğunu söyleyen Fazlaca, vatandaşları da bu alanı gezmeye davet etti.
Zonguldak ZBEÜ’de 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu başladı Zonguldak’ta ilki gerçekleştirilen Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu’nda iletişimin önemine vurgu yapıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesince farklı disiplinleri iletişim zemininde buluşturmayı amaçlayan 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu, Farabi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Binası Doç. Dr. Ali Aslan Konferans Salonu’nda başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumun açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tuğba Akdal yaptı. Akdal, sempozyumun düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Profesör Dr. Hamza Çeştepe fakültelerinin öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Çeştepe, “Planlama ve uygulama ölçütlerinin yerel, ulusal ve ulus ötesi ihtiyaçlar ve gelişmeler perspektifinde belirleyen ve söz konusu ölçütleri kesinlikle tutarlılık ilkeleriyle uygulamaya konan fakültemiz gerek altyapı çalışmalarını gerekse öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirmektedir. Fakültemizin düzenlediği Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu ile sizlerle buluşmanın ve paylaşmanın onur ve mutluluğunu yaşamaktayız” dedi. İletişimin paylaşmak, öğrenmek, sosyalleşmek gibi birçok konuda var olmanın anahtarı olduğunu belirten Çeştepe, “Hayati nitelik taşıyan ve bu yönüyle yaşamın vazgeçilmez bir gereği olarak açıkladığımız iletişim, paylaşmanın, öğrenmenin, sosyalleşmenin, keşfetmenin kendimizi ve başkalarını tanımanın, kısacası var olmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en ufak bir konuda dahil bir sorun ve çatışma varsa nedeni en temelde iletişime dayanmakta ve çözüm yolu da dolayısıyla iletişimden geçmektedir” ifadelerine yer verdi. Çeştepe, iletişimin multidisipliner bir alan haline geldiğini ve iletişime dair çalışmaların hız kazandığını da sözlerine ekledi. ZBEÜ Rektörü Profesör Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iletişim kavramının insanlık tarihiyle yaşıt olduğuna dikkat çekti. Özölçer, “Mühendislik ve çevre ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri de önceliğine alan güzide üniversitemizde ve emeğin başkenti Zonguldak‘ta böylesi bir etkinlikle sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Nitekim genel anlamda iletişim kavramının ve iletişim fakültelerinde verilen eğitimin en belirgin özelliklerinden biri disiplinler arası bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla iletişimin çok yönlülüğünü temel alan söz konusu bu sempozyumda farklı disiplinlerin iletişim şemsiyesi altında tanık olmalı, ulusal ve uluslararası düzeyde birbirinden değerli davetli konuşmacıları ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişim kavramı uygarlıkların oluşmasında ve bilginin nesiller boyunca aktarılmasında şüphesiz ki en önemli araçtır” dedi. İletişimin bireylere sosyal kişilik kazandırılmasının yanı sıra bilginin ve kültürün aktarılmasına, ihtiyaçların giderilmesinden toplum düzeninin devamlılığına pek çok işi yerine getirdiğini ifade eden Özölçer, “Özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, sağlık, teknoloji gibi alanlarda yaşanan toplumsal gelişmeler ve küresel etkiler meydana getiren deneyimler, iletişim ve iletişim çalışmalarının önemini daha da belirgin hale getirmiştir. Yine bununla birlikte 21. Yüzyılda yaşanan dijital dönüşümler bir yandan iletişim eğitiminde ciddi değişimler gerektirmekteyken diğer yandan da iletişim alanında faaliyet gösteren tarafların bu dönüşümün gereklerini en iyi şekilde anlamasını ve uygulamalarına yansıtmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu. Sempozyum; açılış konuşmalarının ardından Profesör Dr. Nurettin Güz, Profesör Dr. Mine Demirtaş ve Doçent Dr. Nozima Muratova’nın katıldığı ilk oturumla başladı. Toplamda 16 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum, 26 Nisan’da sona erecek.