YEREL HABERLER - 17 Mayıs 2017 Çarşamba 13:26

Diş Hekimi Yakup Gülnahar İmplant konusunda merak edilen soruları cevaplandırdı

A
A
A
Diş Hekimi Yakup Gülnahar İmplant konusunda merak edilen soruları cevaplandırdı

Erzincan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.

Erzincan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar İmplant hakkında merak edilen soruları cevapladı. İmplantın ne olduğu konusunda bilgi veren Gülnahar "İmplant; eksik dişlerin yerine konması amacıyla, çene içerisine yerleştirilen çoğunlukla vida şeklindeki yapay bir diş köküdür. Çene kemiği titanyumu vücudun bir parçası olarak algıladığından, implantlar çoğunlukla titanyumdan yapılmaktadır ve implantların yüksek doku uyumu nedeniyle başarı oranı oldukça yüksektir. Diş hekimliğinde çok yaygın kullanım alanı bulma nedeni; tek diş eksikliklerinden, hiç dişi olmayan hastalara kadar, çok geniş bir yelpazede uygulanabilir olmasıdır. Bu uygulama, komşu dişlere hiç müdahale edilmeden gerçekleştirilir. Gerek çiğneme hissinin normale en yakın olması, gerekse diğer dişlere müdahale etmeden tedavi imkanı yaratması; yaşadığımız yüzyılda implant içeren yöntemleri, en çok uygulanan tedavi yöntemlerinden biri haline getirmiştir." dedi.


İmplant Hangi Durumlarda Yapılmalıdır?


Ağız ve Diş tedavisinde implatın hangi durumlarda yapılması gerektiğini açıklayan Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "Diş eksikliği olan kişiler fonksiyonel ve estetik birçok sorun yaşamaktadırlar. Diş eksikliğinde etkin bir çiğneme yapılamamaktadır. Diş kaybı, kapanışın da değişmesine neden olduğundan; çene ekleminde sorunlara neden olabilir. Ayrıca oluşabilen estetik problemler ve konuşma bozuklukları nedeniyle, kişilerin kendilerine güvenleri de etkilenebilmektedir.


İmplantlar; dişlerini periodontal hastalık, çürük, travma ya da başka bir nedenle kaybetmiş kişilerde iyi bir ağız sağlığı için ideal bir seçenektir. Dişlerin eksik olduğu bölgelerde zamanla çene kemiğinde erime meydana gelir. Diş çekimini takiben implantın uygulanması bu erime miktarını önemli ölçüde azaltmaktadır. Komşu dişlerden destek almadığından geleneksel köprülere göre daha koruyucu bir uygulamadır. Çenelerde en sondaki dişlerin eksik olduğu durumlarda sabit bir protez yapılamadığında, hareketli bir protez tercih edilmediğinde ya da tamamen dişsiz ağızlarda çene kemiği silikleştiğinden total protez kullanımı zorlaştığında ve protezin ağız içerisinde oynamasını engellemek amacıyla da implantlar uygulanmaktadır." diye konuştu.


İmplantlar Kimlere Uygulanır veya Uygulanmaz?


İmplantların kimlere uygulanabileceği konusunda açıklamada bulunan Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "Genel sağlık durumu iyi olan, sağlıklı dişetleri ve çene kemiğinde implantları destekleyebilecek oranda kemik bulunan, iyi ağız bakımı yapan bireyler implant tedavisinde yüksek başarı oranına sahiptir. Bazı durumlarda kemiğin miktarı implant yerleşimi için yeterli olmaz. Eğer kemik kaybı fazla ise, ileri teknikler uygulanarak implant yerleştirilmesi için uygun alt yapı sağlanarak implantlar yerleştirilebilir." dedi. Kimlere implant uygulaması yapılmaz sorusuna ise şöyle cevap veren Erzincan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "Baş ve boyun bölgesine radyoterapi uygulanmış bireyler, Kemik büyüme ve gelişimini tamamlamamış genç bireyler, Sigara kullanımı ağız içindeki yara iyileşmesini baskıladığından ve implant başarısını düşürdüğünden; sigara kullanımı çok fazla olan bireyler implant için uygun aday değillerdir.


Diyabet, yüksek tansiyon, hemofili ve otoimmun hastalık gibi sistemik hastalıkları bulunan, bifosfonat, kortikosteroid veya immun sistemi baskılayıcı ilaç kullanan bireylerin sağlık durumları doktorlarıyla konsültasyon yapılarak uygun şartlar oluşturulabilirse; implant uygulanabilmektedir." ifadelerine yer verdi.


İmplant Nasıl Yapılmaktadır?


İmplant uygulamasının nasıl yapıldığı konusuna değinen Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "İmplant uygulaması genellikle iki aşamada gerçekleştirilir. Daha ileri cerrahi uygulama gerektirmeyen, standart bir implant uygulaması için ilk aşamada implant yerleştirilecek bölgeye lokal anestezi yapılarak bölgenin anestezisi sağlandıktan sonra dişeti dikkatlice kaldırılır. Daha önceden belirlenmiş olan kemik kalınlığı ve yüksekliğine uygun olarak implant için kemikte yer hazırlanarak yerleştirilir. İmplant uygulamasının ikinci aşamasında, implantın kemik ile bütünleşmesi için kemiğin durumuna ve uygulanan çeneye göre belli bir süre beklendikten sonra üzeri kapalı olan implantın üzeri açılarak dişi taklit eden kısım yerleştirilir ve protez işlemlerine başlanır." dedi.


Hasta İmplant Uygulamasında Ağrı Duyar mı?


Hastanın implant uygulamasında ağrı duyması veya korkulacak bir durumunun olup olmadığı sorusuna cevap veren Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "Ağrısız bir müdahale için, diş çekimi esnasında kullandığımız lokal anestezi yeterlidir. Bazı tıbbi gereklilikler ve bazen de hastanın isteği doğrultusunda, bilinçli sedasyon ya da genel anestezi gerekebilir. Operasyon sonrasını rahat geçirmeniz için vereceğimiz ağrı kesici yeterli olmaktadır. Hastalarımızın çoğu diş çekiminde duyulandan daha az bir rahatsızlıktan bahsetmektedir. Tedavileriniz bittikten sonra ağzınızdaki implantların varlığını bile hissetmeyeceksiniz. Her girişim ve her cerrahi işlemde olduğu kadar implant cerrahisinin de ufak tefek riskleri olabilir. Diş hekiminiz size ayrıntılı bilgi verecektir. Herşey doğru yapıldığında oldukça güvenli bir tedavidir." diye konuştu.


Vücut İmplantı Reddeder mi?


İmplatın hangi maddeden üretildiği ve insan vücudunun implantı nasıl kabul ettiği sorusunu cevaplayan Ağız, Diş ve Çene Cerrahı Yrd. Doç. Dr. Yakup Gülnahar "İmplant titanyum veya alaşımlarından üretilir. Ağız sıvılarından etkilenmez ve ağız içerisinde oluşacak kuvvetlere dayanacak şekilde planlanmıştır. Bazı özel maddelerle kaplanan titanyumun doku dostu özelliği arttırılmış ve iyileşme süresi kısaltılmıştır. Yüzey özellikleri konusunda yapılan araştırmalar, titanyumun doku dostu olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, implant üretiminde uzun süredir titanyum kullanılmaktadır. İmplantın vücut tarafından reddedilmesi, yani doku reddi oluşması söz konusu değildir. Fakat, iyileşme döneminde gelişen enfeksiyonlar ve hastalar tarafindan ağız hijyenine dikkat edilmemesi, fazla alkol ve sigara tüketimi gibi etkenler; implantın kemik ile birleşmesini engelleyebilir. Buna bağlı olarak implant kaybedilebilir. Düzenli diş hekimi kontrolleri ve iyi bir ağız hijyeni sayesinde implantlarınızın ömrünü uzatabilirsiniz." şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’u erguvan ağaçları süsledi Yeşil, Mavi ve Pembe tonlarının İstanbul Boğazını adeta bir tabloya dönüştüren erguvan ağaçları çiçek açtı. Boğaz manzarası ile birlikte havadan çekilen erguvan ağaçları pembeye boyadığı kıyılar kartpostallık görüntüler oluşturdu. Baharın müjdecisi olarak bilinen erguvanlar İstanbul’u süslemeye başladı. İstanbul Boğazının her iki yakasında zarif dallarıyla şehre ayrı bir güzellik katıyor. Her yıl Nisan ve Mayıs ayları arasında çiçek açan erguvan ağaçları kenti adeta bir tabloya dönüştürüyor. Vatandaşlar tarafından oldukça ilgi gören pembe çiçekli ağaçlar Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Cansever gibi şairlerin de mısralarında yer aldı. İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu erguvan ağaçlarının her yıl takip ederek, ağaçların daha çok tanıtılması için birçok proje hayata geçiriyor. “Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor” Bahar geldiği zaman erguvan ağaçlarının çiçek açtığını dile getiren İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu, “Erguvanın bir zamanı var Nisan 15 ila mayıs ayının 15’i arasıdır. Bu zaman dilimi bazen nisanın başına doğru bazen mayısın sonuna doğru kayabiliyor. Bir 15 günlük zaman içerisinde çiçekler açıyor. Kahverengi dalların üzerinde birden önce kırmızı sona çiçekler açınca pembe çiçekleri olan bir ağaçtır. Bu ağaç İstanbul boğazının yeşil yamaçlarının üzerinde sanki birisi fırça ile pembe lekeler atmış gibi bir görüntü çıkıyor. Bu izlemesi çok hoş bir manzara oluyor. Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor. Osmanlı döneminde şairler fark ediyor erguvan ağaçlarının çiçeklerini. Modern ve klasik dönemdeki şairlerimiz de erguvan ağaçlarının çiçeklerin bir metafor olarak kullanıyor. Erguvan İstanbul gönüllüleri diye bir gurup oluşturup, İstanbul’dakilere sürekli olarak bunu anlattık. 20 sene önce herkes erguvanı tanımazken şimdi biliyorlar. Osmanlı Padişahlarından 3. Selim’in bir fermanı var “Erguvan ağaçları azaldı biraz erguvan ağaçları dikin” diye. Erguvan ağaçları bizim bütün Marmara ve Akdeniz kıyılarında var” diye konuştu.
Mersin Tarsus’ta sanatsal etkinlikler artıyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki Tarsus’a Değerler Katanlar Kurulu (TADEKA) tarafından sanatsal etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. TADEKA’nın öncülüğünde ’Dünya Sanat Günü’ne özel olarak hazırlanan ve birçok sanatçının eserinin yer aldığı ’Sanat Güzelleştirir’ adlı karma resim sergisi, Mehmet Bal Sanat Galerisi’nde açıldı. Açılışa Büyükşehir Belediyesi Kent Katılımı ve Sivil Toplum ile İlişkiler Şube Müdürü Başar Akça, TADEKA üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve sanatseverler katıldı. Birçoğu Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel Berdan Konukevinde 2 gün süren resim çalıştayında ortaya çıkan eserden oluşan sergi, 30 Nisan’a kadar açık kalacak. “Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” Serginin küratörlüğünü yapan ressam Nurettin Gözen, açılışta yaptığı konuşmada, eserlerin birçoğunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak gerçekleşen atölye çalışmalarında yapıldığını ifade ederek, “Herkesin eline sağlık. Bundan sonra devam edecek, daha güzel şeyler yapacağız. Sanat iyileştirir, sanat moral verir, sanat insanı güzelleştirir. Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” dedi. “Çalışmaların tamamına ful destek olacağız” Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, yapılan çalışmalarla Mersin’in çok daha ilerilere gideceğini kaydederek, “Hep birlikte bu çatı altında sanat çalışmaları yapmak bizim için çok büyük bir fırsat. Özellikle Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesinde olduğumuz için TADEKA çatısı altında kadın çalışmalarının tamamına destek olacağız. Dernekler bazında yeni projelerle geliyoruz” diye konuştu. “Sergilemenin gururunu yaşıyoruz” Sanatçılardan Seda Yıkılmazpehlivan da Büyükşehir Belediyesi tarafından ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak Berdan Konuk Evinde gerçekleştirilen resim kampına da katıldığını belirterek, “57 ressamın katıldığı çalıştayda 75 küsur resim ortaya çıktı. Onlardan iki tanesi de bana ait. Hem keyifli bir organizasyon içerisinde yer aldık hem anlamlı bir güne, anlamlı resimler üretmeye çalıştık. Biz çok eğlendik. Bu değeri görmekten de mutlu olduk. Bugün de sergilemenin gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Yozgat Korkutan artış: Yozgat’ta son bir haftada 255 kişinin vücudundan kene çıkartıldı Havaların ısınmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanırken, Yozgat’ta son bir haftada 255 kişi vücuduna yapışan kene nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurdu. KKKA hastalığının yoğun şekilde görüldüğü illerden biri olan Yozgat’ta ilkbahar mevsimiyle birlikte kene vakaları başladı. İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle Yozgat, Sivas ve Tokat çevrelerinde sık görülen ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan keneler kırsal kesimde yaşayanlar için risk oluşturuyor. KKKA’nın ölümcül sonuçlar doğurduğunu söyleyen uzmanlar ise, tarım alanları, yeşil alanlar ve hayvancılığın yapıldığı yerler ile pikniğe giden vatandaşlara uyarılarda bulunarak tedbirli olmalarını istedi. En çok vakaya Saraykent ilçesinde rastlandı Uzmanlar, kırsal alanda vatandaşların vücudu kapatan kıyafetler tercih etmelerini, pantolon paçalarını çorapların içine sokmalarını tavsiye ederken, ateş, halsizlik, baş ağrısı, vücut ağrısı, ishal gibi şikayetleri bulunan kişilerin ise en yakın sağlık kuruluşuna gitmelerini önerdi. Uzmanlar ayrıca, vücuda yapışan kenenin bulunduğu yerden çıplak elle temas etmeden çıkartılması gerektiğine dikkat çekti. Yozgat ili genelinde son bir haftada 255 kişinin vücuduna kene yapışırken, kene vakalarının en yoğun olduğu ilçe ise Yozgat’ın Saraykent ilçesi oldu. Saraykent ilçesinde 60, Sarıkaya ilçesinde 30, Kadışehri ilçesinde 27 ve diğer ilçeler olmak üzere 255 kişi sağlık kuruluşlarına müracaat ederek, vücuduna yapışan keneyi çıkarttı. Kene yapışması nedeniyle Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 2, Yozgat Şehir Hastanesi’nde ise 1 olmak üzere 3 kişinin de tedavisinin devam ettiği öğrenildi. “Keneye karşı tedbirli olun” Yozgat Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Doktoru Dilek Yılmaz, keneye karşı vatandaşları uyararak, almaları gereken tedbirler konusunda uyarılarda bulundu. Yılmaz, “Vatandaşlar dağa, ormana, tarlaya, bahçeye giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyinmeliler. Pantolon paçalarını çoraplarının içerisine koysunlar, kırsal alandan döndükten sonra kıyafetlerini tamamen çıkartıp vücutlarını kontrol etsinler. Özellikle kasık bölgeleri, diz arkaları, kulak arkası ve ense ve saç diplerine bakıp kene kontrolü yapsınlar. Eğer hastaya kırsalda kene temas ettiyse kendileri sağlık ocağına başvurmadan önce güvenli bir şekilde keneyi kendileri çıkarsınlar. Tabii ki bunu çıplak elle yapmayıp, eldiven, bez veya poşet ile kenenin kafa kısmına en yakın yerden tutup keneyi çıkarsınlar. Kene tuttuktan sonra kendilerini 10 gün boyunca gözlemlemeliler. Ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, iştahsızlık, halsizlik gibi belirtilerin bir ya da birkaçı olursa o zaman hastaneye başvursunlar. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ölümcül bir hastalık ve bu nedenle vatandaşlarımızın çok dikkatli olmalarını öneriyoruz” dedi.
İstanbul Net UYP açığı 314,2 milyar dolara yükseldi Net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre Şubat sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 2,4 oranında azalışla 320,2 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 3,2 oranında artışla 634,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2023 yıl sonuna göre yüzde 8,8 oranında azalışla 128,5 milyar ABD doları, diğer yatırımlar kalemi yüzde 3,3 oranında artışla 126,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 8,1 oranında artışla 50,4 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2023 yıl sonuna göre yüzde 11,3 oranında artışla 176,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları 2023 yıl sonuna göre yüzde 6,9 oranında artışla 102,5 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2023 yıl sonuna göre yüzde 16,7 oranında artışla 34,5 milyar ABD doları olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 6,2 oranında artışla 2,8 milyar ABD doları, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 2,8 artışla 43,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2023 yıl sonuna göre yüzde 1,3 oranında azalarak 355,6 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2023 yıl sonuna göre yüzde 3,2 oranında azalarak 41,8 milyar ABD doları olurken, TL mevduatı yüzde 9,1 oranında artarak 18,6 milyar ABD doları oldu. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 0,6 oranında artarak 63,6 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 1,9 oranında azalarak 99,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.
Erzurum 5 yılda toplam 5591 hatim Oltu’nun Özdere Mahallesi’nde ‘Vefa Günü Hatmi Şerif Programı’ kapsamında 5’ncisi düzenlenen hatimlerde bu yıl 1090 hatim okundu. Böylece rakam 5 yılda 5591 hatime ulaştı. Okunan hatimler ahirete göç eden Özdere sakinleri ve Şehitlerin aziz ruhuna bağışlandı. Erzurum’un Oltu İlçesine bağlı Özdere Mahallesi, 5 yıldır geleneksel olarak düzenlenen ‘Vefa Günü Hatmi Şerif Programı’ kapsamında okunan hatimleri ebediyete intikal eden köy sakinleri ile tüm şehitlerin ruhuna bağışlıyor. Yer yüzündeki Özdere mahallesinin gözü kulağı olan Şakir Şahin’in organize ettiği ‘Vefa Günü Hatmi Şerif Programı’ 5’ncisi Ramazan Bayramın’nda Özdere Mahallesi Camiinde yapıldı. Özdereli Kur’an Bülbülleri tarafından Ramazan ayı boyunca okunan Hatmi Şerifler, Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve Dualar eşliğinde ebediyete intikal eden Özdere mahallesi sakinleriyle tüm Şehitlerin ruhuna bağışlandı. Prof. Dr. İsmail Altun öncülüğünde Alaattin Bülbül, İsa Aras ve Emre Tepe’nin öncülüğünde yapılan ‘Vefa Günü Hatmi Şerif Programı’ yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Lütfü Koçak, İsmail Koçak, Ensar Şahin, Murat Demir, Rahmi Dağ, Davut Özdemir, İbrahim Bülbül gibi hafızlar Kur’an-ı Kerim tilavetiyle etkinliğe katkı sağladılar. 31 Mart Yerel Seçimlerinde tek aday olarak seçimlere giderek güven tazeleyen Özdere Mahalle Muhtarı Lokman Altun, ‘Vefa Günü Hatmi Şerif Programı’nı organize eden Şakir Şahin, Prof. Dr. İsmail Altun öncülüğünde Alaattin Bülbül, İsa Aras ve Emre Tepe ile tüm köy sakinlerine hatimler için teşekkür etti. Özdere Mahallesi Camii’ni dolduran vatandaşlar okunan dualara ‘Amin’ diyerek ellerini semaya açtı. 5 yılda 5591 hatim okundu Özellikle köylerinde ahirete göç eyleyen vatandaşlar ile Şehitler’in ruhuna bağışlanmak üzere 5 yıldır aralıksız ‘Vefa Günü Hatmi Şerif” organize ettiklerini belirten Şakir Şahin, 5 yılda 5hatmi şerif okunduğunu söyledi. Şahin, “5yılda 5591 hatim, binlerce Yasin-i Şerif ve sureler ile ihlas ve kelime-i tevhitler okundu. Gerek köyümüzde, gerek Oltu’da, gerek Erzurum’da ikamet eden köylülerimiz ile Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan Özdereli hemşehrilerimiz beş yıl önce başlattığımız projeye katıldı. Beş yılda ahirete göç etmiş köylülerimizin yanı sıra Kahraman ecdadımız ve şehitlerimizin ruhuna hatimler bağışladık. Projemizde yer alan tüm Kur’an bülbüllerine ve programımızı şereflendiren köyümüzün yetiştirdiği hafızlara teşekkür ediyoruz. Ramazan bayramının ikinci gününde Akşam namazına müteakip gerçekleştirdiğimiz programa katılan tüm köylülerimize ve yaptığımız canlı yayınlarda el açıp ‘Amin’ diyen herkese teşekkür ediyoruz” dedi.