GENEL - 23 Şubat 2018 Cuma 08:52

Erzincan genelinde avlanma yasaklandı

A
A
A
Erzincan genelinde avlanma yasaklandı

Erzincan Avcılar ve Atıcılar Spor İhtisas Kulübü Başkanı Yılmaz Toyran, 2018-2019 av sezonunda Erzincan genelinde avlanmanın alınan karar ile yasaklandığını söyledi.

Erzincan Avcılar ve Atıcılar Spor İhtisas Kulübü Başkanı Yılmaz Toyran, 2018-2019 av sezonunda Erzincan genelinde avlanmanın alınan karar ile yasaklandığını söyledi. Alınan kararın avcıları mağdur edeceğini belirten Toyran, komisyon üyesi olmama rağmen alınan kararın olduğu komisyona da çağrılmadığını belirtti.


Alınan kararın düzeltilmesini isteyen Toyran, "Bu karar avcılarımızı mağdur edecek" dedi. Erzincan Avcılar ve Atıcılar Spor İhtisas Kulübü Başkanı Yılmaz Toyran: “15 Şubat’ta toplandık. İl Av komisyonun da bazı kararlar alındı. Terör ile ilgili bazı konular konuşuldu. Bu konularda da bize yasak olan bölgelerin yasaklanması konusunda teklifte bulundular. Biz de bize sunulan her bölgeyi kapattık. Bizim için devletimizin güvenliği her şeyden önemli. Zaten il genelinde de yüzde 30’dan fazlasını kapatamıyorsunuz. Bu da 9 avlak ediyor. 9 avlağın 7 tanesini jandarmanın isteği üzerine iptal ettirdik. Hiçbir sorun olmadan kapattık. Toplantıda il genelinde avcılık konuşunda yaşananlar konuşuldu. Türkiye genelinden herkesin av yapmaya Erzincan’a geldiği konuşuldu. Bu konudan biz de rahatsızız ama kanun çerçevesinde herkesin buraya gelmeye hakkı var. Bunun da karşısına şöyle çıkmaya çalıştık. Buraya dışarıdan gelen avcılarla birlikte ava giderek fazla hayvan vurulmasını engelleme yoluna gittik. Kavga ile ve zarar verme ile bunun çözülemeyeceğini söyledik. Türkiye’nin bütün illerinden av yapmak için insanlar Erzincan’a geliyor. Bu da ilimiz için ciddi bir gelir. Türkiye genelinde 50-60 Milyon TL pul ve vergilerden alınan gelir. Bunun yanında farklı sektörlerde faydalanıyor. Buda Türkiye bütçesine katkı sağlıyor. Fazla avlanmadan bizlerde şikayetçiyiz. Bizlerde istiyoruz ki fazla avlanma olmasın. Bunları korumamız gerektiğini biliyoruz. Biz bunu avcılarımızı bilinçlendirerek bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Bazı köylerimizde dışarıdan gelen avcılarla ilgili hoş olmayan şeyler yaşandı. Devletin verdiği kanunlar çerçevesinde o insanlar gelip orada av yapmaya çalışıyor. Onun yada bunun istemesiyle av yasaklanmaz. Biz il av komisyonunda Erzincan Avcılar kulübü başkanı olarak kendim de katıldım. Orada devletimizin bize güvenlik ile ilgili ve yapılmaması gerekenlerle ilgili her şeye tamam dedik.


Devletimizin bekası bizim için her şeyden önemli. Av ikinci planda. Kararların tutanağa geçirilmesi söylendi. Birkaç gün sonra tutanağı imzalamak için ilgili müdürlüğü gittim. Bizim aldığımız kararlar ile alakalı hiçbir konu yok. İl genelinde avın yasaklaması ile ilgili bir karar çıkmış. Bunun doğru olmadığını etik olmadığını söyledik. Bunları da burada söylerken birilerini de karşımıza almak istemiyoruz. Burada 2 bin üyemiz var. Avcı zaten dağda terör bölgesinde gezmiyor ki. Burada avı yasaklamakla bir iyilik yapıldığı zannediliyor. Ama bu iyilik değil. Köylerde insanlar çıkıp av yaptıracaklar. Avın yasaklanmasını isteyen muhtarların bir çoğu av yapan av yaptıran insanlar. Merkez de ki ve il dışından gelen insanları hiçe sayamazsınız. Biz bu yanlışlığın düzeltilmesini istiyoruz. Merkez Av Komisyonun da bu kararlar alınacak. İl genelinde silah taşımak yasaksa yaylacılarımız ne yapacak. Terör varsa yaylacıları da yaylalardan indirelim. İnsanların geçim kaynağı. Orada insanlar kendilerini ve hayvanlarını korumak için silah taşıyorlar. Bunların yasaklanması bir sürü mağduriyete yol açacak. Biz bunların düzeltilmesini istiyoruz. Biz Valiliğimizin aldığı her türlü karara saygılıyız. Her zaman devletimizin yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Böyle bir kararın doğru olmadığını düşünüyor ve bunun düzeltilmesini istiyoruz. Bundan dolayı bir çok kişi mağdur olacak. İl Av komisyonunda bulunan bir avcılık kulübü başkanı olduğum için de derneğimin ve üyelerimin çıkarlarını korumak zorundayım. Komisyonda olmama rağmen toplantıya çağrılmıyorum. Buda düşündürücü bir konu. Alınan kararlara avcılar olarak zaten uyuyoruz. Yasak bölgelerde avlanmıyoruz. Avcılarımız silah vergilerini ve avlana bilmek için bir ücret yatırdı. 2018-2019 ücretlerini yatıran avcılarımız avlanamayacak. Bunların mağduriyeti ne olacak” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.