GENEL - 08 Haziran 2018 Cuma 10:09

Milli Eğitim Müdürü Gün’den yıl sonu mesajı

A
A
A
Milli Eğitim Müdürü Gün’den yıl sonu mesajı

İl Millî Eğitim Müdürü Aziz Gün 2017-2018 eğitim öğretim yılının sona ermesi dolayısıyla açıklamada bulundu.

İl Millî Eğitim Müdürü Aziz Gün 2017-2018 eğitim öğretim yılının sona ermesi dolayısıyla açıklamada bulundu.


Gün açıklamasında "Ünlü bir şair: “Bugün dediğimiz şey, sonsuz geçmiş ve gelecek okyanusunda küçücük bir zaman damlasıdır.” der. İşte bu koca deryada, akıp giden ömürde “bugün” yine 40 bin öğrencimizin mutluluğunu paylaşmanın sevinci içerisindeyiz. Eylül ayından beri süregelen meşakkatli bir süreci sorunsuz bir şekilde bitirmenin hazzını yaşıyoruz.


Sorunsuz ve başarı dolu geçen bir yıl boyunca göstermiş oldukları üstün gayret ve çalışmalarından dolayı tüm idarecilerimizi, öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi ve velilerimizi kutluyorum.


Son yıllarda ve son günlerde ülke olarak mücadele ettiğimiz onca badireye rağmen yılmadan, usanmadan verdiğiniz emekler takdire şayandır. Zira bu emekler bizlerin de umutlarını taze tutmasını sağlıyor, geleceğimizin emin ellerde olacağını müjdeliyor. Çünkü biliyoruz ki “Gelecek insanların yaşlarıyla değil, aldığı eğitimle tahmin edilir.”


Sevgili Öğrenciler, Takvim düzeni herkes için aynı olsa da, zaman herkesin içinde başka türlü ilerler. Sizlerden de kiminiz bu zaman dilimini belki çok daha verimli değerlendirirken kiminiz de tam konsantre olamamış şekilde geçirmiş olabilirsiniz. Lakin unutmayalım ki hayat, eğitim-öğretim sadece karne notlarımızdan yani işin sadece öğretim kısmından ibaret değildir. Hep söylediğimiz gibi işin “eğitim” kısmını hepinizin başarıyla tamamladığından şüphem yok. Hayalini kurduğumuz, özlediğimiz nesil olma yolunda sahip olduğunuz “eğitim” bizleri onurlandırıyor.


Bugün aldığınız notları başarı ya da başarısızlık göstergesi olarak kabul etmek yerine neleri iyi yapıp hangi konularda biraz daha zayıf kaldığınızı değerlendirme aracı olarak görmelisiniz. Yaşanacak mutlulukların yanı sıra hayal kırıklıkları da pek tabii ki olacaktır. Fakat unutmayınız ki hayatımızdaki en acımasız şey zamandır. Gitti mi gidiyor, döndürmeye ne gücümüz ne kuvvetimiz yeter. Dolayısıyla pişmanlıkları hemen bir kenara bırakmalı, bu uzun soluklu tatili fırsata çevirip ruhumuzu ve bedenimizi dinlendirebildiğimiz oranda gelecek için de çalışmalarımızı planlamalı ve hazırlıklarımızı yapmalıyız. Birlik ve beraberlik içinde birbirine sevgi ile yaklaşan, iyi eğitim almış, teknolojik kabiliyetlerle donatılmış sizler, ülkemizi en iyi şekilde geleceğe taşıyacaksınız. Sizlere dinlenerek, eğlenerek, bol bol kitap okuyarak, mutlulukla geçireceğiniz güzel bir tatil dilerim.


Değerli Öğretmenler, Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy’e geçerken yanına biri yaklaşıp: “Üstat, Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.” diye sorunca Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan: “Ne diye vapura bindin ki? Yüzerek karşıya geçseydin ya!” demiş. Öğretmenler birer kılavuzdur; doğru yola yönlendiren kılavuz ise kolaylık ve mutluluk getirir. Öğretmenlik, bir bahar güneşi gibidir. Nasıl can verirse güneş havaya, suya, toprağa... Nasıl fer verirse bahar için kışın ayazında donmuş doğaya! Öğretmen de öyle can verir bir topluma. Onu alır muasır medeniyetler halitasında yeri nere ise oraya koymak ister. Sizler, gönül bahçemizin tohumları Sevgili Öğrencilerimizin en iyi kılavuzları, en parlak güneşisiniz.


Bütün bu anlayış ve bakış açısı içerisinde eğitimdeki yeni yaklaşımları takip eden, kendini her gün güncelleyen siz Değerli Öğretmenlerime tüm yıl boyunca gösterdikleri hakkı ödenmez emekler için teşekkür ediyor; zihninizde yeni projelerin canlanacağı, sanat ve sporla geçecek mutlu ve huzurlu bir tatil diliyorum.


Kıymetli Veliler, Sizlerin de hem öğrencilerimiz hem öğretmenlerimiz hem de bizler gibi çok yoğun bir dönem geçirdiğinizi biliyoruz. Öncelikle, bu yoğun tempoda bizlere her zaman maddi manevi destek veren, yaptığımız hiçbir programda bizleri yalnız bırakmayan siz Saygıdeğer Velilerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Eğitimin en önemli parçalarından biri olan siz velilerimizin artarak devam eden ilgisi, eğitim anlayışı ve yenilikçi yaklaşımları bizleri daha da mutlu etmekte, hırslandırmakta ve teşvik etmektedir. Sizlerden ricamız bu bakış açısını bir hayat felsefesi haline getirmeniz; öğrencilerimizle, okullarımızla ve bizlerle olan bağınızı koparmamanızdır.


Bugün sizlere düşen görevlerden biri de yaşanacak mutluluk ve hüzünde çocuklarımızın yanında olmak ve her iki duyguyu da birlikte paylaşmaktır. Unutmayalım ki onlar, öğrencilik görevlerinden önce sizlerin çocukları konumundalar. Anne-baba sorumluluklarımızı unutmayarak, hem başarının hem de başarısızlığın hepimize ait olduğunu düşünerek hareket etmeli; çocuklarımıza rehberlik ederek hep birlikte yeni yıla hazırlanmalıyız. Çocuklarınızla birlikte sağlıklı, eğlenceli bir tatil geçirmenizi diliyorum.


Bu vesileyle Erzincan’ımızı “Eğitimin Odak Noktası” haline getirmek için göstermiş olduğumuz çabada verdikleri özverili katkıdan dolayı okul müdürlerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve okul-aile birliği üyelerine tekrar teşekkür ediyor; sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum." dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.