YEREL HABERLER - 29 Mart 2017 Çarşamba 12:30

13. Uluslararası Kar Film Festivali

A
A
A
13. Uluslararası Kar Film Festivali

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 13.

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 13. Uluslararası Kar Film Festivali tüm hızıyla devam ediyor. Festivalin 2. Günü, “Bilgemiz Aliya İzzetBegoviç” Belgesel gösterimi ve Yönetmen Tayfun Öztürk’ün söyleşisi ile başladı.


Mart ayı İletişim Günleri kapsamında düzenlenen 13. Uluslararası Kar Film Festivali devam ediyor. Etkinliğin 2. Gününde, “Bilgemiz Aliya İzzetBegoviç” Belgesel Filmi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde gösterime sunuldu. Bosna Hersek’in bağımsızlığının 25. yılı kapsamında hazırlanan belgeselin gösterimi ardından yönetmen Tayfun Öztürk’ün söyleşisi gerçekleşti. Türk sinemasına yetenekli yüzler kazandıran Tayfun Öztürk, öğrenciler ile bir araya gelerek tecrübelerini paylaştı.


Usta yönetmen Öztürk, teorik olarak eğitimin önemli olduğuna ama pratiğin ihmal edilmemesi gerektiğine değinerek, “İletişim Fakültesinden 4.00 ortalama ile mezun olsanız dahi sadece teorik olarak kendinizi yetiştirdiyseniz sektörde büyük acılar çekiyorsunuz. Sektörde böyle bir acımasızlık var Ne yaptınız ? CV’nizde ne var? Size bunu soruyorlar dolayısıyla size bir kapının açılmasını istiyorsanız pratikte de bir şeyler yapmanız gerekli” şeklinde konuştu.


“ÇOK KÜÇÜK BÜTÇE İLE BÜYÜK İŞLER YAPILABİLİR”


Okulu bitirdikten sonra sektöre atıldığını söyleyen Öztürk, “Ben mezun olduktan sonra sektörde yer aldım. Hatta okurken sürekli bir orada bir buradaydım. Tabi bunları sağlayacak altyapıları oluşturdum. Hem okulu hem sektörü ihmal etmedim. İkisini birlikte yürüttüm, okulu bitirir bitirmez hiç vakit kaybetmeden kendi şirketimi kurdum. Eminim eğer tecrübeliyseniz küçük bütçe ile birlikte büyük işler başarabilirsiniz” dedi.


Öğrencilere denemekten korkmamaları tavsiyesinde bulunan Öztürk, genç ve hevesli bir ekiple çalışıyor olmanın avantajlarından bahsetti. Her gün yeni bir şeyler denemek isteyen bir ekipte olduğunu söyleyen Öztürk, şunları kaydetti: “ Ekibim yeni şeyler denemek istediğinde korkmadan yapın diyorum. Çünkü yapmadan bilemezsiniz. Yanlış olabilir, hatalı olabilir, sizi eleştirenler olabilir ama hata yapmadan doğruları öğrenemeyiz.”


Söyleşi sonunda İletişim Fakültesi dekanı Prof. Dr. Naci İspir, Yönetmen Tayfun Öztürk’e kendisi için dikilmiş olan fidan sertifikasını takdim etti.


BAŞARILARLA DOLU BİR KARİYER


Tayfun Öztürk, Atatürk Üniversitesi’nde başlayan Sinema ve TV yolculuğuna, Akdeniz Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparak devam etti. Eğitimini tamamladıktan sonra Los Angeles’ta sinema eğitimi aldı. Daha sonra Böcek Yapım’da bir yıl freelance yönetmen olarak çalıştı. Mustafa Sandal, Şebnem Ferah ve Kenan Doğulu ile klip çalışmaları yaptı. Eve Dönüş-Sarıkamış 1915, Kelebeğin Rüyası sinema filmlerinde çalıştı ve çeşitli reklamlarda görev aldı. Daha sonra Ankara’ya gelerek Pasific Film’i kurdu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz Kalp hastalıklarının dünyada en çok ölüm olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edileceğinin bilinmesinin önemli olduğunu, düzenli egzersiz yaparak riskleri azaltmanın mümkün olduğunu söyledi. 12-19 Nisan Kalp Sağlığı Haftasında asıl konunun tedavinin anlatılması değil, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin bilinmesinin daha da önemli olduğunu ifade eden Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp hastalıklarının dünyada ve ülkemizde en çok ölüm nedeni, en çok sekel bırakan hastalık grubunda olduğunu söyledi. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özdemir, “Dolasıyla bu hastalıkla mücadele ederken yapmamız gereken şey, hastaları tedavi etmekten ziyade bu hastalığı engellemek için neler yapabiliriz ona vurgu yapmamız lazım. Çünkü çok yaygın bir hastalık, endemik bir hastalık. Bununla mücadelede başarılı olabilmenin yegane yolu hastalığı önlemekten geçiyor. Bunun için yapmamız gereken en önemli birtakım hususlarımız var. Bizim bunu daha önce de müteaddit tekrarladığımız gibi insanlara anlatmamız lazım. Kendi hazırladığımız bir algoritmamız var. ‘YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritması ile hastalara yaklaşmamız, devamlı bunu hatırda tutmamız açısından önem arz ediyor” dedi. “Kalp hastalıkları daha erken yaşlarda görülmeye başlandı” YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritmasını anlatan, kalp hastalıklarına etki eden faktörleri sıralayan Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “İlk faktörümüz yaş. Yaş ilerledikçe kalp hastalığı riski artar. Onun için biz diyoruz ki özellikle riskli hastalar 45-50 yaşından sonra mutlaka kalp kontrolünden geçmesi gerekir. Bu da genç yaşta görülmeyecek anlamına gelmez. Çünkü neden, diğer risk faktörleri de arttı ve hastalık daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. İkincisi şişmanlık, obezite olarak da tarif edilen kilo artışı. Bu da önemli bir kalp hastalığı için risk faktörüdür. Bunun engellenmesi gerekiyor. Üçüncüsü sigara. Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da en önde gelen sebeplerden birisidir. Sigara içim sayısıyla paralel olarak artmakla birlikte az sayıda içmekle risk az olur anlamına gelmez, bırakın içmeyi, içilen ortamda bulunmak bile kalp, damar sağlığı açısından ciddi bir risktir. ‘YAŞaSın’daki 3 temel riskimiz bu” şeklinde konuştu. “Diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek genetik riskini düzenleyebiliriz” Birçok faktörün arasında da genetik risklerinde ön plan da olduğunu belirten Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “A dediğimiz aile öyküsü. Genetik riski bulunan kişilerde kalp hastalığı riski artar. Bu demek değildir ki her hasta yakını ileride hasta olacak anlamına gelmez. Şu açıdan önemli: Eğer biz diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek kişinin genetik riskini düzenleyebiliriz. B basınç, kan basıncı. Kan basıncı da maalesef günümüzde en önde gelen kalp damar sağlığı açısından ciddi, hayatı tehdit eden risk faktörlerinden birisidir. Kendi başına bir hastalık olduğu gibi kalp damar tıkanıklığına etki eden en önemli faktörlerden birisidir. Kan basıncını normal seviyelerde tutmak ki ideal seviye 130/80 mm arasındadır. C ise cinsiyet ve kolesterol. Kolesterol yüksekliği önemli bir faktör. Bu günümüzde çok yaygın bir tartışma olmakla birlikte her kolesterol yüksekliği olan hastaya ilaç başlamak şeklinde değil, bunu öncelikle yaşam tarzında düzeltme olarak kişileri bilinçlendirmek önemli. Cinsiyetteki vurgumuz ise erkekler kadınlara göre daha risk altındadır. Ama menopoz dönemi sonrasında kadınların riski erkeklere eşitlenir” diye konuştu. Sonrasında DD diye niteledikleri diyabet ve diyetle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Diyabet yani şeker hastalığı eşittir kalp damar hastalığı olarak bilinir. O nedenle diyabetik olan hastaları mutlaka erken tedavi etmek hatta diyabet olmadan bu kişilerin hasta önüne geçmek kalp damar hastalığı açısından yine önem arz eder. Diyet de aynı şekilde kalp damar hastalığı için önemli bir faktör. Önerimiz, sebze meyve ağırlıklı beslenmek. Özellikle 3 beyaz diye tarif ettiğimiz şeker, un ve tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak, hayvansal gıdaları yemeyin ama azaltmak tarzında önerimiz. Özellikle zeytinyağı tüketiminin arttırılması bu hususta önem arz eder” ifadelerini kullandı. “Kalp hastalığı riskini azaltmak için çok önemli bir tedavi şansı sunar” Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, son olarak E diye nitelendirdikleri emosyonel stres hakkında ise, "Her ne kadar tek başına bir risk kabul edilmese de ciddi bir tetikleyici faktör. Bazen tek başına hiçbir riski olmayan hastalarda kalp krizine sebep olabilecek bir faktör. Onun için emosyonel stresten kişileri uzak tutmak, bununla ilgili tedavi önerilerini vurgulamak önem arz ediyor. Son olarak ve belki daha önemlisi egzersiz. Hareketsiz yaşam günümüzde yine Türk toplumunda oldukça yaygın olan bir risk faktörüdür. Onun için belki diğer risk faktörlerinin bile hepsini düzeltici etkisi olan, buna mümkün olduğu kadar riayet lazım. Neden, çünkü belki de en etkili, en ucuz ve en zararsız tedavi şeklidir. Önerimiz, kişilerin günde en az 45 dakika yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek gibi sporları düzenli her gün yapması. Haftanın beş günü ama ideal olarak her günü yürüyüş en basit uygulayabileceğimiz tedbirlerden birisidir. Biz bunlara ne kadar dikkat eder, bunları ne kadar erken yaşta insanlarımıza anlatırsak ileride kalp hastalığı riskini azaltmak için bize çok önemli bir tedavi şansı sunar” dedi.
İstanbul Arnavutköy’de iki otomobilin çarpıştığı kaza kamerada Arnavutköy’de karşıdan gelen otomobili görmeyen bir sürücüsü, sola doğru dönüş yaptığı sırada kafa kafaya çarpıştı. Kazada 1’i ağır 5 kişi yaralanırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Kaza, saat 10.00 sıralarında Deliklikaya Mahallesi Kayabaşı Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 34 NZ 7609 plakalı araç sürücüsü Burahan Gür sola doğru dönerken karşıdan gelen Şeref Seçkin‘in kullandığı 34 GLU 444 plakalı aracı görmemesi üzerine çarpıştı. İhbar üzerine olay yerine polis sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada, sürücü Burahan Gür, kızı Muhbet T. ve torunu Nisanur T. hafif yaralanırken aynı araçta bulunan Burahan Gür‘ün eşi Güler Gür ağır yaralandı. Kazaya karışan diğer aracın sürücüsü Şeref Seçkin ise hafif şekilde yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla çevrede bulunan hastanelere sevk edildi. Polis ekipleri kaza ile ilgili çalışma başlatırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Kaza sonrasında olay yerine gelen Deliklikaya Mahallesi Muhtarı Mustafa Borçlanmış, “ Burası Deliklikaya Mahallesi’nin girişi burada sık sık kazalar yaşanıyor. Benim bildiğim kadarıyla Burahan ve eşi Güler’in durumunun ağır olduğunu biliyoruz. Burahan abinin kızı ve torunu da araçtaydı. Onların durumu iyi, eşinin durumu ağır hastaneye kaldırıldı. Biz burada kaldık inşallah durumu iyidir. Diğer araçta sadece sürücü vardı durumu iyiydi” dedi.