YEREL HABERLER - 23 Ekim 2016 Pazar 10:08

13 yılda 569 milyon TL mikro kredi verildi

A
A
A
13 yılda 569 milyon TL mikro kredi verildi

Türkiye’de 67 ilde 107 şubesiyle tamamen güvene dayalı olarak yoksul ve dar gelirli kadınlara yönelik mikro kredi faaliyetlerini sürdüren Türkiye Grameen Mikro kredi Programı Erzincan ve Kahramanmaraş Bölge personel toplantısı Erzurum’da yapıldı.
Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, öncülünde başlatılan Türkiye Grameen Mikro kredi Programı aradan geçen 13 yılın ardından ülkemizde 67 ilde 107 şubesiyle hiçbir teminat ve kefalet istemeden tamamen güvene dayalı olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Mikro kredi Programı Erzincan ve Kahramanmaraş Bölge personel toplantısı 22-23 Ekim 2016 tarihlerinde 2016 yılı değerlendirmesi ve 2017 yılı hedeflerinin belirlendiği personel toplantısı Erzurum’da Palan otelde yapıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Mikro kredi Erzincan Bölge Müdürü İbrahim Gürler, bugün burada Erzincan Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak Erzurum, Bingöl, Bitlis, Muş, Erzincan ve Iğdır illerinde faaliyet gösteren Mikro kredi Şubelerinin personelleri ile Kahramanmaraş Bölgesine bağlı olan Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş illerindeki Mikro kredi Şubelerinin personellerinin katıldığını belitti.
Gürler, yoksulluğun ve işsizliğin olmadığı bir Türkiye oluşturmak için harekete geçtiklerini ve bu kapsamda potansiyeli olan ancak imkânı olmayan kadınları ekonomik hayata kazandırmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Mikrokredi projesi, girişimcilik kabiliyeti olan ancak maddi imkanı olmayan kadınlarımızın aile bütçesine ve ekonomiye katkı sağladığı gibi ekonomik olarak da hayata bağlıyor, daha güçlü bireyler haline geldiklerini söyleyen İbrahim Gürler, bu kadınların yetiştirdiği nesiller de ülkenin geleceğine çok önemli katkılar sunacaktır. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı olarak, Cumhuriyetin 100’ncü yılı olan 2023’te yoksulluğun olmadığı bir Türkiye hedefliyoruz. Yoksulluğun onurlu bir şekilde azaltılmasında yolumuzu aydınlatan bütün bağışçılarımıza ve destek veren Belediyelerimize ve Valiliklerimize sonsuz şükran borçluyuz." dedi.
Mikrokredi Programı Kahramanmaraş Bölge Müdürü Mustafa Pehlivan ise yaptığı konuşmada Mikrokredi çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
Mikrokredi uygulamasının ilk olarak Diyarbakır’da 18 Temmuz 2003’te Dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden verilen her birisi 500 TL olan çeklerle toplam 6.000 TL ile mikrokredi başlatıldığını söyleyen Mustafa Pehlivani, “Ancak, Türkiye’de hiç kimse ilk sermaye olarak dağıtılan 500 TL ile bir iş yapılabileceğine inanmadığı için, bu programa bizzat Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül, tarafından 10.000 dolar kaynak sağlayarak Mikrokredi uygulamasına başlandı, ve bugün Ekim 2016 tarihi itibariyle, yaklaşık 150.000 yoksul ve dar gelirli kadına(aileleri ile birlikte 600.000 kişi civarı)ulaşılmıştır. Ekim 2016 tarihi itibariyle, dağıtılan kredi miktarı 569 milyon TL’ye yaklaşmıştır.” dedi.
Mikrokredi Kahramanmaraş Bölge Müdürü Mustafa Pehlivan daha sonra konuşmasına şöyle devam etti. ‘‘ Toplumda yoksulluğun azaltılmasının sadece hibe şeklindeki yardımlarla çözülemeyeceğine inanıyoruz. Bu bakımdan; Çalışamayacak durumda olan yaşlı, hasta ve engellilerin evlerine kadar giderek her türlü nakdi ve ayni ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinin bir insanlık görevi olduğuna inanırken, çalışabilecek kişilere ise, küçük birer sermaye verilerek onların bir başkasına avuç açmadan kendi kendilerine gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları sağlanmalıdır. Genel itibariyle kişisel kabiliyetlerin işe dönüştürülebilmesi için bir can suyuna veya destek bir güce ihtiyacı vardır. Bu noktada sağlanan destek güç ise, küçük bir sermaye olarak verilen Mikrokredidir. Çünkü işsiz ve dar gelirlinin sahip olmadığı en önemli unsur sermayedir.
Uzun vadede işsizliğin ve fakirliğin azaltılması için yatırımların, üretimin ve ihracatın arttırılması gerektiği bilinmektedir. Ancak bu gelişmenin yanında, uzun vadeli politikaların sonuçlarını görebilmek için mikro düzeyde uygulamalara da ihtiyaç duyulmaktadır.
MİKROKREDİ UYGULAMASI
Mikrokredi işlemlerinde 5 kişilik grup dinamiği uygulanmakta olup, kişinin beyanı dışında evrak istenmemektedir. Mikrokredi alan üyeler için teminat ve kefalet istenmemekte, icra ve mahkemeye asla müracaat edilmemektedir.Mikrokredi uygulamasında, hiçbir varlığı olmayan dar gelirli kadınlar, kredi almada diğerlerine göre daima önceliklidir. Kredinin bir insan hakkı olması Mikrokredi’nin temel felsefesidir. Ticari bankalar teminat ve kefalete yani sağlanan güvenceye göre kredi verirken, Mikrokredi Programı ise insana kredi verilmesini esas almaktadır.
Ticari bankalardan kredi alırken, ne kadar fazla teminatınız varsa, o kadar fazla kredi alırsınız. Mikrokredi de ise, “ne kadar aza sahipsen, o kadar fazla önceliğin vardır” anlayışı hâkimdir.
Mikrokredi sistemine dâhil edilen üyeler bir yolculuğa çıkmış gibi görülür. Çünkü sistem içerisindeki her bir dar gelirli,yoksulluk sınırının üzerine çıkıncaya kadar destek almaya devam eder.
TÜRKİYE’DE KAÇ İLDE UYGULANIYOR?
Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Dr. Muhammad Yunus’un dünyada öncülüğünü yaptığı Mikrokredi Uygulaması,dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği ilk çeklerle, Türkiye’de ilk defa Diyarbakır’da 18 Temmuz 2003 tarihinde başlatılmış olup halen;
olmak üzere 67 il 107 Şubede çok başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Türkiye Grameen Mikrofinans Programı Mikrokredi uygulamasını 2017 yılı sonuna kadar bütün illerde yaygınlaştırılmasını hedeflemekteyiz.
NE KADAR MİKROKREDİ VERİLDİ?
Türkiye Grameen Mikrofinans Programı 67ilde 107 şubesiyle hiçbir teminat ve kefalet istemeden tamamen güvene dayalı olarak hizmet vermektedir. Ekim2016 tarihi itibariyle, 38.837 aktif üye kredi kullanmaya devam etmektedir. Bugüne kadar toplamda 568.072.379,09 TL Mikrokredi verilmiş olup,vadesi gelen Mikrokredilerde %100 geri dönüş oranı sağlanmıştır.
Yapılan konuşmaların ardından karşılıklı olarak soru cevap şeklinde toplantıya devam edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.