POLİTİKA - 11 Ağustos 2018 Cumartesi 16:00

Akdağ’dan Kılıçdaroğlu’na kurultay eleştirisi: “Öcü mü var, niye korkuyorsun”

A
A
A
Akdağ’dan Kılıçdaroğlu’na kurultay eleştirisi: “Öcü mü var, niye korkuyorsun”

AK Parti Erzurum Milletvekili Prof.

AK Parti Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Recep Akdağ, CHP’de yaşanan kurultay krizi ile ilgili yaptığı değerlendirmede Kılıçdaroğlu’na yönelik, “630 olmadı da 600 insan kurultay yap diyor. Eee git ne korkuyorsun. Orada ne yapacaklar, öcü mü var, niye korkuyorsun" dedi.


Kardelen TV ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programında İHA Bölge Müdürü Ayhan Türkez ve Kardelen Haber Spikeri Duygu Şahin’in sorularını yanıtlayan AK Parti Erzurum Milletvekili Recep Akdağ, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun durumu acınası bir durum. Sayın Cumhurbaşkanımıza diktatör yakıştırmasını zaman zaman ortaya koyuyor. Ancak kendisi tam bir diktatör gibi davranıyor. 630 olmadı da 600 insan kurultay yap diyor. Eee git ne korkuyorsun. Orada ne yapacaklar öcü mü var, niye korkuyorsun. Sayın İnce de gelse bir şey değişmeyecek. CHP kendi genetik kodlarını değiştirmelidir” diye konuştu.



"ABD’nin tutumu nezaketten uzak"


ABD’nin tutumunun nezaketten uzak olduğunu söyleyen Akdağ, “ABD’nin tutumu bir stratejik ortak tutumu, bir müttefik tutumu değil. Trump’ın tweet’i siyasi nezaketten uzak. ABD büyük ve güçlü bir ülke olabilir. Varlıklı bir ülke olabilir. Ama ABD’yi yönetenlerin Türk milletinin tarihine bir dönüp bakması lazım” diye konuştu.


ABD’nin bu tutumunun dünya genelinde ABD’ye zarar vereceğini vurgulayan Akdağ şunları söyledi:


“Dünyadaki ve ABD’deki aklı selim siyaset yorumcuları bu durumun ABD’ye zarar vereceğini, ABD’ye bir bedel ödeteceğini konuşmaya başladılar. Çin’e karşı ekonomik savaş, Rusya ile farklı, İran ile farklı Türkiye’ye karşı böyle bir tutum sergileyeceksiniz. Bu yalnızca Sayın Trump’ın tutumu mu yoksa çevresindekilerle birlikte bir tutum mu bunu iyi izlemek lazım. sonuçta ABD bunu uzun bir şekilde götürebilir mi müşahede etmek lazım. Belki de götüremeyecek. Şimdi Amerika’da belirli bir Hristiyan bir grup var Evanjelistler. Bunların farklı inanışları var. Bu Evanjelist inanış Siyonist inanışla belli bir yerde örtüşüyor. Siyonistlerin bütün Orta Doğu’yu ele geçirmeleri dini hak gibi kabul edişleri Evanjelistler tarafından da onlar bunu yapacaklar ki peşinden de İsa gelsin hakimiyet sağlansın gibi bir dini yorumlamaları var. Dolayısıyla katı, kavgadan ve herkesle kötü olmaktan kaçınmayan belirli bir tutumu bir taraftan körüklüyorlar. ABD’de elbette sağduyulu aklıselim insanlarda var. Bunlar bu lüzumsuz gerginliğin hiçbir tarafa faydasının olmadığını göreceklerdir. Cumhurbaşkanımız Bayburt’ta ifade etti, biz hiç kimseyle kötü olmak istemeyiz. Ama bir Türkiye milleti olarak üstümüze gelen dayatmalara perva edecek bir millet değiliz. Bunun için ne gerekiyorsa hep beraber yapamaya hazırız."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Oğlunun telefonundan mesaj atıp kapıyı açtırdıktan sonra eşini öldürmüş Ankara’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından 15 Nisan’da bıçaklanarak öldürülen kadının, kocası tarafından tuzağa düşürüldüğü ortaya çıktı. Oğlundan gelen mesajın kocası tarafından gönderildiğinden habersiz dışarı çıkan talihsiz kadın, gözü dönmüş eşi tarafından defalarca bıçaklandı. Olayın başladığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Ankara’da 11 yıl önce evlendiği K.C.’den (36) şiddet gördüğünü iddia eden Yonca Kazan Coşkun (32), boşanma davası açtıktan sonra aile evine döndü. Çiftin 10 ve 7 yaşındaki çocukları ise babalarında kaldı. 6 aylık uzaklaştırma karanın sona ermesinin ardından K.C., eşinin yaşadığı apartmanın önüne gitti. K.C., ele geçirdiği oğlunun telefonundan Coşkun’a “’Anne çok hastayım, okulun bahçesinde seni bekliyorum” yazılı mesaj gönderdi. Her şeyden habersiz endişeli bir şekilde dışarıya çıkan Coşkun, elinde bıçakla bekleyen K.C. ile karşılaştı. Kaçmaya çalışan Coşkun, evinin banyosuna saklandı. Banyo kapısını kıran K.C., saldırdığı eşini bıçakladı. Coşkun, olay yerinde hayatını kaybederken, Kerim Coşkun, gelen polis ekiplerine teslim oldu. İfadesi ortaya çıktı Yakalanan K.C., savcılıktaki ifadesinde, eşiyle cinsel konularda sorunlar yaşadıklarını, eşinin olay günü kendisine hayatında başka birisi olduğunu söylediğini ve ‘Sen erkek misin, erkeklik görevini yapıyor musun?’ dediğini iddia etti. Saldırgan şahıs, sevk edildiği mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bursa Kayıp mürettebatın ailelerinin feryadı: "İhmallerin araştırılmasını istiyoruz" Marmara Denizi açıklarında, İmralı Adası’nın ise güneybatısında batan bin 250 ton mermer tozu yüklü olan Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan 4’ünün cansın bedenine ulaşılırken 2 kişiden ise haber alınamadı. Çalışmalara devam edilmesini isteyen acılı aileler, sorumluların da bir an önce adalete hesap vermelerini istedi. 15 Şubat tarihinde Marmara denizinde batan Batuhan A. isimli kargo gemisinin kayıp mürettebatı arasında bulunan makine stajyeri Ahmet Atav’ın babası Şenol Atav, geminin ihmal sonucu battığını ileri sürerek açıklamada bulundu. Şenol Atav, “Ben 25 yıldır gemiciyim. O gemi o günkü hava şartlarından dolayı ya da geminin yaşından dolayı batmadı. O geminin batış sebebi tamamen ihmaldi. Bu ihmalle birlikte geminin denetimlerinin doğru yapılmadığını delilleriyle savcılığa sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bu ihmallerde en büyük kabahatli Marmara Liman Başkanı, Bandırma Liman Başkanı, Bandırma Kara Sörveyi, Gemlik Liman Başkanı ve Gemlik Liman Sörveyi’dir. Geminin rutinlerine uygun yapılması gereken kontrol ve denetimlerin doğru olarak yapılmamıştır. Bundan ihmallerden dolayı oğlumun cenazesine ulaşamıyorum. İlgili kurumların bu konuda ellerinden geleni yapmasını rica ediyorum. “ dedi. Batan geminin kaptanı Hasan Mehmet Uyanık’ın oğlu Abdullah Uyanık ise “Kazadan yaklaşık 45 gün sonra babamın cesedine ulaşıldı. Bulunamayan iki mürettebat üyesinin bulunmasını istiyorum. Aramalara 15 gün sonra son verildi. Aramalara yeniden başlanmasını istiyorum. İhmallerin araştırılması ve adaletin sağlanmasını istiyoruz“ ifadelerini kullandı. Ailelerin avukatı Muhammed Emin Çelik, “15 Şubat tarihinde Batuhan A. adlı gemi Bursa Karacabey açıklarında ne yazık ki ağır ihmaller sonucu batmıştır. Devletimiz Kızılay, AFAD, Türk Silahlı Kuvvetleri, Bursa Valiliği, Karacabey Kaymakamlığı başta olmak üzere bütün organlarıyla arama çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak, ne yazık ki Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan yalnızca 4 kişinin cesedine ulaşılmış, kalan 2 mürettebat hala bulunamamıştır. Bizler mavi vatanın bütünlüğüne inanıyoruz. Deniz emekçileri de mavi vatanın bir parçasıdır. Denizcilerimiz asla ihmal edilemez ve göz ardı edilemez. Bu doğrultuda Batuhan A. Gemisinin batmasına sebep olduğu düşünülen bütün ilgili kurum, kuruluş ve şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklamaktayız. Batuhan A. Gemisi 53 yaşında bir gemidir. Bu kadar yaşlı ve artık tamir görmekten paslanmış bir geminin özellikle bu hava şartlarında seyrine izin verilmesi nasıl mümkün olabilir. Geminin azami alabileceği yükün üzerinde yük almasına kim neden müsaade etmiştir. Bilindiği üzere geminin denize ve yüke elverişli olması gerekmektedir. Brandasının dahi sertifikası olmayan bir gemiye denize elverişlilik belgesi kim tarafından verilmiştir. Bu bahsettiklerimize ek olarak gerekli hususlar Karacabey Başsavcılığına sunulmuştur. Ancak bu sebeplerden daha fazlası bulunmaktadır ve bu sebepler göstermektedir ki Batuhan A. Gemisi hava şartları nedeniyle değil, ağır ihmaller sonucunda batmış olmakla birlikte 6 mürettebatımız elzem bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Bizler gemilerimiz batmasın, denizcilerimiz yaşasın istiyoruz” dedi.