GENEL - 13 Ocak 2018 Cumartesi 08:24

Eğilmez, Arap Baharı’nın başladığı ülke Tunus’ta yaşanan olayları değerlendirdi

A
A
A
Eğilmez, Arap Baharı’nın başladığı ülke Tunus’ta yaşanan olayları değerlendirdi

Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta son günlerde yaşanan olayları değerlendiren Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, “Tunus’un ekonomisini şuanda IMF yönlendiriyor yani Tunus’da ki yasaları IMF çıkarttırıyor.

Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta son günlerde yaşanan olayları değerlendiren Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, “Tunus’un ekonomisini şuanda IMF yönlendiriyor yani Tunus’da ki yasaları IMF çıkarttırıyor. Tunus’a hakim olan Kıbrıs Adası’nın içinde bulunduğu hemen Akdeniz’in doğu kısmının tamamına hakim olacak” dedi.


Tunus’un Akdeniz’de, Afrika’nın kuzeyinde çok stratejik bir konumda bulunduğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, “Geçtiğimiz günlerde İran’da gerçekleşen olaylara sadece ekonomik sebeplerden bakarsak büyük resmi kaçırmış oluruz. Bu bağlamda bir ekonomik okuma İran’da ki olayları anlamamıza neden olur. Dikkat edersek İran’da slogan atan göstericiler hem Cumhurbaşkanı Hasan Ruhaniyi protesto ediyorlar hem dini lider Ayetullah Ruhani aleyhinde slogan atıyorlar yani net bir şekilde bir taraftan gözükmüyorlar. Sloganlara baktığımız zaman ‘Suriye’de İran’ın ne işi var’ şeklinde ön plana çıktığını görüyoruz ya da ‘Lübnan için Gazze için değil İran için yaşıyorum’ bunları neden söylüyoruz çünkü tam karşı tarafta bulunan Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’da aynı şeyleri söylüyor. O da diyor ki ‘İran’ın Suriye’de ne işi var, İran’ın zenginliklerini İran için harcamalı’ sanki İran halkını çok düşünüyormuş gibi bu tür tweetler atıyor. İran’da ki protestocularla Amerika Birleşik Devletlerinin söylediği aynı bunun yanında ABD’nin ortaklarım dediği Sudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin söylemleri de İran’da ki protestocuların söylemleriyle aynı hatırlayın Birleşik Arap Emirlikleri ki bu Orta Doğunun kanser hücresi olarak nitelendiriyorum ben. Onlar da çıktı dedi ki ‘Arap dünyası Ankara ile İran ile yönetilemez’ dedi. Sudi Arabistan’da aynı şekilde bunları söyledi. İran’da ki olaylar ekonomik sebeplerden ziyade sanki küresel bir oyunun içerisinde kendilerini bulmuş gibi gözüküyor hemen akabinde Tunus’ta çıkan olaylar ki bugün 5. gününe girmiş durumda. 20 şehirde Tunus’ta olaylar devam ediyor ve her geçen anda şiddet artıyor. Olaylar neredeyse vandalizme dönüşmüş durumda kamu binalarını yakıyorlar , özel mülkleri yakıyorlar, yağma hareketleri çok ciddi bir duruma gelmiş durumda” diye konuştu.



“Tunus’un ekonomisini şuanda IMF yönlendiriyor”


Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Tunus’un 2010 yılında Arap baharının başladığı yer olduğunu belirterek, ”2010 yılında Mühendislik Fakültesi mezunu seyyar satıcı yanlış hatırlamıyorsam Muhammed Bouazizi’nin valiliğin önünde kendini yakması Tunus’ta ki olayları ateşlemiş Libya, Mısır, Ürdün, Yemen, Suriye, Bahreyn buralara sıçramıştı. Tunus’un bir başka özelliği Arap baharında bu hareketlerin demokratik bir hayata evrildiği tek yer aslında. 2010 yılında bu protestolardan sonra 23 yıl yönetimde kalan bir Zeynel Abidin var o ayrılıyor daha sonra seçimler oluyor ve Tunus’ta demokratik seçimlerle iş başına gelen bir hükümeti görüyoruz. 8 yıl içerisinde Tunus’ta 9 hükümet değişmiş durumda. 2010 yılında insanlar ne için sokağa çıktıysa bugünde aynı şeyler için sokağa çıkmış gibi duruyorlar zamları protesto ediyorlar, ekonomik sebepleri protesto ediyorlar ama şunu gözden kaçırıyoruz. Tunus’un ekonomisini şuanda IMF yönlendiriyor yani Tunus’ta ki yasaları IMF çıkarttırıyor. IMF açtığı kredilerle Tunus’u şuanda avucunun içine almış durumda ki 2000 yılı öncesinde ki aynı Türkiye olduğu söyleyebiliriz. Parayı veriyor şu yasayı çıkartacaksın bunu yapacaksın aynı şekilde Tunus’ta bu olayları gerçekleştiriyor ama şuanda ilginç olan Tunus halkından bir kısmının IMF’nin çıkarmış olduğu yasalardan dolayı. Tunus’un şuandaki meşru hükümeti vandalizm hareketleriyle protesto etmeleri ve orada sosyal medya üzerinden organize olan gençlik hareketi denilen yapı söz konusu ve bu harekette özellikle Tunus dışında ABD ve Batı Avrupa ülkeleri tarafından sosyal medya üzerinden yönlendirdiği atılan tweetlerden yapılan paylaşımlardan net bir şekilde ortaya çıkıyor.” dedi.



“Tunus’a hakim olan Kıbrıs Adası’nın içinde bulunduğu hemen Akdeniz’in doğu kısmının tamamına hakim olacak”


Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Savaş Eğilmez, Tunus’un başka bir özelliğinin de Akdeniz’de Afrika’nın kuzeyinde çok stratejik bir konumda bulunması yani neredeyse Akdeniz’in başını tutabilecek bir yapıda olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:


“Yani Tunus’a hakim olan Kıbrıs Adası’nın içinde bulunduğu hemen Akdeniz’in doğu kısmının tamamına hakim olacak bir yapıya sahip. Dolayısıyla Tunus’ta ki hareketleri de aynı İran’da ki gibi ekonomik sebeplerden dolayı, insanların geçim sıkıntısından dolayı sokağa çıktı şeklinde sadece bu şekilde düşünmek resmin tamamını göremememiz anlamına gelir. Çıkan olaylar Orta Doğu’da dikkat edin savaşlar, protestolar, isyanlar, karşılıklı çatışmalar bunların çıktığı bölgelere baktığımız zaman ya o bölgenin alt yapı zenginlikleri var ya yer altı kaynakları çok zengin ya da stratejik açıdan Irak’ta olduğu gibi Suriye’de olduğu gibi ya da stratejik açıdan Tunus’dt olduğu gibi. Önemli bir konumda olması bunların hepsini bir arada değerlendirirsek ancak İran’da ki ya da Tunus’ta ki olayları gözlemleyebiliriz. Bunlar hep bizim etrafımızda ki Türkiye Cumhuriyeti etrafında meydana gelen olaylar. Bunlarla beraber kamuoyu gündemine gelen bir Suriye rejiminin bir İdlib bölgesinde çatışmamazlık bölgesi ilan edilen İdlib bölgesinde ilerlediğini görüyoruz. Son günlerde önce Rusya’nın Lazkiye’de ki Tarsus deniz üstüyle Hmeymim hava üstü İdlib bölgesinden kalkan dronlarla, insansız hava araçlarıyla vurulduğunu biliyoruz. Daha sonra hemen akabinde rejimin harekete geçtiğini burada enteresan olan Rusya üstlerine saldırı PYD tarafından gerçekleştiği ortada PYD bölgede Amerika’nın maşası durumunda dolayısıyla burada Türkiye’nin durumu Türkiye’nin dikkatini dağıtmak Türkiye, Rusya, İran arasında ki o anlaşmayı bozmak adına bölgenin kaşındığı net bir şekilde ortada ki Rusya’da net bir şekilde açıkladı bu saldırının kimin yaptığını biliyoruz dedi PYD’yi kastederek bunların arkasında hangi ülkelerin olduğunu net bir şekilde biliyoruz açıklamalarını yaptı. Ciddi bir kriz bu net bir şekilde çözülmedi Türkiye, Rusya, İran arasında hemen akabinde ABD’nin Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield bir açıklama yaptı. Soçhi meşhur değildir dedi ve bunu meşrulaştırmayacağız dedi. Yani Rusya, İran, Türkiye arasındaki İdlib merkezli anlaşmayı kabul etmediğini belirtti rejimin ilerleyişini el altından körfez ülkelerinin de destek verdiğini biliyoruz. PYD, PKK terör örgütlerinin de destek verdiğini biliyoruz. Bu idlib meselesinin başka bir amacı da Türkiye’nin dikkatini Afrin’den çekmek ve İdlible uğraşmasını sağlamak Afrin’i terör örgütünden temizlemesini engellemek çünkü Türkiye sadece Afrin değil Tall Rifat, Tell Abiad, Mümbiç ve Afrin’den PKK’nın, PYD’nin derhal çekilmesini istediği ve bunda çok ısrarcı olduğu bir dönemde rejim İdlib’de ilerleyerek oradaki barışı bozmaya çalışıyor ve Türkiye’nin dikkatini dağıtmaya çalışıyorlar. Bu işin başka tehlikeli tarafı da yine bir göç dalgasının ortaya çıkacak olması çünkü 70 binden fazla insanın şimdiden Türkiye’ye gelmek için harekete geçmiş durumda bunun 100 binleri aşabileceği tahmin edilebiliyor ve ABD’nin yeni ilan etmek üzere olduğu Kuzey Suriye Birlikleri Federasyonu’na Afrini’de dahil etme düşüncesi yine bölgede Türkiye aleyhine bir organizasyonun hayata geçirildiğini net bir şekilde görüyoruz. Bunun yanında bunların hepsi bağlantılı olarak ilerliyor İngiltere, Fransa ve ABD hepsi art arda şu açıklamayı yaptılar Suriye demokratik güçleri ismi altında ki aslında PKK ve PYD terör örgütünün oluşturduğu bu güçleri tanıyacaklarını ve DAEŞ li teröristlerin bunlar tarafından yargılanabileceğini ilan ettiler. Burada aslında PKK’yı PYD’yi çok sevdiklerinden değil Avrupa’nın ve Amerika’nın şöyle bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. DAEŞ bitti ama DAEŞ içerinde ki Avrupa ve Amerikan kökenli teröristler ülkelerine geri dönmeye başladılar. Bazısı legal yollardan bazısı illegal yollardan dönüyor ve giderken burada sahip olduğu aile ve çocuklarıyla geri dönüyorlar. Bir rakam verelim Avrupa’ya 2 binden fazla DAEŞ li teröristin döndüğünü biliyoruz. ABD’de bu sayı resmi sayı 15 civarında. Ama bunlar resmi sayı ama bilmedikleri gayri resmi sayılarda var. Bakın bunların ülkelerine gelmemeleri için söylüyorlar ki orada yargılanabilirler ve orada hapis olabilirler. Bu şekilde de oyun tezgah edilmiş durum da yeni teröristler orada yaşasınlar yeri geldiğinde kaosa boğsunlar ama bizim ülkemize kesinlikle girmesinler dolayısıyla son günlerde bölge hiç olmadığı kadar daha sıcak çok keskin dengeler değişiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mutlaka bu dengeler içerisinde çok titiz düşünmeli çok dikkatli hareket etmeli ve kendisine kurulmak istenen tuzakları bir an önce bertaraf etmeli diye düşünüyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.