SAĞLIK - 09 Kasım 2018 Cuma 10:22

Gebelikte plasenta yapışması ölümcül olabiliyor

A
A
A
Gebelikte plasenta yapışması ölümcül olabiliyor

Prof.

Prof.Dr. Polat Dursun, gebelikte plasenta yapışmasına dikkat edilmesi konusunda uyarılarda bulundu.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolojik Onkoloji Prof. Dr. Polat Dursun, “Daha önceden rahim ameliyatı geçiren gebelerin, gebelik takibinde çok dikkatli olunması gerekmekte. Çünkü bu hastaların plasentalarının rahim duvarına yapışma riski vardır. Gebelikte bebeğin eşi veya tıbbi tabiri ile plasenta, normalde rahim iç duvarına hafifçe yapışıktır ve vajinal doğum sonrasında kendiliğinden 30 dakika içinde kendiliğinden ayrılır veya sezaryen sırasında doktor tarafından kolayca ayrılabilir. Plasentanın rahim duvarına yapışması derin ve sıkı bir şekilde olursa buna plasenta akreata denir” dedi.


Gebelikte bebeğin eşinin rahim duvarına yapışması ve ayrılmaması durumunun 500 doğumda bir görüldüğünü ifade eden Dr. Dursun, “Normal şartlarda bebeğin eşi (plasenta) vajinal doğumdan sonra 30 dk içinde kendiliğinden ayrılır, sezaryen sırasında da plasenta kolaylıkla doktor tarafından rahimden kolay bir manevra ile ayrılı ve rahim kasılarak kanamayı durdurur. Plasentanın yapışması rahim duvarındaki kas tabakasına ulaşacak kadar daha derin olursa plasenta inkreata denir, rahim duvarının dışına geçecek kadar hatta çevredeki mesane gibi organlara ulaşacak kadar derin yapışma durumuna plasenta perkreata denir. Plasenta yapışma anomalilerinin yüzde 75’i akreata, yüzde 15’i inkreata, yüzde 10’u perkreata şeklindedir. Bu plasenta yapışma anormalliklerine genel olarak "plasenta invazyon anomalileri (plasenta adezyon bozuklukları veya plasenta yapışma bozuklukları)" denir. Eğer tanısı konmazsa anne ve bebek açısından vajinal doğum veya sezaryen sırasında hayati risk taşır. Çünkü plasenta rahimden doğum sırasında ayrılmazsa annenin hayatını tehlikeye sokacak derecede ciddi kanamalar oluşturabilir veya doğum sırasında rastlantısal olarak tespit edilirse aşırı kanamaya yol açarak hayati tehlike oluşturabilir. Eğer tanı konmadan kan hazırlığı yapılmadan ve tecrübesiz bir ekip ve donanımlı olmayan bir hastanede bu tür doğumlar yapılırsa anne ve bebek hayatı ciddi tehlikeye girer. Bu nedenle gebelerde tanısının konması ve hastayı ayrıntılı bilgilendirmek çok önemlidir. Daha önceden myom ameliyatı, rahim düzeltme ve septum (rahim içi perde ameliyatı ) olunması ve en önemlisi daha önceden 2 ve üzerinde sezaryen geçirilmiş olması önemli risk faktörleridir. Bunlara ilaveten gebeliğin 20. haftasının geçilmesine rağmen plasentanın rahimin alt segmentinde yerleşmesi durumunda da (plasenta previa ) risk belirgin olarak artmaktadır. Özellikle de önceki doğum sezaryen ve bebeğin plasentası aşağı yerleşimli ise risk çok fazla artmaktadır” diye konuştu.


Bunların yanında anne yaşının ilerlemesi, gebelik sayısının artması, rahim içinde yerleşen myomların olması, uterin arter embolizasyonu durumlarında da riskin arttığını kaydeden Dr. Dursun, “Daha önce 2 ve üzerinde sezaryen geçirmiş hastalarda özellikle de bebeğin plasentasın rahimin alt kısmında yerleşimli ise mutlaka plasenta yapışma anomalileri açısından dikkatli olunmalıdır. Gebelikte plasenta yapışma bozuklukları yıllar içinde artmaktadır. 1970’lerde 4027 doğumda bir görülürken 1980’lerde 2500 doğumda bir görülmeye başlamıştır. 2000’li yıllarda ise bu sıklık yaklaşık 500 doğumda bir olarak bildirilmektedir. Bu artıştaki en önemli faktör olarak artan sezaryen doğum oranlarının yanı sıra değişik nedenlerle geçirilen rahim ameliyatlarının da artmasıdır.Yapılan bir araştırmada daha önceden 1 kez sezaryen olanlarda plasenta yapışma riski yüzde 3, 2 kez sezaryen olanlarda risk yüzde 11, 3 kez olanlarda yüzde 40 dört kez olanlarda yüzde 61 ve 5 ve üzerinde sezaryen olanlarda risk yüzde 67 olarak bulunmuştur. Gebelik takibinde kullanılan ultrason ile plasenta yapışma bozukluklarının tanısı tecrübeli ellerde yüzde 7787 arasında değişmektedir. Tam tanı konamayan fakat şüphelenilen hastalarda gebelikte MRI çekilerek tanı netleştirilebilir” ifadelerini kullandı.


“Plasenta yapışma anomalisi olan hastalarda rahim alınabilir”


Prof.Dr. Polat Dursun son olarak şunları söyledi:


“Plasenta yapışma anomalisi olan ve yeterince çocuk sahibi olan hastalarda aşırı kanama olmaması için rahim sezaryen sırasında alınır. Ama çocuk sahibi olmayı isteyen hastalarda ise rahim korunarak bu ameliyatla yapılabilir fakat hastalar bu konuda tecrübeli ve donanımlı doktorların olduğu hastanelerde doğurmalıdır. Plasenta yapışma anomalisi olan hastalar tecrübeli merkezlerde doğurmalıdır. Bir gebede plasenta yapışma bozukluğu varsa bu gebe mutlaka tecrübeli bir merkeze sevk edilmelidir. Bu tür hastaların bu konularda tecrübeli bir ekip tarafından tam donanımlı bir merkezde doğumu gerçekleştirilmelidir. Bu konuda tecrübeli doktorların başarısı çok daha yüksektir. Bu tür hastaların doğumu sırasında çok aşırı kanama olabileceği için hastaların kan bankası olan ve bu konuda tecrübeli hastaneleri tercih etmesi hayati öneme sahiptir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Başkanı Kurtulmuş: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asr’a uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız” dedi. Kurtulmuş, TBMM özel oturumunda konuştu. Kurtulmuş, 104’üncü yıl dönümünün idraki dolayısıyla taşıdığımız onuru hep birlikte, milletçe paylaştığımız bir günü kutladıklarını belirterek, “104 yıl evvel Türkiye’nin içinde bulunduğu zor şartları hepimiz gayet iyi biliyoruz; savaşta yıkılmış, tarumar edilmiş, her tarafı işgal edilmiş, payitahtı işgal edilmiş olan bir ülkenin en zor ve çetin şartlar içerisinde yeniden bir araya gelerek birlik ve beraberlik içerisinde küllerinden doğmasının en önemli işaretlerinden birisi 23 Nisan 1920’de Ulus’taki ilk Meclis binasında gerçekleştirilen toplantıdır ve Türkiye Cumhuriyet devletinin kuruluşunun ilk adımı olan Meclisimizin gerçekleştirilmesidir. Öncelikle, o zor şartlar içerisinde Meclisimizi hem Millî Mücadele’nin karargâhı hâline getiren hem Türkiye demokrasisinin kuruluşunun merkezi hâline getiren hem de bu anlamda devleti kuran bir Meclis olma niteliğini ortaya koyan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk Meclisin o kahraman azalarının hepsini saygıyla, hürmetle yâd ediyoruz” ifadelerini kullandı. Kurtuluş, TBMM yasa ve anayasa yapma gücüne de selahiyetine de sahip olduğunu belirterek, “Bu meclis halkın verdiği oyların yüzlerin 95’ine sahip bir meclistir. Yeter ki doğru zeminlerde tartışmayı başaralım. Doğru yöntemler de partilerin uzlaşı ile varacağı yöntemlerdir. Gerçekten sivil, darbelerin gölgelerinden kurtulmuş anayasa yapması Meclis’in boynunun borcudur. Öncelikli gündem asr’a uygun anayasa. Bu haftayı geride bırakıp partilerle yapacağımız temaslarla bu süreci başlatacağız. Her kurumun bu sürece katkı vermesini temenni ediyoruz” dedi.
Eskişehir Odunpazarı, Çocuk Bayramı’nı muhteşem bir şenlikle kutladı Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Kanlıkavak Parkı’nda düzenlediği çocuk şenliği ile kutladı. Şişme oyun alanlarının bulunduğu, sahne ve müzik gösterilerinin yapıldığı şenlik gün boyu devam ederken, etkinliğe katılım gösteren binlerce çocuk gönüllerince eğlendi. Odunpazarı Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı muhteşem bir şenlikle kutladı. Kanlıkavak Parkı’nda düzenlenen şenliğe yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Etkinliğe katılım gösteren çocuklar gün boyunca gönüllerince eğlendi. 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Başkan Kurt’un makamını devrettiği küçük başkan Eymen Demirkol ile çok sayıda çocuk katıldı. "Egemenlik kayıtsız ve şartsız ulusundur" Çocuk Şenliği’nin açılış konuşmasını Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yaptı. Çocukların bayramını kutlayan Başkan Kurt, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Türkiye’nin değil dünyanın en büyük bayramı olduğunu söyleyerek, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir bayram. Türkiye, Kurtuluş Savaşı’na giderken bile seçilmiş milletvekillerinden olunan bir büyük millet meclisiyle idare edildi. Yani egemenliği biz halktan gelen bir güç olarak kullandık ve kabul ettik. Bu gücün önünde hiç kimse duramaz. Egemenlik kayıtsız ve şartsız ulusundur. Bunun önüne geçecek ya da geçmek isteyecek olanların hiçbir şansı yoktur. Bunu Türk milleti daha 20 gün önce tekrar gösterdi. O nedenle bu büyük bayramı bir kez daha kutluyorum. Çocuklarımız, bu bayramda özgürce oynayacak. Çocuklarımızın, özgürce eğlenmesini ve ailelerin de onlara katkı sunmasını diliyoruz” dedi. “Bugün bizlere düşen Atatürk’ün izinden gitmek ve onun fikirlerine sahip çıkmaktır” Başkan Kurt’un ardından çocuk başkan Eymen Demirkol da arkadaşlarının bayramını kutladı. Kazım Kurt’un ardından konuşmasını yapan Başkan Demirkol ise, “Atatürk’ün biz çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum. Bugün bizlere düşen Atatürk’ün izinden gitmek ve onun fikirlerine sahip çıkmaktır. Bizler, küçük olabiliriz ama birer bireyiz. Atatürk bizlere güvenmiş, bizleri sevmiş. Bu sevgi karşılıklı, bizler de onu çok seviyoruz. O nedenle ülkemiz için çok çalışmalıyız. Bugün sizlerle olmaktan çok mutluyum. Atatürk’e teşekkür ederim” diye konuştu. Çocuklardan muhteşem gösteri Şişme oyun parkuru, pamuk şeker, kağıt helva tezgâhlarının yer aldığı şenlik alanında, palyaçolar gösteriler yaptı. Yüz boyama ve resim etkinliklerinin düzenlendiği şenlikte Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı kreşlerin öğrencileri birbirinden güzel sahne gösterileri düzenledi. Rengarenk giyinen çocuklar sahnede çalışan şarkılara dansları ile eşlik ederken, Odunpazarı Belediyesi Çocuk Şenliği’ne katılan çocuklar ve aileleri böyle bir etkinlik düzenlendiği için Başkan Kurt’a teşekkür etti. Başkan Kurt’a yoğun ilgi gösteren çocuklar ve aileleri, Başkan Kurt ile hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
Erzurum Erzurum’da çocuklar için kütüphane kurdular Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri, Dumlu İlkokulu’nda kütüphane kurarak çocukların eğitimine katkı sağladılar. Erzurum Teknik Üniversitesi’nde “Gönüllülük Çalışmalar”ı dersi kapsamında harekete geçen öğrenciler, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda çocuklarla bir araya gelerek coşkulu bir etkinlik düzenledi. Erzurum Teknik Üniversitesi öğrencileri, 23 Nisan öncesinde binlerce kitap toplayarak şehir merkezine 20 km uzaklıktaki Dumlu İlkokulu’na kütüphane kurdu. Ardından, çocuklara hediyeler dağıttılar ve müzik eşliğinde eğlenceli oyunlar oynadılar. Mini bir bayram havasında geçen etkinliğe çocuklar da yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğin koordinatörü ve Gönüllülük Çalışmaları dersi Eğitmeni Doç. Dr. Sevinç Namlı, öğrencilerini bu gurur verici iş için tebrik ederek, gönüllülük ruhunu yaşatmanın önemine vurgu yaptı. Ramazan Bayramı’nda 300 çocuğu giydirmenin yanı sıra, 23 Nisan’da da böylesine anlamlı bir etkinlik düzenlemenin mutluluğunu paylaştıklarını belirten Doç. Dr. Sevinç Namlı , "Gönüllülük dersini teorik olarak ben ne kadar anlatsam da, gençler bir çocuğun kalbine dokundukları zaman gönüllülüğün gerçek anlamını anlayabiliyorlar. Bu anlamda yaptığımız etkinliklerin ne kadar başarılı olduğunu çocukların ve gençlerin gözlerinden anlayabiliyoruz. Günlerce uğraştığımız etkinliklerin yorgunluğunu o gözlerdeki mutlulukla unutuveriyoruz" şeklinde ifade etti. Etkinliğe katılan Gençlik Lideri Ahmet Efe ise şimdiye kadar binlerce çocuğun yüzünde tebessüm oluşturdukları için öncelikle üniversite öğrencisi gönüllülere, ardından Erzurum Teknik Üniversitesi ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne teşekkür ederken, “Gençlerin gönüllü olduktan sonra kişisel gelişimlerinde kayda değer ilerlemeler sağladığını gördüklerini belirterek, insan olmak demek gönüllü olmak demektir. Kalp herkeste var ama gönül herkeste yok. O yüzden gönlü güzel gençlerimizle ulaşabildiğimiz kadar yüzlerde tebessüm olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.