YEREL HABERLER - 27 Nisan 2017 Perşembe 11:14

İleri yaşta olan yumurtalık kanserine dikkat !

A
A
A
İleri yaşta olan yumurtalık kanserine dikkat !

Yumurtalık (over) kanserinin, kadınların üreme hücrelerinin geliştiği yumurtalıklarından köken alan bir kanser türü olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.

Yumurtalık (over) kanserinin, kadınların üreme hücrelerinin geliştiği yumurtalıklarından köken alan bir kanser türü olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Polat Dursun, bu kanser türünün genellikle menopoz sonrası görüldüğünü söyledi.


Yumurtalık Kanserine Dikkat


Yumurtalık (over) kanserinin, kadınların üreme hücrelerinin geliştiği yumurtalıklarından köken alan bir kanser türü olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Polat Dursun, bu kanser türünün genellikle menopoz sonrası görüldüğünü söyledi.


Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Polat Dursun, "Görülme yaşı ortalama 63’tür ama üreme çağındaki kadınlarda hatta genç kızlarda bile görülebilmektedir. Over kanseri jinekolojik kanser ölümlerinin en sık sebebi olması nedeni ile çok önemlidir. En sık görülen kadın genital sistem kanserlerinde ikinci sıradadır. 2015 yılı rakamlarına göre ABD’de her yıl 21290 yeni over kanseri vakası tespit edilmekte ve bunların 14180’i her yıl ölmektedir. Over (yumurtalık) kanseri kadınlarda kansere bağlı ölümler içinde 5. sırada gelmektedir. Hayat boyunca bir kadının over kanseri geliştirme riski yüzde 1.5’dir" dedi.


Sağlık bakanlığı kanser savaş dairesi verilerine göre Türkiye’de en sık görülen 10 kadın kanseri içinde 7. sırada yer aldığını kaydeden Dursun, over kanseri faktörleri hakkında bilgi verdi. Dursun, "İleri yaş, ilk adetin erken başlaması (erken menarş), menopoza geç girilmesi, sigara, yağdan zengin diyet risk faktörleridir. Ailede meme ve over kanserli birinci ve ikinci derece akrabaların olmasıda riski arttırmaktadır. Ailesel olarak bazı kalıtsal genetik hasarların olması ( BRCA gen mutasyonları ) hem meme hemde yumurtalık kanseri riskini arttırmaktadır. Bununla birlikte, doğum sayısının çok olması, emzirme, doğum kontrol hapları, kadın üreme kanalı olan tüplerin bağlanması(tüp ligasyonu ) over kanseri riskini azaltmaktadır" diye konuştu.


Yumurtalık kanserlerine spesifik bir bulgunun olmadığını belirten Dursun, "Karın şişliği, karın ağrısı, kasık ağrısı, kabızlık, iştah kaybı, sık idrara çıkma, nefes darlığı, adet düzensizliği, menapoz sonrası kanamalar, makatdan kanama ön belirtileri olabilir. Daha ileri evrelerde bulantı kusmada görülebilir. Eğer bu bulgulardan birkaçı varsa ve diğer bir sebeple açıklanamıyorsa mutlaka bir jinekoloğa muayene olunmalıdır. Hastalık geç dönemde bulgu verdiği için genelde ileri evrede yakalanmaktadır. Hastaların yüzde 70-80’i ileri evrelerde yakalanmaktadır. Yüzde 20-30 kadarı erken evrelerde yakalanmaktadır. Kadınların bu kansere yakalanıp yakalanmadığını erken tespit etmek için yıllık jinekolojik muayene önerilmektedir" ifadelerini kullandı.


Over kanseri tanısı konan hasta ne yapmalı?


Dursun, "Over kanseri tanısı alan bir hastada temel tedavi yöntemi öncelikle cerrahi tedavidir. Ameliyat sonrası çıkacak patoloji sonucuna ve hastalığın evresine bağlı olarak kemoterapide uygulanması gerekmektedir. Hastalığın ameliyatı özellikle ileri evrelerde oldukça zor ve komplikasyon riski yüksek bir ameliyatdır. Bu sebeple over kanseri hastasının ameliyatı bu konuda özelleşmiş kadın doğum uzmanları (jinekolog onkolog) tarafından yapılmalıdır. Yapılan araştırmalar jinekolog onkologlar tarafından opere edilen over kanseri hastalarının yaşam sürelerinin diğer cerrahlar tarafından opere edilenlere göre daha iyi olduğunu göstermiştir. Bu sebeple over kanseri tanısı alan hastaların bu konuda deneyimli bir ekip tarafından opere edilmesi ve takip edilmesi gereklidir. Over kanseri cerrahisi konusunda deneyimli bir ekip tarafından ameliyat edilmesi hastanın yaşam süresini uzatmaktadır. Ana tedavi yöntemi, cerrahi olarak rahim ve yumurtalıkların alınması, hastalığın yayılma ihtimali olan lenf dokularının çıkartılması ve yayılım oldu ise hastalığın yayıldığı organların çıkartılmasıdır. Ameliyat sonrasında hastaların büyük bir kısmında damardan kemoterapi uygulaması gerekmektedir. Yeni yapılan araştırmalarda karın içine kemoterapi uygulaması, ameliyat sırasında ısıtılmış kemoterapi uygulanması, tümörlerde damar gelişimini önleyen hedefe yönelik akıllı kemoterapi uygulamaları gibi yeni tedavi yöntemleri de vardır. Menopozdan önce veya sonra yumurtalıkların alınması ailesel meme over kanseri olan kadınlarda önerilen bir yaklaşımdır. Ailesinde ikinin üzerinde 1. derece meme kanseri olan, 1 meme ve bir over kanserli akrabası olan, erkek bireylerde meme kanseri olan veya erken yaşlarda meme veya over kanseri olan, BRCA1 ve/veya BRCA2 gen mutasyonu olan kadınlar ailesel meme over kanseri üyesidirler. Bunların yaşam boyu meme ve over kanseri geliştirme riski %70-80’lere çıkmaktadır bu sebeple bu tür risk faktörü olan kadınlarda üreme tamamlandıktan sonra kanser gelişmeden meme ve overlerin alınması önerilmektedir. Ünlü Holywood yıldızı Angelina Jolie böyle bir ailesel meme over kanseri ailesinin bireyi olduğu için bu tip bir cerrahi uygulama ile meme ve over kanserine yakalanmamak için memelerini ve yumurtalıklarını aldırmıştır. Yumurtalık kanserinin cerrahi tedavisi hastanın yaşam süresine katkıda bulunan en önemli etkendir. Yapılan birçok araştırmada ilk uygulanan cerrahi tedavinin tam olması ve geride tümör bırakmayacak şekilde operasyonun tamamlanması hastanın yaşam süresine katkıda bulunan en önemli faktörlerden birisi kabul edilmektedir. Over kanseri cerrahisinde rahim ve yumurtalıklara ilaveten tümörün yayılma ihtimali olan lenf dokuları ve karın içi yağ dokusu (omentum) çıkartılır. Bunların yanında bazen barsakların, dalağın ve karaciğer ve diaframın kısmen çıkartılması gerekebilir. Kanserin yayıldığı tüm dokuların çıkartılması ve geride tümör bırakılmaması işlemine "debulking cerrahisi" denmektedir. Bu cerrahi girişimlerin yapılabilmesi için cerrahın çok iyi bir eğitimden geçilmesi gerekmektedir. Eksik yapılacak cerrahi girişimler hastaların yaşam süresinin kısalmasına yol açaçaktır. Over kanseri cerrahisi konusunda deneyimli bir cerrah tarafından ameliyat edilmesi hastanın yaşam süresini uzatmaktadır" dedi.


Over Kanserinde Çocuk Sahibi Olmak Mümkün mü?


Yumurtalık kanserinin genelde menopoz sonrası görülmekle birlikte hastaların yüzde 5-10’u menopoz öncesi dönemde tanı aldığını belirten Dursun, "Bunlar eğer yapılan değerlendirmelerde erken evrede ise ve çocuk istekleri varsa rahim ve yumurtalıkları alınmadan özel tedaviler uygulanarak gebe kalmaları sağlanabilir . Bu riskli bir yaklaşım olmakla birlikte hastanın yaşam süresine zarar vermeden gebelik mümkündür. Bu tedavi sadece bu konuda bilgi ve deneyimi olan ve sadece bu tür hastaları izleyen hekimler tarafından yapılmalıdır" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.