GENEL - 22 Mart 2018 Perşembe 13:17

Prof. Dr. Mehmet Görmez Atatürk Üniversitesi öğrencilerine konferans verdi

A
A
A
Prof. Dr. Mehmet Görmez Atatürk Üniversitesi öğrencilerine konferans verdi

Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen Bilgi, Ahlak ve Üniversite konulu konferansa katılmak üzere Erzurum’a gelen Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof.

Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen Bilgi, Ahlak ve Üniversite konulu konferansa katılmak üzere Erzurum’a gelen Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’yı ziyaret etti.


Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette konuşan Prof. Dr. Mehmet Görmez, Atatürk Üniversitesinde bulunmak ve üniversite öğrencileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.


Atatürk Üniversitesinin kendini kanıtlamış, Türkiye’nin en önemli eğitim kurumlarından biri olduğuna işaret eden Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan birçok çalışanın Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olduğunu ifade etti.


Rektör Çomaklı ise Atatürk Üniversitesinin davetini kırmayıp teşrif eden Prof. Dr. Mehmet Görmez’e teşekkür ederek, üniversite hakkında bilgi verdi.


Rektör Çomaklı, 47 yıllık geçmişiyle Atatürk Üniversitesinin en kadim fakültelerinden biri olan İlahiyat Fakültesinin, yetiştirdiği mezunlarıyla bu kalitesini ortaya koyduğunu vurguladı. Atatürk Üniversitesinin 21. yüzyılın gerektirdiği alt yapıya sahip ve yeniliklerin öncüsü olduğunu ifade eden Rektör Çomaklı, toplum-üniversite ilişkilerinin artarak devam ettiğini söyledi.


Ziyarette Rektör Çomaklı, konuğu Mehmet Görmez’e Erzurum’a özgü çeşitli hediyeler takdim etti.


Ziyaretin ardından Prof. Dr. Mehmet Görmez’in konuşmacı olarak katıldığı Bilgi Ahlak ve Üniversite konulu konferansa geçildi. 15 Temmuz Millî İrade Salonunda gerçekleşen konferansa, Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hüseyin Koçan, İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, fakülte dekanları, STK temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.


Konferansın açılış konuşmasını yapan Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin 60 yılı aşkın geçmişinde yetiştirdiği bilim adamları ve sahip olduğu barış ve huzur ortamı ile kendinden söz ettirmesinin, taşıdığı misyon ile yakından ilgili olduğunu söyledi.


Çomaklı: “Bu misyon; üst düzeyde bilgi, eğitim ve araştırmanın yanında iyi insan yetiştirme temelli olmak üzere millî, manevi ve kültürel değerlerimize bağlı, müeddep bir nesil yetiştirmektir. Bugün bu hedefler doğrultusunda önemsediğimiz sosyal-kültürel faaliyetlerin bir halkasını icra etmek için buradayız. Yedi yılı başkanlık olmak üzere on yılı aşkın bir süre, Ülkemizin dini anlayış ve yaşayışında önemli projelere imza atmış, Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez hocamızı ağırlamaktan bahtiyar olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle bizi kırmayıp teşrif buyurduğu için kendisine üniversitemiz adına teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.


Özellikle öğrenciler tarafından yoğun ilgiyle karşılanan Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bilgi, Ahlak ve Üniversite konulu konferansında dinleyicilere seslendi.


Türkiye ve Avrupa’nın bazı üniversitelerinde konferanslar verdiğini ifade eden Görmez, “Bu konferansların başlığı iman, akıl ve üniversite değil, bilgi ahlak ve üniversite oldu.” diye konuştu


Bilginin ahlaka dayanmadığı zaman çeşitli problemlere yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Görmez şöyle konuştu: “Özellikle iletişim çağında ve bilgi devriminin yaşandığı günümüzde, bilgi krizini aşma noktasında üniversitelerimize düşen görevi ifade etmek için bu konferansları verdim. Bizim medeniyetimizde bilgiye atfettiğimiz değer ile başka medeniyetlerin bilgiye atfettiği değer arasındaki farkı çok iyi bilmeliyiz. Bilgi, sadece malumat yığını değildir. Bizi gerçek anlamda insanlığımıza ulaştırıyor ise bilgidir. Bilgi, eğer bizi var oluşumuzun gayesi olan hakikate götürüyorsa bilgidir.


İlim başlığı altında Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetlere ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) muhteşem sözlerine baktığımız zaman, inanın hiçbir medeniyetin bilgiye bu değerleri atfetmediğine şahit olursunuz. Gökte ve yerde var olan bütün varlıklar ilim yolcusuna dua eder, istiğfarda bulunurlar. Denizdeki balıklar bile ilim yolcusuna dua ederler. Seküler bir bilgi tanımı ve ilim anlayışının, bu ilme verilen değeri anlamakta zorlanacağını ifade etmek isterim.


İslam tarihi ve medeniyetinde yaptığımız en büyük yanlışlardan biri, ilmi bölmek, parçalamak ve bütünlüğünü bozmak olmuştur. Akli ilimler ile nakli ilimler, tabii ilimler ile dinî ilimler, hatta bilginin ve ilmin, dinî ve dinî olmayan diye ayrılması ve tasnif edilmesi bizim medeniyetimizin kırılma noktalarından biri olmuştur. Mâverâünnehir, Anadolu’da Müslümanlığımızın bilgi ve medeniyet kaynağıdır. Biz oradan beslenerek Müslümanlığımızı icra ettik. Oraya baktığımız zaman, bilgi bir nehri geçtikten sonra usule dönüşecektir. Yani Seyhun ve Ceyhun nehirleri. Hicaz’da ortaya çıkan İslam’ın ilmi ve bilgisi, bu nehirleri geçtikten sonra usule, felsefeye, tasavvufa dönüşmüştür. O bölge Fergana Vadisi’nde hem hadis ilminin en büyüğü İmam-ı Buhari’yi hem de felsefenin en büyüğü İbn-i Sina’yı yetiştirecektir. Hem Farab köyünde Farabi’yi hem de Ahmed Yesevi’yi yetiştirecektir.” ifadelerini kullandı.


Konferansın ardından Rektör Çomaklı, Mehmet Görmez’e konferansa katkılarından dolayı Atatürk Üniversitesi şilti armağan etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Rönesans Rezidans’tan sağ kurtulmayı başaran adam, depremin üzerinden aylar geçse de devasa yapının yerle bir olma anını unutamıyor Hatay’da ‘Cennetten bir köşe’ denilerek satılan ve depremde bine yakın insana mezar olan Rönesans Rezidans’tan sağ kurtulmayı başaran Mehmet Özdemir, devasa yapının yerle bir olma anına şahit olduğu anları asrın felaketinin üzerinden aylar geçse de unutamıyor. Asrın felaketinde Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Depremin yok ettiği Antakya ilçesinde en çok ölüm Ekinciler Mahallesi’nde bulunan ‘Cennetten bir köşe’ vaadiyle satılan Rönesans Rezindans’ta yaşanmıştı. Bine yakın insanın hayatını kaybettiği 250 daireden oluşan Rönensan Rezidans, deprem anında saniyeler içinde yerle bir olmuştu. Asrın felaketine Rönesans Rezidans’ta bulunan giriş kattaki dairesinde yakalanan 36 yaşındaki Mehmet Özdemir, deprem anında kendisini sitenin bahçesine atarak hayata tutunmayı başardı. Rönesans Rezidans’ın yerle bir olduğu anları gören Özdemir, yaşadıklarını hafızasından silemiyor. Özdemir, Rönesans Rezidans’ın enkazına her geldiğinde kendini kötü hissettiğini ve o anları hatırladığını belirtti. “20 metre savruldum ve üzerime molozlar düşmüştü” Deprem anında evde tek olduğunu ifade eden depremzede Özdemir, “Deprem saat 04.17’de ilk başta hafif bir artçı oldu. Hatay’da çok artçı olduğu için ciddiyete almamıştım. İlk artçıda kapıya yöneldim. O gün hava fırtına ve yağmurluydu. O günü hatırlamak istemiyorum. Bahçeye geldik. Bahçede en büyük depreme yakalandık. O dakikaya kadar Rönesans ayaktaydı. 3 kişi kaçtık ama yere düştük. Sırt üstü düşmüştüm. Rönesans’ın A bloğunu izliyordum. Sallandıkça bir katı aşağıya indi. O anda ben yıkılacağını anlamıştım. Yerden yatan iki arkadaşa kaçın dedim. Aradan 15 saniye geçti. Rönesans’ın arkama doğru yıkıldığını hissettim. 20 metre savruldum ve üzerime molozlar düşmüştü. Yerdeyken kabus gördüğümü sandım ama gerçekti. O anı hatırlamak istemiyorum” dedi. “O anları hatırlıyorum ve tüylerim diken diken oluyor” Rönesans Rezidans’ın enkazına geldiğinde kendisini kötü hissettiğini belirten depremzede Özdemir, “Buraya geldiğimde kendimi kötü hissediyorum. O anları hatırlıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Bir yıl öncesine kadar burada yaşıyorum. Bin kişiye yakın insan öldü. Enkazdaki insanların sesini duydum. Bir savaş sahnesi gibiydi. Bu kadar büyük bir yapının bu kadar çürük olacağını düşünmemiştim. Saniyeler içinde yerle bir olacağı kimin aklına gelebilirdi ki o anda” ifadelerini kullandı.
Kütahya Başkan Mustafa Önsay’dan Milletvekili Kasap’ın Şehir Hastanesi açıklamasına tepki AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın "Şehir Hastanesi göstermelik açıldı" şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi. Basın toplantısı düzenleyen Önsay, Kasap’ın Kütahya’ya yapılan her hizmetti "Görmezden gelip" kıyasına eleştirdiğini ifade etti. Önsay, "Bütün emekleri görmezden gelip, üstünü kapatıp, ’AK Parti’ye gol atacağım’ diye ’Tayyip Bey’e laf edeceğim’ diye gelip Kütahya Şehir Hastanesini konuşmak bence bu şehre yapılmış büyük bir kötülüktür. Bu noktada tekrar uyarıyorum, bunu yapmasınlar, yoksa bu ifadelerimi daha da sertleştireceğim" diye konuştu. Önsay, Kasap’ın geçmişte de Kütahya Zafer Havalimanı yatırımını da sürekle eleştirerek, şehri zor durumda bıraktığını dile getirdi. Önsay, "Bugün duyuyoruz, bir tane Kütahya milletvekilimiz ‘Ya oradaki makineyi buraya mı getiriyorlar? ‘ diyor. Şunu anlamaları gerekiyor, yani sen bir milletvekili olarak mesele nedir, burada yapılan iş nedir, bunu bir konuşmadan araştırman lazım. Burada kamu - özel ortaklığı ile yapılmış bir hastane var ve bu hastane Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Şu anda Sağlık Bakanlığı yönetiyor, yani Sağlık Bakanlığı hem Evliya Çelebi Eğitim Araştırma Hastanesine hem Şehir Hastanesine sahip ve biz bugün bir başhekimle ikisini beraber yönetiyoruz. Burada yapılan işi başka türlü göstermeye çalışmak hakikaten büyük bir aciziyet. Biz vekilimizden şunu beklerdik. Bütün bunlar konuşulurken halk ‘Devlet Hastanesi yıkılıyor, neden yıkılıyor?’ dediğinde ‘ben defalarca bunun önüne geçtim, burası depreme dayanıksız, burayı bir an önce yıkın, yıkmıyorsunuz diye hükümeti eleştirmiştim, en sonunda yıktılar’ diye söylemesi lazım ama onun yerine Şehir Hastanesine bir şekilde kara çalma noktasına gidiyor. İşte Kütahya’nın problemi bu, yani bu şehre bir şey kazandırma noktasında muhalefetin, iktidarın, vekillerin, muhalefetin il başkanları, iktidarın il başkanları, teşkilatlar, tamamen aynı hedefte yürümesi lazım, seçim bitmiş daha on gün olmuş yirmi gün olmuş, bir seçim yokken bile, yakın gelecekte bir seçim gözükmezken bile, bir siyaset yapıyorum diye Şehir Hastanesini karalamanın, bu şekilde hareket etmenin, ben bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar şehre zarar veriyor. Şimdi yine başladı, duymuşsunuzdur, görüyorsunuzdur, bizim Türkiye’nin her yerinde Kütahya’daki Zafer Havalimanı’na benzer birçok havalimanı var ama bunların hiçbirisi Türkiye’de gündem olmazken sağ olsun bizim bu muhalefet olduğunu söyleyen vekiller sayesinde, sanki Türkiye’de Zafer Havalimanı’ndan başka o konumda olan başka bir yapı yokmuş gibi devamlı bunu ortaya çıkararak örnek haline getirdiler. Şimdi 23 ilde Şehir Hastanesi var. Hiçbir ilde Şehir Hastanesi, efendim şöyle mi oluyor, oraya hasta gidince böyle mi oluyor şeklinde söylentiler yokken, bizim burada bu başladı. Bu yanlış arkadaşlar, bunu yapmayalım. Bu şehre bunu yapmaya Kimsenin hakkı yok. Sonra biz Kütahya’dan bir taleple gittiğimizde bize bürokrasi diyor ki, ‘Sizin orada zaten bir havalimanı yaptık başımıza gelmeyen kalmadı’ şimdi de, ‘Bir Şehir Hastanesi yaptık, başımıza gelmeyen kalmadı’ diyecekler. Buna ne hakkınız var, bu nasıl bir memleket sevdasıdır. Bu nasıl Kütahya’yı sevmektir. Bu nasıl Kütahya’ya hizmet etmektir. Ben bunu hiç anlamıyorum. Bunu ne Afyon milletvekili yapar, ne Eskişehir milletvekili yapar, ne Uşak Milletvekili yapar. Bunu yaparsa ancak maalesef Kütahya milletvekilleri yapar. Yazıktır ya, bu şehri bu şekilde kötülemeye, bu şekilde kötü örneklerin şehri haline getirmeye izin vermeyelim. Bu kadar Zafer Havalimanı’nı kötüledin eline ne geçti senin. Çok şükür Sağlık İl Müdürlüğümüz çalışanlarımız büyük bir gayretle bugün orayı açıp öbür gün diğerini kapatıp, ertesi gün orada işe devam ettirebilirler. Ne yaşadık, hiçbir şey yaşamadık ama bütün bu gayretleri bütün bu emekleri görmezden gelip üstünü kapatıp AK Parti’ye gol atacağım diye Tayyip Bey’e laf edeceğim diye gelip Kütahya şehir Hastanesine konuşmak bence bu şehre yapılmış büyük bir kötülüktür. Bu noktada tekrar uyarıyorum, bunu yapmasınlar yoksa bu ifadeleri daha da sertleştireceğim. Biz bu şehre yeni bir hastane yapmak istiyoruz, 8 yataklı bir hastane hedefimiz var. Bir şey söyleyeceksen bununla ilgili söyle, bir artı koymak için çalış. Olan her şeyi yok saymak, olan her şeyi kötülemekle bu milletin bu Kütahya’nın moralini bozmaktan başka yaptıkları hiçbir şey yok. 10 yıldan beri bu şehir, Şehir Hastanesi bekliyor, açıyoruz, aynı gün tezvirata başladılar. Yok ‘Seçimi alelacele açtılar’ ne alakası var. Biz orada 28 Mart’ta gelip açılış töreni mi yaptık. AK Parti bayrakları mı astık, ne yaptık yani. Eğer biz acele açacak olsaydık Sayın Cumhurbaşkanımız Buraya geldiğinde 28 Şubat’ta açardık" ifadelerini kullandı.