- 16 Ekim 2018 Salı 08:44

Uluslararası Kırsal Kadınlar Günü...

A
A
A
Uluslararası Kırsal Kadınlar Günü...

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, Uluslararası Kırsal Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Toplumun geleceğini şekillendirme konusunda esansiyel ustalar olarak Kadına; Hangi kampanyayı başlatmak istersiniz ? şeklinde bir soru yöneltseniz, cevabı: İnsan Yetiştirme Kampanyası olacaktır. Buradan çıkarılan sonuç; Bir kadını güçlendirdiğinizde, tüm toplumu güçlendirirsiniz demektir” dedi.


Tarımda Kadın


Kırsal kadınları özel bir günle onurlandırma fikrinin 1995 yılında Çin’in Pekin kentinde düzenlenen Dördüncü Dünya Kadınlar Konferansında ortaya atıldığını ve 15 Ekim’in “Dünya Kırsal Kadınlar Günü” olarak kutlanmasının önerildiğini hatırlatan Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Bu özel günde “Gıda üretiminde ve gıda güvenliğinde” kırsal kadının rolünü vurgulamak amaçlanmıştır. Böylece, 2008 yılından beri Birleşmiş Milletler (UN) her yıl 15 Ekim gününü Uluslararası Kırsal Kadınlar Günü olarak deklare etmiştir. 15 ekim dünya kırsal kadınlarımız gününde; kırsal kadınların yaşamımızdaki rolünü vurgulayarak kutlayıp ve onurlandırırken, Kırsal kadınların dünya çapında tarım ve kırsal kalkınmayı geliştirmedeki önemini kabul etmiş durumdayız” diye konuştu.


BM Genel Sekreteri, Antnio Guterres’in “Kırsaldaki kadınlarımız ve kızlarımızın güçlendirilmesi, sağlıklı bir gezegende hepimiz için daha müreffeh, adil ve barışçıl bir gelecek inşa etmek için şarttır” ifadesini anımsatan Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Hepimizin yılda en az bir kere doktora, mimara veya avukata işi düşebilir, Ama hepimiz günde 3 öğün çiftçilere, özellikle kadın çiftçilerimize muhtacız. Kadınlar da toprak gibi; ‘Uçsuz bucaksız kimya şehri ve sonsuz ahlâkın ve dengenin filozofudur.’ Bilindiği gibi, ekonomik ve ekolojik önemi son derece büyük olan toprağa; özverili dinamik döngüsünde, yanlış uygulamaları uzun vadede tolere eden bir sistem olduğu için manevi değerini vurgulamak adına Toprak Ana deriz... Aynen toprak ana gibi, kırsal kadınlarımız da, toprak anadır, toprak analar candır, sessiz müttefiğimiz ve dostumuzdur. Kırsaldaki kadınlarımız, Doğal kaynaklarımızın ve atalarımıza ait bilgi ve kültürün temel koruyucularıdır. Onları da tarih ve kültür miraslarımız olarak koruyup kollamalıyız ve mevcut sermayelerinin sürdürülebilirliklerini sağlamalıyız. Onlar yeryüzünün analarıdır.” Şeklinde konuştu.


Kadının emeğinin olmadığı bir nokta var mı hayatta?


“Çiftçi kadının emeği hep karşılıksızdır . Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahi ailenin reisi olarak genelde evin erkeği kayıtlıdır” diyen Prof. Dr. Nesrin Yıldız, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Çocuk yaşından beri serada, tarlada, bahçede, ağılda, ahırda her türlü tecrübeyi edinir. Sonra evlenir tam zamanlı çalışmaya orada da devam eder.. Ne sosyal güvence, ne de para.


Eğitim verilmeden üretkenlik beklenemez


Bilinmelidir ki; bir kadın çiftçiyi eğitmek demek; gelecek nesilleri eğitmek demektir. Kırsal kadınlarımızı eğitmek; Gıda güvenliğini yönetmek, iklim değişiklikleriyle mücadele etmek yetersiz beslenme ve sıfır açlığa en güçlü adımı atmak demektir. Tarımda çalışan 2,4 milyondan fazla kadın, evlerini çekip çeviriyor evde üretim yapıyor ve tarımsal üretime katkıda bulunuyor. Buna rağmen, tarımda çalışan kadınların yüzde 80’i ücretsiz aile işçisiyken, sadece yüzde 10’u kendi hesabına çalışıyor. Kırsalda bu kadar büyük bir fonksiyon üstlenen kadın çiftçilerimiz, çoğu zaman geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemlerle üretime katkı sağlıyorlar. Annelik görevleri nedeniyle çocuklarının bakım ve gelişimini de üstlenen kadın çiftçilerimizin yaptıkları üretimin hemen her aşamasında gerekli olan tarımsal alandaki yenilikler konusunda bilgilendirebilmeleri için eğitimleri çok önemlidir. Türkiye’de halen tarımda çalışanların yüzde 48 ’i kadın olup, ülke genelinde işgücüne katılanların da yüzde 67sini de kadın çiftçiler oluşturmaktadır Kırsal alanda istihdam edilen erkeklerin yüzde 67’si kadınların ise yüzde 95’i tarımda yer almaktadır. Kırsal alandaki kadınların tamamına yakını tarımda istihdam edilmektedir.


Toplum Yapısına bağlı engeller ve ayrımcı sosyal normlar, kadınların karar verme gücünü ve kırsal kesimdeki ve toplumdaki politik katılımı kısıtlamaya devam etmektedir. Kırsal kesimde yaşayan kadınlar ve kızlar, üretken kaynaklara ve varlıklara, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi kamu hizmetlerine ve su vb altyapı hizmetlerine eşit erişime sahip değilken, iş yüklerinin giderek ağırlaşmasına rağmen, emeklerinin çoğu görünmez ve karşılıksız kalmaktadır. Kadınlar, gayri resmi çalışma koşulları dahil olmak üzere tarımsal iş gücünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadırlar. Kırsal alanlarda ve hanelerdeki ücretsiz bakım ve ev işlerinin büyük kısmını üstlenmektedirler.


Toprak ve gıda güvenliğini artırmak kırsal kadınımızın güvenliğini artırmaktan geçer. Günümüzde her 9 kişiden biri yetersiz beslenmekte, her geçen gün dünya nüfusuna 180 bin kişinin eklendiği, tarım alanlarımızın sınırlı ölçüde ve kıt olduğu, 2050 yılında dünya nüfusunun 9.7 milyar olacağı ve 2050 yılına kadar bugünkü tarımsal üretimin en az yüzde 70 daha fazla (soya fasülyesi yüzde 51, buğday yüzde 60, şeker pancarı/kamışı, yüzde 87 ve mısır üretiminin yüzde 71 artırılması gerek) artırılması gerektiği düşünülürse kırsal kesimin özellikle kırsal kadınlarımızın güçlendirilmesi önem arz etmektedir. Dünyada nüfusun 1/3 ü tarım sektöründe çalışmaktadır ve bu çalışanların yüzde 43 ünü kadınlar oluşturmaktadır. Üzülerek söylemek gerekir ki tarımda çalışan ve yoğun emek veren kadınlarımızın; arazi mülkiyeti, piyasa yetkisi, saygınlığı, prestiji, teknolojik yetisi erkekler gibi değildir. Bu anlamda kadınlarımıza ait bu boşluğun tamamlanarak daha iyi ve kaliteli büyümeye adım atmak gelecek nesillerin güvenliği açısından son derece önemlidir. Aşırı yoksulluk küresel olarak azalırken, dünyada 1 milyar insan kırsal alanlarda yoğunlaşmıştır. Kırsal kadınlarımızın ve kızlarımızın kalkınmada paha biçilmez katkısı, kırsal hane halklarının ve toplumlarının sürdürülebilirliğini sağlamak, kırsal geçim kaynaklarını ve genel refahı iyileştirmek için oynadıkları rol giderek çok daha fazla önemsenmekte ve kabul görmektedir. Tarımsal üretime, gıda güvenliğine ve beslenmeye, arazi ve doğal kaynak yönetimine ve iklim değişimlerine karşı direnci oluşturmada önemli katkılarda bulunurlar.


İklim değişikliğinin etkileri, kırsal alanlarda var olan cinsiyet eşitsizlikleri ile daha da arttırmaktadır. İklim değişikliği, kadınları; tarımsal üretim, gıda güvenliği, sağlık, su ve enerji kaynakları, iklim/şavaş kaynaklı göç , çatışma ve iklim ile ilgili doğal afetler bakımından farklılıkları en çok etkileyen parametreler arasındadır.


Dünya çapında sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin vizyonununda; “Kadınların sürdürülebilirliği, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kırsal alandaki kadınların ve kızların güçlendirilmesi için “sosyal koruma ve sosyal hizmetler”, bu özel günün temel teması olmalı ve kırsal kadınlar güçlendirilmelidir. Siyasi irade ve mevcut tüm politika araçlarının bu konuya yönlendirilmesi ümidimizdir.”


Dünyanın en değerli arsasına kurulu olan ülkemizde kendisini etkileyen ve gururlandıran iki muhteşem şeyden birincisinin; Kadın çiftçiler, ikincisinin de Kendine yetecek bitkisel ve hayvansal potansiyele sahip olmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yıldız, “Üretimin her aşamasında büyük rol oynayan kadın çiftçilerin henüz çok uzağında oldukları ancak, hak ettikleri yerin kazandırılmasını ve akademik emekçiler olarak, Bilim Dünyasına 103 yıl öncesinde adım atan biz Bilim kadınlarının akademik yaşamda başarılı çalışmalarının devamını dilerim” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris’te bulunan 2500 yıllık kaya mezarı turizme kazandırılıyor Muğla’nın Marmaris ilçesindeki kaya mezarının turizme kazandırılması için çalışmalar hızlandırıldı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde faaliyet gösteren Marmaris Ticaret Odası (MTO) Meclis Üyeleri, Müze Müdürü Şehime Atabey, Müze Uzmanı ve Arkeolog Esengül Yıldız Öztekin, Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer ve Arkeolog Emre Mandacı geçtiğimiz gün Marmaris’in Yeşilbelde Köyü’nde bulunan Kaya Mezarı’nı yerinde inceleyerek yapılacak çalışmalar hakkında görüşme gerçekleştirdi. Tarih boyunca birçok kadim uygarlığa ev sahipliği yapan Marmaris’te bulunan Karya Dönemi’ne ait Kaya Mezarı turizme kazandırılacak. Dor düzenine sahip Kaya Mezarı’nın çevresinde yapılacak temizlik, yürüyüş güzergahı düzenlemesi ve tabelalandırma çalışmaları tamamlandıktan sonra koruma altına alınarak turizme kazandırılması hedefleniyor. Marmaris Ticaret Odası girişimleri ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer ve ekibi Marmaris Yeşilbelde Köyü sınırları içerisinde yer alan Kaya Mezar’da çalışma yürütecek. Lykia tipi kaya mezarı olarak bilinen yapının, Güneyde Fethiye’den başlayarak batıda Akyaka’ya kadar uzanan bir mezar geleneğini temsil ettiği belirtiliyor. Özellikle Anadolu’da çoğunlukla Ion düzeninin tercih edilmesine rağmen keşfedilen kaya mezarının Dor düzenindeki az sayıda kaya mezarından biri olduğu ifade ediliyor. Kaya mezarı geleneğinin batıdaki son temsilcisi olması ile öne çıkan ve 5 gömü yatağının olduğu mezarın MÖ 4. yüzyıla ait önemli bir aileye ait olduğu tahmin ediliyor. Kaya Mezarı’nda yapılması planlanan çalışmalarla ilgili konuşan MTO Başkanı S. Mutlu Ayhan şunları kaydetti; “Marmaris Ticaret Odası olarak Marmaris’te turizm çeşitliliği öncelikli çalışmalarımızın arasında yer alıyor. Bu çerçevede uzun yıllardır Amos Antik Kenti Kazı Başkanlığı’nı da yürüten Mehmet Hoca’mızla birlikte kültür varlıklarımız ve tarihi değerlerimizin gün yüzüne çıkarılması için çalışmalar yürütüyoruz. Yeşilbelde Köyü’müzde yer alan Kaya Mezarı buluntusu ile de yeni bir tarihi değerimizi Marmaris’e kazandırıp tarih ve arkeoloji meraklıları ile buluşturacak olmanın heyecanı içerisindeyiz. Bölgede yapılacak araştırma ve düzenlemeler kapsamında gereken izinleri almak için çalışmalara başladık. Bu projede de beraber çalışacağımız Marmaris Müze Müdürümüz Şehime Atabey, Esengül Yıldız Öztekin ile Mehmet Gürbüzer ve ekibine çok teşekkür ediyoruz”
İstanbul Tahkim Kurulu’ndan, Hüseyin Göçek ve Suat Arslanboğa’nın başvurularına ret! Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, hakemler Hüseyin Göçek ve Suat Arslanboğa’nın klasman terfi listesine yapmış oldukları itirazların reddedildiğini açıkladı. TFF’nin sitesinden Tahkim Kurulu kararlarına ilişkin yapılan açıklamada, "Hakem Hüseyin Göçek’in 03.01.2024 tarihinde açıklanan “Devre Arası Klasman Hakemleri ve Süper Lig A, B Klasman Gözlemcileri” terfi listesine ilişkin yapmış olduğu başvurusu incelendi. Kurulumuz’un 08.03.2024 tarihli toplantısında incelemeye alınan dosyada, yapılan müzakere neticesinde; Hakem Hüseyin Göçek’in itirazının reddine, esas hakkında verilen kararın niteliğine göre başvuranın yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, oybirliği ile, Hakem Suat Arslanboğa’nın 03.01.2024 tarihinde açıklanan “Devre Arası Klasman Hakemleri ve Süper Lig A, B Klasman Gözlemcileri” terfi listesine ilişkin yapmış olduğu başvurusu incelendi. Kurulumuz’un 08.03.2024 tarihli toplantısında incelemeye alınan dosyada, yapılan müzakere neticesinde; Hakem Suat Arslanboğa’nın itirazının reddine, esas hakkında verilen kararın niteliğine göre başvuranın yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, oybirliği ile, Hakem Sinan Bilen’in 03.01.2024 tarihinde açıklanan “Devre Arası Klasman Hakemleri ve Süper Lig A, B Klasman Gözlemcileri” terfi listesine ilişkin yapmış olduğu başvurusu incelendi. Kurulumuz’un 08.03.2024 tarihli toplantısında incelemeye alınan dosyada, yapılan müzakere neticesinde; itirazın kısmen kabulüne, Merkez Hakem Kurulu kararının onaylanmasına dair 03.01.2024 tarih ve 34 sayılı TFF Yönetim Kurulu kararının başvurucu yönünden iptaline, oybirliği ile, Galatasaray’ın ve Başkanı Dursun Aydın Özbek’in PFDK’nın 14.03.2024 tarih ve E.2023-2024/926 - K.2023-2024/1183 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde; Galatasaray’ın 11.03.2024 tarihinde kulüp resmi internet sitesinde (www.galatasaray.org) yayınlanan beyanlarda yer alan hakem ve diğer müsabaka görevlileri hakkındaki açıklamalar nedeniyle FDT’nin 38/3. maddesi uyarınca 400.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasında sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile kararın onanmasına, oybirliği ile, Galatasaray Başkanı Dursun Aydın Özbek’in 11.03.2024 tarihinde kulüp resmi internet sitesinde (www.galatasaray.org) yayınlanan beyanlarda yer alan hakem ve diğer müsabaka görevlileri hakkındaki açıklamalar nedeniyle FDT’nin 38/3. ve 38/2. maddeleri uyarınca 400.000,00 TL para cezası ile cezalandırılmasında sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile kararın onanmasına, oybirliği ile, Beşiktaş’ın AFDK’nın 14.03.2024 tarih ve E.2023-2024/945 - K.2023-2024/1479 sayılı kararına itirazı incelendi. Yapılan müzakere neticesinde; AFDK’nın başvurunun süre yönünden reddine dair kararında isabetsizlik bulunmadığından onanmasına, oybirliği ile karar verilmiştir" denildi.
Muğla Başkan adayı Tosun, “Emlak vergilerindeki mağduriyeti gidereceğiz” dedi Cumhur İttifakı Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, seçime sayılı günler kala saha gezilerini sıklaştırdı. Kurum ziyaretleri sırasında Bodrum Vergi Dairesi’ne de uğrayan Tosun, Bodrum’da emlak vergilerinin çok yüksek olduğundan yakınan bir vatandaşa “Haklısınız, Bodrum’da her alanda olduğu gibi bu konuda da bir plansızlık var. 2021 yılında yapılan fahiş zamla vatandaş tarlasına, arazisine küstürüldü. Bu konuyu bizzat Bakanlıklar nezdinde gerekli girişimleri yaparak çözeceğim, söz veriyorum” dedi. Tosun, Bodrum’da imar sorunlarına da köklü bir çözüm getireceğini söyledi. Cumhur İttifakı Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, Bodrum Yokuşbaşı, Dağbelen ve Yalıkavak’ta esnaf ziyareti yaptı, vatandaşlarla sohbet etti. Gezdiği her mahallede vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Tosun, istek ve şikayetleri dinleyerek Bodrum’un başta su olmak üzere, trafik, altyapı, imar ve çevre temizliği gibi sorunlarına yönelik çözüm projelerini anlattı. Yalıkavak Tersane bölgesini de gezen Mehmet Tosun, “Bodrum’da yaşadığımız her sorunun temelinde plansızlık, vizyonsuzluk yatıyor. Bu şekilde belediyecilik yapılmaz” dedi. Yeniköy’de de esnaf ziyaretlerinde bulunan Tosun, Bodrum Ziraat Odası’na ve Bodrum Vergi Dairesi’ne de uğrayarak personele hayırlı işler diledi. Bodrum Vergi Dairesi önünde bir vatandaşın “emlak vergilerinin yüksekliği” ile ilgili şikayetini dinleyen Cumhur İttifakı Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, seçim sürecinde bu konuda çok fazla şikayet aldıklarını belirterek “2026 yılındaki yeniden değerlendirme döneminde emlak vergilerinin düşürülmesi ya da zam oranlarının halkımızı mağdur etmeyecek şekilde yapılandırılması için gerekli girişimleri yapacağız” dedi. Tosun, şöyle devam etti: “2021 yılında pandeminin hemen akabinde Bodrum Belediyesi emlak vergilerine yüzde 300 ile yüzde 1200’e varan artış getirdi. Vatandaşımız, üzerine bina yapamadığı, gelir elde edemediği, tarla vasfındaki arazisine sadece imar planı içinde yer alması nedeniyle ‘arsa vergisi’ ödüyor. Halbuki, tarla olarak duran plan içindeki araziye arsa vergisi tahakkuk ettirilemez. Bu konuda 80’li yıllarda yayımlanan bir tamim var. Bu konuda da Bodrum’da yanlışlar ve eksikler var. Biz göreve geldiğimizde, merkezi hükümetle, Maliye Bakanlığımızla bunu görüşüp 2026 yılındaki yeniden değerlendirme döneminde zam yapmayarak, ya da minimize ederek bu mağduriyeti gidereceğiz” Bodrum’un Büyükşehir sınırları içinde kalmasından dolayı vatandaşların iki katı emlak vergisi ödediğini, yapılan vergi zamlarıyla da arazisine küstürüldüğünü söyleyen Mehmet Tosun, “Evladını evlendirecek, kendi arazisi üzerine bir ev yapamıyor. Fakat 50-60 bin TL yıllık emlak vergisi ödüyor. Bir müddet sonra arazisini satmak zorunda kalıyor ya da kat karşılığı veriyor. Fakat bunun da ötesinde imar problemini çözmemiz gerekiyor” diye konuştu. “İmar sorunu var, vatandaş kendi çözümünü oluşturuyor” Bodrum’da bütüncül bir imar planlaması olmadığını, mahalle bazında da imar planlarının değişik mahkeme kararlarıyla durdurulduğunu hatırlatan Mehmet Tosun, “Halkımız, kendi problemini kendi çözmeye çalışıyor, bu da kaçak yapılaşmayı beraberinde getiriyor. Yalıkavak, Bitez, Ortakent-Yahşi bunlardan sadece üçü. Narenciye bahçesinden hiç gelir elde edemeyen hemşehrim, buraya oturacağı bir ev dahi yapamıyor. Çünkü plan yok! Çözümümüz ortada. Biz göreve gelince, meslek odalarıyla birlikte bu planları yeniden düzenleyip hızlı şekilde onaylatacağız, diğer bölgelerin de planlama eksiklerini gidererek bodrumun geniş çaplı envanterin yapıp, 50 yılını planlayacağız. Plansızlık bir yönetim şekli olamaz. Aksi takdirde ne doğayı koruyabiliriz, ne de sürdürülebilir turizm yapabiliriz” şeklinde konuştu. “Bodrum’un trafik sorununu çözmezsem, beni o koltuktan indirin” Seçim ziyaretleri kapsamında her akşam bir iftar davetine katılan Mehmet Tosun, dün akşam iftarı Bodrum Karslılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Kasım Aydın ve dernek üyeleriyle birlikte Dağbelen’de yaptı. Ortakent’ten Yalıkavak’a giden yolda çalışmaların başlaması için Karayolları ile görüştüğünü ve Değirmenler’e kadar olan kısmın sezona kadar tamamlanacağını söyleyen Tosun, “Bodrum’un bu bölgesinde trafik ve ulaşım sorunu kalmayacak, bunun sözünü verdim, sizler takipçisi olun, eğer beş yılda başaramazsam beni o makamdan indirin” diye konuştu. Tosun, aynı akşam Yalıkavak Geriş’te halk buluşması gerçekleştirdi.