- 26 Mayıs 2018 Cumartesi 14:42

100. Yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Uluslararası Kongresi

A
A
A
100. Yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Uluslararası Kongresi

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde, ’100.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde, ’100. Yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Uluslararası Kongresi’ düzenlendi.


Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye; Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, Azerbaycan Bakan Yardımcısı Valeh Hacıyev, Azerbaycan Büyükelçisi Hazar İbrahim, Azerbaycan Kongresi Başkanı Dr. Asif Kurban, Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey,


Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Naci Gündoğan, Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal, TÜDAM Müdürü Doç.Dr. Mehmet Topal, Azerbaycan Eğitim Müşaviri Necibe Nesibova, EsAzDer Başkanı Cavid Aydın, TADEF Başkanı Bilal Dündar, Akademisyen Doç. Dr. Vefa Kurban ve diğer davetliler, çok sayıda akademisyen de katıldı.


Kongrede Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilgili bilgilendirme amaçlı kısa film gösterilirken Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türk ve Müslüman dünyasında, kurulan ilk çağdaş cumhuriyet olduğuna değinildi.


Kongrede konuşma yapan Rektör Gündoğan, Türkiye-Azerbaycan dostluğuna vurgu yaptı. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Azerbaycanımızın 100’üncü yılında böylesine önemli, anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük bir mutluluk ve onur duyduğumuzu ifade etmek isterim. Bir millet, iki devlet sloganı aslında Azerbaycan-Türkiye dostluğunu ifade eden en güzel slogan. Yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Azerbaycan’ın sevinci Türkiye’nin sevincidir. Azerbaycan’ın kederi de Türkiye’nin kederidir” sözü aslında Türkiye-Azerbaycan dostluğunu anlatmaya başka bir söz bırakmıyor. Bizler de Anadolu Üniversitesi olarak gerçekten başta Türk Dünyası olmak üzere Türk Dünyası’nı oluşturan tüm Türk cumhuriyetlerine özel bir önem veriyoruz. 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olan Eskişehirimizde kurulan Türk Dünyası’nın önemli bir üniversitesi olarak da Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi aracılığıyla da bu tür faaliyetlere gerek ev sahipliği yapıyoruz gerekse de katılım göstermeye çalışıyoruz. Özellikle son 25 yılda Anadolu Üniversitesi bünyesinde eğitim-öğretim gören binlerce Azerbaycanlı öğrencimiz oldu bu kampüslerde, iki kampüsümüzde. Binlerce Azerbaycanlı öğrencimiz eğitim-öğretim gördü, mezun oldu. Bunun yanında Azerbaycan’dan gelen öğretim üyelerimiz başta Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Devlet Konservatuarı olmak üzere birçok akademik birimimizde dersler verdi; hocalık yaptı ve hala da bu faaliyetlerini devam ettiriyorlar. Bunun yanında son 10 yılda Bakü’de açtığımız Anadolu Üniversitesi ofisi aracılığıyla da açık ve uzaktan öğretim sistemimizle Azerbaycan’daki birçok kardeşimize, öğrencimize ulaştık ve hala orada yüzlerce öğrencimiz Anadolu Üniversitesi’nin vermiş olduğu eğitimi alıyor ve bu bizi gerçekten çok mutlu ediyor. İnşallah bundan sonra da bizler Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde de eğitim köprüsü olarak faaliyetlerimize yine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bu etkinlik de aslında dostluğun bir göstergesi. İnşallah Türkiye-Azerbaycan dostluğunu daha da geliştirir bu tür etkinlikler" diye konuştu.


Konuşmasının ardından Rektör Gündoğan’a plaket takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da pişkin müşteriler kamerada: Sigara içirmeyince ücretini ödemeyip kaçtılar Güngören’den Mecidiyeköy’e gitmek için taksiye binen üç kişi, sürücünün araçta sigara içilmesine izin vermemesinin ardından ücreti ödemeden araçtan indi. Taksi sürücüsünün, “90 liramı verir misin?” sözlerine karşılık yolcu, “Benim param yok. Git, onlardan al. Paramla beni rehin mi alacaksın” şeklinde pişkin bir cevap verdi. Yaşanan tartışmayı taksi sürücüsü cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Güngören Merter’de dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda taksi sürücüsü İsa Ünver, yol kenarında kendisini durduran üç kişiyi aracına aldı. Şişli Mecidiyeköy’e gitmek için yola çıkan takside yolcular, bir anda sigara içmek istediklerini belirtti. “Paramla beni rehin mi alacaksın?” Ünver’in aracının içinde sigara içilmesine izin vermemesinin ardından yolcular ile sürücü arasında tartışma çıktı. Bunun üzerine araçtan inen yolcular, 90 liralık taksimetre ücretini ödemek istemedi. Ünver’in, “90 liramı verir misin” sorusuna, “Paramla beni rehin mi alacaksın? Benim param yok, git onlardan al” diyerek cevap veren pişkin yolcular ücreti ödemeden araçtan ayrıldı. O anlar taksi sürücüsünün cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi. Kaydedildiğini gören şahıs ise “Hem beni sosyal medyaya atacaksın hem de para isteyeceksin” diyerek uzaklaştı. “Sen niye karışıyorsun?’ diyerek araçtan ineceklerini söylediler” Taksi sürücüsü İsa Ünver ise, “Bugün E-5’te ilerlerken bir arkadaş Merter’de beni durdurdu. Kendisiyle birlikte iki tane de kadın bindi. Bana Mecidiyeköy’e gideceklerini söylediler. Kavşaktan dönüp Mecidiyeköy istikametine bağlanacağım esnada araçta sigara içmek istediler. Araçta sigara içmenin yasak olduğunu ve buna izin veremeyeceğimi bildirdim. Arkadaş bunun üzerine söylenmeye başladı. ‘Biz içiyoruz, kimse karışmıyor. Sen niye karışıyorsun? diyerek araçtan ineceklerini söylediler. İndirmek için müsait bir yere yanaştım. 90 liralık taksimetre ücretine itiraz ettiler” dedi.
İstanbul Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ayda içinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. Ehliyetsiz olduğu ve boş viteste seyrettiği iddia edilen sürücü, aracının kontrolünü kaybedince kısa süre önce tadilatı biten eve daldı. Ölen ya da yaralının olmadığı kazada evde bir kez daha hasar oluşurken, dehşet anları kameralara yansıdı. Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ay içerisinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. O dairede yaşaya Selver Yaprak ise 23 Nisan sabahı uyandıktan kısa süre sonra dışarıdan gelen çarpma sesiyle dışarı koştu. Saat 06.30 sıralarında 34 GAV 509 plakalı otomobiliyle dik bir yokuştan inen Erten Çayir (58), aracın kontrolünü kaybedince Selver Yaprak’ın yaşadığı eve çarpmıştı. Yaprak, gördüğü manzara karşısında şaşkınına döndü. Pencere demirlerinin daha büyük bir kazanın önüne geçtiği olayda yaralanan olmazken otomobil sürücüsü ve mahalleli büyük bir panik yaşadı. Eve çarpan Çayir, büyük bir şok yaşadı. İddiaya göre ehliyetsiz olan sürücünün yardımına koşan vatandaşlar, onu sakinleştirmeye çalıştı. Kazanın sabah erken saatlerde olması sebebiyle sokakta kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Dehşet anları kameraya yansıdı Dehşet anları ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde, Erten Çayir’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracın, Selver Yaprak’ın evine daldığı görülüyor. “3 ayda üçüncü kaza” 3 ay içerisinde evine 3 araç daldığını söyleyen Selver Yaprak, “Yine aynı şey, yine aynı kaza bir ay önce de olmuştu. Bu sabah yine bir gürültüyle uyandık. O saatte ben uyuyordum, kazadan 10 dakika önce su içmeye kalkmıştım. Yine yokuştan inen araba girdi bu 3 ayda üçüncü kaza. 1 ay önce olan kazanın masrafının ödemesini dün aldık bugün yine araba girdi. Kazanın ardından ben dışarı çıktığımda sürücü şoktaydı. Komşumuz sakinleştirmeye çalışıp su vermiş. Sabah saat 6 gibi bana sütçü geldi kaza olduğunda uyanıktım. Yine demirler değişecek, camlar değişecek” diye konuştu. “Deprem oldu sandık ama bu kazalara alıştık” Bu kazalarının toplamda 6 kere yaşandığı söyleyen apartmanın 30 yıldır yöneticisi olan Coşkun Ökol, “Bu apartmanda 60 yıldır yaşıyorum. 30 yıldır da yöneticisiyim. Bu yaşadığımız olay 3 ayda 3 kez oldu. Benim çocukluğumdan bu yana da 3 kez daha olmuştu. Bu olayı 6 kez yaşadık. Önlem alınmıyor, buraya iki tane baba koymakla önlem alındı zannediliyor. Bu yokuşa hız kesici koydular, 2 tane koydular ama az. Arabalar yine vites boşta iniyorlar, yine hızlı geliyorlar ve apartmanın içine giriyorlar. Buna engel olamıyoruz, çözüm bulunması lazım. Yokuş iniş değil çıkış yapılabilir, hız kesici sayısı artırılabilir, buraya çelik halat konulabilir. Sabahın altısında deprem oluyor zannettik. Burada trajikomik bir durum var. Biz buna alışıyoruz, depremde bile korkmayacağız bu gidişle. Sokağın kalabalık olduğu bir anda bu kazanın sonu ölümdür. Yokuş dik ve boş viteste gelen bir arabayı durdurmak imkansız. Şoförün ehliyeti yoktu, suçunu kabul ediyor. Sonrasında el frenine asıldım ama durduramadım diyor. Boş viteste indikten sonra bir değil iki tane el freni çeksen ne olur. Birinci viteste inse hiç böyle sorunlar olmayacak” dedi