SAĞLIK - 17 Eylül 2018 Pazartesi 14:11

Çocuklar okulun ilk günlerinde daha çok hasta oluyor

A
A
A
Çocuklar okulun ilk günlerinde daha çok hasta oluyor

Sonbaharın gelişiyle yeni eğitim öğretim yılına başlayan öğrencileri salgın hastalıklardan korumak için uyku düzeni, beslenme ve hijyen gibi hususlara özellikle dikkat etmek gerekiyor.

Sonbaharın gelişiyle yeni eğitim öğretim yılına başlayan öğrencileri salgın hastalıklardan korumak için uyku düzeni, beslenme ve hijyen gibi hususlara özellikle dikkat etmek gerekiyor.


Eylül ayı itibariyle tüm Türkiye’de ilk ders ziliyle birlikte öğrenciler sıraları doldurdu. Öğrencilerin mevsim değişikliğine ve okula alışması gibi süreçlerde ebeveynlere ve öğretmenlere büyük pay düşüyor. Ders başlangıcının yanı sıra havaların soğuması da yaşanabilecek hastalıklara yer hazırlıyor. Farklı bir ortamda, yeni insanlarla bir araya gelen birçok çocuk okulun ilk günlerinde daha çok hasta olabiliyor.



“Aileler aburcubur tüketiminde çok dikkatli olmalı”


Eskişehir Acıbadem Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Pınar Erdoğan Özgür, eğitim-öğretim yılının verimli geçmesi açısından çocukların uyku düzenine ve yeterli beslenmelerine özellikle önem verilmesi gerektiğini dile getirdi. Özgür, “Uyku düzeni çok önemli. Özellikle gece geç yatmamaları, en az 8 saatlik uykularını almaları çocukların sağlığı açısından çok önemli. Bunun dışında çocukların sabah kahvaltılarını ihmal etmemeleri, öğlen ve akşam öğünlerini atlamadan ve sağlıklı olarak abur cubur tüketiminden uzak olarak geçirmeleri gerekiyor. Yine okul içerisinde, kantinde, teneffüs aralarında da ailelerin ve öğretmenlerin aburcubur tüketimi konusunda, fastfood tüketimi konusunda çok dikkatli olmaları gerekmektedir” diye aktardı.



“Hastalıktan korunmak için bu prensipler öğretilmeli”


Çocuklara hijyen kurallarının öğretilmesinin birçok hastalığı önleyebileceğini ifade eden Pınar Erdoğan Özgür, “Çocuklar şimdi kalabalık ortamlara giriyorlar. Havalar da soğuyor okulların açılmasıyla beraber. Özellikle teneffüste temiz hava almaları ve sınıfların havalandırması çok önemli. Bu konuda öğretmenlere de büyük rol düşüyor. Yine okul dışında kapalı ortamlarda, AVMlerde çok fazla zamanlarını geçirmemelerini öneriyoruz. Okul dışında kalan zamanlarda çocukların daha çok dışarıda, bol oksijen alabileceği ortamlarda anne ve babalarıyla vakit geçirmeleri gerekiyor. Bunun dışında mutlaka belirli zamanlarda çocuk hekimine muayene olmaları lazım. Özellikle vitamin desteği bu dönemlerde çok suistimal ediliyor. Pek çok ezbere vitaminler kullanılıyor. Bu noktada mutlaka bir çocuk hekiminin önerilerini almalarını öneriyoruz ailelere. El yıkamayla ilgili; öksürürken veya hapşururken ağzını kapatmak gibi belirli hijyen prensiplerinin çocuğa ailede kazandırılması gerekiyor. Çocuğun pek çok hastalıktan korunması açısından çok çok önemli olan bu prensipler öğretilmeli” diyerek el yıkamanın önemine dikkat çekti.



“Grip aşısı yaptırılmalı”


“Grip aşısı, gripten korunmak adına ciddi bir önem taşıyor” diyen Özgür, Amerikan Pediatri Akademisi’nce 6 aydan sonra her çocuğa önerildiğini Sağlık Bakanlığı’nın özellikle risk gruplarına, astım, bronşit ve diyabet hastalarına Eylül-Ekim aylarından sonra Ocak ayına kadar bir süreçte aşının yapılmasını önerdiğini belirtti. Çocukların soğuk havalarda kat kat giydirilerek hastalıklardan korunabileceği düşüncesinin yanlış olduğunu söyleyen Pınar Özgür, konuşmasına şöyle devam etti;


“Çocuklar üşümesinler diye kat kat giydirildiklerinde fazlaca terlemeleri yine hastalıklara zemin hazırlayıcı bir faktör oluşturuluyor. Bu yüzden ebeveylerin hava değişikliklerine göre kıyafet seçimini göz ardı etmemeleri gerekiyor. Bir de tabi hastalıklara zemin hazırlamamak açısından, çocuklar çok terlediği zaman üstlerini değiştirmek çok önemli.”



“Stresten korunmak için sevdikleriyle vakit geçirmeliler”


Tatil döneminden sonra okula başlama sürecinde aileleri ve öğretmenleri bu geçişin yavaş olması gerektiğiyle ilgili de uyaran Özgür, “Şimdi tabiki bir tatil döneminden, yoğun koşuşturmalı bir döneme geçecekler. Hem aileleri hem de öğretmenleri hemen böyle çocukları ödevler ve derslerle sıkmasınlar. Dersler dışında arkadaşlarıyla, sevdikleriyle vakit geçirmeye de önem versinler. Çünkü bu çocuklarda bir stres kaynağı oluşturuyor ve stres de bağışıklık sistemini baskılayan en önemli nedenlerden bir tanesi. Anne ve babalar bu dönemde çocuklarıyla daha ilgili olabilirler. Yeni bir adaptasyon sürecinde özellikle yeni okula başlayan çocuklarla biraz daha ilgilenmelerini öneriyorum” diye iletti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’de asırlık gelenek ’Helva Şenliği’ Niğde merkeze bağlı Yeşilburç köyünde yüzyılı aşkın süredir devam eden Helva Şenliği, bu yıl da coşkuyla gerçekleştirildi. Mübadele ile Yunanistan’dan gelen Türklerin yerleştirildiği Niğde’nin Yeşilburç köyünde yüzyılı aşkın zamandır düzenlenen Helva Şenliği, coşkulu şekilde gerçekleştirildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan şenliklerde Kur’an-ı Kerim tilaveti sunuldu, dualar edildi. Yeşilburç köyünün Osmanlı döneminde de özel bir yere sahip olduğunu söyleyen Niğde Valisi Cahit Çelik, köyün turizm açısından değerine dikkat çekerek, "Bu köyde yaşayan vatandaşlarımız 100 sene önce Selanik’e 175 kilometre uzaklıktaki Kirifçe köyünde yaşıyorlardı. Lozan Antlaşması çerçevesinde de orada yaşayan Müslüman Türk vatandaşlarımız önce İzmir’e, daha sonra Isparta’ya, akabinde de ilimiz sınırları içerisindeki Uluağaç, Taşlıca köyleri, en sonunda burayı mesken edindiler. Türk soylu vatandaşların mübadele döneminde ne sıkıntılar yaşadığını, burada yaşayan vatandaşlarımız dedelerinden, ninelerinden dinlemişlerdir. Osmanlı döneminde de bu köyümüz bölgenin en önemli, en zengin köylerinden bir tanesiydi. Bugün de baktığımız zaman bu köyümüz gerçekten hem il merkezine yakınlığı, hem taşıdığı turizm potansiyeli anlamında da en güzel, en önemli köylerimizden bir tanesi. Biz de burada görev yaptığımız süre içerisinde köyümüzün bu turizm potansiyelini daha ilerilere taşıyacak adımlar atacağız" dedi. "Yeşilburç köyünü dünyaya tanıtacağız" diyen Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise, bölgenin turizmini geliştirmek için yapılacak yatırımlardan söz etti. Özdemir, "Başta burada Kilise Camii dönüşümü, yürüyüş parkuru, sokaklardaki yenileme ile Yeşilburç hak ettiği değere ulaşacak. Yakın bir zaman içerisinde yolu yeniliyoruz. Bu bölge gerçekten Niğde’nin en gözde bölgesi, doğasıyla, tarihiyle çok kıymetli. İnşallah bu bölgeyi ülkemiz açısından da çok kıymetli bir hale getireceğiz’’ diye konuştu. Yeşilburç Mahallesi Muhtarı Cihan Tuna ise, 100 yılı aşkın süre önce yapılmaya başlayan şenliklerin köy halkına sağlık ve bereket getirmesini diledi. Yapılan konuşmaların ardından odun ateşinde pişirilen kazanlar dolusu helva katılımcılara ikram edildi. Yeşilburç Mahallesi Muhtarlığı ve Derneği tarafından düzenlenen Yeşilburç Helva Şenlikleri’ne Niğde Valisi Cahit Çelik, Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, İl Emniyet Müdürü Adnan Özdemir, Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Gürol Okyar, Yeşilburç Muhtarı Cihan Tuna ile Yeşilburç köyü sakinleri katıldı.
Muğla Muğla’da 75 adet koç ve 625 kilogram yerfıstığı üreticilere dağıtıldı Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından Kadın Dayanışmasıyla Koyun Yetiştiriciliği Projesi Damızlık Koç Dağıtımı Programı ile Yerfıstığı Üretiminin Arttırılması “ projesi çerçevesinde tohum ve koç dağıtım töreni gerçekleştirildi. Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bahçesinde gerçekleştirilen törende, 75 kadın üreticisine 75 koç dağıtılırken 30 tarım üreticisine 625 kilogram yerfıstığı tohumu kura ile dağıtıldı. Törende konuşma yapan Muğla Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak” 2021 yılı yazındaki o asrın felaketi yangınlar, pandemi, Rusya Ukrayna savaşı güney sınırlarımızdaki gelişmeler bölgenin her tarafı ateş çemberi böyle bir süreçte özellikle kırsalda üretmeden kırsalda yerleşimi kentlere taşımadan üretmenin yolu ancak kadın üreticilerimizin özellikle yuvayı yapan dişi kuştur hikayesiyle başlatmış olduğumuz kadın dayanışması ile koyun yetiştiriciliği projemizi hakikaten meyvelerini vermeye devam ediyor. 2022 yılı sonunda yaklaşık 10 milyon liralık bir proje ile başlattığımız 4 bin koyun 160 koç dağıtımı ile başlattığımız sürü adeti bugün itibari ile 5 bin 700’e ulaştı. Bu arada üreticilerimiz koyun yetiştiricilerimiz 236 civarında kuzu satarak ta 1 milyon lira ek gelir elde ettiler. Bu dönemde ’de Tarım ve Orman Bakanlığımızın destekleri ile 750 bin civarındaki katkısı ve 250 bine yakın üretici katkısı ile tarım işletmeleri genel müdürlüğümüzün Bursa Karacabey tarım işletmesinden seçip geldiğimiz 75 adet merinos koçu ihtiyaç sahibi kadınlarımıza üreticilerimize kura ile dağıtımını yapacağız. Bunun için son derece mutluyuz. Yine burada Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzce TAKE projesi çerçevesinde ilimizde yer fıstığı üretiminin yaygınlaştırılması için 625 kilogram tohumluk yer fıstığını üreticilerimiz ile buluşturacağız” dedi.
Van Osmanlı’nın Van’daki sembolü yeniden ibadete açıldı 2 bin 700 yıllık görkemli Van Kalesi’nin zirvesindeki Osmanlı sembolü Süleyman Han Camii, restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ibadete açıldı. Osmanlı Devleti’nin yöreye hakimiyetini gösteren sembol bir yapı olan Van Kalesi’nin zirvesindeki Süleyman Han Camii’nin restorasyon çalışmaları tamamlandı. Dünyadaki sayılı eski yapılardan biri olan Van Kalesi, aradan geçen 2 bin 700 yıla rağmen bugün büyük kısmıyla hala tüm görkemiyle ayakta duruyor. Urartu Kralı 1. Sarduri tarafından milattan önce 840-825 yıllarında Van Gölü kıyısına inşa edilen kalenin zirvesinde ise Süleyman Han Camii yer alıyor. Van Kalesi’nin siluetini etkileyen önemli kalıntılardan biri olan cami; Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Van Valiliği tarafından restore edildi. Restorasyon çalışmaları tamamlanan cami, bugün Van İl Müftüsü Dr. Mehmet Sırrı Şık’ın kıldırdığı Cuma namazıyla birlikte ibadete açıldı. Kılınan namaz sonrası açıklamalarda bulunan Van Valisi Ozan Balcı, şehrin imar ve inşa edilmesi anlamında büyük gayretlerin olduğunu belirtti. Bu çalışmaların vatandaşın huzuru, refahı ve esenliği için yapıldığını ifade eden Vali Balcı, "Burada valilik başta olmak üzere; siyasetçilerimiz, milletvekillerimiz, iş dünyamız, çiftçilerimiz, işçilerimiz, basınımız, bürokrasimiz, üniversitemiz toplumun bütün kesimleriyle beraber birbirimizi severek kaynaşarak gelecek kuşaklara hazırlamaya çalışıyoruz. Burada güzel işler oluyor. Bu işleri de inşallah artırarak devam edeceğiz” dedi. “Camimizi bugün ibadete açtık” Görkemli Van Kalesi’nde fetih hatırası olarak Osmanlı Cihan Devleti tarafından bir cami inşa edildiğini hatırlatan Balcı, “Bu cami tarihin değişik döneminde restore edilmişti. Daha sonra biz de yeniden restore ettirdik. Restorasyonu biten camimizi bugün ibadete açtık. Güzel bir eser oldu. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Bizler sadece bu caminin restorasyonu değil, eski Van şehrinde yer alan 700 yıllık Ulu Cami, Kızıl Minareli Cami ve Horhor Cami’nin de ihalesini yaparak restorasyonlarını başlattık. Eski Van şehrini de ayağa kaldırdığımız zaman kentin kültür ve turizmine çok büyük değer katmış olacağız” diye konuştu.