- 19 Haziran 2018 Salı 14:33

Devlet Konservatuvarı mezunlarını uğurladı

A
A
A
Devlet Konservatuvarı mezunlarını uğurladı

Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, 2017-2018 eğitim öğretim yılı mezunlarını Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Opera ve Bale Salonu’nda gerçekleştirilen törenle uğurladı.

Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, 2017-2018 eğitim öğretim yılı mezunlarını Anadolu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Opera ve Bale Salonu’nda gerçekleştirilen törenle uğurladı.


Törene mezun öğrenciler ve ailelerinin yanı sıra Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mustafa Kemal Biçerli, Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı ve Prof. Dr. Mehmet Gültekin katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başlayan tören, Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın konuşmasıyla devam etti. Rektör Prof. Dr. Gündoğan, “Hepiniz mezuniyet törenimize hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bu anı sizlerle paylaşıyor olmaktan onur duyuyorum. Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu topraklar için canını severek feda eden tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şâd olsun” ifadelerini kullandı.


Gençlerin mezuniyetlerinin ardından mesleki yaşantıları ve sosyal hayatlarında sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam edeceklerini vurgulayan Rektör Gündoğan, “Hepimizin geçtiği yollardan geçip, çözmek için çaba sarf ettiğimiz sorunlarla yüzleşeceksiniz. Kuşkum yok ki bu sorunları Anadolu Üniversitesi’nde geçirdiğiniz yıllar, aldığınız eğitim ve katıldığınız kültürel etkinliklerle edindiğiniz donanım sayesinde bizlerden çok daha kolay bir şekilde aşacaksınız” diye konuştu.



“Emanetlerinize sahip çıkmak için elimizden geleni yaptık”


Öğrencilerin ailelerine de seslenen Rektör Gündoğan, “Kıymetli aileler, çocuklarınız için yaptığınız fedakârlıkların değerini ölçemeyiz. Anadolu Üniversitesinin bütün çalışanları olarak bu fedakârlıklarınızın bize yüklediği sorumlulukla, emanetlerinize sahip çıkmak için elimizden geleni yaptık. Şimdi onlar, sahip oldukları bilgi birikimi ve edindikleri tecrübeyle daha güzel bir dünya için çalışacaklar. Şu andan itibaren yapılacak en önemli şey, bilgi birikimlerini ve tecrübelerini hayata geçirmeleri adına onları desteklemeye devam etmektir” diye belirtti.



Mezun öğrencilerin hem kendileri ve ailelerinin yanında ülkeleri için de çalışmak ve başarılı olmak zorunda olduklarını kaydeden Rektör. Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Mezuniyet buruk bir sevinç yaşatır fakat şunu unutmayın, Anadolu Üniversitesi ile bağınız kopmadı, kopmayacak, aksine güçlenerek artacak” diyerek mezunların taşıdığı kurumsal kimliğin birçok kapıyı açmada onlara yardımcı olacağına değindi. “Anadolu Üniversitesinin kapısı sizlere her zaman açıktır ve burada edindiğiniz dostluklar da bir ömür sizi yalnız bırakmayacaktır" sözleriyle Anadolu Üniversitesinin 60 yıllık geçmişiyle büyük bir aile olarak mezunlarının yanında olacağını belirttiği konuşmasına, “En içten duygularımla başarılarınızın devamını diliyor ve mezuniyetinizi gönülden kutluyorum. Yolunuz da bahtınız da açık olsun” diyerek son verdi.



“Konservatuvarımız butik ama güçlü bir okul”


Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal Biçerli yaptığı konuşmada bu yıl ilk kez her birimin ayrıca gerçekleştirdiği mezuniyet törenlerinin kendisi için daha sempatik ve verimli geçtiğini söyledi. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarının çok güçlü mezunlar verdiğini dile getiren Prof. Dr. Biçerli, “Konservatuvarımız butik ama son derece güçlü, kültürel altyapısı sağlam, kurumsallaşmış, önemli bir okuldur. Dolayısıyla mezunlarımızı böylesi bir okuldan aldıkları son derece kaliteli bir eğitimle yollarına devam ettikleri için çok şanslı görüyorum” açıklamalarında bulundu.



Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarının kendisini geliştirmeye yönelik çabalarını sürdüreceğinin altını çizen Prof. Dr. Mustafa Kemal Biçerli, Konservatuvarın 25’inci yılını kutlayan Türkiye’nin ilk profesyonel üniversite tiyatrosu olan Tiyatro Anadolu ve Anadolu Senfoni Orkestrası ile hem üniversitenin hem de Türkiye’nin kültür hayatına büyük katkılar sağladığını dile getirdi. Mezun öğrencilerin hayat boyu öğrenme amacından sapmadan sürekli çalışmaya devam etmeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Biçerli, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarına yeni eklenen Türk Müziği Bölümüne katkıları dolayısıyla Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’a teşekkürlerini dile getirdi.



“Konservatuvar eğitimi erken yaşta başlayan uzun bir süreç”


Genç mezunlar adına söz alan Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı birincisi İlayda Bayram, konservatuvar ve sanat eğitiminin diğer lisans eğitimlerine göre daha erken yaşta verilmesi sebebiyle daha uzun soluklu bir süreci ifade ettiğini belirttiği konuşmasını şöyle sürdürdü, “Birlik ve beraberlik içerisinde, güçlü bir Türkiye’de sanatını özgür ve başarıyla icra eden sanatçılarımızın artması umudundayım. Bizlerin özgür bir ülkede eğitim almamıza imkân tanıyan başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Üniversitemiz ve Konservatuvarımız yönetimine, bana küçük yaştan beri her türlü desteği veren Dr. Öğr. Üyesi Burçin Barut Dikicigiller ve Doç. Dr. Özlem Koçyiğit’e, arkadaşlarıma ve aileme sonsuz teşekkür ederim.”


Konservatuvar mezunlarından Yılmaz Lelesizgöz ve Çavgın Çıngıt’ın hazırladığı mini konserle devam eden Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 2017 - 2018 Eğitim Öğretim Yılı Mezuniyet Töreni, Piyanist Gizem Tanatar ve Opera Anasanat Dalı mezunlarından Özgür Selim Gülder’in dinletisiyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.