GENEL - 25 Mayıs 2018 Cuma 16:21

Mihalgazi ve Sarıcakaya’nın en önemli tarımsal sorunları çözüldü

A
A
A
Mihalgazi ve Sarıcakaya’nın en önemli tarımsal sorunları çözüldü

Mihalgazi ve Sarıcakaya çiftçilerinin ilaç problemleri Eskişehir Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün girişimleri sonucu bitkilerde bulunan zararlılara karşı üretilen ruhsatlı ilaç ile çözüldü.

Mihalgazi ve Sarıcakaya çiftçilerinin ilaç problemleri Eskişehir Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün girişimleri sonucu bitkilerde bulunan zararlılara karşı üretilen ruhsatlı ilaç ile çözüldü.


İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri, geçtiğimiz aylarda Sarıcakaya ve Mihalgazi ilçesinde üreticiler ile bir araya geldi. Sorunların tespit edilerek çözüm aranması amacıyla düzenlenen toplantılara üreticiler yoğun ilgi gösterdi. Yaprağı yenen roka, tere ve maydanoz gibi bitkilerde zararlılara karşı ruhsatlı ilaç olmaması sebebiyle ilaçlama yapamadıklarını belirten çiftçiler, ilaçlama yapmaları durumunda ise ruhsatsız ilaç kullanmaları sebebi ile çeşitli cezai işlemlerle karşılaştıklarını belirtmişlerdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Erkan Alkan, toplantılarda üreticilerin seralarında yetiştirdikleri ürünlerle ilgili olarak çeşitli hastalık ve zararlılarla mücadele için üniversite, araştırma enstitüsü ve il müdürlüğünden oluşan bir ekip kurdu. Seralardaki ürünlerin kontrol edileceği konusunda vatandaşlara söz veren Alkan, Ankara Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden konunun uzmanları Dr. Aydemir Barış, Dr. Siren Canpolat, Dr. Mustafa Alkan ve Ziraat Yüksek Mühendisi Arzu Elibüyük ile birlikte seralar kontrol edildi. Toprak pireleri ve çeşitli zararlılar konusunda numuneler alınırken, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Alkan bir açıklama yaptı.



"Bitkilerde zararlılara karşı ruhsatlı ilaç geliştirildi"


Bitkilerde bulunan zararlılara karşı ruhsatlı bir ilacın geliştirildiğini belirten Alkan, "Ülkemizde üretilen toplam roka üretiminin yüzde 49’u Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerimizde gerçekleşiyor. Yaklaşık 3 ay önce Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerinde yapılan toplantılarda üreticilerin kendilerine roka, tere ve maydanoz gibi yaprağı yenen bitkilerde zararlılara karşı ruhsatlı ilaç olmaması sebebiyle ilaçlama yapamadıklarını ve ilaçlama yapmaları durumunda ise ruhsatsız ilaç kullanmaları sebebi ile çeşitli cezai işlemlerle karşılaştıklarını söyledi. Müdürlüğümüz ve Ankara Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile birlikte yapılan çalışmalar sonuç verdi. Bakanlığımızca, yaprağı yenen roka, tere ve maydanoz gibi bitkilerde zararlılara karşı ruhsatlı ilaç geliştirildi" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.