GENEL - 18 Haziran 2018 Pazartesi 09:49

Önlenemeyen akım: Sosyal medyadaki sahte yaşamlar

A
A
A
Önlenemeyen akım: Sosyal medyadaki sahte yaşamlar

Uzman Psikiyatri Dr.

Uzman Psikiyatri Dr. Sıtkı Karaca, gelişen teknoloji ile hayatımıza giren sosyal medya platformlarındaki manipülasyonlar ve bilgi kirliliği konusunda değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medyadaki yaşamların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Karaca, internet üzerinden yapılan görüşmeler konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi.



İnsanlar için vazgeçilmez platformlardan biri haline gelen sosyal medya siteleri, iletişim konusunda önemli kolaylıklar sağlamakla beraber birçok riski de beraberinde getiriyor. Yabancı kişilerle yapılan görüşmelerde aktarılan gerçek dışı bilgiler, karşı tarafı etkilemek için gizlenen karakteristik özellikler veya sahte ilgi alanları gibi konular, kullanıcılar için risk teşkil ediyor.



"Sosyal medyada sahte bir yapımız var"


Sosyal medya platformlarının ortaya çıkışı ile insanların birbirleri ile iletişim kurma konusunda büyük avantajlar yakaladığını vurgulayan Dr. Sıtkı Karaca, bununla beraber sahte bir ortamın da toplumun hayatına girdiğini belirtti. Sosyal medyada aktarılan bilgiler konusunda insanların tedbirli olması gerektiğini ifade eden Karaca, “Sosyal medyanın ortaya çıkışı, mekanın veya zamanın sıvılaşması, buharlaşması dediğimiz bir şeyi de beraberinde getirdi. Burada insanlar ne oluyor? Belki Çin’deki bir kişi uykuya dalacağı esnada Amerika’da uyanmak üzere olan bir kişiye mesajla ulaşarak, zamanın olmadığı bir anı yaşatıyor. Yine 2 kıtanın birbirine mekânsal olarak birleştiği anı da bizlere gösteriyor. Eskiden bir mektubun günlerce, aylarca sonra ulaştığı yerlere bugün saniyenin belki de 10’da 1’i içinde insanlar iletişim kurabilmekte. Tabii bu bir yönüyle internet çağının güzellikleri. Ama diğer yönüyle ise, insan iletişimi sosyal iletişim alanı içinde yaşar. Nedir o? Ailedir, okuldur ya da sokaktır, caddedir, iş yeridir. Buradaki iletişimde biz karşı karşıya olduğumuz için, yüz yüze bir iletişimdir bu. Burada sahih olarak biz varız. Etiyle, kemiğiyle, duygularıyla, ifadeleriyle, mimik ve jestlerimizle biz orada varızdır. Ama sosyal medyada ise bu ortadan kalkıyor. Artık orada jestimiz ve mimiğimiz yok. Kendi duygu değerlerimizi ifade edecek şekildeki ifade tarzımız yok. Neyimiz var? Bir sahte yapımız var. Belki orada kimliğimizi, kişiliğimizi, ilgi alanlarımızı bile saklayarak farklı bir ben oluşturuyoruz. İnsanlar orada, hoşlanmadığı alanda kendisinin eksikliklerini sanki varmış gibi gösterebiliyor. Kitap okumaktan zevk almıyorken bir hobi olarak gösterebiliyor. Çok iyi tenis oynuyormuş gibi anlatabiliyor. İlgi alanlarının içine, hiç ilgilenmeyeceği dağa çıkmak gibi doğa yürüyüşünü çok seviyormuş gibi şeyler koyabiliyor. Halbuki belki de 10 yıldır bahçeye bile çıkmayan insanlar. İşte burada bir saklama var. Kendini gizleme var. Biz onun için diyoruz ki; öncelikle bu iletişimi azaltmamız lazım” şeklinde konuştu.



"Bizi tüketen, bitiren ve yok eden bir dünya"


İnternet ve sosyal medyanın çağımızın bir gereği olduğunu ancak bunların kişisel güvenliğin korunarak kullanılması gerektiğini ifade eden Dr. Karaca, şunları kaydetti:


“Mutlaka internet veya sosyal medya olacak, orada kendimizi tanıtacağız. Ama biz orada kendimizi doğru tanıtırken başkalarının yanlış tanıttığını da mutlaka bilmemiz lazım. Orada, kendimizi güven açığı olan alanlarda mutlaka koruyarak hareket etmemiz lazım. Düşünün, güzel bir alışveriş merkezi kuruluyor. Eskiden kapımızın yanında bakkal vardı ama o bakkaldan uzaklaştık, süpermarkete geçtik. Sonra alışveriş merkezine gittik. Bizi kapitalist dünya gittikçe içine alırken yeni bir dünya daha oluşturdu. Mekanın, zamanın, deponun, rafların olmadığı bir alışveriş merkezinin artık sizin parmaklarınızın ucuna geldiği bir alan oluştu. Orada tek bir düğme ile istediğinizi alabilir hale geldiniz. Ama bu yeni bir alışveriş yüzü meydana getirdi. Yeni bir sahte cennet oluşturdu. Her istediğini alabiliyorsun. Görüp beğendiğini alışveriş sepetine koyabiliyorsun ve oradan da alıyorsun. Ama bu ne oldu? Bizi bağımlılık noktasına götürdü. Sosyal medya ve internet üzerinde yaşadığımız en önemli 2 şeyi görüyoruz. Birincisi, kendimizin olmayan bir dünya, ikincisi de bizi tüketen, bitiren ve yok eden bir dünya. İşte biz bu dünyayı çok iyi kullanırsak, doğru kullanırsak belki bizi yok edici etkisinden kurtulmuş oluruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."