- 07 Kasım 2018 Çarşamba 16:32

Sağlıkta şiddet ESOGÜ’deki panelde masaya yatırıldı

A
A
A
Sağlıkta şiddet ESOGÜ’deki panelde masaya yatırıldı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığı’nın düzenlediği ‘Sağlıkta Şiddet’ konulu panel, ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığı’nın düzenlediği ‘Sağlıkta Şiddet’ konulu panel, ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.


Panelin açılışında konuşan ESOGÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Arslantaş, böyle bir toplantının düzenlenmesinden dolayı üzüntü duyduğunu ancak ‘sağlıkta şiddet’ diye bir sorun varsa bu toplantıların düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Doktor, hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter, personel ve hasta bakıcıların yanı sıra hasta ve hasta yakınlarının yani herkesin aynı gemide olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Arslantaş, ‘Gemi karışırsa rotadan çıkar’ diyerek, sağlık çalışanları olarak huzur içinde sadece hastalarının sağlığını kaygı ederek çalışmak isteyen bir takım olduklarını söyledi.


ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, toplumun en güncel sorunlarından birisi olan sağlık mesleğinde çalışanlara yönelik şiddeti tespit etmek ve buna ilişkin çözüm önerilerini ortaya koymak amacıyla bu paneli düzenlediklerini söyledi. Şiddetin son yıllarda birçok alanda olduğu gibi sağlık kurumları ve hastanelerde de toplum huzurunu tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kemal Şenocak, bu durumun hastanelerde hizmet veren hekim, hemşire ve diğer sağlık personelinin yanı sıra hasta ve hasta yakınları için de ciddi bir sorun oluşturduğunu kaydetti. Şiddetin normal bir eylem gibi meşruluk kazanmasını önlemek için soruna bir an önce eğilmek ve çözüm için adımlar atmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Kemal Şenocak, herhangi bir sağlık personeline hakaret ya da saldırı o personelin ilgilenmek zorunda olduğu diğer hastalara da olumsuz yönde etki oluşturduğundan, olaya kamusal bir sorun olarak bakılmasının gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Kemak Şenocak basının da bu konuda titiz ve sorumlu davranmasının gereğine işaret etti. Panelde sadece somut durum tespiti yapmakla yetinilmeyeceğini, şiddetin önlenmesi için risk faktörlerinin önlenmesine yönelik çeşitli çözüm önerileri üzerinde de durulacağını ifade eden Prof. Dr. Kemal Şenocak, toplantının tüm sağlık personeli ve kamu çalışanları açısından yararlı geçmesini diledi.


Açılışın ardından yürütücülüğünü ESOGÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Arslantaş’ın yaptığı birinci oturuma geçildi. Birinci oturumda ESOGÜ Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevilhan Artan ‘Sağlıkta Şiddetin Yaygınlığı ve Risk Faktörleri’, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fuat Güllüpınar ‘Toplumsal Bir Olgu Olarak Şiddet’, ESOGÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülcan Güleç ‘Şiddetin Psikolojik Kökenleri’ ve Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Gökalp ‘Şiddet ve Medya’ başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.


Panelin ikinci oturumunun yürütücülüğünü ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak yaptı. İkinci oturumda Konya Medova Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nden Prof. Dr. Erdal Kalkan ‘Sağlıkçı Gözüyle Şiddet’, Almanya Max-Planck-Institut für auslandisches und internationales Strafrecht’ten Dr. Mehmet Arslan, LLM ‘Sağlıkta Şiddetin Avrupa Hukukundaki Yeri ve Uygulamaları’ ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devrim Güngör “Sağlıkta Şiddetin Türk Hukukundaki Yeri ve Uygulamaları” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.


Panel basın bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.