EĞİTİM - 01 Ağustos 2022 Pazartesi 10:08

Üniversite tercihlerinde başarı sıranız sizi sınırlamasın

A
A
A
Üniversite tercihlerinde başarı sıranız sizi sınırlamasın

Üniversite tercihleri sırasında özellikle bazı sayısal bölümlerde uygulanan başarı sıralaması sınırlandırılmasının öğrencilerde büyük kaygılara sebep olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Hikmet Aydıngüler, bu durumun tercih döneminde doğru alternatiflerle ortadan kaldırabileceğini söyledi.

Üniversite tercihlerinde uzun zamandır sadece sınav puanı değil aynı zamanda sıralama da bir o kadar önemli. Özellikle tıp, hukuk ve mühendislik gibi sayısal bölümlerde uygulanan sıralama sınırına takılanlar için alternatif tercihlerden ve doğru bölüm araştırmalarından bahseden İstanbul Topkapı Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Hikmet Aydıngüler, konuyla ilgili tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin bir yıl daha beklemesine gerek kalmadan bir an önce eğitim hayatlarına başlayabileceğini aktaran Mustafa Hikmet Aydıngüler ayrıca yine istedikleri bölümlere ulaşabilecekleri yöntemlerin olduğundan bahsetti.

Farklı seçenekler değerlendirilerek geleceğin mesleklerine ulaşılabilinir

Sıralama sınırlamasının 4 yıllık üniversiteler için uygulandığını ifade eden Hikmet Aydıngüler, alternatif olarak sözel ama bilişimle ile ilgili bölümlerin de tercih edilebileceğini söyleyerek, “Özellikle yazılım, elektrik, elektronik ve bilgisayar mühendisliğini 300 bin sıralamasının altında kalan kişiler tercih edemiyorlar. Fakat onların yerine alternatif sözel ve bilişim içeren 4 yıllık bölümler de var. Doğrudan bilişimin içinde olmasa da özel yetenekle alınan grafik tasarım, çizgi film animasyon, tekstil ve moda tasarımı gibi bölümler önemli bir yere sahip. Mühendislik bölümüne sıralaması yetmeyen adaylar, sözel bir bölüm de okumak istemiyor ancak bilişim alanına katılmak istiyorsa ön lisans programlarını tavsiye edebiliriz. Bilgisayar programcılığı, internet ağ teknolojileri, bilgisayar destekli tasarım ve animasyon hatta grafik tasarım gibi bölümlere yönelebilirler. 300 bin sıralamasına giremeyen bir öğrenci 2 yıllık bir meslek yüksekokulundan DGS (Dikey Geçiş Sınavı) ile lisans programına geçebilir. Örneğin bilgisayar programcılığından bilgisayar mühendisliğine geçmek gibi” şeklinde konuştu.

Üniversite tercihlerinde başarı sıranız sizi sınırlamasın

“1 yıl daha zaman kaybına gerek yok”

Bu anlamda öğrencilerin tam istediği bölümleri kazanamadıkları için genellikle ‘1 yıl daha hazırlanmalıyım’ yoluna gittiklerini fakat bunun yerine farklı seçeneklerle sene kaybı olmadan da hedeflerine ulaşabileceklerini hatırlatan Aydıngüler, “Hayatta kaybedilecek 1 yıl gerçekten çok önemli. Çünkü hayata 1 yıl daha geç atılmış oluyorsunuz. O yüzden öğrencilerimiz ne istediklerini biliyorlarsa 1 yıl kaybetmeden üniversiteye girsinler ve hayata atılsınlar. Bölümleri de iyi incelesinler. “2 yıllık, 4 yıllık” diye düşünmeden, o programın eğitim süresinden ziyade istedikleri kariyer hedefine gitmelerinde yardımcı olup olmayacağına baksınlar. 2 yılda da çok başarı sahibi olmuş ön lisans öğrencilerimiz var. Olur da akademik bir hayat düşünüyorlarsa 2 yıl okumuş olmak bir şeyin sonu değildir. Dikey geçişle zaten zaman kaybetmeden 4 yıllığa geçerek devam edebilirler” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Bu proje geleceğin hafızlarını yetiştiriyor: 11 bin 300 öğrenci icazetnamelerini aldı Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığınca 2014’den beri yürütülen “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” çerçevesinde icazetnamelerine kavuşan hafız sayısı 11 bin 300 oldu. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, 177 okulda yürütülen projeyle 20 bine yakın öğrencinin hafızlık eğitimi aldığını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü iş birliği çerçevesinde yürütülen "Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi" çerçevesinde 2014-2015 Eğitim ve Öğretim yılından itibaren 11 bin 300 öğrenci icazetnamelerini aldı. Başiskele ilçesi Yeşilyurt Mahallesindeki Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi’nde düzenlenen programda; Müzhebbibe Fatma Aydın İmam Hatip Ortaokulu ile Kuran Kursu’nda hafızlık eğitimimi başarıyla tamamlayan 19 öğrenci daha icazetnamelerini aldı. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonda aileleri, yakınları ve öğretmenleri hafızların heyecanlarına eşlik etti. “11 bin 300 hafız yetişmiştir” Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, “İmam Hatip Okullarımız ile birlikte Kur’an kurslarımızın hafızlık süreci, Milli Eğim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla müşterek başlayan projedir. Bu güne kadar 11 bin 300 hafız yetişmiştir. Bizim hafızlık geleneğimizde eskiden öğrencilerimiz 5’inci sınıfı bitirir, 2- 3 yıl da hafızlığa giderdi. Sonra yaşları büyüdüğü için kendi arkadaşları ile okula devam edemez, daha küçük yaşlardaki öğrencilerle okurdu. Öğrenci, liseye devam ederken zorlanır ve maalesef birçok hafızımız üniversiteye devam edemezdi. Ama bu sistemle birlikte öğrencilerimiz hafızlıkta akademi öğrenmelerine geri kalmadan, sosyal ortamdan, okul ortamından uzak kalmasın diye Kur’an kursu ile iş birliği haline girdik. Dolayısıyla okulla beraber bu sistemi yürüten 177 okul bulunuyor. 20 bine yakın öğrencimizde hafızlık eğitimi almaktadır. Maksadımız okullarımızda fen bilimleri, sosyal bilimler ve temel İslam bilimlerinde olan hafızlık eğitimini aynı çatı altına almaktır" ifadelerini kullandı. "Hafızlık bütün dünyevi unvanları üzerindedir" Hafızlığın yeryüzünde bir insana nasip olabilecek en güzel derce olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Hafızlık bütün dünyevi unvanları üzerindedir. Hafızlık ile diğer ilimleri birleştirmek gerekiyor. Dini ilimler ve din dışı ilimler diye bir tasnif yok. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam, bu ilimler ne kadar dini ise matematik, astronomi, tıp ile tabii bilimler dediğimiz ilimler de dini ilimdir. O ilimlerde zirvede olan alimlere baktığımız zaman, küçük yaşlarda hafız olduklarını görüyoruz. Örneğin İbni Sina 11 yaşında olmuş. Sadece ulumu İslamiye de değil tabii ilimlerde de kendisini çok iyi yetiştirmiş. Kanun Fıt Tıb isimli altı ciltlik kitap yazmış ve altı asır Avrupa okullarında, üniversitelerinde, ders kitabı olarak okutulmuş. Matematikte, kimyada, fizikte, astronomide pek çok alim önce Kuran’ı öğrenmişler, onun üzerine diğer ilimleri elde etmişler. Milli Eğitim Bakanlığımızın ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın ortak yürüttüğümüz bu proje ile örneklerini gördüğümüz yavrularımız, kardeşlerimiz, 11 bin hafızımız bu okullardan mezun oldu. Onlarda geçmiş alimlerimizin yolunu devam ettirmelerini bekliyoruz. Farklı ilimlerle ilgili kitap ve makale, Allah’ın kitabını daha iyi anlayayım niyetiyle okunursa, her okunan cümlede harcanan zaman nafile ibadet etmiş kadar değerli olur” diye konuştu. “Meal çalışması yapıyoruz” Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gök ayetlerinin meali konusunda çalışma yürüttüklerini söyleyen Erbaş, “100 civarında ayet var, meal çalışması yapıyoruz. Çeşitli alanlardan hocalarımız, ayetlerin konusuna göre uzmanları ile istişare yaparak o ayeti en güzel şekilde anlamaya çalışıyorlar. Hafızlarımızdan inşallah çok şeyler bekliyoruz. Onlar Kuran’ın hafızı Kuran’da onların hafızı. ‘Şüphesiz Kuran’ı biz indirdik ve onun muhafızı biziz buyuruyor’ Rabbimiz. Kim eliyle, Hafızlarımız eliyle. Onların zihinleri vesilesiyle Cenabıhak Kuran’ı koruyor. Kur’an’da hafızlarımızı koruyor” ifadelerini kullandı. Programa Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yanı sıra; Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Görmez, Başiskele Belediye Başkanı Mehmet Yasin Özlü, imamlar, müezzinler ve vatandaşlar katıldı. Programın sonunda Kuranı Kerim tilaveti ve dua edildi.