YEREL HABERLER - 05 Şubat 2016 Cuma 14:09

Türk Ocağı Sohbetlerine Doç. Dr. Mehmet Akif Okur Konuk Oldu

A
A
A
Türk Ocağı Sohbetlerine Doç. Dr. Mehmet Akif Okur Konuk Oldu

Eskişehir Türk Ocağı’nın düzenlediği geleneksel perşembe sohbetine bu hafta "Terör ve Savaş Kıskacında Türkiye" konusuyla, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur konuk oldu.
Türk dış politikasının pek çok sorunla yüz yüze kaldığına değinen Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, sorunlar karşısına Türkiye’nin menfaatlerini korumak için çok büyük bir hassasiyetin gösterilmesinin gerektiğini belirtti. Yanlış adımların Türkiye karşısına ciddi maliyetler olarak çıktığını dile getiren Doç. Dr. Okur, "En büyük sorun kaynağı olarak da şu anda etrafımızda yaşanan büyük yangını görüyoruz. Suriye bir iç savaşın içerisinde. Suriye’deki iç savaş, Türkiye’nin beklentilerinin ötesinde bir biçimde cereyan etti. Çok kısa bir zaman diliminde sona erecek bir çatışma beklentisi ile hareket edildi ama iç savaş uzadı. Bölgeye, bölgedeki krize müdahil olması umulan-beklenen aktörler, Suriye’deki krizi sonlandırmak için adım atmadılar. Bu da tabi Türkiye’ye çok ağır maliyetler yükledi. Türkiye krizin başlarında, uluslararası toplumu harekete geçirebileceği düşüncesiyle Suriye’den Türkiye’ye göçü teşvik etti. Ama Türkiye’nin koyduğu çıtalar hızla aşıldı. İlk başlarda yüz bin gibi bir rakam telaffuz edilmekteyken, bugün Türkiye’deki mülteci sayısı milyonla ifade ediliyor. Geleceğe dönük olarak Türkiye’nin halletmesi gereken önemli bir mesele, sınırımızın dibinde pek çok terör örgütü var" dedi.
"TÜRKİYE TERÖRLE MÜCADELEDE TARİHİ BİR FIRSATI KAÇIRDI"
Terörle mücadele için avantajlı olan bir zaman diliminde terörle mücadelenin edilmediğini aktaran Doç. Dr. Okur, Türkiye’nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını ifade etti. Bir başka önemli yanlışın ise Suriye sınırında PKK’nın belli bir coğrafyayı yönetmesine izin vermek olduğu söyleyen Doç. Dr. Okur, "PYD adı altında, örgüt bu sayede özgüven tazeledi, Türkiye’den taleplerinin çıtasını yükseltti, uluslararası alanda diplomasi yapma imkanını buldu, ABD dahil büyük güçlerle temasa geçti, onlarla IŞİD’e karşı mücadele örneğinde olduğu gibi adeta bir ittifak ilişkisi geliştirmeye çalıştı. Eğer silahımı dünya sisteminin güçlü aktörlerinin hasım gördüğü unsurlara karşı yöneltirsem, o zaman silahımın elimde kalmasını isterler diye düşündü ve destek tabanını, destek alanını genişletti. Türkiye ise bu süreci izledi, yani PYD’nin orada varlığını, var olmasını ve ayakta kalmasını. Bu da tarihi yanlışlardan bir tanesiydi. Şimdi Türkiye’de yapılan araştırmalara bakıldığında, sürecin başlamasından evvelki ve sonraki bilimsel araştırmalara bakıldığında, biz bir çözülme dinamiğinin işlemeye başladığını görüyoruz. Daha önce etnik kökenini düşünmeyen, hangi kökenden gelirse gelsin kendisini Türkiye’de eşit yurttaş hisseden insanlar, süreçle beraber ekranlardan yürütülen o büyük, muazzam propagandanın tesiriyle kendilerine etnik köken aramaya başladılar. Bu da tabi toplumdaki karşılıklı kutuplaşmayı ve huzursuzluğu artırıyor" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Muğla Başkan Köksal Üniversite öğrencileri ile buluştu Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Kötekli Gençlik Merkezinde üniversite öğrencileri ile buluştu. Buluşmada gençlik merkezinin (MEGEM) nasıl daha etkin ve verimli olabileceği konusu ile ilgili öğrencilerin taleplerini dinleyen ve notlar alan Köksal, gençlerin belediyeden beklentilerine yönelik de çözüm önerilerini paylaştı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrenci topluluklarının, gençlerin ve vatandaşların yoğun katılım gösterdiği gençlik merkezindeki buluşmada konuşan Köksal, “Kentimizi ortak akılla yönetecek, taleplerin önceliğine göre hizmet üreteceğiz demiştik. Sizlerin öncelikli olarak ulaşım ücretleri ile ilgili talebinizi Büyükşehir Belediyemiz ile görüşerek çözdük. Böylece otobüslerin ring seferleri 1 TL’ye düştü. Ayrıca otobüslerin sefer saatleri de güncelleniyor” dedi. Üniversite kent entegrasyonunu sağlamak istediklerini belirten Köksal, “Gençlik merkezimizi sizlerin talepleri doğrultusunda daha verimli, kent merkezimizde sizlerin kentin yaşamına, üretimine dâhil olacağı bir proje hazırlıyoruz. Sizlere Menteşe’de bir alan tahsis edeceğiz. Bu alanda dans, spor, yemek, satranç, kodlama, meslek etkinlikleri gibi yeni deneyimler kazanacak ve ilgi alanlarınıza göre yeteneklerinizi keşfedeceksiniz. Fikir üretebileceğiniz, sosyalleşeceğiniz, satış yapabileceğiniz ve kentin yaşamı içerisinde aktif olarak yer alacağınız bir alan oluşturacağız. Her zaman sizlerle bir arada ve iletişim halinde olmak istiyoruz” diye konuştu. Köksal, “Gençlik Birimi ve Gençlik Meclisi kuracağız” Başkan Köksal, gençlik birimi ve gençlik meclisi kuracaklarını belirterek, “Yarınlarımızı, sizlerle birlikte doğru şekilde inşa etmek istiyoruz. Bu anlamda gençlik birimi ve gençlik meclisi oluşturacağız. Sizlerin enerjisinden, fikirlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Başkan Köksal konuşmasının ardından sözü buluşmaya katılan öğrencilere bıraktı. Sırayla söz alan ve buluşma için Başkan Köksal’a teşekkür eden öğrenciler, gençlik merkezinin daha etkin kullanılması ile ilgili önerilerini ve belediyeden farklı konulardaki beklentilerini açıkladılar.