YEREL HABERLER - 24 Aralık 2011 Cumartesi 12:53

HAVAALANI, AKDENİZ VE KARADENİZ`İ BİRBİRİNE BAĞLAYACAK

A
A
A
HAVAALANI, AKDENİZ VE KARADENİZ`İ BİRBİRİNE BAĞLAYACAK

Zonguldak Havaalanı İşletmesi, Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından Yap İşlet Devrek modeliyle ihaleye çıkan Çukurova Bölgesel Havalimanı ihalesine SKY-LİNE ile ortaklaşa girdi.
Zonguldak Havaalanı İşletmesi Çukurova’da yapılacak olan projeye girerek büyük bir başarıya imza attı. Zonguldak Havaalanı Müdürü Hasan Özşahin, bu proje sayesinde havaalanının gerek yurtiçi gerekse yurt dışından tanıtım ve pazarlamasının yapılmasına yönelik çalışmaları hızlandıracağını belirtti. Müdür Özşahin, "Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından Çukurova bölgesinde planlanan yap işlet, devret modeli ile yapımına karar verildi. Çukurova Bölgesel Hava Limanı işi için, SKY LİNE (Koçoğlu grubu) ile ortak girişim yapılarak 15 Aralık 2011 tarihinde yapılan yaklaşık proje tutarı 357 milyon euro olan yatırıma Zonguldak Havaalanı işletmesi olarak iştirak ettik. Bunlar hesap, kitap meselesi. Ortak yaptığımız hesap girişiminde bir karar verildi. Bu projenin 357 milyon euroya olacağı anlaşıldı. Toplam işletme süresi de 9 sene 10 ay 10 günlük bir süreyi kapsayacak vaziyette ihale gerçekleşti. Bu ortak girişimimizin olumlu çalışmaları projeyi iyi analiz etmeleri sonucunda ihale tarafımıza kaldı. Bundan sonra Zonguldak Havaalanı İşletmesinin gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında bu tip projelerde yer alacağı böyle bir yetki ve belgeye hayiz olduğu profesyonel anlamda artık yurt içi ve yurt dışına açık bir havaalanı işletmeciliğinin en iyi şekilde yapıldığının bir göstergesidir. Bu bakımdan inşallah ileriki yıllarda Batı Karadeniz Bölgesi adına büyük bir girişimle buraya çok büyük katkılar sağlayacağız" dedi.
HAVAALANI HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR
Zonguldak Havaalanı Müdürü Hasan Özşahin, yolcu potansiyelinin her geçen gün arttığını belirtti. Özşahin, "Dünden bugüne baktığımız zaman, düne kadar Zonguldak Havaalanı için ’uçak iner mi? inmez mi?’ endişeleri taşınırken, bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 50 bin kişilik bir yolcu sirkülasyonunun gerçekleştiğini görmekteyiz. 2012 dönemine baktığımız zamanda bir önceki yıla göre yani, 2011 yılına göre uçak ve yolcu trafiğinde yüzde 30 bir artış olacaktır. İnşallah bölge insanı bu konuda yakınlığını, teveccühünü, sempatisini gösterecektir. Bizim temel felsefemiz kaliteli bir hizmet sunmak, hemşerimizin burada rahat edebilmelerini sağlamak, tümüyle memnun bir vaziyette ayrılmalarını temin etmektir. Buranın bilindiği gibi coğrafi ve bölgesel anlamda meteorolojik anlamda sorunları oluyor. Karadeniz’in genel yapısından kaynaklanan sorunlar bunlar. Bunları aşmak için sürekli gayret ve çaba içerisindeyiz" dedi.
HAVAALANI YATIRIMCIYI GETİRECEK
Zonguldak Havaalanı Müdürü Hasan Özşahin, havaalanı sayesinde yatırımcının bölgeye daha sıcak bakacağını belirtti. Zonguldak, Bartın ve Karabük’e gelecek yatırımcıların havaalanı ile bölgeye ulaşmasının daha kolay olacağını belirten Özşahin, "Her geçen gün yeni iyileşmeler ve yeni gelişmeler göstermekteyiz. Batı Karadeniz bölgesi kazanacak. İleride buradaki sanayi ile ilgili yatırımlar hızlanacaktır. Havacılık ulaşımın en iyi ayaklarından birisidir. Böyle bir ulaşım kolaylığının sağlanması artık bu bölgeye çeşitli yatırımcıların daha sıcak bakacağını, ilgi ve daha fazla yatırımların yapılacağı göstermektedir. Tabi ki bu vesile ile şunları belirtmek istiyorum. Böyle bir projede yer almak ve sonuca ulaşmak bu bölge adına önemli bir gelişme olarak kaydedilmelidir. İleriki yıllarda inşallah yurt içinde ve yurt dışında bu tip projelerin içinde yer aldığımız zaman, Zonguldak, Karabük, Bartın illerinin tanıtımını ve ilgiyi daha çok artırmış olacağız. Bu havaalanı devriye faaliyete geçtiği zaman da Zonguldak’tan Adana’ya bir hava köprüsü kurmuş olacağız. Akdeniz ve Karadeniz’i yakınlaştırmış olacağız. Böyle bir hizmet kolaylığını sağlamış olacağız. Bu konularda oldukça kararlı ve emin gidiyoruz. Böyle bir projenin Batı Karadeniz bölgesine de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum’’ dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 786 Milyon Euro hibe desteği sağlanacak DÜZCE(İHA) –Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Düzce’de çiftçilere hibe desteği imkanları anlatıldı. Düzce Valiliği Toplantı Salonu’nda ki toplantıya Vali Selçuk Aslan, TKDK Ankara İl Koordinatörü Dr. Mehmet Ali Çakal ve Tarım Orman İl Müdürü Esra Uzun, İl protokolü, sivil toplum örgütleri temsilcileri, üreticiler ve girişimcilerin katıldığı bu toplantıda bölgedeki çiftçilere ve yatırımcılara yeni hibe imkanları hakkında bilgi verildi. IPARD III, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortak fonundan finanse edilen bir program olduğu ve 81 ilde uygulanacağı ve toplamda 786 milyon Avro hibe desteği sağlanacağı bildirildi. Vali Selçuk Aslan, toplantıda yaptığı konuşmada "IPARD III programı ile ilimizde kırsal kalkınma ve tarım sektöründe ek bir destek başlatmış oluyoruz. Düzce’nin bu programdan iyi fayda sağlayacak iller arasında yer alacağına inanıyorum" dedi. Dr. Mehmet Ali Çakal, programın yalnızca tarımsal üretimi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve yenilenebilir enerji kullanımını da teşvik ettiğini belirtti. Çakal, "Yeni irtibat ofisimiz aracılığıyla, Düzce’den gelen projelerin değerlendirilmesini sağlayacağız" şeklinde konuştu. İl Müdürü Esra Uzun ise, Düzce’nin tarımsal potansiyeline vurgu yaparak, IPARD III’ün kırsal altyapı modernizasyonuna büyük katkı sağlayacağını ifade ederek "Bu desteklerle, ilimizdeki kırsal altyapımız daha modern hale gelecektir" dedi. Toplantı TKDK uzmanlarının IPARD III programının içeriği hakkında bilgi vermesinin ve soruların cevaplanmasının ardından sona erdi. IPARD III Programıyla; Tarım işletmelerinin rekabet gücünün artırılması, Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, Gıda güvenliği, hijyen, çevre koruması ve hayvan refahı standartlarına uyum sağlanması, Yeni pazar fırsatları ve teknolojiye dayalı inovasyonun teşviki, AB standartlarına uyum, çevre dostu yatırımlar ve istihdamın artırılması ve Kırsal alanlarda ekonomik faaliyet düzeyinin yükseltilmesi ve kırsal nüfusun desteklenmesi gibi konularda projeler beklenmektedir.
İstanbul KAMİAD ‘Şehir Toplantıları Etkinliği’ni İstanbul’da gerçekleştirdi Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği paydaşları İstanbul’da düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) paydaşları, İstanbul’da bir otelde düzenlenen Şehir Toplantıları Etkinliği’nde bir araya geldi. Toplantıya KAMİAD Genel Başkanı Ali Adıgüzel, İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ve bir çok müteahhit katıldı. Etkinlik, dünyadaki 5 büyük yapı fuarından biri olan ’46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle yapıldı. Başkan Adıgüzel toplantıda yaptığı konuşmada 6 Şubat’ta meydana gelen depremde inşaat sektörünün ne kadar önemli olduğuna değindi. Adıgüzel, kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da yer verdi. Başkan Adıgüzel, toplantıda yaptığı konuşma sonrasında ise katılımcıları dinleyerek sorularını da yanıtladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 44, 45 ve 46 nolu meslek komitelerinin başkanları ile gerçekleşen toplantıda konuşan KAMİAD Başkanı Ali Adıgüzel, “KAMİAD ailesi olarak şehir toplantılarımızın ilkini 6 Şubat depreminin yıl dönümü vesilesiyle 16-17 Şubat tarihleri arasında orada gerçekleştirdik. Toplantılarımızın ikincini ise ülkemizde her yıl düzenlenen, dünyadaki beş büyük yapı fuarından biri olan ‘46. Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Fuarı’ vesilesiyle İstanbul’da yapmaktayız” dedi. “Kamu müteahhitliği, istisna bir meslek gurubudur” Kamu müteahhitliğinin, altyapı ve yapı projelerinde devletin doğrudan veya dolaylı olarak rol aldığı bir yapılanma türü olduğunu kaydeden KAMİAD Başkanı Adıgüzel, “Kamu müteahhitliği, büyük ölçekli projelerin finansmanını sağlamak, teknik becerileri ve deneyimi kullanmak, kalite standartlarını sağlamak ve toplumun genel refahına katkıda bulunmak gibi önemli avantajlar sunan istisna bir meslek gurubudur. Ancak mesleki alanda uzun yıllardan beri karşılaştığımız ve çözüm aradığımız sıkıntılarımızın olduğu da su götürmez bir gerçektir” şeklinde konuştu. "Fiyat farkı hesabı reel piyasa artışlarını karşılamıyor" Kamu müteahhitliği sektörünün karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Adıgüzel, “Kamuya ait binaların yapım işinin asgari bir yıldan fazla sürmesi ve buna karşın anahtar teslimi götürü bedel işlerin yüksek enflasyon karşısında yapılamayışı, sözleşmelerde verilen fiyat farkı hesabının reel piyasa artışlarının karşılamaması. Kamu kurumları ile imzalanan sözleşmelerde her ne kadar yüklenici bir işin tarafı kabul edilse de ihale kanununun yükleniciyi koruyan hükümlerinin neredeyse hiç olmayışı ve tarafların eşitlik ilkesinin olmayışı sebebiyle hep alttan alan kurumun kamu müteahhitleri olmasıdır. Üçüncü en önemli problem, ihale kanunu uyarınca en düşük teklife işin verilmesi ve ülkemizde yüklenici bolluğu yüzünden yaşanan aşırı rekabet ortamı nedeniyle, işlerin çok düşük fiyatlarla ihale edilmesidir. Dördüncüsü yüklenici hak edişlerinde yaşanan ödeme gecikmeleri, altyapı eksiklikleri ve kamu ihale süreçlerindeki karmaşıklık. Beşinci en temel sorun ise kamu kurumlarının eksik proje ve şartnamelerle işleri ihale etmesi ve yapım süreçleri içinde bu eksikliklerin giderilmesi nedeniyle geciken süre ve olumsuz şartların yüklenicinin aleyhine işlemesidir” ifadelerini kullandı. “Kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması bizler için kaynağı olmuştur” İnşaat sektörünün 6 Şubat’ta meydana gelen depremde ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Adıgüzel, “Ülkemizde 6 Şubat depremi, inşaat sektörünün ne kadar önemli bir iş kolu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Depremin yıkıcı etkisi ne kadar büyük olsa da; kamu müteahhitleri tarafından yapılan binaların çok az oranda hasar görmesi, afet bölgesinde özellikle Toplu Konut İdaresi tarafından yapılmış konutların nerdeyse hasarsız olarak ayakta kalması, elbette doğru yapılan uygulamaların bir sonucudur. Bölgede kamuya ait binaların, deprem toplanma merkezi olarak seçilmiş olması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu binalarda ağırlanması, yaşadığımız büyük acıyı dindirmese de bizler için bir nebze gurur kaynağı olmuştur” diye konuştu. “Sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz” Adıgüzel konuşmasının devamında ise, “Biz KAMİAD olarak, her şeyden önce kamunun yararına çalışan ve devletinin emrinde hizmet eden iş insanları olarak; öncelikle ‘yüklenici’ adının saygın bir meslek olması için 4734 ve 4735 sayılı yasanın bazı eksikliklerin giderilmesini, sorunlarımızın çözülmesini talep etmekteyiz. Özellikle son yıllarda yüksek enflasyon ile birlikte iş yapamaz bir hale gelen yüklenicilerin ve devlet ihalelerinin uygulamadaki sorunlarını içeren sektörel raporlarımızı başta Kamu İhale Kurumu Başkanlığı’na, Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunmuş bulunmaktayız. Sonuç olarak; bizler bu çalışmaları yaparken siz meslektaşlarımızdan bize destek vermenizi, bir araya gelmenin ne kadar büyük bir güç oluşturduğunu görmenizi istiyoruz” diye konuştu.
Tunceli 29 yıl önce terör saldırısında şehit edilen babasının koltuğuna oturdu Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde 29 yıl önce terör örgütü PKK tarafından şehit edilen dönemin Belediye Başkanı Kemal Tekin’in oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde belediye başkanı seçildi. Tekin, babasının ilkeleri doğrultusunda Nazımiye halkına hizmet etmenin birinci amaçları olduğunu söyledi. Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde 3 dönem belediye başkanlığı yapan Kemal Tekin, 7 Nisan 1995’te ilçedeki evinde terör örgütü PKK mensuplarının saldırısı sonucu şehit edilmişti. Aradan geçen 29 yılın ardından oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde tüm rakiplerini geçerek CHP’den Nazımiye Belediye Başkanı seçildi. Mazbatasını alarak göreve başlayan 41 yaşındaki Ali Emrah Tekin, son seçimlerde Nazımiyelilerin büyük çoğunluğunun kendisini tercih etmesinden mutluluk duyduğunu belirterek, “Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabi bu seçimlerin bizim açımızdan şöyle özel bir durumu var. Bir seçim olmasının ötesinde benim ve ailem için farklı bir anlam ifade ediyordu. Şöyle ki 29 yıl önce maalesef terör saldırısı sonucu yine Nazımiye Belediye Başkanlığı görevini yürüten babam şehit edilmişti. Dolaysıyla Nazımiyeli hemşehrilerimiz aradan geçen 29 yıla rağmen tekrar bu anlamda bizi destekleyerek yaşanan bu olaya verdikleri tepkiyi göstermiş oldular. Duygusal anlamda da bizim için önemli bir durumdu” dedi. ’’29 yıl sonra bayrağı teslim aldık’’ Babasından devraldığı görevi layıkıyla yürütmenin gayreti içinde olacağını belirten Tekin, “Babam iyi bir insandı. Her zaman hemşehrilerinin iyiliği, güzelliği anlamında çalışmalar yürüttü. Dolasıyla biz 29 yıl sonra bu bayrağı teslim alarak aynı şekilde, babamın tavsiye verdiği şekilde bu yetkiyi hemşehrilerimizin yararına olacak şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu. İlçenin küçük ve kısıtlı imkanlara sahip olduğuna vurgu yapan Başkan Tekin, “Bugüne kadar bu kısıtlı kaynakların sebep olduğu borçlanma da söz konusu. Bunların bir şekilde çözülmesi için aday olduk. Bunların hepsinin aşılarak Nazımiyeli hemşehrilerimize daha kaliteli hizmet sunmak adına adaydık adaylığımız başkanlığa dönüştü. Dolayısıyla bütün enerjimizi bundan sonra bu anlamda harcamış olacağız. Hem kaymakamlığımız hem valiliğimizden destek alacağız inşallah. Onun dışında Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden halkçı belediyecilik anlayışı doğrultusunda destek almayı bekliyoruz, umuyoruz. İlçemiz için iki kıymetli değerimiz var. Biri rahmetli Kamer Genç biri de bir önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu. Bu iki değeri var etmiş bir ilçeyiz. Genel başkanımız Özgür Özel’in de desteğiyle ilçemizi yeniden yaşanabilir, tersine göçü sağlayabilecek bir duruma getirmek istiyoruz. Bu anlamda partimizin büyük katkı sunacağını biliyoruz. Onun özgüveni içerisindeyiz” şeklinde konuştu.