SAĞLIK - 13 Kasım 2018 Salı 15:16

14 Kasım Dünya Diyabet günü

A
A
A
14 Kasım Dünya Diyabet günü

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof.

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Baştemir, diyabetin, küresel bir sağlık sorunu olarak nitelendirebileceğini kaydetti.


SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı da olan Prof. Dr. Baştemir, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.


Prof. Dr. Baştemir, diyabeti, “insülin hormonunun tamamen ya da kısmen eksikliğine bağlı, kan şekerinin normal sınırının üzerinde seyrettiği, tüm yaş gruplarında görülebilen ve yaşam boyu devam eden bir rahatsızlık” olarak tanımladı.


Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında, özellikle hayat tarzı değişimi ve beslenme eğilimindeki değişikliklerin Tip2 diyabet görülme sıklığını artırdığına dikkati çeken Prof. Dr. Baştemir, şöyle devam etti:


“Kentleşme ve yaşlanma sonucu obezite ve fiziksel aktivitenin azalması yanında, nüfus artışı diyabetli hasta sayısını artırıyor. Yaş sınırı giderek düşerken, çocuklarda görülme sıklığı artmaktadır. Tip1 diyabet sıklığı özellikle okul öncesi dönmede daha belirgin artış göstermektedir. Diyabeti, küresel bir sağlık sorunu olarak nitelendirebiliriz.


Diyabet sağlık için büyük bir tehdit olması yanında, hem kişisel, hem de ülkeler açısından önemli rakamlara ulaşan ekonomik külfet getirmektedir. Diyabet hastalığı ve komplikasyonlarından 2015 yılında, dünyada 5 milyonun üzerinde insanın hayatını kaybettiği bildirilmiştir.”


Diyabetin görülme sıklığı


Diyabetin görülme sıklığına ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Baştemir, “İnsülin Duyarlılık Faktörü (IDF), 7’inci Diyabet Atlası’na göre; 2015 yılı sonunda 415 milyon olduğu tahmin edilen 20 yaş ve üstü erişkin diyabetli nüfusun, 2040 yılına kadar yüzde 55 oranında artarak 642 milyona ulaşacağı öngörülüyor” dedi.


2015 yılında dünyada yüzde 8.8 olduğu varsayılan erişkin diyabet prevalansının (Prevalans, prevalans hızı veya prevalans oranı, belirli bir nüfusta, belirli bir zaman dilimi içerisinde, çalışma kapsamında yer alan, belirli bir hastalık veya hastalıklara sahip tüm olguların oranıdır) 2040 yılında yüzde 10.4’e yükseleceğinin altını çizen Prof. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Buna göre 2015 yılında her 11 erişkinden 1’inde diyabet olmasına karşılık 2040 yılında her 10 erişkinden 1’inin diyabet hastası olacağı öngörülmektedir. Kontrol altına alınamayan diyabet hastalığı ‘Hiperglisemi’ye yol açar, zamanla kalp-damar, böbrek, göz, sinir sistemi başta olmak üzere vücudun tamamını etkileyebilir.


Kardiyovasküler hastalıkların görülme sıklığı, insidansı (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde belirli bir hastalık veya hastalıkların yeni olgularının sayısı) ve mortalitesinin (Mortalite oranı veya kaba ölüm hızı (bir hastalıktan veya genel olarak) genelde yıllık hesaplanan, her 1000 kişi başına ölümlerin sayısının oranıdır) diyabetli hastalarda, diyabetli olmayanlara göre 2-8 kat daha fazladır.”


Diyabetin bedeli ağır ödeniyor


Diyabetin, gelişmiş ülkelerde en sık görme kaybı ve körlük nedeni olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Baştemir, “Dünyada böbrek yetersizliği ve travma-dışı ampütasyon (iyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma) olgularının ilk nedeni diyabettir. Bu da diyabetli bireylerde alt ekstremite (vücudun kalçadan ayağa kadar olan kısmı) amputasyon riskinin, diyabeti olmayanlara oranla 25 kat daha yüksek olması riski anlamına gelmektedir” ifadelerine yer verdi.


Diyabetin doğrudan mali külfet dışında, diyabetli bireylerin işteki veriminin düşüşüne de neden olduğunu anımsatan Prof. Dr. Baştemir, yaşam süresinde kısalma ve yakınlarının hastayla ilgilenmek durumunda kaldıkları zaman kayıplarından kaynaklanan maliyetlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.


Erken tanı çok önemli


Diyabette de erken tanının çok önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Baştemir, diyabet hastalığının kişisel ve ülkeler açısından maliyetini azaltmak ve beraberinde getireceği farklı sorunlar için tanının erken konulması ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesinin büyük önem taşıdığını bildirdi.


Yapılan çalışmalarda Tip2 diyabetin, prediyabetli bireylerde yaşam tarzının sağlıklı bir şekle çevrilmesiyle, yüzde 40-58 oranında önlenebileceğini gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Baştemir, tanısı konmayan diyabetin sonuçlarına dikkati çekerek; “Diyabet hastası olan iki kişiden birinin tanısının konmadığı bilinmekle birlikte bu da kişileri sakatlık yanında erken ölüme yol açan komplikasyonlarla karşı karşıya bırakmaktadır” uyarısını yaptı.


Diyabetten korunmak ve tedavinin etkinliği açısından yapılması gerekenlere değinen Prof. Dr. Baştemir, sözlerini şöyle tamamladı:


“Hareketli yaşam tarzı, sağlıklı beslenme, alkol, tütün gibi madde bağımlılığının önlenmesi konularına önem vermek, temel sağlıklı yaşam stratejimiz olmakla birlikte, diyabetli hastaların komplikasyonlardan korunması ve tedavinin etkinliği açısından temel prensip olmalıdır. Diyabet ve komplikasyonları ülkeler açısından temel halk sağlığı sorunlarının öncelikleri arasındadır. Diyabetin önlenmesi ve azaltılması için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının, üniversite ve özel sektörün katılım sağlayacağı, etkili bir politika geliştirilmeli ve kararlı bir şeklide yürütülmelidir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.