EĞİTİM - 19 Ocak 2018 Cuma 18:12

Ailelere Karne uyarısı

A
A
A
Ailelere Karne uyarısı

Özel Deva Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Tuğba Annaç, karne döneminde ailelerin çocuklarına nasıl davranması gerektiği hakkında bilgi verdi ve verimli bir ara tatil geçirilmesi için önerilerde bulundu.

Özel Deva Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Tuğba Annaç, karne döneminde ailelerin çocuklarına nasıl davranması gerektiği hakkında bilgi verdi ve verimli bir ara tatil geçirilmesi için önerilerde bulundu.


Karne günleri öğrencilik hayatının en önemli günlerinden biridir. Bir kısım öğrenciler için sevinç ve gurur kaynağı olan bu gün, bazı öğrenciler içinse üzüntü ve kaygı sebebi olabiliyor. Kötü karne nedeniyle çocuk kaygı problemleri ve davranış bozuklukları yaşayabiliyor. Çocuktaki stres onu zamanla sinirlilik, içe kapanıklık, uyku ve iştah sorunları ve hatta madde bağımlılığına kadar götürebiliyor ve her karne dönemi sonunda bazı ailelerde yaşanan karne gerginliği, izleri ömür boyunca silinmeyecek yanlışlara yol açabiliyor.


Kötü karne getiren çocuklarımıza nasıl davranmalıyız


Psikolog Annaç kötü karne getiren çocuklara ailelerinin yaklaşımları hakkında bilgi vererek, “Öncelikle soğukkanlı ve sakin olunmalıdır. Bu nokta çok önemlidir. Karneyi eline alır almaz büyük tepkiler veren ve öfkelenen anne baba tutumundan sonra çocuk ‘’çok kötü bir şey yaptım,bunun artık telafisi yok zaten ailem bana bağırdı bedelini de ödedim artık yapabileceğim bir şey yok’’ diye algılar. Bu tepki yerine çocuğa onun duyguları sorulmalıdır. ‘’Bu karne sana ne hissettirdi, bu karnede değiştirmek istediğin bir şeyler var mı, bunları değiştirebilir miyiz, ikinci dönem böyle gelmemesi için neler yapabiliriz’’ tarzı sorular sorabiliriz. Sorun ve çözüm hakkında konuşurken özellikle çözüm yolları bulmaya çalışırken çocuğunuzu da buna ortak etmeniz çok önemlidir. Böyle bir yaklaşım sergilersek çocuklar, hayatta problemlerin olabileceğini ve önemli olanın bu problemleri nasıl çözmemiz gerektiğini sorgulayabilir. Aile bu soruna sağlıklı yaklaşırsa çocuk da sağlıklı problem çözme modelini öğrenir. Karnesi kötü gelen çocukları başka çocuklarla asla kıyaslamayın. Bu durum çocuğun özgüveni kırar. Çocuk ne yaparsa yapsın ailesini memnun edemeyeceği düşünür. Çocuğu başkaları ile değil de kendi içinde bir önceki karneye göre kıyaslamak daha doğru olur. Tabi bu kıyaslamalar çocuğu motive edecek ve onu tekrar iyi notlar alabileceğine inandıracak durumdaysa yapılmalıdır. Karnedeki iyi notlar da görülmelidir, sadece kötü notlara odaklanıp diğerleri görmezlikten gelinmemelidir. Hatta yapacağınız yorumları iyi notlardan başlayarak yapmalısınız. Bu çocuğu daha iyi hissettirecek ve diğerlerini de düzeltmesi için onu motive edecektir. Çocuğunuzu kesinlikle tembel ya da başarısız olarak nitelemeyin. Çocuk da kendini bu şekilde kabul ederse başarılı olmak için gayret sarf etmez, okula küser. Özgüveni kırılır hem de sadece dersleri konusunda değil hayatının her alanında ”Sen yapamazsın, başarısızsın, bir şey beceremezsin” gibi olumsuz ifadeler yerine “ben sana güveniyorum, sen istersen başarırsın” şeklinde olumlu ifadeler kullanın. ‘’Artık ikinci dönem biraz daha fazla çalışarak bunları düzeltebilirsin, ben sana inanıyorum daha başarılı olacaksın’’ gibi cümleler kurarak çocuğa moral verebilirsiniz” dedi.


Sevginizi asla şartlı hale getirmeyin


Ailelere, Şartlı sevgi göstermemeleri konusunda uyaran Annaç, “Çocuğunuz karnesini getirdiğinde notları düşükte olsa ona sarılın, öpün kucaklayın. Onu asla cezalandırmayın. Ne olursa olsun onun sizin cocuğunuz olduğunu, onu çok sevdiğinizi ve her şartta onun yanında olduğunuzu hissettirin.


Ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını etkileyeceği unutulmamalıdır. Karne başarının tek göstergesi değildir. Karneye olması gerekenden fazla önem verilmemelidir. Önemli olan, anne ve babanın karneyi bir övünç veya utanç kaynağı olarak değil, çocuğunun gelişimini takip etmek ve hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu anlamak için kullanabilecekleri bir araç olarak görmeleri gerektiğidir. Karne ulaşılması gereken bir amaç değil, başarıya götürecek bir araç şeklinde yorumlanmalıdır. Başarısızlığın her zaman çözümü vardır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.