POLİTİKA - 23 Mart 2017 Perşembe 20:05

AK Parti’li Gül: “Türkiye bölgenin ve dünyanın en süper gücü olacak, bundan duyulan bir rahatsızlık var”

A
A
A
AK Parti’li Gül: “Türkiye bölgenin ve dünyanın en süper gücü olacak, bundan duyulan bir rahatsızlık var”

AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, "Bugün Hollanda, Almanya devlet kanallarında hayır propagandası yapıyor.

AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, "Bugün Hollanda, Almanya devlet kanallarında hayır propagandası yapıyor. Neden? Çünkü Türkiye 16 Nisan’da güçlü bir evet derse Türkiye bölgenin ve dünyanın en süper gücü olacak. Bundan duyulan bir rahatsızlık var” dedi.


AK Parti Genel sekreteri ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, referandum çalışmalarını sürdürdüğü Gaziantep’te Radyo Zeugma ve GRT FM’in ortak yayınına konuk oldu. Programda Fırat Kalkanı Harekatını değerlendiren Gül, operasyonun ülke güvenliği için yaptıklarını söyledi. Gül, “Suriye’de yaşanılan Fırat Kalkanı Operasyonunda Türkiye’nin çok önemli bir inisiyatif aldı. Bu operasyonu yapmamızdaki temel kararlılık havaalanımıza füze düştü, Kilis’te vatandaşımız hayatını kaybetti. Eğer El Bab’ta güvenlik olmazsa Kilis güvenli olmaz. Cerablus güvenli değilse Gaziantep, Ankara güvenli değildir. Hatta Avrupa güvenli değildir. Şuanda bir yönetim sıkıntısı var. Parlamenter sistem mi belli değil. Yarı başkanlık mı belli değil. Bu işin adının konulması lazım. Bu böyle yürümez” dedi.



“Türkiye bölgenin büyük gücü olacak”


Türkiye’nin güçlenmesinin birilerini rahatsız ettiğini belirten Gül, referandumdan sonra Türkiye çok güçleneceğini söyledi. Referandumun amacının Türkiye’de yaşanan çarpıklıkları ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Gül, “Etrafımızda olup bitene baktığımız zaman istikrarlı olarak ağırlığını koruyan neredeyse tek ülke diyebiliriz. Etrafımızda Irak’ta, Suriye’de, kuzeyimizde yaşanan hadiselere baktığımızda Türkiye eğer elinden istikrarı kaybederse Türkiye’nin Allah korusun bir Suriyeleştirme, Türkiye’nin bir Balkanlaştırma yönünde özellikle bazı güçlerin bir plan olduğu açık. Türkiye eğer kendi istikrarını koruyamazsa, kendi içerisindeki barışını muhafaza edemezse Türkiye üzerinde kötü emelleri olanlar Türkiye’yi Allah korusun çökertmeye çalışacaktır. Anayasa değişiklikleri her zaman güllük gülistanlık ortamlarda yapılmaz. 1921 Anayasası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasasıdır ve Kurtuluş Savaşımızı verirken yaptık. Polatlı’dan top sesleri geliyor meclisimiz çalışıyor kimse demedi ki bu düşman buraya kadar gelmişken anayasanın zamanı mı, demedi. Anayasalar her zaman toplumların var oluş mücadelelerinde ayakta kalma mücadelelerinde toplumsal bir belgedir. Bu anayasanın amacı Türkiye anayasa kitapçığının fırlatıldığı dönemler gibi, başbakan cumhurbaşkanı kavgaları gibi Türkiye’yi onlarca yıl heba edilen dönemler artık geride kalsın. Eğer yönetimde bir istikrarsızlık varsa terör azıyor, vatandaşın cebi küçülüyor. İnsanımız mutlu, huzurlu olmayınca, ülkemiz istikrarlı olmayınca Türkiye üzerinde hesabı olanlar ya da bölgede istikrarsızlaştırma üzerine projeleri olanlar çok rahat bir ortam buluyorlar. Bu anayasa değişikliğinin amacı Türkiye’nin beka sorunu olmasın, Türkiye’nin 80 milyonun birliğini, beraberliğini muhafaza etsin. Anayasanın genel özü bu. İstikrarı, birlik, beraberliği getireceği için Türkiye’nin en ihtiyaç duyduğu bir konudur. Özellikle 15 Temmuz’da Türkiye’ye yönelik çok ciddi saldırı oldu. Bugün Hollanda, Almanya devlet kanallarında hayır propagandası yapıyor. Neden? Çünkü Türkiye 16 Nisan’da güçlü bir evet derse Türkiye bölgenin ve dünyanın en süper gücü olacak. Bundan duyulan bir rahatsızlık var” şeklinde konuştu.



“Avrupa hastam adam olmamızı istiyor”


Avrupa’nın her zaman Türkiye’yi hasta adam olarak görmek istediğine dikkat çeken Gül, “Bize Venedik Komisyonu’ndan geldiler. Partimiz olarak da ben görüştüm. Ben görüşme esnasında olumsuz rapor yazacaklarını anladım. ‘Olağanüstü hal döneminde anayasa olur mu?’ dediler. Bende Fransa oluyor dedim. Cumhurbaşkanı, meclis seçimi yapılıyor. Orası işte Fransa. Burası da Türkiye. Türkiye kendi geleceğine Türkler karar verir. Bu ülkede yaşayan 80 milyon kim varsa herkes kendi geleceğini kendisi tayin edecek 16 Nisan’da. Biz Almanya’nın geleceğini, Hollanda’nın geleceğini oylamıyoruz ki Türkiye’nin geleceğini oyluyoruz. Eğer Almanya devlet kanalları Türkçe yayın yaparak hayır için oy istiyorsa Türkiye’deki vatandaşlarımız ne yapacağını çok iyi görüyor. İsviçre’de bir gazete Türkçe hayır yazarak manşet çıktı ama bizim milletimiz 16 Nisan’da onlara Türkçe olarak evet demeyi de öğretecekler. Avrupa Türkiye’yi hep hasta adam olarak görmek istiyor. Her zaman öyle arzuluyor. Artık Türkiye hasta adam değil. O hasta adam dedikleri ayağa kalktı. Bundan rahatsız oluyorlar. Türkiye’nin başında güçlü bir lider, güçlü bir millet var” ifadelerini kullandı.



“3. havalimanı Almanya’yı rahatsız etti”


3. havalimanının en çok Almanya’yı rahatsız ettiğini ifade eden Gül, şunları kaydetti:


“Artık Almanya değil Türkiye bütün transit merkezlerin geçişleri olacak. Hollanda açıkça söylüyor. Bu işin temel merkezinde Türkiye güçlü bir şekilde Amerika, Rusya dünyanın 3 süper gücü olacak. 16 Nisan’da evet demenin anlamı Türkiye dünyadaki 3 süper güçten birisi olacak. Cumhuriyetimiz 1923 yılında kuruldu. 16 Nisan’da evet diyerek 2023’de 100. yılda dünyanın ilk 10 ülkesi arasına gireceğiz. Bu sistem ile Dünya’da 2 trilyon dolar milli gelirimiz olacak. Herkesin cebine 25 bin dolar girecek. Türkiye’yi hep sağlam bir pazar olarak gördüler ama Türkiye şimdi kendi tankını, kendi arabasını, kendi motorunu, kendi uçağını üretecek güce geldiği için bundan rahatsızlık duyuyorlar. Bunda başarılı olamayacaklar çünkü kararı Hollanda, Almanya değil Şahinbey, Şehitkamil, Gaziantep verecek. Buradaki Hasan veriyor Hans vermiyor. Sandıktan milletimiz güçlü bir evet vereceğini inanıyoruz.”



“CHP yalan yanlış bilgilerle milletin kafasını karıştırmaya çalışıyor”


Ana muhalefet partisi CHP’nin milletin aklını karıştırarak yalan yanlış bilgiler verdiğini söyleyen Gül, “Biz milletimizin bu değişiklik teklifini okuyarak sağlıklı karar vereceğine inanıyoruz. Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Başbakan ve Cumhurbaşkanı iki farklı partiden olursa ve bunlar arasında da kriz olursa bu ülkeye faturası ağır olur’ bunu AK Parti anlatmıyor diyor. Bizde tam da bunu söylüyoruz. Bizim sistemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan diye iki ayrı bir kurum olmayacak. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık birleşiyor. Birleşiyor da uzaydan mı geliyor. Hayır milletin sandığından geliyor. Kılıçdaroğlu bize bu konuda yardımcı oldu. Ahmet Necdet Sezer ve Ecevit her ikisi de sosyal demokrat gelenekten geliyor. Ben insanların görüşlerine saygı duyarım. Her iki aynı siyasi görüşe sahip olmasına rağmen 2001 yılında Cumhurbaşkanı Başbakana bir anayasa kitapçığı fırlattı. Bunun sonunda 20 banka hortumlandı. 50 milyar dolar sadece bu bankaların bu ülkeye vermiş olduğu fatura. Bugün 18 yaşında Ayşe’nin, Mehmet’in, Ali’nin o genç kardeşlerimiz daha güçlü bir Türkiye’ye uyanacaklardı ama sistemde Cumhurbaşkanı ile Başbakan çatışmasının faturası 600 milyarı geçti ve 2011 yılına kadar sizin bizim cebimizden gitti. Şehreküste’deki taksici Ahmet amcanın, Karşıyaka’da bakkal Hüseyin amcanın ya da İbrahim’deki Ayşe teyzenin cebindeki 100 liranın 50 lirasını Cumhurbaşkanı Başbakan kavgası aldı götürdü. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ni Kılıçdaoğlu okumadıysa hala vakit var. Okusun. Bizim sistemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan diye iki ayrı kurum yok” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.