SAĞLIK - 22 Haziran 2018 Cuma 13:31

Anka’da 3 kişi daha şekere ”elveda “ dedi

A
A
A
Anka’da 3 kişi daha şekere ”elveda “ dedi

Özel Gaziantep Anka Hastanesi şeker hastalarına umut olmaya devam ediyor.

Özel Gaziantep Anka Hastanesi şeker hastalarına umut olmaya devam ediyor. 3 şeker hastası daha Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde gerçekleştirilen diyabet cerrahi operasyonu ile sağlığına kavuştu.


Özel Gaziantep Anka Hastanesi, birçok hastalığa neden olan ve kişinin hayat kalitesini düşüren en önemli sağlık sorunları arasında yer alan Tip 2 diyabet hastalığının tedavisi konusunda aldığı başarılı sonuçlarla sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanından gelen hastalara şifa dağıtmaya devam ediyor.


Uzun süredir şeker hastalığı ile mücadele eden 3 kişi daha Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde gerçekleştirilen diyabet cerrahisi ile sağlığına kavuştu. Ameliyatın ardından Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde kontrolleri yapılan ve sağlık durumlarının gayet iyi olduğu belirlenen hastaların mutlulukları gözlerinden okunuyordu.


23 yıldır şeker hastası olan 63 yaşında yaşındaki Ali Taşçı, hayatını olumsuz etkileyen bu hastalıktan kurtulmak için arayışa girdi. Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde yapılan başarılı ameliyatla birçok kişinin şeker hastalığından kurtulduğunu öğrenen Taşçı, hemen Özel Gaziantep Anka Hastanesi’ne başvurdu. Ameliyat olan hastalarla görüşen ve sonuçtan memnun olduklarını öğrenen Taşçı, bir gecede ameliyat olmaya karar verdi. Özel Gaziantep Anka Hastanesi metabolik cerrahi ekibi tarafından hastanede yapılan tetkikler sonucu ameliyat açısından bir engelinin olmadığı belirlenen Taşçı hemen ameliyata alındı.Başarılı geçen ameliyatın ardından şekeri düşen ve şekere bağlı yaşadığı sağlık problemlerinden kurtulan Taşçı, yaşadığı sevinci anlatarak, “23 yıldır şeker hastasıydım. İnsülin ve ilaç kullanmamam rağmen şeker değerim 400 mg altına düşmüyordu. Şekere bağlı olarak ellerimde ve ayaklarımda ödem ve uyuşmalar oluyordu. Ameliyatın ardından kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Sağlık problemlerim kalmadı, kilo da verdim. Bir akrabam başka bir hastanede 6 ay önce diyabet ameliyatı olmuştu. Ancak o hala kendini halsiz hissediyor. Ben 20 gün önce ameliyat olmamama rağmen kendimi çok iyi hissediyorum. Özel Gaziantep Anka Hastanesi ve doktorlarına çok teşekkür ediyorum ” dedi.


Diyabet ameliyatı olan bir diğer hasta ise 28 yaşındaki Esra Sarı. Bu hastalıktan kurtulmak için Özel Gaziantep Anka Hastanesi’ne başvuran Sarı’nın da yapılan tetkiklerin ardından ameliyat olmasında bir sakınca olmadığı belirlendi. 4 yıldır şeker hastası olduğunu dile getiren Sarı, “Şeker hastalığına bağlı olarak gözlerimde problem, ellerimde uyuşma, bacaklarımda kramp, ağzımda kuruluk, mide bulantısı vardı ve sürekli halsizlik hissediyordum. Günde 4 kez insülin ve ilaç kullanmama rağmen şeker değerim 500 mg seviyelerinin altına düşmüyordu. Artık bu illetten kurtulmak istiyordum. Başta eşim ve ailem ameliyata karşı çıktı. Ancak ben kararlıydım. Bir araştırma yaptım ve bu ameliyatın Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde başarılı bir şekilde yapıldığını öğrendim. Şu an iyi ki ameliyat olmuşum diyorum. Şeker değerim ameliyatın ardından 100 mg seviyelerine düştü. Ameliyattan önce diyet ve spor yapmama rağmen kilo veremiyordum, ameliyatın ardından 6 kilo verdim. Bu hastalığın çaresi var. Ben şeker hastalığından kurtulmak isteyenlere ameliyatı tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.


6 yıldır şeker hastası olan 37 yaşındaki Serkan Büyük de, Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde gerçekleştirilen diyabet cerrahisi ile şekerden kurtuldu. Ameliyattan önce, günde 4 kez insülin ve ilaç kullanmasına rağmen şeker değerinin 400 mg’lerin altına düşmediğini söyleyen Büyük,” 37 yaşında olmama rağmen sürekli yorgunluk ve halsizlik halindeydim. Şeker hastalığına bağlı olarak göz damarlarımda kanama, ayaklarımda yanma ve uyuşma vardı. Bu hastalıktan ve onun yüzünden sağlık problemlerinden artık kurtulmak istiyordum. Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nde ameliyat olan hastalarla iletişime geçtim, sonuçtan memnun olduklarını öğrenince hiç düşünmedim.Yapılan tetkiklerde ameliyat açısından bir sorunum olmadığını öğrendim ve hemen ameliyat oldum. İyi ki de ameliyat olmuşum. Şeker değerim 400 mg’lerden 130 mg’lere düştü. 85 kiloydum, ameliyat sonrası 78 kilo oldum. Ameliyattan kısa bir süre sonra normal yaşantıma da döndüm. Şeker bizim ailede genetik. Annem 15 yıldır şeker hastası. Annem ve diğer akrabalarım benim ameliyatımın ardından umutlandı. Onlar da bu hastalıktan kurtulmak için ameliyat olacaklar. Herkese tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.


Metabolik Cerrahi Direktörü Doç. Dr. Mehmet Ali Yağcı ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Olcay Arıcı ise diyabet cerrahisi ile ilgili bilgi vererek, "İlaçla, insülinle ve medikal tedavi ile kontrol altına alınamayan, özellikle Tip 2 şeker hastalarında metabolik cerrahi ameliyatlarıyla kan şekeri etkin şekilde kontrol altına alınabilmekte. Şeker hastalarının bu ameliyat sayesinde şeker değerleri normal seviyelere düşerken, şekere bağlı rahatsızlıkları da ortadan kalkıyor, kilolarını kontrol altına alabiliyorlar. Ayrıca şeker hastalığına bağlı meydana gelebilecek uç organ hasarları da önlenmiş oluyor. Ameliyatları laparoskopik yani kapalı şekilde yaptığımız için hastalar sosyal yaşamlarına erken dönebiliyor. Diyabet hastalarına,hastalığa teslim olmamalarını ve diyabet cerrahi yöntemini düşünmelerini tavsiye ediyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hayvancılara Çoban Haritası desteği Antalya Büyükşehir Belediyesi, yayla ve kırsal hayvancılığı sürdürmek, geliştirmek ve desteklemek amacıyla Korkuteli’nin Yazır ve İmecik Mahallelerinde çoban haritası dağıttı. Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, ‘Çoban Haritası Pojesi’ kapsamında Korkuteli’nde hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı bölgelerde çobanların atalarından öğrenerek bugünlere kadar taşıdığı binlerce yıllık sürü ve mera rotalarının adım adım haritasını çıkardı. Gelecek nesiller adına önemli bir veri mirası olarak kalacak çoban haritaları Korkuteli’de çobanlara dağıtıldı. Çoban haritaları ile kırsal hayvancılığın asırlık rotaları koruma altına alınmış olurken, Antalya’nın küçükbaş hayvancılığı ile ilgili verilerin titizlikle kaydedilmesiyle hayvancılığın gelişimine de destek sunacak. Talepler karşılanıyor Hayvanların ve çobanların daha korunaklı ve iyi şartlarda barınmasını sağlamayı hedefleyen proje ile çobanların yaylalardan inmeye ihtiyaç duymaması hedefleniyor. Bu kapsamda sürdürülen çalışmalarda özellikle iklim değişikliği ve yağış oranlarına bağlı yaşanabilecek kuraklık gibi olumsuzluklardan etkilenilmemesi için hayvanların toplandığı alanlara yeni içme suyu hatları ve konforu arttıracak çalışmalar yapılacak. Çobanların talepleri doğrultusunda konteyner barınak için de çalışmalar başladı. Tuzlu mineralli taş dağıtılıyor Yem ve veterinerlik desteklerini de vermeye devam eden Büyükşehir Belediyesi son olarak küçükbaş hayvanlarının ihtiyaç duyduğu yalama taşı olarak bilinen tuzlu mineral taşlarını çobanlara dağıttı. Hayvanların gelişimi ve sağlığı için son derece önemli olan bu taşlar hayvancılıkta verimliliği de arttırıyor. Korkuteli Yazır ve İmecik mahallelerinde otuz muhtara toplam 250 kg yalama taşı teslim edildi. Dağıtımlar diğer ilçe ve mahallelerde devam edecek. Yazır muhtarı Kocaoğlu’dan teşekkür Yazır Mahalle Muhtarı Mehmet Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin hayvancılıkla ilgili desteklerinden son derece memnun olduklarını belirterek, “Düğün salonumuz tamamlanmak üzere, yeni içme suyumuz gelecek, yollarımızın bakımları yapılıyor bunun yanında hamur yoğurma makinası, hayvan yemi, veteriner desteği ve son olarak çobanlarımıza yalama taşı desteği aldık. Yalama taşları hayvancılarımızın her zaman ihtiyaç duyduğu bir ürün. Talepte bulunan tüm çobanlarımıza belediyemiz ulaştırıyor. ” diye konuştu. Çalışma bizim için çok önemli Belediyenin çoban haritası çalışmasından mutlu olduğunu belirten Çoban Ömer Ağıroğlu da, “Uzun yıllardır kullandığımız meralar ve rotalarımız ile ilgili belediyemiz kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Bu rotaların korunması ve hayvancılığa daha uygun bir hale getirilmesi çok önemli. Özellikle hayvanlarımızı topladığımız mera alanlarına yeni su kaynaklarının ulaştırılması ve çoban barınakları ile ilgili çalışmalar yapılacak bu imkanların sağlanması biz çobanlar için son derece önemli. Yalama taşlarımızı da teslim aldık. Bu taşlar hayvanlarımız tükettikçe daha verimli daha lezzetli etleri oluyor” dedi.
Bolu Arapça tabelalar kalktı, İngilizce tabelalar duruyor: “O zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelerin başlatmış olduğu Arapça tabelaların kaldırılmasını Bolulu vatandaşlar destekleyerek, İngilizce tabelaların da kaldırılması gerektiğini savundu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyeler Arapça yazılı tabelalara yönelik harekete geçti. Bursa, Kilis, İzmir ve Uşak’taki Arapça tabelalar zabıta ekipleri tarafından kaldırıldı. Sığınmacılara yönelik sert söylemleri ve yaptırımları bulunan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da geçtiğimiz aylarda Bolu Afganistan Gençleri Sosyal Kültürel ve Yardımlaşma Derneği binasının önüne giderek çağırdığı zabıta ekiplerine tabelayı söktürmüştü. Bolu genelinde göreve geldiği günden bu yana Arapça tabelaya izin vermeyen Başkan Özcan, kentteki İngilizce tabelalara ise dokunmadı. Küresel markaların tabelaları ve bayraklarının dalgalandığı Bolu’da vatandaşlar CHP’li belediyelerinin kararları hakkında konuştu. Tabelaların kaldırılmasında adaletli olunmadığını ifade eden Mahmut Alan, “Türkiye genelinde, CHP’li belediyelerde görüyoruz bunu daha çok. Esasında bana göre kararlar doğru. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz, Türkçe tabelalar olabilir. Ben bu uygulamayı adaletli bulmuyorum. Türkçe harici tabelalar kaldırılıyorsa o zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın. Madem bir uygulama yapılacak, hepsine uygulanmalı" dedi. Arapça tabelaların yerine küresel markaların tabelalarının sökülmesi gerektiğini ifade eden Yadigar Keleş, “Öncelikle küresel markaların tabelaları indirilsin. Türklerin kanını sömüren markalar var. Onlar kaldırılmalı” diye konuştu. Sadece Türkçe tabelaların kalması gerektiğini savunan Recep Eren, “Arapça bilmiyoruz, tercümanla dolaşmamız lazım. İngilizceden de anlamayız. Türkçe olacak. Özümüz sözümüz Türk” ifadelerini kullandı. CHP’ye tepki gösteren Mustafa Bayındır ise “CHP önce kendini kaldırsın. O 6 ok milletin ciğerine batıyor. Kendine bir şey mi zannediyor? Görelim bakalım PKK ile ortaklık nasıl oluyormuş görelim. Ne tabelası, milletin kimliğini kaldıracaklar. Adana ve Mersin’e kadar bölecekler PKK ile birlikte” şeklinde düşüncelerini ifade etti.
İzmir Yaşar Üniversitesi 23 yaşında Bilim, birlik ve başarı ilkeleriyle yenilikçi ve sürdürülebilir bir üniversite olmak için eğitime katkı koymayı sürdüren Yaşar Üniversitesinin 23. yılı törenle kutlandı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda başarılara imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik” dedi. Yaşar Üniversitesinin 23’üncü kuruluş yıl dönümü Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen törenle kutlandı. Törene; KKTC Baş Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş, mütevelli heyeti üyeleri, akademik ve idari çalışanlarla öğrenciler katıldı. Müzik bölümü öğrencilerinin dinletisiyle başlayan törende, akademik ve idari çalışanlara ‘Bilim, Birlik, Başarı’ ödülleri verildi. Ödüller; ’Başarılı İdari Birim’, ’Temsiliyet Başarısı’, ’Eğitimde Başarı’, ’Başarılı Araştırmacı’, ’Akademik Onur’ adı altında takdim edildi. Beşinci, onuncu, on beşinci ve yirminci hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele de rozet ve belge verildi. Açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda bilimsel, kültürel ve spor alanlarında pek çok başarıya imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik. Akademik başarılarımız, akreditasyonlarımız ile ulusal ve uluslararası projelerdeki performansımızla üniversiteler arasında güçlü bir konum elde ettik. Bu vesileyle kurucumuz ve ebedi onursal başkanımız Selçuk Yaşar’ı saygı ve rahmetle anıyorum” dedi. Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yakın bir zamanda Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan ve dünya genelinde üst seviyede başarı elde eden bilim insanlarının bulunduğu Dünyadaki En Etkili Bilim İnsanları listesinde 6 akademisyenimiz yer aldı. Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Duygu Türker Özmen, Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, Prof. Dr. Meltem Gürel, Doç. Dr. Banu Yetkin Ekren ve Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari’nin böylesine saygın bir listede yer alması, yapılan çalışmaların ve akademik katkıların değerini bir kez daha göstermiştir. Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan’ın da yer aldığı çalışma Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu kapsamında uzaya gönderilen 13 deneyden biri oldu. Bu bilimsel başarıların üniversitemiz için büyük gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Avrupa Birliği Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezimiz tarafından, insan kaynakları müdürlüğümüzün desteği ile yapılan başvuru sonucunda, üniversitemiz Avrupa Komisyonunun Araştırmacılar İçin İnsan Kaynakları Stratejileri Mükemmellik Ödülüne layık görüldü. Araştırma süreçlerimizde uyguladığımız insan kaynakları politikalarımızla uluslararası bir ödüle layık görülmemiz bizler için gurur verici oldu. 2023 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması raporunda üniversitemiz yüksek memnuniyet ifade eden A grubunda yer alarak 74 vakıf üniversitesi arasında ilk 10 içinde yer alma başarısını gösterdi." "Hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz" Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise “23 yıl önce bir hayalle başlayan ve bugün geldiğimiz noktadaki başarılarımızın temelini atan ’Bilim, Birlik, Başarı’ ilkesiyle Türkiye’ye sayısız ilki kazandıran Selçuk Yaşar’dan aldığımız ilhamla, bilimin ışığında çalışmaya ve üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Geçtiğimiz bir yıl içinde öğrencilerimiz; mimarlık, tasarım, spor, sanat gibi pek çok alanda elde ettikleri başarılarla yüzümüzü güldürdü. Akademisyenlerimiz de elde etikleri başarılarla bizleri gururlandırdı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, en değerli 23’lerin ışığında, nitelikli eğitim ve araştırmalarımızla başarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Geleceğe yön veren yenilikçi bireyler yetiştirerek topluma katkıda bulunma hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yerinde duran, geriye gidiyor demektir. İleri, daima ileri’ dediği gibi” diye konuştu. Yaşar Üniversitesinde enerji hukuku alanında yüksek lisans yaptığını söyleyen Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de, “Bornova Belediye Başkanlığı adaylığına gösterilmemde, geçmişimde iki yüksek lisans yapmış olmam etkili oldu. Bu dönem Bornova Belediyesi olarak ülkemizin çok ihtiyacı olan yenilenebilir enerji alanında birçok çalışma yapacağız. Yaşar Üniversitesi ile de birçok projeyi beraber yürütmek istiyoruz” dedi.