POLİTİKA - 24 Mart 2017 Cuma 21:31

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan Bulgaristan değerlendirmesi

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan Bulgaristan değerlendirmesi

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye’de yaşayan ve çifte vatandaşlık taşıyanların Bulgaristan’da oy kullanmasının engellenmesi ile ilgili yağtığı açıklamada, "Bulgaristan’ın resmi bir engeli değil, sivil.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye’de yaşayan ve çifte vatandaşlık taşıyanların Bulgaristan’da oy kullanmasının engellenmesi ile ilgili yağtığı açıklamada, "Bulgaristan’ın resmi bir engeli değil, sivil. Ama Bulgar derin devletinin destekleri olabilir" dedi.


Hükumet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Habertürk TV’de Ayşe Torun’un sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, Bulgaristan’da oy kullanmak isteyen ve çifte vatandaş Türklere çıkarılan engeller, referandum, MHP ittifakı, Suriye’deki politika, AB’nin son dönemde değişen tutumu gibi gündem konularını değerlendirdi.


Kurtulmuş, Bulgaristan’daki engellemeler ile ilgili yaptığı değerlendirmede, "Dışişleri Bakanımız Bulgar mevkidaşıyla görüştü. Burada yaşayan Bulgaristan kökenli vatandaşlarımız geçen seçim oy kullandılar. Orada hemen giriş kapısında bazı aşırı ırkçı unsurlar vatandaşlarımıza engel çıkartıyor. Bulgaristan’ın resmi bir engeli değil, sivil. Ama Bulgar derin devletinin destekleri olabilir. Vatandaşlarımızın orada oy kullanmasına mani olmaya çalışıyorlar. Demokrasiye aykırıdır fakat sadece Bulgaristan’la kısıtlı değil. Zaman zaman söylediğimizde ise Avrupalı dostlar alınıyor ama zor bir sürece girdi Avrupalılar. Neo-faşist dediğimizde kızıyorlar. Avrupa’yı kötü bir tehlike bekliyor diye söylüyoruz. Göçmenler geliyor bir taraftar kitlesinin karşısında onlarla sanki hayvan gibi dalga geçiyorlar. Yani göçmen düşmanlığı üzerinden özel olarak Müslüman ve Türkiye düşmanlığı üzerinden kampanya yürüyor" dedi.



Avrupa ile gerilim


Kurtulmuş, Avrupa ile son dönemlerde yaşanan gerilim ile ilgili ise "İlk kez hariçten gazel okuyanlar var bu ülkedeki seçimle ilgili. Rotterdam’da milletimizin üzerine atlarıyla, köpekleriyle saldırıyorlar insanları yaralıyorlar. Bu da yetmiyor, İsviçre’deki bir gazete Türkçe manşet atıyor. Sana ne kardeşim, İsviçre için anayasa değişikliği yapmıyoruz ki burnunu niye sokuyorsun? Güçlü ve büyük Türkiye’den korkuyorlar. Bizim bakanlarımıza milletvekillerimize orada müsaade etmeyenler PKK’nın teröristlerine Almanya’nın göbeğinde miting yapma izni veriyorlar. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde dışarıdan müdahaleler başladı. Hayır oyu verecek vatandaşlarımız da bizim vatandaşımız. Ama Türkiye düşmanları var ’hayır’ oyu verenler içinde. Durum tespitidir. Milletimiz bunu gördükçe ’evet’ oylarının artacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu.



"Hem Avrupalı, hem Asyalıyız"


Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında son dönemdeki ilişkileri değerlendiren Kurtulmuş, "Bu süreç böyle devam etmez bunu söylemek istiyor Cumhurbaşkanımız. Hollanda’daki tavır anlayış kabul edilebilir değil. Diğer taraftan Norveç. FETÖ’cü adama siyasi iltica veriyor. Tam tersi olsa Norveç’te darbe olsa adamlar Türkiye’ye sığınsa hoşlarına gider mi? Bu devam etmez. Türkiye Asya kökenli Avrupa devletidir. Osmanoğulları devlet kurmadan önce Gelibolu’ya geçmiş ve Avrupa’ya gitmiş. Budapeşte’de 140 sene kalmış bir milletiz. Coğrafi olarak da kültürel olarak da hem Avrupalı hem Asyalıyız. Kaldı ki yeni zamanlarda da 5 milyon Türkiye vatandaşıdır. Bundan 60 sene evvel gittiklerinde Almanların, Fransızların beğenmediği insanlar değil onlar, helal kazançlarıyla Avrupa toplumunun bir parçası oldular. Bunu silmeye kimsenin gücü yetmez. Avrupa Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek zorundadır. Türkiye’yi Avrupa ülkesi olarak görmek lazım. Eğer Avrupa ortak bir Avrupa ordusu kuramazsa dağılma sürecine girer dedik. Ruslar Ukrayna’da ileri adım attı Avrupa seyirci kaldı" diye konuştu.



Afrin’deki Rus üssü iddiası


Kurtulmuş, Afrin’deki Rus üssü iddiası ile ilgili soruya ise, "Türkiye’nin tavrı açıktır. Her ortamda söylüyoruz. Terör örgütlerine karşı amasız ortak insanlık cephesi açılmalıdır. Teröre karşı işbirliği yapabilmek için bütün ülkelerin, ABD’si, Rusya’sı şu örgüt kötü bu iyi. Böyle bir şey olmaz. Hepsi insanlık düşmanıdır ortak tavrı göstermemiz lazım. Türkiye için PKK neyse PYD odur. Aynı örgüttür. Bunu her platformda söylemeye devam ediyoruz ve ikna edeceğiz. Meşru güçlerle terör örgütlerinden temizlenmesini sağlayacağız ve o şehrin halkı gelip oturacak. Bizim modelimiz çalışan model. Rakka yüzde yüze yakın Arap olan şehir. DEAŞ’ı kovacaksınız, DEAŞ baskı yapıyordu. Ama PYD geldiği zaman da ’PYD gelirse Arapları atacaklar’ diye korkuyor oradaki halk. ABD ve Rusya’nın buna zemin hazırlamaması lazım. Yerel güçlerle o örgütlerin temizlenmesi lazım. Hem Rusya hem ABD’nin tercih yapması lazım. Bu tercihin belki siyasi münazaralarla, belki sahada ne yapmaları gerektiğini bilmemelerin verdiği kararsızlıkla PYD’ye destek veriyor görünüyorlar. Türkiye’yi rahatsız edeceğini anlayacaklarını düşünüyorum. ABD PYD’yi tercih ederse yanlış bir tercih olur ABD için, o tercihin de kuşkusuz yanlış sonuçları olur. O bölgede terör örgütlerinin varlığı Türkiye için ulusal güvenlik meselesidir. ABD ve Rusya için Suriye’deki Irak’taki yangın karşı mahallede uzaktaki evin yanması gibidir. Bizim için hem de yanımızdaki komşuda başlayan yangındır. Bitişik nizam apartmanda çıkmış yangın olarak düşünün. Bizi birinci derecede ilgilendirir" cevabını verdi.



Kabin kısıtlamaları


Kurtulmuş, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 6 ülke uçakları için bazı ülkelerin kabin kısıtlaması ile ilgili de, "Ticari kaygılarla alınmış görünüyor. Terörü önlemeye yönelik aldık diyorlarsa buna hizmet etmeyen düşüncesizce atılmış bir adımdır. THY tedbirlerini alır. Yakın zamanda bu karar geri alınır ve İstanbul üzerinden yapılacak uçuşlarda bu yasaklamanın kaldırılacağını düşünüyorum. Sonuç alacağımızı düşünüyorum" dedi.



Evlilik programları


Kurtulmuş, yayından kaldırılması gündemde olan evlilik programları ile ilgili ise "Bu memlekette en ortak değerimiz ailemizdir. Bunu ayaklar altına alacak, tahrip edecek programların doğru olmadığı kanaati var. Bununla ilgili çalışmalar var. Yasaklamak değil amacımız ama kendilerine çeki düzen vermeleri lazım. Burada meselemiz ailenin korunmasıdır. Belli bir noktaya getiriliyor. KHK olur, yasa olur ama sonuçta burada bir düzenleme ihtiyacı olduğu görüldü" ifadelerini kullandı.



"7 Haziran’da koalisyon olmayınca ayarlarımızı kaybettik"


Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi ve Yeni Anayasa ile ilgili konuşmasında ise, "Mevcut sistemin vesayetçiliğinden kurtulmak için, çift başlılığı ortadan kaldırmak için, ekonomik krizlerin önlenmesi ve siyasi krizlerin önlenmesi için anayasaya ihtiyaç var. Türkiye’de artık 5 yıldan 5 yıla hükümet kurulacak. Kimin hükümeti yöneteceğine seçim akşamı karar verilecek. Türkiye aylarca kurulamayan hükümet krizlerini yaşayan bir ülke. 7 Haziran’da koalisyon olmayınca aylarımızı kaybettik. Sistemin kilitlendiği noktalar var. Örnek 1980 darbesi öncesinde 5 buçuk ay parlamentoda cumhurbaşkanı seçilemedi. Askeri darbenin zemini hazırlayan bir şey olmuştur. Bu anayasanın içinde 2 madde darbeleri önleyecek" ifadelerine yer verdi.



"Yeni sistemle kimse darbeyi aklından geçiremez"


Kurtulmuş, yeni sistemin, kilitlenme anında açma yetkisini sadece halka verdiğini vurgulayarak, "Eğer sistem kilitlenirse karar alamaz noktaya gelirse bu kilidi açabilmek için milletin iradesine başvurulması gerekiyor. Cumhurbaşkanı ya da parlamento milleti sandığa götürecek. Bu sistem çok kolay hükümet kurulmasını sağlayacak, seçimlerin ne zaman olacağını ortaya koyacak, aynı akşam yasama ve yürütme ortaya çıkacak, kilitlenme anında açma yetkisini sadece halka verecek. Hiç kimsenin askeri darbeyi aklından geçirmesinin imkanı olamaz. Birilerinin de ’bizim çocuklar darbe yaptı’ diyecek gücü olmaz. Doğrudan doğru milletin seçtiği bir hükümet var. Asker, sivil ilişkileri de normalleştiği için kimsenin askeri kışkırtarak darbe olmasını sağlacak bir durumu olmayacak" diye konuştu.



Tek adam eleştirileri


Numan Kurtulmuş, yeni sistem ile ilgili tek adam eleştirilerine ise "Son derece yersiz bir suçlama. Sorumluluğu sıfır olan bir cumhurbaşkanlığı tasarladılar. Tam da darbe sonrası askeri diktatörlüğe uygun şekilde hazırladılar 82 anayasasını. Yetkileri olan ama sorumsuz cumhurbaşkanı olmaz. Buna mukabil çok yetkisi olan bir cumhurbaşkanı ve sorumluluğu da çok olan bir hükümet ve cumhurbaşkanı. İki tarafta da çok yetkiler olduğu için çatışmalar olmadı mı? Türkiye’yi tek adamlıktan kurtarmak için yürütme yetkilerinin bir kişiye verilmesi, böylece cumhurbaşkanı hem yetkili, hem sorumluluk sahibi. Tam tersine tek adamlığa son vermek için yetkili ama çok sorumlu cumhurbaşkanı modelini ortaya koyuyoruz" cevabını verdi.



MHP ile ittifak


Kurtulmuş, referandumda MHP ile yapılan ittifakın Kürt seçmeni uzaklaştırdığı yönündeki iddialarla ilgili ise, "Özellikle son zamanlarda terörle mücadelede alınan başarı bölge halkı tarafından takdirle izleniyor. Evlerinin kapısının önünde bombalar patlıyordu, haraç vermek zorunda kalıyorlardı. Vatandaşlarımız derin bir nefes aldı Doğu ve Güneydoğu’nun birçok yerinde. Sivil bir siyasetin açılma imkanını görüyorlar. Bölge halkı rahatlıyor. Bu parti ya da şahıs meselesi değil. Türkiye’nin daha güçlü yönetilmesiyle ilgili bir mesele. HDP ve CHP’ye oy veren kardeşlerimizden de ’evet’ diyecekler çıkacaktır. Hangi halk istemez ki ortaya sandık kurulacak ve o akşam ülkeyi kimin yönetileceğine karar verecek. Cumhurbaşkanını halk seçiyor. Yine meseleye sahip çıkacak halk. Bir daha pazarlıkların kirli oyunların olmayacağı şekilde temiz bir siyasetle milletin oyunun çoğunu alacak kişi ülkeyi yönetecek. Kasıtlı propagandaların tesiri azaldıkça, ’hayır’ cephesinde kimlerin yer aldığı ortaya çıkınca milletimiz ’evet’ cephesinde konsolide olacak" dedi.



’Hayır’ çıkma ihtimali


Kurtulmuş, ’hayır’ çıkma ihtimali ile ilgili de, "Evet çıkarsa Türkiye artık darbe tehdidinin olmadığı, kısa sürelerde erken seçimlerin olmadığı, ekonomik krizlerle karşılaşılmadığı, çok etkin karar alabilen, hesap verebilen yönetim modeline kavuşmuş olacak. Hayır çıkarsa ki böyle bir ihtimal yok, Türkiye mevcut sistemin hatalarını sürdürecek demektir. Milletimizin böyle bir şeye izin vereceğini sanmıyorum. Evet oyları önde ve trendi yükseliyor. Vatandaşımıza anlatıldıkça daha iyi anlıyor. İlk kez seçim yapmıyoruz" ifadelerine yer verdi.



OHAL kararnamesi hazırlığı


Kurtulmuş, OHAL durumu ile ilgili soru üzerine ise, "OHAL var ama bu OHAL sokaktaki kimseyi ilgilendirmiyor. Siyasi partileri ilgilendirmiyor. Hayır diyenler istediği yerde toplantı yapıyor. Gazetelerinden istedikleri şekilde kampanyaya destek veriyorlar, yetmiyor dışarıdan destek de alıyorlar. Pratik olarak ’hayır’ kampanyası yürütmekte zorluk yok. OHAL referandum kampanyasını etkilemiyor. Hiçbir hükümet OHAL olsun istemez. Bu OHAL keyfe keder şekilde ortaya konulmuş bir şey değil. Türkiye uçurumun kenarından döndü. Türkiye’nin son 2 yıldır yükselterek sürdürdüğü terör örgütleriyle yaptığı mücadele var. Bunun doğası gereği bazı konularda adım atabilmek için ihtiyaç vardı ve devam ediyor. İsteriz ki bir an evvel bitsin ve bu adamların devletin içinden ayıklanmasını bitirelim. Ama çok uzun bir süre. Bazı sahalarda daha rahat çalışılabilmesi için KHK’larla düzenlemeler yapılıyor. Henüz gündeme gelmedi ama ihtiyaç sonucudur. Hiçbir hükümet istemez. Ama bu bir gerekliliğin sonucudur. Yeni OHAL kararnamesi için hazırlık sürüyor" yanıtını verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.