GÜNDEM - 10 Mart 2021 Çarşamba 15:59

Uzmanlar alışverişin kurallarını değiştirecek Perakende Yasa Tasarısı’nı değerlendirdi

A
A
A
Uzmanlar alışverişin kurallarını değiştirecek Perakende Yasa Tasarısı’nı değerlendirdi

Ticaret Bakanlığı’nın alışverişin kurallarını değiştirecek yasa teklifinin tartışmaları sürerken, uzmanlar, sektörü ikiye bölen tasarıyı değerlendirdi.

 Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu sadece marketlere getirilecek bazı kısıtlamaların fiyatların dengelenmesi için yeterli olmayacağını savunurken, Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin ise, “Geldiğimiz süreçte bir bakkalı 50-60 yıl önceki haliyle koruma imkanı olamaz. Bakkallar dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Ancak kendini bir şekilde bu değişen şartlara uyarlayanlar olacak” ifadelerini kullandı.

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan perakende yasa tasarısına göre zincir marketlerde tütün mamülleri başta olmak üzere mobilya, cep telefonu, televizyon, elektronik eşya ve beyaz eşya satışı yasaklanacak. Taslağa göre, sayıları on binlerle ifade edilen bu marketler pazar günleri de saat 11.00’den önce kapılarını açamayacak. Zincir market temsilcileri tasarının kayıt dışını artırıp, istihdamı düşüreceğini, tüketicinin uygun fiyatlı ve güvenli gıdaya erişimini kısıtlayarak enflasyonu artıracağını, yatırımları azaltarak ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini ve devletin vergi gelirlerini azaltacağını savunurken, konu sektörü ikiye böldü. Uzmanlar, adeta alışverişin kurallarını değiştiren yasa tasarısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uzmanlar alışverişin kurallarını değiştirecek Perakende Yasa Tasarısı’nı değerlendirdi

İstanbul Ekonomik Araştırmalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin, tasarı ile zincir marketlerin günah keçisi ilan edildiği izlenimi oluştuğun belirterek, “Gıda enflasyonunda gerçek sorumlu büyük marketler mi diye baktığımızda böyle olmadığını görüyoruz. Eğer öyle olsaydı bakkallarda, manavlarda, semt pazarlarında gıda fiyatlarının daha düşük olması beklenirdi. Halbuki tam tersi, büyük marketlerdeki fiyatlar hem bakkala hem markete göre daha düşük ve daha uygundur. Bunun nedeni de büyük marketlerin ürünleri çok sayıda alması ya da doğrudan toptancıdan almasıdır. Peki o halde gıda fiyatlarındaki artışın sorumlusu kim? Bu bağlamda işin, üretici, dağıtım ve nihai satıcı olarak üç boyutu var. Sadece bir tarafı regüle ederseniz sorunu çözme ihtimali olmaz. Burada ilk olarak küresel nedenler, yani küresel ısınmaya bağlı olarak tarım arzının, tarımsal ürünlerin arzının azalması var. Diğer tarafta dağıtım yani lojistik kanalı var. Burada hem taşıma maliyetleri yüksek hem de arada çok fazla aracı olabiliyor ve birileri de gerçekten hak etmediği bir kazanç elde edebiliyor. Yani bir liraya aldığını iki liraya satan birileri var o süreçte. Lojistik arz tarafına dokunmadan sadece nihai satıcı tarafını regüle etmeye kalkılırsa sorunun çözülme imkanı yok. Üretici, dağıtım-lojistik ve nihai satıcı boyutu, üç tarafı regüle etmeden sorunu çözme imkanı yok” dedi.

“Bir bakkalı 50-60 yıl önceki haliyle koruma imkanı olamaz”
Tasarıda önerilen Pazar günleri zincir marketlerin geç açılması maddesine değinen Bilgin, “Bence o da yanlış çünkü her şeyin, tüketim alışkanlıklarının değiştiği, e-ticaretin bu denli önemli hale geldiği günümüz dünyasında, böyle bir süreçte bir bakkalı 50-60 yıl önceki haliyle koruma imkanı olamaz. Bakkallar dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak. Ancak kendini bir şekilde bu değişen şartlara uyarlayanlar olacak. Bakkal da daha erken saatte açıp daha geç saatte kapatacak, raflarını daha temiz tutacak” diye konuştu.
Bilgin, zincir marketlerde elektronik ürünlerin satılmasının engellenmesi durumunda bu kez de vatandaşların AVM’lerdeki teknoloji marketlerini tercih edeceğini savundu.

Dünyanın en önemli sorunlarından birinin gıda güvenliği olduğunu vurgulayan Bilgin, “Yediğimiz, içtiğimiz, satın aldığımız gıdanın gerçekten sağlıklı olup olmadığı, tarihinin geçip geçmediği gibi unsurlar büyük marketlerde bir şekilde görülebiliyor. Büyük market dışındaki yapılarda, büyük markette görebildiğimiz şeyleri de kontrol edemiyoruz. Büyük marketlerde gıda güvenliğinin diğer satış noktalarına göre bir nebze de olsa daha fazla sağlandığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Fiyat artışları sebebiyle çok suçlanan perakende sektörünün kar marjlarının söylendiği gibi yüksek olmadığına dikkat çeken Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin ise, “Tarım fiyatlarında korkunç durum var. Ne üreten, ne tüketen, ne nihai satıcı memnun. Ama arada birileri memnun. O birilerini bulmadan, onların üzerine gitmeden, tarım ithalatı ile alakalı durumun neden kaynaklandığını anlamadan, bir tek nihai satıcı üzerine giderseniz bu olmaz. Kar marjları zaten belli, bu şirketlerin çoğu da halka açık. Gizli saklı olan üreten kişi ile nihai malı satan kişi arasında olan biten. Oralara bakılması lazım. Nihai mal satıcısı üzerine baskı kurarak enflasyon düşürmek beyhudedir. Mal ve hizmet üreten kişilerin maliyetini düşürerek makul fiyatlarda mal satmaya ikna etmek gerekiyor. Ama biz dönüp dolaşıp günah keçisi olarak nihai mal satıcılarını buluyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.

Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, Yasa tasarısında yer alan zincir marketlerde elektronik cihaz satışı yasağını ve Pazar günlerine getirilen açılış saati kısıtlamasını değerlendiren Ağaoğlu, “Küçük yerlerde elektronik cihazları ucuz fiyata alma imkanını tüketicinin elinden almak onu ortadan kaldırmak sonuçta türeticiye zarar verir. Pazar günleri zincir marketlerin sabahları 11.00'dan önce açılmaması, düşünün bazı köylerde bakkal çoktan kepenk kapattı. Orada zincir marketlerin şubeleri var. Pazar sabah kahvaltılık almaya gidecek vatandaş 11’e kadar o kapıda beklemek zorunda kalmamalı. Ayrıca bir marketten temizlik malzemesi ihtiyaçlarını gıda ihtiyaçlarını kırtasiye ihtiyaçlarını sebze-meyve alan vatandaş, çıkarken tütün mamulü isteyecek, onu da temin edemeyince başka satış noktası arayacak elinde o torbalarla tüketiciye bu da eziyet olabilecek” ifadelerini kullandı.

Yerel marketlerin desteklenmesi gerektiğini savunan Ağaoğlu, “Bu yerel marketlerin büyük mağaza sayısına ulaşmış marketlerle karşı karşıya bırakılması, güreş pistinde tüy sıklet güreşçi ile ağır sıklet güreşçinin aynı anda güreştirilmesinden farklı değildir” açıklamalarında bulundu.

Gıda fiyatlarının dengelenmesi için çiftçiyi ve toprağı işaret eden Ağaoğlu, şunları söyledi:
“Tüketici çiftçinin cebine girenden rahatsız değil. Tam tersine çiftçisi villada otursun istiyor tüketiciler. Ama çiftçi aldığın zirai ilaç, tohum, gübre lojistik maliyetleri ile birlikte adeta eziliyor, boğaz tokluğuna çalışıyor, çoğu zamanda borçlardan kurtulamıyor. Marketler yasası ile marketlere kısıtlama getiriliyor, bakkallar korunuyor diyor ama bence bu çok geç kalmış bir düzenleme. Ortada bakkal kalmadı neredeyse. Kalan da kendi mahareti ile, iyi esnaflık ile, evlere servis yaparak, yöresel ürün satarak, müşteriyle iyi ilişkiler kurup kar marjlarını makul seviyelerde tutarak ayakta kalabildiler. Diğerleri çoktan kapandı.”

Yunus Emre Şeker - Hasan Zahid Ezim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Yeni dönemin ilk meclis toplantısı gerçekleştirildi Sivas Belediyesi 2024-2029 dönemi ilk meclis toplantısı Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun’un yönetiminde gerçekleştirildi. Meclis Başkanvekili, kâtip üyelikleri, encümen ve komisyon üyelerinin belirlendiği toplantıda konuşan Uzun, "Yeni dönemin ilk meclis toplantısı ve alınan kararların şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bundan sonraki süreçte el birliği ile Sivas’a en iyi şekilde hizmet etmenin gayretini göstereceğiz" dedi. İlk oturum saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda Belediye Meclisi 1. Başkan Vekilliğine 25 kabul, 12 çekimser oy ile Celal Uzman, 2. Başkan Vekilliğine ise Sedat Yağmur seçildi. Kâtip üyeliklere ise Recep Kaygıner ve Banu Berçin seçilirken Kenan Çınar ve Burhan Karatepe yedek kâtip üyeleri oldu. Belediye Encümeni ise Fehmi Taştan, Arif Moğulkoç ve Tarık Bildiren’den oluştu. Toplantının bir sonraki gündem maddesi gereğince Belediye Meclisi İhtisas Komisyonları ve üye sayıları belirlendi. Buna göre yapılan oylamalar sonucu; Plan ve Bütçe Komisyonu; Selami Alçalı, Hikmet Kaya, Sedat Yağmur, Tarık Eminoğlu, Ebru Akça, İmar Komisyonu; Semih Tosun, Tarık Bildiren, Mustafa Hardal, Mustafa Yıldız, Muhammed Burak Kuruçay, Hukuk ve Mevzuat Komisyonu; Esra Şahin, Kenan Çınar, Turan Bütün, Eyüp Demirer, Mustafa Abdulsamet Efe, Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonu; Celal Uzman, Özay Baygın, Turan Düzardıç, Burhan Yılmazer, Halit Akgül, Çevre, Sağlık ve Ulaşım Komisyonu ise; Mutlu İtik, Fatih Yıldız, Burhan Karatepe, Ercan Yıldız, Tarık Çam’dan oluştu. Birliklerin seçimlerinde ise Tarihi Kentler Birliği asil üyeliğine Yunus Kantar, yedek üyeliğe ise Semih Tosun seçildi. Sivas Merkez ve Çevre Belediyeler Katı Atık Yönetimi Birliği’ne asil üye olarak Fehmi Taştan, Nazım Güzel, Mutlu İtik Selami Alcalı, Turan Bütün, Turan Düzarduç, Mustafa Hardal, Burhan Karatepe seçilirken, yedek üye olarak da Fatih Yıldız, Banu Berçin, Esra Şahin ve Arif Moğulkoç isimleri belirlendi. Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nde Celal Uzman asil, Mutlu İtik ise yedek üye oldu. Enerji Kentler Birliği’ne asil üye olarak Recep Kaygıner ve Sedat Yağmur, yedek üye olarak da Özay Baygın seçildi.
Antalya ATSO Başkanı Bahar: “Antalya cari açığa pozitif katkı sunmaya devam ediyor” Merkez Bankası tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine ilişkin açıklama yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, “2024 yılına ise çok hızlı bir başlangıç yaparak ilk 2 aylık dönemde gelen turist sayımızı geçen yıla göre yüzde 10 artırdık. Bu da gösteriyor ki Antalya olarak ülkemizin cari açığına turizm başta olmak üzere tüm sektörlerimiz ile pozitif katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine ilişkin açıklamada bulundu. Cari dengenin Şubat ayında 3,3 milyar dolar açık verdiğini ifade eden Başkan Bahar, son 19 ayın en düşük cari açık düzeyi olduğunu kaydetti. 2024 yılının Orta Vadeli Program (OVP) tahminlerinden daha iyi bir düzeyde tamamlanacağını belirten ATSO Başkanı Bahar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir önceki yılın aynı ayında 9 milyar dolar olan cari açık bu yıl Şubat ayında 3,3 milyar dolar düzeyine gerilerken, yıllıklandırılmış cari açık 2024 Şubat ayı itibariyle 31,8 milyar dolar ile 2022 yılı Temmuz ayından bu yana en düşük seviyede gerçekleşti. Böylelikle OVP’de 34,7 milyar dolar olarak ön görülen 2024 yılı cari açık gerçekleşme düzeyi, 2024 yılını bu tahminin daha da altında bir açıkla tamamlayacağımızı gösteriyor.” “Antalya’nın katkısı büyük” Ödemeler Bilançosu verilerinde hizmet ticareti dengesinin 2,4 milyar dolar, net seyahat gelirlerinin ise 2 milyar dolar fazla verdiğini dile getiren Başkan Bahar, “Bu fazlanın sağlanmasında Antalya’nın büyük bir katkısı olduğunu biliyoruz. Antalya olarak 2023 yılını 16 milyonun üzerinde rekor sayıda turist ile kapattık. 2024 yılına ise çok hızlı bir başlangıç yaparak ilk 2 aylık dönemde gelen turist sayımızı geçen yıla göre yüzde 10 artırdık. Yaz dönemi için de ciddi oranda rezervasyon artışları olduğunu biliyoruz. Bu da gösteriyor ki Antalya olarak ülkemizin cari açığına turizm başta olmak üzere tüm sektörlerimiz ile pozitif katkı sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Cari dengedeki iyileşme enflasyondaki düşüşle anlam kazanacak” Cari dengedeki iyileşmeye rağmen henüz iç talepte belirgin bir yavaşlama olmadığını kaydeden Başkan Bahar, “Şubat ayı perakende satış endekslerinde ciddi bir yükseliş gördük. Talepteki yavaşlamanın Mayıs ayından itibaren kendisini net bir biçimde hissettirmesini bekliyoruz. İç talepteki yavaşlama ile birlikte, bu yıl asgari ücrete ara zam yapılmayacak olması da Temmuz’dan itibaren enflasyonun hızla gerileyeceğini göstermektedir” dedi. Yılın ikinci yarısında ihracat ve ithalat performansının ihracat lehine açılmasını beklediklerini dile getiren Bahar, “2022 ve 2023 Türkiye’nin yüksek iç taleple büyüdüğü yıllardı. 2024 ise net ihracatın büyümeye ciddi katkı verdiği bir yıl olacak. Cari açıktaki gerileme TCMB’nin döviz rezervi birikimine katkı sağlayacaktır” diye konuştu. “Kamuda tasarruf yasası çok önemli bir adımdır” Ülkenin en büyük ekonomik sorununun hala enflasyon olduğunu ve çözümü için sabır gerektiğini belirten ATSO Başkanı Ali Bahar, “Sonbahara kadar enflasyonla mücadelede önemli bir yol kat etmiş olacağımızı düşünüyoruz. Gerek iş dünyamız gerekse vatandaşlarımız bu konuda üzerine düşen hassasiyeti göstermişlerdir, göstermeye de devam edeceklerdir. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın önceki gün yaptığı Kamuda Tasarruf Yasası’na yönelik açıklamaları, devletimizin enflasyon konusunu ne derece önemsediğini fazlasıyla göstermektedir” dedi. “Para ve maliye politikalarının asla tek başına yeterli olmadığını ve mutlaka yapısal reformlar ile desteklenmesi gerektiğini çok defa dile getirdik” diyerek sözlerini sürdüren Başkan Ali Bahar, “Kamuda tasarruf ile birlikte verimliliğin artırılmasına yönelik çalışmaların kısa sürede tamamlanması ve bir an önce uygulamaya koyulması büyük önem arz etmektedir. Ancak tek başına kamu harcamalarının azaltılması yeterli olmayacaktır, bunun yanı sıra doğru kaynağın doğru alanlara sevk edilmesi de yerinde bir karar olacaktır. Çünkü tasarruf yalnızca kaynağı azaltmakla değil, verimin de artırılması ile anlam kazanacaktır. Bu vesile ile iş dünyası olarak bu talebimizi de dile getirmiş olalım. Bizler iş insanları olarak elimizi taşın altına koyduğumuzu her fırsatta dile getirdik. Şimdi görüyoruz ki, bu sabrımızın meyvelerini yakın vadede almaya başlayacağımız, istikrarın ve ülkemizin tüm dinamiklerinin uyum içinde çalıştığı bir döneme doğru ilerliyoruz. Bu kararlılık ve azimle 2024 yılını beklentilerin de üzerinde iyi bir noktada tamamlayacağımıza inancımız tamdır” ifadelerini kullandı. “Mart ayında yıllık açık 30 milyar dolara gerileyecek” Mal dengesinin geçen yıl 10,5 milyar dolar açık verdiğini hatırlatan Başkan Bahar, “Mal dengesi de ciddi bir gerileme kaydederek bu yılın Şubat ayında 4,8 milyar dolara gerilemiştir. Ödemeler dengesi açığının Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 5,8 milyar dolar, Ocak - Şubat ayı toplamında ise geçen yıla göre 14 milyar dolar gerileme kaydetmiştir. Bu gerilemenin ihracat artışına ek olarak ithalattaki yavaşlama ile kaydedilmiştir. Bu da gösteriyor ki ithal ikameci üretim sürecini başarı ile yürütüyoruz. Bu politika zaten OVP ile de son derece uyumludur. Önümüzdeki dönemde ithalatta daha hızlı bir azalış yaşanması durumunda hem cari açık dengesi beklentilerin üzerinde bir iyileşme kaydedecektir” diye konuştu.