SAĞLIK - 07 Aralık 2017 Perşembe 17:35

Doğru ellerde yapılmayan sünnet ciddi riskler taşıyor

A
A
A
Doğru ellerde yapılmayan sünnet ciddi riskler taşıyor

Özel Deva Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden Prof.

Özel Deva Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden Prof. Dr. Haluk Ceylan, önemli bir cerrahi işlem olan sünnetin, doğru ellerde ve cerrahinin gerektirdiği kurallara uygun olarak yapılmaması durumundan tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabildiği söyledi.


Prof. Dr. Haluk Ceylan, sünnet operasyonu hakkında uyarılarda bulunarak, "Sünnet dünyada ve ülkemizde en sık uygulanan cerrahi işlemdir. Birbirinden farklı pek çok yöntemle yapılabilen sünnet işleminde amaç, penisin baş kısmını (glans penis) örten sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır" dedi.


"Sünnet enfeksiyon riskini azaltıyor"


Ceylan, sünnet rahim ağzı kanserinin daha da azalttığını söyleyerek, "Fimozis (sünnet derisinin çocuğun rahat işemesini engelleyecek kadar dar olması), sık idrar yolu enfeksiyonu ve tekrarlayan balanopostitis (glans penis ve sünnet derisinin iltahabi durumu) sünnet yapılmasını gerektiren tıbbi gerekliliklerden bazılarıdır. Sünnet, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıklarının yayılmasının önlenmesinde olumlu rol oynar. Ayrıca sünnetli erkeklerin eşlerinde rahim ağzı kanserinin daha az görüldüğü saptanmıştır" şeklinde konuştu.


Sünnet için doğru yaş nedir?


Sünnet için doğru yaş konusunun çok tartışıldığını hatırlatan Prof. Dr. Ceylan, "İdeal sünnet yaşı konusunda uzmanlar arasında bir fikir birliği yoktur. Dini bir ritüel olarak mutlaka uygulanan sünnetin, çocukta sünnet korkusu gelişmeden önce gerçekleştirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Hayatın ilk aylarında yapılması, sünnetin çocuk üzerindeki psikolojik yükü azaltacaktır. Ancak, doğumdan sonraki ilk 4 haftayı kapsayan yenidoğan döneminde bebeğin fizyolojisi önemli değişiklikler geçirdiğinden, bu dönemde sünnet yapılmasının çok da doğru olmadığı kanaatindeyim. Sünnetin hayatın 2. ayı içinde yapılmasının uygun olacağını düşünüyorum. Son yıllarda 2-6 yaş arasında sünnet yapılmasının psikolojik sorunlara yol açabileceği düşüncesi toplumumuzda giderek yaygınlaşmıştır. Ancak şunu bilmek gerekir ki; bu iddia, bilimsel araştırmaların sonucu değil, Sigmund Freud’un bir asırdan daha uzun bir süre önce ifade ettiği “kastrasyon anksiyetesi” teoremine dayanarak ortaya atılmıştır. Günümüzde bazı psikologlar, bu teoriye dayanarak; 2-6 yaş arasında yapılan sünnetin çocukta ileride iktidarsızlığa yol açacağını öne sürmektedirler. Bu varsayım bilimsel kanıtlara dayanan, bilimsel metodlarla ispatlanmış bir bilgi değil, bir iddiadan ibarettir. Bilimsel temeller üzerine oturmayan bu görüşe dayanarak sünnet yaşının sınırlanmasının doğru olmadığı kanaatindeyim" dedi.


Yanlış uygulamalar kalıcı hasara neden olur


Haluk Ceylan, sünnette yanlış uygulamaların kalıcı hasarlara yol açabileceği gibi çocuğun ölümü ile de sonuçlanabileceğini ifade ederek, "Cerrahi prensiplere uyulmaksızın yapılan sünnet, kanama ve enfeksiyon gibi komplikasyonların yanı sıra, penis ve idrar boşaltım sisteminde kalıcı sakatlıklara ve hatta çocuğun ölümüne kadar varan ağır sonuçlara yol açabilir" ifadelerini kullandı.


Sünneti kimler yapmalı


Prof. Dr. Ceylan, sünnet operasyonunun hafife alındığını kaydederek, işlemin uzman cerrahlar tarafından yapılması gerektiğini kaydetti. Ceylan, "Sünnet yurdumuzda yüzyıllardan beri evlerde, düğün salonlarında, toplu şölenlerde yapılan bir işlem olması nedeniyle, halkımızın büyük çoğunluğu tarafından basit ve sıradan bir operasyon olarak algılanmakta ve hafife alınmaktadır. Cerrahi teknik olarak hassas inceliklere sahip bir işlem olan sünnetin, eğitimsiz kişiler tarafından yapıldığında, çocukların yüzde 35’e varan büyük bir kısmında küçük ya da büyük, çeşitli komplikasyonların ortaya çıktığı bildirilmektedir. Sünnet komplikasyonlarından korunmak için tıbbi ve cerrahi kurallara hassasiyetle riayet edilmelidir. Anne ve babaların, sünnetin cerrahi bir işlem olarak önemi hakkında bilinçli olması, sünnetin konunun uzmanı cerrahlar tarafından yapılması, sünnet sonrasında ortaya çıkması olası problemleri ve kalıcı sakatlıkları en aza indirecektir" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Frenleri tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.