YEREL HABERLER - 17 Ağustos 2017 Perşembe 11:03

Gaziantep biber üretiminde söz sahibi olacak

A
A
A
Gaziantep biber üretiminde söz sahibi olacak

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, dünyaca ünlü Gaziantep mutfağının vazgeçilmezlerinden olan, pek çok yemekte kullanılan biber üretiminde verimin artması için çalışmalarını sürdürüyor.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, dünyaca ünlü Gaziantep mutfağının vazgeçilmezlerinden olan, pek çok yemekte kullanılan biber üretiminde verimin artması için çalışmalarını sürdürüyor.


Bu kapsamda Yerel Çeşitleri Koruma Projesi’ni hazırlayarak hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, çiftçilere bu yılda biber fidesi dağıttı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı İbrahim Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yemeklere lezzet katmak için kullanılan pul ve toz biberin yaklaşık yüzde 28’inin Gaziantep’te üretildiğini söyledi. Her yıl değişmekle beraber ortala 25 ile 30 bin dekar arazide biber ekimi gerçekleştirildiğini belirten Yılmaz, Gaziantep’in Türkiye piyasasında etkin rol oynadığını aktardı. Geçmiş yıllardan günümüze biber ekiminde yaşanan sıkıntılara da değinen ı anlatan Yılmaz, bunların başında aflatoksin (kansorejen madde) probleminin geldiğini belirterek, “Biberlerin toprakta kurultulmasının bir sonucu olarak topraktan bulaşan küf mantarlarından kaynaklanan ve kansorojen bir etkiye sahip olan aflotoksin çok ciddi bir problemdi. Gaziantep’te yaptığımız ihracatlarda bu karşımıza çıkabiliyordu.” dedi.


Sertifikalı tohumlarla biber üretimi 3 tona çıkarıldı


Gaziantep’e son 10 yıl içerisinde ciddi manada kurutma tesisleri kurulduğunu hatırlatan Yılmaz, çiftçi eğitimleriyle bilinçlendirme sağlandığını, ekim metodlarında değişiklikler yapıldığını ve bunların büyük çabalar ile emeğin karşılığında olduğunu kaydetti. Toprağa sererek kurutma noktasında önemli mesafeler kaydedildiğini dile getiren Yılmaz, belediye olarak konuya el atarak işe tohumdan başladıklarını vurguladı. Çiftçinin tohum noktasında yaşadığı sorunlara da değinen Yılmaz, şöyle devam etti:


“Biber üretimi yapılan İslahiye ve Nurdağı ilçelerimizde ortalama biber verimi 750 ile 1250 kilogram/dekar arasında değişiyordu. Biberine çok iyi bakanlar elinde iyi tohum olanlar 1 buçuk tona yaklaşırken öbürüde 750 kilo ortalaması 1 ton 250 kilo gibi rakamlara geliyordu.Biz öncelikle tohumdan işe başladık. Kahramanmaraş Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü ve ıslahçı firmalarla temasa geçmek suretiyle onlardan ıslah edilmiş hastalıklardan arındırılmış, verimi belli tohumlar temin ettik. Bu tohumlar bizim öz kaynaklarımızı içeren tohumlar, burada ıslah edilmiş kendi yerel çeşitlerimizin ıslah edildiği tohumlar. Örneğin bunlardan bir tanesi Kahramanmaraş Tarımsal Enstitüsünden ıslah edilen bir çeşit bir diğeri de bir ıslahçı firma tarafından ıslah edilen ve yesemek adını verdiğimiz ana hatları İslahiye ilçemiz olan bir çeşit. Biz bu çeşitlerin tohumlarını aldık. Fide firmalarıyla anlaşmak suretiyle bu tohumları fide firmalarında fide haline getirdik. Fide haline getirdiğimiz tohumları da çiftçilerimize yüzde 80 desteklemeyle dağıttık.”


Çiftçiye 8 milyon fide dağıtıldı


2015-2016-2017 yıllarında üç kez bunu tekrarladıklarını, ilk 2015 yılında iki milyon fideyken, 2016-2017 yıllarında 3 milyonu aşan oranda fideler kullandıklarını bildiren Yılmaz, “Böylece toplamda 8 milyon dolayında fidemizi çiftçilerimize yüzde 80 desteklemeyle dağıttık” ifadelerini kullandı.


Kısa bir süre önce tarla kontrolleri yaptıklarını, biberlerin hasat edilebilecek hale geldiğini tespit ettiklerini aktaran Yılmaz, tohumdan ekilen biberlerinin yeni yeni çiçek açtığını aktardı. Fideden dikimin birçok avantajı olduğunu anlatan Yılmaz, “Biz çiftçilerimize 10 Nisan’dan sonra dikim yaptırıyoruz. Tabi böyle olunca bizim hasadımız ağustos ayının içerisine geliyor. Biz bunu ağustos ayında hasat ediyoruz. Halbuki çiftçi bunu ancak eylülün başında hasat edebiliyor. Eylülün başında hasat ettiği için de ikinci kırım yağmura yaşa kalıyor ve verimi düşüyor. Bizim yaptığımız bu uygulamada en az 3 kırım toplama imkanı varken, çiftçinin yaptığı uygulamada çoğunlukla bir kırım, ikinci kırım yağmura yaşa kalıyor ve verim düşük oluyor" şeklinde konuştu. Bir dekara 5 bin bitki verdiklerini aktaran Yılmaz, “Bu 5 bin bitkiyle ekim gerçekleştiriliyor. Bizim bu üretim metotumuzda çiftçi kendi geleneksel metotlarında bir ile bir buçuk ton arasında verim alırken, bizim bu verdiğimiz metotlarda 2 buçuk, 3 ton arasında verim alabiliyorlar. Yüzde 100 verim artışı sağlamış durumdayız. Bu verim artışının yanı sıra aslında çiftçinin bitki beslenmesini öğrenmesi, zirai mücadeleyi öğrenmesiyle biz 1 dekara verimin 5 tona çıkmasını bekliyoruz. Şu anda yaklaşık 3 ton alıyoruz ama; önümüzdeki yıllarda hedefimiz dekardan 5 ton verim alabilmek. Böyle olduğu zaman bir dekardan 5 ton normunu yakadığımız zaman Türkiye biber üretiminin yüzde 50’sini Gaziantep’ten karşılayabilecek hale gelecek. Türkiye’de biberin sözünü Gaziantep söyleyecek. Bundan sonraki aşamalarda daha çok çiftçiye ulaşarak daha çok fide vermeyi amaçlıyoruz" diye konuştu.


Yılmaz, biber noktasında inovatif ürünlerin alanının geliştirilmesi gerektiğini, üniversitelere bu konuda çok iş düştüğünü ifade ederek, dolmalık biber alanında da aynı çalışmaları yürüttüklerinin sözlerini ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari TRSM binası yıktırıldı, hastalar yakın bölgeden yer istiyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) binasının depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıktırılması üzerine hastalar mağdur olmamak için aynı bölgeden yeni merkezin açılmasını istiyor. TRSM olarak kullanılan Yüksekova Devlet Hastanesinin eski binası için yapılan deprem analizlerinin olumsuz çıkması sonucu yıkım kararı alındı. Eski binaların ilk bloklarında yıkım işlemi başlatılırken, diğer blok için de tahliye işlemlerine başlandı. Tahliye işlemlerinin ardından binada hizmet veren Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezi’nin başka bir yere taşınacağı belirtildi. Merkezde tedavi gören hastalar ise kendilerine tahsis edilecek yeni yerin ilçe merkezine yakın olmasını talep etti. İlçe merkezine uzak bir yerin kendileri için sıkıntı olacağını belirten hastalar, tedaviye gelmekte zorlanacaklarını ve mağduriyet yaşayacaklarını kaydetti. Hastalardan İskender Bozkurt, "Yıkılan yerimiz bizim için önemliydi, burada tedavi oluyorduk. Hocalarımız bizimle birebir ilgilenip derdimize derman oluyorlardı. İlaçlarımızı burada kullanıyorduk. Şu anda uzak bir yere yapılsa servis sorunu yaşayabiliriz. Servis sorunu çözülse bile istenilen saatte hastalar gelemez. Hastaların bazıları sabah, bazıları ise öğleden sonra kalkıyor. Kaymakamımızdan, İl Sağlık Müdürlüğünden ricamız bize en yakın noktada yer versinler. Fazla ağır hastalarımız var, evden gelemiyorlar. Hocalarımız eve gelip hastalarla ilgileniyorlar" dedi. Hastalardan Ahmet Harmancı ise "Şu an kaldığımız bina deprem riski nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bundan sonra bize yeni bir yer temin edecekler. Ancak çarşıya uzak olursa biz perişan oluruz. Hastalar perişan olur, gelemezler. Etkinliklere katılamazlar. Valimizden, kaymakamımızdan, belediye başkanımızdan ricamız bize yardımcı olsunlar. Biz burada etkinliklerimize devam edelim. Çarşıya yakın bir yer olsun. Bizim istediğimiz bunlar, bizimle ilgilensinler" şeklinde konuştu. 21 yıldır hasta olduğunu ve 7 yıldır merkezde tedavi gördüğünü belirten Harmancı, "Çok memnunuz. Bize yardımcı oluyorlar. Birçok etkinlik yapıyoruz. Bize çok katkıları oluyor, daha iyi toparlanıyoruz. Şu an kendimizi iyi hissediyoruz. Bize yardımcı olurlarsa daha iyi olacağız" ifadelerini kullandı.
Bolu Biyokütle santrali köylüleri bezdirdi Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Pelitözü köyünde faaliyet gösteren Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Biyokütle Santrali’nin vatandaşın tarlasına ve köy mera alanlarına döktüğü atık gübreler tepkiye sebep oldu. Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Pelitözü köyünde faaliyet gösteren Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Biyokütle Santrali, hayvan gübresinden enerji üretiyor. Hayvan gübresinin içerisinde bulunan minerallerin kullanıldığı işlemin ardından geriye atık sıvı gübre kalıyor. Kalan sıvı gübreler, santral çalışanları tarafından Pelitözü köyü sınırları içerisinde bulunan tarla ve mera alanlarına dökülmesi köylüler tarafından tepkiye neden oldu. Şirket yetkililerine durumu bildiren vatandaşlar, herhangi bir geri dönüş alamadıklarını ve durumu yazılı olarak Mudurnu Kaymakamlığı’na bildirdiklerini ifade etti. Köy sınırları içerisinde bulunan mera alanlarına atılan atık sıvı gübreler nedeniyle köylüler, hayvanlarını otlatamadıklarını dile getirdi. “Sıvı veya kuru atıklarını köyümüzün mera alanlarına tarlalarına döküyorlar” Hayvanlarını mera alanlarında otlatamadıklarını söyleyen Mehmet Karpınar, “Mudurnu’nun Pelitözü köyünde kurulmuş olan enerji santralinin, sıvı veya kuru atıklarını köyümüzün mera alanlarına tarlalarına döküyorlar. Sözlü olarak söylememize rağmen gübreleri atmaktan geri durmuyorlar. Hatta benim tarlama bile izinsiz dökmüşler. 2 kilometre uzaklıktan gelerek bütün tarlalara zarar veriyorlar. Bulunduğumuz alandaki, mera alanını gübre ile doldurdular. Biz bunları kaymakamlığa şikayet ettik. Gübre ile doldurdukları alana kanal yolu açarak, gübrenin gitmesini sağlamışlardı. Buraya doldurdukları gübre, yaklaşık 3 kilometre kanal yolundan gitti. Artık ne kadar kamyon sıvı gübre döktülerse” dedi. “Sıvı gübrenin yer altı sularına da karışma riski var” Yer altı sularına sıvı gübrenin karışma riskinin olduğunu söyleyen Mehmet Karpınar, “Şirket yetkilileri ile durumu görüştük. ‘Biz sizin zararınızı karşılayacağız’ diyerek bizi atlattılar. Bizde çareyi basın da bulduk. Gereğinin yapılmasını ilgili kişilerden arz ediyoruz. Bunun zararını bilmiyoruz. Devlet kurumlarına incelettirsin. Bir kamyon alacak yere 5 kamyon atıyorlar. Sonuç ortada. Burada biriken sıvı gübrenin yer altı sularına da karışma riski var. Bunun acilen denetlenmesini istiyoruz”